6 Mayıs 2009
ÖZGÜRLÜK TANRIÇAMIZ NAZLI ILICAK
İrfan Tuna
Ergenekoncuların ve darbecilerin amansız düşmanı Nazlı Ilıcak, bakın 12 Eylül faşist darbesinden 4 gün sonra, 16 Eylül 1980 tarihli Tercüman gazetesindeki köşesinde neler yazmış:
Birkaç gündür 12 Eylül harekâtı ile 27 Mayısın mukayesesi yapılıyor ve hemen herkes, birincisinin üstünlüğünü ortaya koyuyor. Biz bu konuda tarafsız olamayız. Çünkü 27 Mayıs, mensubu bulunduğumuz Demokrat Parti camiasına karşıydı. Hâlbuki 12 Eylülde açıklanan hedeflerle yıllardır bizim yazdıklarımız arasında, geniş bir mutabakat vardır.
Hızını alamamış, darbeden 7 gün sonra, 19 Eylül 1980 tarihli yazısında da şunları yazmış:
Türkiyede demokrasi, demagoji ve anarşiye dönüşmüştür. Otorite ve hürriyet arasındaki denge birincisi aleyhine bozulmuş, bir otorite boşluğu doğmuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu boşluğu doldurdu.(
) Hürriyet halk için değil, aydınlar için lüzumludur, belki kulağa hoş gelmeyen ama gerçeği aksettiren bir sözdür. Parlamentonun feshi ve demokrasinin bir süre askıya alınması, mutlaka geniş halk kitlelerini fazla etkilememiştir.
Aşağıdaki alıntı ise 10 Ekim 1980 tarihli Tercümandaki yazısından:
1974 affıyla anarşistler sokağa salıverilmiş, 12 Martın Türün Paşasına, Elverdi Paşasına faşist damgası vurulmuş, kontrgerilla iddiaları ile etraf bulandırılmış, (
) İşte 12 Eylül, Türk milletinin meşru müdafaaya geçtiği gündür. İdamlar bu meşru müdafaanın bir neticesidir. (
) 1972de Deniz Gezmişe, Yusuf Aslana, Hüseyin İnana Mecliste oylarıyla sahip çıkanların Kızılderede Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürülmesini devlet terörü olarak vasıflandıranların artık sesi soluğu kesilmiştir.
İşte darbecilerin ve derin devletin amansız düşmanı Nazlı Ilıcak budur. Arşivler, Nazlı hanımın 12 Mart ve 12 Eylül faşizmine dizdiği methiyelerle doludur. Nazlı hanımın darbelerle de, darbecilerle de, kont-gerillayla da bir sorunu yoktur
Onun bütün sıkıntısı Bağımsız Türkiye! diyenlerledir, ABD emperyalizminin dümen suyunda gitmeyenlerledir
Üstelik Nazlı Ilıcakın bugün darbe Anayasası dediği 12 Eylül Anayasası da bizzat kendilerinin ürünüdür. 82 Anayasasını hazırlayan Anayasa Komisyonunun başındaki Prof. Dr Orhan Aldıkaçtı, o günlerde Nazlı Ilıcakların sahibi olduğu Tercüman gazetesinin 80 bin lira aylıklı Yönetim Kurulu İkinci Başkanıdır
Nazlı hanım, sevgili Uğur Mumcumuzun Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde, 82 Anayasasını o dönemin en ağır darbe koşullarında eleştirdiği günlerde, kendisinin 12 Eylülü, 24 Ocak Kararlarını ve 82 Anayasasını nasıl büyük bir gayretle parlattığını, cilaladığını unuttuğumuzu sanıyor
Ama yanılıyor