Paris

Dünyadaki şehirleri burdan tanıtabilirsiniz

Paris

İletigönderen Hasta » Cum Nis 20, 2007 5:25

PARİS

Seine Nehri kenarında romantizmin doruklarında bir gezi yapmadan,
Notre Dame Katedrali, Louvre Müzesi, Eiffel Kulesi ve
Champs- Elysées'i görmeden bu dünyadan gitmeyin.
İşte Paris....
Burası dünyanın en hızlı büyüyen, en aktif şehirlerinden biri.
Kaldırımlarından binalarına her şeyiyle Fransız ruhunu içinde barındırıyor...

Paris son yıllarda sahne olduğu olaylarla adını daha fazla duyurmaya başlamıştır. Bunlardan ilki Lady Diana'nın esrarengiz ölümü, Fransa'nın 98 Dünya Kupası'nı alması
ve son olarak da Concorde faciasıdır.


Ne Zaman Gitmeli ?
Paris'e gelmek için en iyi zaman Mart - Mayıs arasıdır. Kış aylarında Paris bir kültürel cennet niteliğindedir. Bu zamanlarda kültürel bir etkinliğin olmadığı bir gün bulmak imkansız gibidir. Bununla birlikte okulların tatil olmasıyla birlikte sokaklar daha da kalabalıklaşır. Yaz aylarında Paris'te sıcaklık gözle görülür derecede artar. Yine yaz aylarında genellikle buradaki insanlar yıllık izinlerini kullanırlar. Bu yüzden bu zamanlarda trafik bayağı hafifler.


Işık şehrin sembolü,Eyfel kulesi!Paris Fransa'nın başkenti ve Île-de-France bölgesinin merkezidir ve Seine nehri'nin üzerine kurulmuştur. Tüm dünyada anıtları, sanatsal ve kültürel yaşamı ile tanınmış olan Paris aynı zamanda dünya tarihinde önemli bir şehir olmakla birlikte, başlıca ekonomik ve politik merkezler arasında yeralmakta ve uluslarası taşımacılığın geçiş noktalarından birini oluşturmaktadır. Moda ve lüksün dünya başkentidir ve "Işık Şehir" (Ville de Lumière) diye de anılmaktadır.

2004 yılında Paris şehir sınırları içindeki nüfusun 2.144.700 kişi olduğu INSEE (Institut national de la statistique et des études économiques - Ulusal istatistik ve ekonomik çalışmalar enstitüsü) tarafından tahmin edilmektedir. 20. yy.'da şehir sınırlarının dışına taşarak büyümüş ve banliyöleriyle birlikte 1999'da 11,1 milyonluk nüfusa ulaşmıştır. Paris şehrinin özlü sözü Latince "Fluctuat nec mergitur" yani "Sallanır ama batmaz" (Fransızca:« Il est battu par les flots sans être submergé »). Şehrin armasındaki "Scilicet" yani gemiyi anlatmak için kullanılır. Bu gemi Ortaçağ'da şehri yöneten güçlü "Gemiciler" (Nautes) ya da "Su tüccarları"nın kurduğu birliği sembolize eder. Şehrin koruyucusu, 5. yy.'da Attila'yı şehri yıkmaması için ikna ettiğine inanılan Azize Geneviève'dir.


Tarihçe

Paris adının kaynağı:Paris adını Galya halklarından Parisiilerden almaktadır. "Paris" aslında Romalıların "Lutetia" yerine kullandıkları "Civitas Parisiorum" (Parisiilerin şehri) adının zamanla değişmesi sonucu oluşmuştur. Paris aynı zamanda şehrin etrafındaki yöreye de ("Parisis") verilen isim olmuştur. Cormeilles-en-Parisis ve Fontenay-en-Parisis gibi şehirlerin isimlerinde buna rastlanır.

Bu adın kaynağı tam olarak bilinememektadir. Paris bölgesinde çokça bulunan taş ocaklarına istinaden Galce "kwar" (taş ocağı) kelimesinden geliyor olabilir. Başka etimolojilerde önerilmiştir. Pierre Hubac ve Cheikh Anta Diop'a göre, Parisiilerin adı Mısır tanrıçası İsis'ten gelmektedir çünkü Paris bölgesinde İsis'e adanmış birçok tapınak ya da Eski Mısır dilinde "per Isis" bulunmaktaydı. Bir efsane de Paris adını dalgalar altında kalıp denize batan efsanevi Ys şehriyle birlikte anar. Maurice Druon "Paris de César à Saint Louis" (Sezar'dan St.Louis'ye kadar Paris) adlı kitabında Paris adının Galce "par" (gemi) sözcüğünden geldiğini iddia eder. Şekli gemiye benzeyen, su üzerine kurulmuş, geçimini suya borçlu olan ve ismini de belki sudan almış olan bir şehir. Bir ada olan Lutèce'in refahı "gemiciler" tarafından sağlanıyordu ve bu gemicilerin sembolü olan gemi de şehir armasını oluşturmuştur.


Tarihöncesi

Seine nehri kıyılarında yapılan teraslama çalışmaları sırasında bulunan oymataş el aletlerinin gösterdiği gibi Paris kent alanı yaklaşık 40.000 yıldır insanlar tarafından yerleşim alanı olarak kullanılmaktadır.

En önemli arkeolojik bulgular 12nci bölge'de 1991 yılında ortaya çıkartılan Paris bölgesindeki en eski kalıcı insan yerleşimine ait kalıntılardır. Bercy'de yapılan altyapı çalışmaları sırasında MÖ 4.000 ile 3.800 yılları arasında avcılık dönemine ait Seine nehrinin eski kıyısında yerleşik bir köyün izlerine rastlanmıştır. Bu kalıntılar çok önemli arkeolojik değere sahip olan birçok tahtadan oyma kayık, topraktan çanak çömlek, ok ve yaylar, kemik ve taştan aletlerdi.

Diğer buluşlar da 14 ncü bölge ile 13 ncü bölge arasındaki su kemerleridir.


Antik Çağ
Champs-Élysées Bulvarı'nın aşağı kısmındaki Wallace ÇeşmesiTarihöncesi yerleşimlerle Galya-Roma dönemi arasında olup bitenler hakkında pek bir şey bilinememektedir. Tek emin olunan nokta Sezar'ın birlikleri ülkede dolaşırken bölgenin hâkimlerinin hala Parisiiler olduğudur. Bazıları Parisiilerin Paris'i kurmasının tarihi olarak MÖ 250 ile 200 yılları arasını göstermektedir ancak önemli kanıtları yoktur. MÖ 52 yılında Jül Sezar'ın teğmeni Labienus Paris şehrini ele geçirdiğinde Romalılar tarafından "Lutetia" (Fransızcası: Lutèce) diye adlandırılmıştır. Galya'nın başkenti görevini Lugdunum (Lyon) şehri yapmaktaydı. O zamanki Galya şehrinin tam olarak nerede yerleştiği konusunda kesin bilgi yoktur. Uzun süre buranın île de la Cité'de olduğu düşünülmüştür ancak metro çalışmaları nedeniyle baştan aşağı bu adada kazı çalışmalrı yapılmış ve hiçbir ize rastlanmamıştır. Galya şehri île Saint-Louis'de ya da bugün artık karşı kıyı ile birleşmiş olan ve Bièvre nehri'nin yarattığı delta üzerinde bulunmuş olan bir adada da bulunmuş olabilir. Çok tartışılan başka bir varsayıma göre ise ilk kurulan Galya köyünün Nanterre'deki Valérien tepesi'nden çok uzak olmadığı yönündedir.

Roma şehri 1. yy.'da nehrin sol kıyısına kurulmuştur. Şehrin Saint-Germain Bulvarı'ndan Val-de-Grâce'a ve rue Descartes 'tan jardins du Luxembourg'a kadar uzandığı düşünülmektedir. Lutèce şehri bir cardo (Roma şehirlerinde kuzey-güney doğrultusundaki ana cadde) olan rue Saint-Jacques çevresinde dik kesen sokaklardan oluşan bir şehir yapısıyla yerleşmişti. Roma şehirlerinde olduğu gibi forum, hamamlar, tiyatro, arena ve nekropol bu şehirde bulunmaktaydı.


Orta Çağ
Paris şu andaki adını 5. yy.'da alır ve Romalılar'a karşı elde ettiği zaferin ardından Frankların kralı Merovenj hanedanından I. Clovis 508 yılında Paris'e yerleşerek burayı başkenti yapar. Nehrin sağ kıyısına 6. yy.'dan itibaren bir kilisenin kurulduğu dikkat çeker: Saint-Gervais kilisesi (günümüzde Hôtel de ville 'in arkasında bulunmaktadır. 9. yy.'da Saint-Gervais ve Saint-Germain-l'Auxerrois kiliselerinin (günümüzde Louvre'un yakınında bulunmaktadır) çevresinde koruma amaçlı duvarlar inşa edilmiştir. Nehrin sol kıyısı 885 yılında Vikingler tarafından tamamen yokedilmiştir. Taht 987 yılında Capet hanedanına geçti. Paris, orleans şehri ile birlikte bu hanedanın kişisel serveti içinde yer alıyordu. Bu hanedanın atası I. Eudes şehri Vikingler'e karşı savunmasıyla ünlenmiştir

Paris Komünü

Komün terimi aslında Fransız Devrimi sırasındaki Paris hükümeti için kullanılır. Bununla birlikte terim Paris’te 18 Marttan (aslında resmen 26 Mart) 28 Mayıs 1871’e uzanan kısa sürede iktidarda olan sosyalist idare için kullanılır.

1871 Paris Komünü resmi anlamda 1871 baharı boyunca iki ay iktidarda kalmış yerel bir yönetimdir. Fakat içinde şekillendiği koşullar, tartışmalarla yürüyen kararları ve acılı sonu onu zamanının en önemli politik dönemlerinden biri yapmaktadır.


1871 Ocağında, kuşatma dördüncü ayına ulaştığında, daha sonra Üçüncü Cumhuriyetin başbakanı olacak olan Louis-Adolphe Thiers ateşkes çağrısında bulundu. Prusyalılar Paris’i barış koşullarında işgal ettiler. Kuşatmanın kendilerine yaşattığı sıkıntılara rağmen birçok Parisli kızgındı, özellikle Prusyalıların kısa bir merasimle şehirlerini kuşatmasına izin verilmesine çok sinirlenmişlerdi.

Bu sırada on binlerce Parisli “Ulusal Muhafızlar” adı verilen bir askeri birliğin silahlı üyesiydi ve bunların şehrin savunulmasında önemli katkıları olmuştu. Fakir mahallelerdeki taburlar kendi subaylarını seçtiler ve Paris’te bulunan topları ele geçirdiler. Şehir Ulusal Muhafızlarla birlikte Prusya birliklerine altı ay boyunca direndi. Paris halkının direnişi sonucu Prusyalılar şehrin küçük bir bölgesine hapsedildiler ve ilerleme gösteremediler.

Direniş kararları Muhafızların merkezi komitesinden alınıyordu. Fransız hükümetinin başbakanı Louis-Adolphe Thiers, bu kaygan durumun alternatif bir politik iktidar merkezi yaratabileceğini fark etti. Buna ek olarak, Paris işçilerinin silahlanarak Prusyalıları kışkırtabileceğini fark etti.


Paris halkı topları Montmarte’a taşıyor.İşler bu noktada çok karışıktı, fakat açık olan bir şey vardı ki, emekçilerin yardım ettiği Ulusal Muhafızlar, Prusyalılar Paris’e girmeden evvel topları Prusyalıların yolundan çekerek onların elinden kurtarmış ve güvenli mahallelere saklamışlardı. Topların koyulduğu başlıca yerlerden biri Montmarte tepeleriydi.


Komünün İsyanı ve Doğası:Prusyalılar kısa bir süre için Paris’e girdiler ve şehri olaysız terk ettiler. Fakat Paris savaş tazminatı ödeninceye kadar kuşatma altında kalmaya devam etti.

Ulusal Muhafızlar Merkezi Komitesi giderek artan köktenci bir tutum benimser ve durmadan otorite kazanırken, hükümet 400 topu onların eline süresiz bırakamazdı. Böylece ilk adım olarak 18 Mart’ta Thiers düzenli birliklere Montmarte tepelerindeki topları ele geçirmeleri emirini verdi. Bununla birlikte zaten moralleri çok yüksek olmayan askerler talimatları izlemektense Ulusal Muhafızlara ve yerli direnişçilere katıldı. Generalleri Claude Martin Lecomte onlara silahsız kalabalığın üzerine ateş açma emri verdiğinde onu atından indirdiler. General daha sonra dış yollardan birinde kalabalığın ele geçirdiği Muhafız generali Thomas’la birlikte vuruldu.

Diğer ordu birlikleri de yerel direnişçilere eklendi. Ayaklanma öyle çabuk yayıldı ki, Başbakan Thiers Paris’in askerler, polis ve her türden yönetici ve uzman tarafından boşaltılması emrini verdi. Kendisi de Versay’a kaçtı. Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi artık Paris’teki tek etkili yönetimdi: Komite derhal yönetimden çekilerek 26 Mayıstaki komün seçimlerini düzenledi.

Komünün (daha doğru bir deyişle “Komünal Konsey”in) 92 üyesinin içinde vasıflı işçiler, birçok profesyonel (doktor ve gazeteci) ve reformcu cumhuriyetçilerden, değişik sosyalist anlayışlara sahip insanlara, 1789 Devrimine özlem duyan Jakobenlere kadar çok sayıda siyasi eylemci vardı. Karizmatik sosyalist Louis Auguste Blanqui Konsey Başkanı seçildi fakat bu seçim Blanqui 17 Martta tutuklandığı ve gizli bir hapishanede tutulduğu için onun yokluğunda gerçekleşti. Yerel bölgelerin kuşatmadan kalan örgütlenmeyi sürdürmesine rağmen Paris Komünü 28 Martta ilan edildi.

İç farklılıklara rağmen, Konsey iki milyonluk bir şehrin temel hizmetlerini yerine getirmek konusunda iyi bir başlangıç yaptı; belirli ilkelerde, sosyal bir devrimden ziyade ilerici bir sosyal demokrasiye benzeyen bir konsensüs sağlanabiliyordu. Zamanın azlığından dolayı (Komün 60 günden az bir süre iktidarda kalmayı başarabildi) yalnızca birkaç emir gerçekten uygulanabildi. Bu emirler şöyleydi: tüm kuşatma boyunca kiraların hafifletilmesi (çünkü kuşatma sırasına tarla sahipleri tarafından oldukça arttırılmıştı); Paris pastanelerinde gece işinin kaldırılması; giyotinin kaldırılması; etkin görev sırasında öldürülen Ulusal Muhafızların eşlerine olduğu kadar, eğer varsa çocuklarına da aylık bağlanması; savaş sırasında tüm işçiler aletlerini rehine vermeye zorlandığından şimdi hepsinin karşılıksız iadesi; borçların ertelenmesi ve faizin kaldırılması; reformist ilkelerden önemli bir kopuş olarak, sahipleri tarafından terkedilmiş fabrikaları işçilerin işletmeye devam etmesi.

Mecburi askerliği sona erdirdiler ve orduyu silah kullanabilen bütün şehirlilerden kurulu Ulusal Muhafızla değiştirdiler. Hedeflenen devletten ayrı kilise kanunu, kilisenin bütün mülkünü devletin yaptı ve dini okuldan uzaklaştırdı. Kiliselerin dinsel faaliyetlerinin devamı ancak ve ancak akşamları yapılan politik toplantılara kapılarını açarsa mümkün olabilecekti. Bu durum kiliseleri Komünün asıl siyasi merkezleri haline getirdi. Diğer kanunlar eğitimi iyileştiren ve teknik eğitimi herkes için mümkün hale getiren reformlarla ilgiliydi.

Kısa varlığı boyunca Komün, önceden kaldırılmış olan Fransız Cumhuriyetçi Takvimini benimsedi ve üç renkten ziyade kızıl bayrağı kullandı.

Konsey üyelerinin (temsilci değil delegeydiler) yasama kadar yürütme işlerini de yerine getirmesi beklenmekle birlikte, işlerin çokluğu değişik faktörler tarafından kolaylaştı. Kuşatma boyunca mahallerdeki sosyal ihtiyaçları (kantinler, ilk yardım istasyonları) karşılamak için kurulan pek çok plansız organizasyon artarak devam etti ve Komünle işbirliği içinde çalıştı.

Aynı zamanda yerel işçilerin yönetimindeki bu yerel meclisler hedeflerinin peşine düştü. Komün konseyinin resmi reformizmine rağmen, Komünün bileşimi daha çok devrimciydi. Sosyalistler, anarşistler, Blanquistler ve özgürlükçü cumhuriyetçiler buradaki devrimci eğilimleri oluşturuyordu. Paris Komünü, eğilimlerin çokluğuna rağmen, yüksek orandaki işçi yönetimi ve değişik eğilimlerdeki devrimcilerin işbirliği nedeniyle anarşist ve Marksist sosyalistler tarafından ilk gününden itibaren sevinçle karşılandı.

Örneğin 3. Bölgede okul malzemeleri bedava sağlandı, üç okul laikleştirildi ve bir yetimhane kuruldu. 20. Bölgede okul çocuklarına bedava giysi ve yiyecek verildi. Buna benzer birçok örnek vardır. Fakat Komünün göreli başarısındaki en önemli şey, Thiers tarafından görev yerlerinden uzaklaştırılan uzmanların ve yöneticilerin sorumluluklarını alan sıradan işçilerin girişimiydi.

Marx’ın en yakın dostu Friedrich Engels daha sonra sürekli ordunun bulunmayışı, mahallelerin kendi kendini yönetmesi ve bunun gibi etmenler nedeniyle Komünün artık bilindik anlamıyla bir “devlet” olmadığını iddia etti: bu bir geçiş biçimiydi, devletin yok oluşuna doğru bir geçiş. Ancak onun gelecekteki gelişimi kuramsal bir soru olarak kalacaktı. Yalnızca bir hafta sonra, yeni ordu birliklerinin (Prusyalıların ele geçirdiği savaş esirleri de bu ordudaydı) saldırısına maruz kaldı.


Saldırı:Komün 2 Nisan itibariyle Versay Ordusu’nun hükümet güçleri tarafından saldırıya uğradı ve şehir bombardımana tutuldu. Hükümet anlaşma yapmaya yanaşmadı.

Courbevoie banliyösü ele geçirildi ve Komünün kendi güçleriyle verdiği geç bir karşılık, Versay üzerine yürümesi başarısızlığa uğradı. Savunma ve hayatta kalma giderek zorlaştı. Paris’in çalışan kadınları burada artık hayati bir rol oynuyordu. Ulusal Muhafız ordusundaydılar ve Montmartre’a giden yolda kilit bir nokta olan Place Blanche’da kahramanca dövüşen bir tabur meydana getirdiler. (Bununla birlikte şu da belirtilmeli ki, Komünde kadınların oy hakkı yoktu ve Konsey’de hiç kadın üye bulunmuyordu.)

Paris’teki siyasi mültecilerden ve sürgünlerden de güçlü bir destek geldi: bunlardan biri, Polonyalı eski subay ve milliyetçi Jaroslaw Dabrowski’ydi ve Komünün en iyi generali oldu. Komün tamamen enternasyonalizm’e inanıyordu ve bu kardeşlik adına I. Napolyon’un zaferlerini kutsayan ve bir şovenizm anıtı olan Vendome Sütunu yıkıldı.

Paris’in dışından işçi sendikası ve bazıları da Almanya’dan olan sosyalist organizasyonlardan moral ve iyi dilek mesajları geliyordu. Ama diğer Fransız şehirlerinden önemli yardımlar görmek yolundaki beklenti kısa zaman içinde son buldu. Thiers ve Versay’daki bakanları Paris’ten dışarı akan tüm enformasyonu engellemişti ve Fransa’nın kırsal ve kentsel bölgelerinde Paris’te olup bitenlere karşı her zaman şüpheli bir yaklaşım oldu. Narbonne, Limoges ve Marsilya’daki hareketlenmeler de hızlıca ezildi.

Gittikçe kötüleşen durum karşısında, Konseyin bir bölümü bir “Kamu Güvenliği Komitesi” yaratılması yönünde bir karar aldı. Bu komite 1792’de de aynı adla kurulan, geniş ve merhametsiz bir güce sahip olan bir Jakoben kuruluşundan esinlenilmişti. Fakat güçlü bir merkezi otoritenin işe yarayabileceği zaman artık neredeyse geçmişti.

21 Mayısta Paris’in batıdaki şehir duvarlarındaki bir kapı yıkıldı (ya da olasılıkla ihanete uğrayarak açıldı) ve Versay birlikleri şehrin işgaline başladı. Öncelikle zengin batı mahallelerine girdiler ve ateşkesten sonra burayı terk etmeyen zengin mahalle sakinleri tarafından sevinçle karşılandılar.

Komünün olumlu bir özelliği olan bağımsız mahalli örgütler şimdi bir çeşit dezavantaja dönüştü: bütünlüklü olarak tasarlanmış bir savunma yerine, şimdi her mahalle umutsuzca ve kendisi için dövüşüyordu. Dar sokaklardan oluşan ağlar, erken Paris devrimlerinde şehri zapt edilemez bir hale getirdiğinden, bu sokaklar şimdi geniş bulvarlarla değiştirilmişti. Versay ordusu merkezi bir komutanın ve modern topçu ateşinin hükmünü sürüyordu.

Saldırı boyunca, hükümet topçuları silahsız vatandaşları katletti: mahkumlar derhal öldürüldü ve orta yerde birçok idam gerçekleştirildi. 27 Mayıstaki nafile bir direniş jestinin ardından, kalabalık kuşatıldı ve 50 rehine vahşice öldürüldü. Bunların birçoğu Komün tarafından desteklenen rahiplerdi. Hükümetin toplamdaki kayıpları 900 kadardı. Versay bunun öcünü kat be kat fazlasıyla aldı.

En sert direniş emekçi sınıfların daha yoğun olduğu doğu bölgelerinden geldi. Savaş şiddetli sokak savaşlarının yapıldığı sekiz gün boyunca sürdü (La Semaine sanglante, kanlı hafta). 27 Mayıs'la birlikte yalnızca en fakir mahalleler olan Belleville ve Menilmontant’ta birkaç sağlam direniş bölgesi kalmıştı.

28 Mayıs itibariyle, öğleden sonra 4 civarlarında Belleville Ramponeau’daki son barikat düştü ve Marshall MacMahon bir duyuru yayımladı: “Paris sakinlerine. Fransız ordusu sizi kurtarmaya geldi. Paris artık özgür! Saat 4 itibariyle askerlerimiz son isyancı noktasını da ele geçirdi. Bugün savaş sona erdi. Düzen, çalışma ve güvenlik yeniden sağlandı.”

Çok ciddi misillemeler yapıldı. Komünü destekleyenlerin suçlanacağı duyuruldu. Bazı önemli destekçiler şimdi Komüncüler Duvarı denilen Pere Lachaise Mezarlığındaki duvarın önünde vuruldular. Binlerce destekçi davalar için Versay’a gönderilirken, pek azı kuzeydeki Prusya hatlarına doğru kaçabildi. Günler boyunca sayısız erkek, kadın ve çocuklardan oluşan komün destekçilerinin oluşturduğu insan seli, askeri kontrol altında Versay’daki hapishane bölgesine acılar içinde yürüdü. Daha sonra yargılandılar; bir kısmı idam edilirken, çoğu ağır çalışma cezasına çarptırıldı; geri kalanlar da Pasifik’teki Fransız adalarına ya uzun süre için, ya da ömür boyu sürgüne gönderildiler. Kanlı Hafta boyunca öldürülenlerin tam sayısı asla tespit edilemedi ama en iyi tahminler 30.000 ölü, pek çok yaralı olduğu yönündedir. Sonradan idam edilenlerle birlikte bu sayı 50.000’i bulmaktadır. 7.000 kişi Yeni Caledonya’ya sürüldü. Hapsedilenler için 1889’da genel af ilan edildi.


Yenilginin ardından, Komüncüler asker kontrolünde Versay’a kadar yürütüldü.Paris sonraki beş yıl boyunca sıkıyönetimle idare edildi.

Tarihi ve Turistik Yerler

Zafer Anıtı
(Arc de Triomphe)

Dünyanın ikinci en yüksek zafer anıtının (dünyanın en yüksek zafer anıtı Kuzey Kore'de) ışıklarıyla 12 cadde ışıldar; hemen altında ise Meçhul Asker Anıtı bulunmaktadır. 1 Nisan - 30 Eylül tarihleri arasında 9.30 ile 23.00 saatleri arasında, 1 Ekim - 31 Mart tarihleri arasında ise 10.00 ile 22.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: Metro Etoile, Tel: 01-4380-3131

Hotel des Invalides
XIV. Louis'in askerler için ilk ulusal hastanenin inşa edilmesini istemesi sonucu ortaya çıkan bu yapıt, yaldızlı kubbesiyle, 17. yüzyıl klasik Fransız dini mimarisinin başyapıtıdır. Askeri müze olarak kullanılan binada, bayraklar, kılıçlar, madalyalar, zırhlar ve Fransız askeri tarihine ait başka parçaların yanı sıra Napoleon'un kişisel eşyaları da bulunuyor. Ancak müzedeki en çekici parça Napoleon'un Mezarı. Bu devasa yeraltı türbesi, dokunulmaz imparatorunki en içteki olmak üzere, açtıkça içinden yenisi çıkan bebekler gibi, içiçe altı tabutu içeriyor.
Ekim'den mart ayına kadar her gün 10.00 - 17.00 saatleri arasında, nisandan eylüle kadar 10.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: Place des Invalides (7th), Tel: 01-4551-9284


Notre Dame
13. yüzyıl gotik tarza ait kadetral, Ile de la Cite'de tüm görkemiyle kendini gösterir. Boyu 130 metre, kuleleri ise 69 metre yüksekliğinde olan kilisede org resitalleri yapılıyor.
1 Nisan - 9 Eylül arası her gün 9.30 ile 18.00; 1 Aralık-31 Ocak arası 10.00-16.00; Şubat - Eylül - 31 Ekim arası 10.00-17.00; 2 - 31 Kasım arası 10.00-17.00 arası ziyaret edilebilir.
Tel: 01-4432-1670

Yeraltı Mezarları
1700'lerin sonunda, milyonlarca insan kemiği, Beaubourg yakınlarındaki masumlar mezarlığının
(the Cimetiere des Innocents) çok dolması sebebiyle, oradan bu yeraltı taş ocaklarına taşınmış. Yeraltı Mezarları, İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransız Direnişi karargahı olarak da kullanılmış ve Naziler tarafından asla keşfedilememiş. Salı - cuma günleri arasında 14.00 -16.00 saatlerinde, cumartesi ve pazar günleri ise 9.00 - 11.00 ile 14.00 - 16.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: 1 Place Denfert-Rochereau (14th)
Tel: 01-4322-4763

Sacre Coeur
Paris'in en yüksek tepesi olan the Butte Montmartre'in üstündeki bu Roman - Bizans tarzı basilica, tam ortasındaki beyaz mermer kubbe daha küçük beyaz kubbelerle çevrilmiş görüntüsü ile adeta bir düğün pastasını andırır. Şehrin her tarafından görülebilen bu kubbeden unutulmaz bir Paris manzarası için en tepeye tırmanın.
Her gün 07.00 ile 22.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: 37 Rue Chevalier de la Barre (18th)
Tel: 01-5341-8900




Pantheon
Her gün 09.30 ile 18.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: Place du Pantheon (5th)
Tel: 01-4432-1800

Musee de Cluny
Çarşamba - pazartesi günleri 09.15 - 17.45 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: 6 Place Paul Painleve (5th)
Tel: 01-5373-7800

Opera Garnier
Her gün 10.00 - 16.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Rehberli turlar salı hariç her gün saat 14.30'da başlıyor, katılmak için önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor.
Adres: Place de l'Opera (9th) Tel: 01-4001-2514

Conciergerie
Mayıs - ağustos ayları arasında her gün 09.30 - 18.30 arasında, eylül - nisan ayları arasında her gün 10.00 - 17.00 arasında ziyaret edilebilir. Adres: 1 Quai de l'Horloge (1st) Tel: 01-5373-7850


Eyfel Kulesi
19. yüzyılın sonlarında inşa edilen bu 7 bin tonluk kafes şeklindeki mucize 1909'da hemen hemen yıkılmak üzereydi. Bu haliyle, şehrin estetiğini muhafaza etmek isteyen pek çok seçkin Parisli'yi rahatsız eden kulenin, radyo kulesi olarak kullanılabileceği keşfedildi.
İçten ışıklandırma sayesinde geceleri büyük altın bir kandile benzeyen Eyfel Kulesi, her gün 9.30 ile 23.00, haziran ortasından ağustos ortasına kadar 09.30 ile 21.00 saatleri arasında gezilebilir. Giriş ücreti asansörle üçüncü, ikinci ve birinci katlara çıkmak için değişiyor.
Adres: Champs de Mars (7th), Tel: 01-4411-2323

Müzeler

Ziyaretçiler, Paris çevresindeki 65 müzeye kuyruk beklemeden girmeye olanak sağlayan Carte Musees et Monuments, veya Paris Museum Pass müze giriş kartlarından alabilir. Kartların ücretleri 1 günlük, iki günlük ve 5 günlük olmak üzere değişiyor. Kartlar, metro istasyonlarından, anıtlardan, müzelerden veya 127 Ave. des Champs Elysees'deki turist bürosundan alınabilir.
Not: Müzeler haftada bir gün genellikle pazartesi veya salı günleri kapalı.

Musee d'Orsay
1848 - 1914 yıllarından kalma tablo ve heykellerin bulunduğu bu müzede ayrıca mimari, dekoratif eşyalar (mobilyalar, gümüş, porselen) ile mücevherler de bulunuyor. Salı, çarşamba, cuma, cumartesi ve pazar günleri 09.00 - 18.00 saatleri arasında, perşembe günleri ise 21.30'a kadar ziyaret edilebilir. Pazartesi günleri kapalı.
Adres: 1 Rue de Bellechasse (7th)
Tel: 01-4049-4814

Musee Picasso
1985 yılında açılan bu müzede Picasso'nun kariyerinin değişik zamanlarına -özellikle sanatının son yıllarına- ait tablolar bulunuyor. Salı hariç her gün 09.30 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: Hotel Sale, 5 Rue Thorigny (3rd)
Tel: 01-4271-2521

Musee Rodin
Salı'dan pazar'a kadar 09.30 - 17.45 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: 77 Rue de Varenne (7th), Tel: 01-4418-6110

Galerie National du Jeu de Paume
Salı günleri öğlenden 21.30'a, çarşamba - cuma günleri öğlenden 19.00'a, cumartesi ve pazar günleri 10.00 - 19.00'a kadar ziyaret edilebilir.
Adres: Jardin des Tuileries, Place de la Concorde (1st), Tel: 01-4703-1250

Musee Marmottan
Salı - pazar günleri 10.00 - 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. 20 kişi ve daha fazlası için grup indirimi yapılıyor.
Adres: 2 Rue Louis Bouilly (16th)
Tel: 01-4224-0702.

Musee de la Mode et du Costume
Salı - pazar günlerinde 10.00 - 18.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: 10 Ave. Pierre Premier de Serbie (16th)
Tel: 01-4720-8523

Institut du Monde Arabe
Salı - pazar günleri arasında 10.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: 1 Rue des Fossees St. Bernard (5th)
Tel: 01-4051-3838

Cartier Foundation for Contemporary Art
Salı - pazar günlerinde öğlenden 20.00'ye kadar; perşembe günleri öğlenden 22.00'ye kadar ziyaret edilebilir.
Adres: 261 Blvd. Raspail (14th), Tel: 01-4818-5400

Musee de la Mode et du Textile
Salı, perşembe, cuma günleri 11.00 - 18.00; çarşamba günleri 11.00 - 21.00; cumartesi ve pazar günleri 10.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: 107 Rue de Rivoli (1st), Tel: 01-4455-5750

Palais de la Decouverte
Salı - cumartesi günleri 09.30 - 18.00; pazar günleri 10.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: Avenue Franklin-Roosevelt (8th)
Tel: 01-4074-8182

Cite des Sciences et de l'Industrie
Salı - cumartesi günleri 10.00 - 18.00; pazar günleri 10.00 - 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: 30 Ave. Corentin Cariou (19th)
Tel: 01-4005-7223


Musee du Louvre (Louvre Müzesi)
Bu 800 yıllık bina aslında Fransız krallarının sarayıdır. 1793 yılında - Avrupa'da ilk kez- müze olarak halka açılan Louvre Müzesi, Fransa eski Devlet Başkanı François Mitterrand'ın büyük projelerinin bir parçası olarak 1980'lerde toplam 1.2 milyar ABD doları harcanarak yenilendi ve müzeye 21 metrelik cam piramit bir giriş yapıldı.
19. yüzyıl Mısır, Yunan ve Roman antikaları, tablolarının da aralarında bulunduğu yaklaşık 30 bin eserin bulunduğu müzedeki en ünlü eserler, Venus de Milo, Winged Victory of Samothrace, Leonardo'nın Mona Lisa'sı ve Michelangelo'nın Slaves'i.
Pazartesi - çarşamba günleri 09.00 - 21.45 saatleri arasında, salı - pazar günleri arasında ise 09.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Salı günleri kapalı. Her ayın ilk pazar günü ücretsiz.
Adres: Rue de Rivoli (1st) Tel: 01-4020-5050

Parklar, Bahçeler ve Hayvanat Bahçeleri
Jardins du Luxembourg
Yüzyıllık ağaçlarla kaplanmış geniş alanlar, dolambaçlı yürüyüş yolları, heykeller, çimenlikler ve havuzların bulunduğu parkta çocuklar da araba yarışı, midilli gezintisi yapabilir. Sabahtan akşama kadar ziyaret edilebilir.
Adres: Metro St. Michel (6th)

Jardin des Tuileries
Louvre müzesi, Seine Nehri, Place de la Concorde ve Rue de Rivoli'nin arasında kalan bu kusursuz dinlenme yeri, manikürlü bahçeleri ile Fransız bahçelerine mükemmel bir örnek teşkil eder.
Adres: Metro Tuileries

Jardin d'Acclimatation
Her gün 10.00 - 18.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: Metro Sablons veya Route de Mahatma Gandhi, Bois de Boulogne (16th), Tel: 01-4067-9082

Parc de Bagatelle
Her gün 08.30 - 20.00; kış aylarında 09.00 - 16.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: Metro Sablons.
Tel: 01-4501-2050 veya 01-4077-9700


Jardin des Plantes
Gün doğumundan gün batımına kadar açık olan
bahçeye giriş ücretsiz.
Adres: 57 Rue Cuvier (5th) Tel: 01-4079-3000

Menagerie
1871 Prusya Kuşatması sırasında Paris'in en eski hayvanat bahçelerindeki hayvanlar açlık tehlikesindeki Parisliler tarafından yenmişti. Bugün ise bu hayvanat bahçesinde çocukların bebek hayvanlarla konuşarak ne kadar eğlendiklerini görebilirsiniz.
Her gün 09.00 - 18.00 saatleri arasında; pazar ve tatil günleri 18.30'a kadar ziyaret edilebilir.
4 yaşından küçükler için ücretsiz.
Adres: 57 Rue Cuvier (5th), Tel: 01-4079-3794

Akvaryumlar

Musee des Arts Africains et Oceaniens
Tropikal akvaryum pazartesi, çarşamba, perşembe ve cuma günleri 10.00 - 11.50 ile 13.30 - 17.30; cumartesi ve pazar günleri ise 10.00 - 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
18 yaşından küçükler için ücretsiz.
Adres: 293 Ave. Daumesnil (12th)
Tel: 01-4474-8480

Palais de la Decouverte
Salı'dan perşembe'ye 09.30 - 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Adres: Avenue Franklin Roosevelt (8th)
Tel: 01-4074-8182

Disneyland Paris (Euro Disney)

Paris'in beşte biri büyüklüğündeki Disneyland Paris, içinde altı otel, çok sayıda restoran ve altı değişik temalı bölümden oluşur. Tüm anlatımlar Fransızcadır.

Paris'in 32 kilometre doğusundaki Marne-la-Vallee'deki Disneyland Paris'e gitmek için trenle Marne-la-Vallee/Chessy'de inin; arabayla, Nancy ve Metz'e doğru giden A4 karayolunu takip edip 14.çıkıştan çıkın.

Sonbahar aylarında pazar - cuma arası 09.00 - 20.00, cumartesi günleri 09.00 - 23.00; kış aylarında pazar - cuma 10.00 - 18.00, cumartesi 09.00 - 20.00; yaz aylarında ise her gün 09.00 - 23.00 arası ziyaret edilebilir.

Otel bilgileri için 01-6030-6030'yı; genel bilgi için 01-6474-3000; rezervasyonlar için ise 01-6030-6053'yı arayabilirsiniz.
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen Veled » Pzt May 07, 2007 16:18

NuNNi, bundan daha güzel tanıtılamazdı teşekkürler emeğinize sağlık
Kullanıcı küçük betizi
Veled
Satılmıştır
 
İletiler: 3
Kayıt: Çrş Mar 07, 2007 20:46

İletigönderen Hasta » Pzt May 07, 2007 16:31

Semih R.Cabalar, ben teşekkür ederim... :wink: Ne kadar Fransız'larla aramız şeker renk de olsa,Paris görmeyi çok istediğim bir şehir.... :D
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen Nihan » Çrş May 09, 2007 9:27

Bir de Fransız sevgilin olursa Paris dünyanın en keyifli yeri olur. Ama yine de çok pahalı bir şehir. Fransız bir tarihçi arkadaşım anlatmıştı. Çocuk düğünü için bana Paris'e bir uçak bileti yollamıştı ama ben izin alıp gidememiştim. Neyse o her sene bir haftalığına gelip beni Paris ve Lyon'dan haberdar ediyor. :D
[img]http://img340.imageshack.us/img340/5780/nihanimza1kx5.jpg[/img]
Artık beklemiyorum.
Açık bir kapı gördüm.
Şimdi sevgi şehrindeyim.
Boşuna beklemişim.
Kullanıcı küçük betizi
Nihan
Üye
Üye
 
İletiler: 832
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:55

İletigönderen Hasta » Çrş May 09, 2007 9:31

Nihan, tamam,ne yalan diyeyim,Fransız erkekleri de hoş oluyo ama Türk sevgili de,Paris'in tadını çıkarmaya yeter bence... :mrgreen:
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen Nihan » Çrş May 09, 2007 9:39

NuNNi, bu bahsettiğim Fransız çocuk da çok yakışıklıydı hele bir Türkçe konuşması vardı ki beni deli ediyordu. Kâfir ve nişanlı olmasaydı niyeti bozabilirdim hatta ufaktan bir şeyler hissettik ikimiz de ama ben içim cız ettiği halde karşılaşmamaya çalıştım o zamanlar. :cry: Şimdi çok iyi arkadaşız. :D
[img]http://img340.imageshack.us/img340/5780/nihanimza1kx5.jpg[/img]
Artık beklemiyorum.
Açık bir kapı gördüm.
Şimdi sevgi şehrindeyim.
Boşuna beklemişim.
Kullanıcı küçük betizi
Nihan
Üye
Üye
 
İletiler: 832
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:55

Hasta

İletigönderen Yusuf Batum » Sal Mar 11, 2008 12:40

Burada kucuk bir resim hatasi var. Tarihoncesi basligi altindaki resim Roma'daki Pantheon'dur ve Roma'dadir. Yani Paris'le bir alakasi yok. Paris'dekini su link'te bulabilirsiniz. http://tr.wikipedia.org/wiki/Panth%C3%A9on%2C_Paris

Degistirin dilerseniz.
Veni Vidi NoN Vici / Poet Valent, Poem Manent

Eskali Cizilmis Tutku: Memleket!

Avrupa'dan kaz gelmez, tavuklarinizi ziyan etmeyin...
Kullanıcı küçük betizi
Yusuf Batum
Üye
Üye
 
İletiler: 192
Kayıt: Çrş Şub 27, 2008 16:18

İletigönderen Panzehir » Sal Mar 11, 2008 17:24

Yusuf Batum, ilgin ve dikkatin için teşekkürler, resim kaldırılmıştır.

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

Ustten devam...

İletigönderen Yusuf Batum » Sal Mar 11, 2008 18:05

Ben tesekkur ederim azizim.
Veni Vidi NoN Vici / Poet Valent, Poem Manent

Eskali Cizilmis Tutku: Memleket!

Avrupa'dan kaz gelmez, tavuklarinizi ziyan etmeyin...
Kullanıcı küçük betizi
Yusuf Batum
Üye
Üye
 
İletiler: 192
Kayıt: Çrş Şub 27, 2008 16:18


Şu dizine dön: Şehirler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x