Paşaların Saygılı Olduğu Hukuk(!).. / Zahide UÇAR

Paşaların Saygılı Olduğu Hukuk(!).. / Zahide UÇAR

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Ağu 23, 2010 13:24

Paşaların Saygılı Olduğu Hukuk(!)..

Her tutuklamanın arkasından ne diyordu çok yıldızlı Paşalar? “Hukuka saygılıyız(!)..” Hanefi Avcı saygılı oldukları hukukun kapağını bir açtı, içinden CİA güdümlü cemaat çıktı. Yani CİA çıktı. Bu durumda Paşalar CİA’nın hem orduya, hem de Türkiye Cumhuriyeti Devletine operasyon yapmasına saygı göstermiş olmuyorlar mı? Hanefi Avcı’nın bildiğini paşalar bilmiyor mu? Eğer bilmiyorlarsa bu ülkeyi nasıl koruyacaklar ve biz koca bir orduyu niye besliyoruz? Yok eğer bilip susmuşlarsa CİA’nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne operasyon yapmasına seyirci kalarak suç işlemiş olmuyorlar mı? Daha da acıtıcı olan, Atatürkçü subaylarımızı CİA hukukuna bilerek mi verdiler? Efsane komutan Engin Alan’ın eşinin “ordu asıl bize darbe yaptı” demesi bu gerçeği mi ifade ediyor. Evet, artık CİA hukukuna saygılı olanlar bu soruları cevaplamak zorundadır.

Fetullah Gülen’in “mümkün olsa da mezardakileri çıkartıp oy kullandırabilseniz” feryadının sebebi bu kitapla iyice açığa çıktı. Dışarıda gladyo arayanların, gladyonun hükümetin tam da göbeğinde olduğu bu kitapla açığa çıkıyor.

Yeri gelmişken kimsenin yazmadığı bir konuyu hatırlatacağım. G.Kurmay 2’nci Başkanı Aslan Güner, Gül’ü 19 Eylül 2007’de KKTC gezisi dönüşü karşılamış ancak Hayrünnisa Hanım’ın elini sıkmamak için protokolü terk etmişti. Oysa aynı Aslan Güner çuvalcı general Odierno’nun davet edildiği toplantıya katılmıştı. Ben de bu toplantı üzerine “ineğin yalakası kasabın bıçağını yalar” diyerek bir yazı yazdım. Yazıda; “ABD'nin Ankara Büyükelçisi James F. Jeffrey ile birlikte toplantıya Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner, Genelkurmay Harekat Başkanı Tümgeneral Erdal Öztürk, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ve MİT Müsteşarı Emre Taner katılmış.

Bu hükümetin durumu ortada da; ya asker? Bakıyoruz toplantıya Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner, Genelkurmay Harekat Başkanı Tümgeneral Erdal Öztürk de katılmış.

Ben Genel Kurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ’a soruyorum:

Orduya psikolojik harp var dediniz. Sabrımız zorlanıyor dediniz. Albayınız, gaziniz intihar etti, “hukuk” a saygılıyız dediniz. Psikolojik harp yapanlar ile bugüne kadar bir mücadeleniz oldu mu, soruşturma açılmasını istediniz mi bilmiyorum ama, asker ‘şamar oğlanına’ döndürüldü, duyarlı vatandaş içi yanarak bekledi. Hadi bunların hepsi, yerli işbirlikçiler aracılığı ile olsa bile kendi ülkemizde oldu diyelim… Sayın Genelkurmay Başkanı, nasıl oluyor da, Atatürk’ün kurduğu bir ordunun mensubu, bir çuvalcı generalin toplantısına katılıyor?” diye sormuştum.

Hayrünnisa Gül 15 yaşında evlendirilmiş bir kadın. Başı örtülü diye onun elini sıkmayacaksın ama ABD ile 9 maddelik gizli anlaşma yapan Abdullah Gül’ü karşılayacaksın. O gizli anlaşma içinde Federasyon ve Ermeni sözde soykırımının tanınması da var. Şimdi hangisi daha tehlikeli? Hayrünnisa Hanım mı yoksa devlet gücünü elinde bulundurup ülkemiz üzerinde emeli olan ABD ile gizli anlaşmalar yapan zat mı? O örtü mü daha tehlikeli yoksa Çanakkale’de batırdığımız savaş gemisi ile aynı adı taşıyan savaş gemisiyle simgesel mesaj göndererek Türk Bayrağı asmadan Marmara’ya giren Kraliçenin gemisine giderek Kraliçenin nal gibi nişan taktığı Gül mü?

Türk Ordusunun başına çuval geçirenlerle toplantıya katılıp sıradan yetkisiz bir kadının elini sıkmazsanız, bu halkı Tayyiplerin kucağına atarsınız, attınız da. Başörtüsü ile uğraşıp bazılarına mağduriyet imkanı vererek yandan destek olacağınıza bu hükümetin BOP projesinde görev almasını” ki yabancı bir devletin görevlisi olmak suçtur” bu halka anlatsaydınız, biz bu beladan çoktan kurtulmuş olacaktık. Ülkemiz de bölünmenin eşiğine gelmeyecekti.

İlk okul mezunu bir Fetullah ülke yargısı ve emniyetini, yani bağışıklık sistemi ile vicdan sistemini teslim alacak, sisler seyredeceksiniz öyle mi? Paşalar…. Bu ülkenin bütün erkek çocukları ordunun elinden geçiyor. Sizlerin hiç mi bir öngörünüz yok? Bu çocuklara düzenli birifingler vererek yakın cumhuriyet tarihi ile ilgili bilgileri, kurtuluş savaşında cemaat ve tarikatların büyük çoğunluğunun İngiliz, Yunan ile işbirliği yaptığını anlatsaydınız… Dinsiz diye anlatıp halktan koparılan Atatürk’ün o tarikat ve cemaatleri dindar oldukları için değil, dini kullandıkları için yargıladığını, tekkeleri dindar oldukları için değil, ihanet ettikleri için kapattığını anlatsaydınız bugün ülkenin çehresi değişirdi. Sizler bu halkın çocuklarısınız, beyaz Türklerin çocukları değil. Halkın yumuşak karnını en iyi sizlerin bilmesi gerekir değil mi? Sizlerin ilkokul mezunu Fetullah Gülen kadar bile bir hedefiniz yoksa, CİA yargısı ve Fetullah Gülen’e bu ülkenin vatansever çocuklarını teslim ettiyseniz, bu millet sadece bu komploları düzenleyenlere değil, seyirci kalanlara da hesap soracaktır!..

Tutuklu Kurmay Plt. Teğmen Mehmet Ali Çelebi savunmasında; “Mustafa Kemal'den, onun devrimlerinden millet olarak şahsi çıkarlarımız adına ödün vere vere Hasdal, Silivri zindanlarına çekildik. Bizi ihanete uğrayan Atatürk devrimleri buralara attı. Hakikatin ağırlığını yüklenemeyen geçim kapısı vatanseverliği de burada tutuyor.” Diyordu. Gene savunmasına “Kürsüye ulaşabilmem 2 senemi çaldı. Yüreğimdeki yurt sevgisi, askerlik gurur ve şerefimle bir de 26 yaşımla oraya yürüyecek ve savunma vereceğim.

Kanun gücüyle askere diz çöktürmeye çalışanlara,

Bu devlet, bu millet için peşinen ölüm tercihi yapmış Türk subayını iki senede iki büklüm yapabileceğini zanneden sığ zihniyetlilere,

Tarihin şanlı sayfalarına layık Mustafa Kemal adını terör sayfalarında lekelemek isteyenlere söyleyeceklerim var!
ISLAH OLMADIM!”


Bu savunma bile vicdanlarınızı sızlatmadıysa, sizlere daha ne söylenebilir? Teğmenimiz emekli bir babanın emekli maaşıyla okuttuğu 2 evladından biridir. Esir edildiği süreçte maaşının yarısını almaktadır. Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK)’ın neden satıldığı bu süreçte daha iyi anlaşılmıştır. AB görevlilerinin sürekli “Ordunun bankası olmaz, özelleştin” diye baskı yapmasının bir projenin ön hazırlığı olduğu ortaya çıkıyor. OYAK’ın satışıyla Şerefli Türk Subaylarının esir edilme sürecinde madden de desteksiz kalması sağlandı. Zaten Ordu OYAK’ın satışına sesini çıkartmayarak ilk sarı öküzü vermişti.

İçişleri Bakanı Meğer Fetullah Gülenmiş…

Hanefi Avcı kitabında binlerce insanın aynı şekilde dinlendiğini, hâkimlere, savcılara bu kayıtlarla şantaj yapıldığını, anlatıyor.
Anayasa Mahkemesi Ve Türk’ün Ateşle İmtihanıyazımda (AKP’nin küresel güçler için hazırladığı anayasa değişikliğine yapılan itiraz Anayasa Mahkemesince AKP’yi memnun edecek şekilde geçti. Anayasa Mahkemesi garip bir şekilde kendi ipini de çekmiş oldu. Yani, intihar etti.
Bu konuda kimsenin dillendirmediği veya dillendiremediği bir şüphem var. Şöyle ki:
Bu ülkede herkes dinleniyor mu? Dinleniyor. Bu ülkede şantaj amaçlı bilgi toplanıp kendilerine pürüz olabilecek kişilerin CD’leri depolandı mı? Depolandı? Bu ülkeye Başbakan olan Zat, kızdığı kişilere “biz de bildiklerimizi söylersek” diye şantaj yaptı mı? Yaptı…

Gelecek yıllarda Anayasa Mahkemesi üyelerinden bazıları ile de böyle ikna edici görüşmelerin olup olmadığı ortaya çıkacaktır!)
demiştim.

Avcı kitabıyla yanılmadığımı açıklamış oldu. Bu durumda yargı kararları da artık şaibe altındadır!
Avcı kitabında; “Şunu artık bilmeliyiz ki karşımızda arkadaşlarımız, meslektaşlarımız yok, bir ideolojiye, bir gruba bağlanmış, o grubun disiplinine tâbi olmuş örgüt mensupları var. Artık bunu kabullenmeliyiz.” diyor.

Demek ki İçişleri Bakanı bakanlığını Gülen ile paylaşıyor.


Savcılar şantajla susturulma şaibesinden kurtulmak istiyorsa, Cumhuriyetin Savcılarıyız diyorsa hukuku işletmeli, örtülü ödeneği CEMAATİN kullanımına verdiği iddia edilen Erdoğan ve görevini cemaat ile paylaştığı iddia edilen önceki ve şimdiki İçişleri Bakanı hakkında dava açmalıdır.

Son söz olarak da çok yıldızlı paşalara bir sözümüz daha var:

Hanefi Avcı bu pisliğin üzerinde görev yapmaya devam edemeyerek sonunda tek başına bu sahte, kokuşmuş düzenin, CİA ve CİA’nın maşalarının karşısına çıkıp bütün yalanlarını yüzlerine çarpmıştır. Gerçek adına kişisel istikbalinden vazgeçmiş, ailesini de görevine feda etmiştir. Yıldızlı Paşaların bir Hanefi Avcı Olmak için daha kaç yıldıza ihtiyacı var acaba??..

Z_eucar@yahoo.com.tr


Zahide UÇAR, 22 Ağustos 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x