İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres Ankarada.
Peres gerçekte var olmayan bir devletin yani Filistinin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile birlikte TBMMde bugün konuşacak. İsrail halkının neredeyse %70nin başka ülkelerden geldiğini hatırlatarak Polonya kökenli Peres 1934te Abbas ve halkının ülkesi Filistine göç ederek Siyonsit örgütlere katıldı ve Filistin toprağında ABD ve İngiltere destekli bir İsrail devletinin kurulması için ne gerekiyorsa yaptı. Filistin halkına karşı her türlü cinayeti işleyen Hagana örgütünün liderleri arasında yer alan Peresin yıldızı 1947de kurulan İsrail devletinde hızla parladı. Savunma Bakanlığında değişik görevler üstlenen Peres İsrailin gelişmiş silahlara sahip olması için gereken tüm yollara başvurdu.
1960lı yılların sonunda Peres Fransadan nükleer reaktörleri ile Mirage-3 savaş uçaklarını satın alabildi.
Yani eğer bugün İsrail İstanbul ve Ankara dahil tüm İslam ülkeleri şehirlerini yerle bir edecek nükleer bombalara sahip ise bunu Perese borçludur.
1956da İngiltere ve Fransa ile birlikte Mısıra saldıran İsrailin Savunma Bakanı Müsteşarı Peres idi. Tıpkı daha sonraki Arap ülkelerine yönelik tüm savaşlarda ve Filistin halkına yönelik tüm saldırılarda değişik konumlarda yer aldığı gibi.
Peres; 1947de Filistinin Siyonistler tarafından işgal edilerek İsrail devletinin kurulmasında ve daha sonra 1967de geri kalan Filistin, (Gazze ve Batı Şeria) Suriye, Mısır, Ürdün ve Lübnan topraklarının işgal edilmesinde hep önemli roller üstlenmiştir.
İki kez başbakan olan Peres başta Savunma ve Dışişleri olmak üzere birçok bakanlık görevini de üstlenmiştir. Yani öncesini bir yana bıraksak bile 60 yıllık İsrail devletinin tüm saldırganlık ve yayılma kararlarında Peresin parmak izlerini bulabilirsiniz.
Ve toprağını işgal ettiği Yaser Arafat ile 1994te tokalaştı diye (daha sonra Arafatın yavaş yavaş olmasında önemli rol oynadı) birleri çıkıp bu Perese Nobel Barış ödülü veriyor.
İnanılacak gibi değil!
Şimdi ise bu Peres Atatürkün kurduğu ve Türk ulusunun onurlu kurtuluş savaşını emperyalist ülkelere karşı başarı ile sonuçlandıran TBMMde konuşacak. Hem de Peresin hem Çanakkalede hem de Kudüste İngiliz ordusu ile birlikte Osmanlıya karşı savaşmış Siyonsit çetelere bağlı bir kişiliğe sahip olduğunun bilinmesine rağmen.
Perese bu daveti yapanlar ve ona bu olanağı sağlayanlar umarım ne ve neden yaptıklarını biliyorlardır.
Umarım öyle bir davet ABDdeki Yahudi lobilerinin gönlünü almak ya da Washingtonun Ortadoğuda vereceği yeni roller karşılığına yapılmamıştır. Çünkü herkes biliyor ki; Başkan Bush Sayın Başbakan Erdoğan ile 2 saate yakın sürede yalnızca PKKyı konuşmadı.
Bir de şu Abbas konusuna bakalım. Çünkü Peresi TBMMde misafir eden Ankara bunu Mahmut Abbas ile dengelemeyi hesaplamaktadır.
Oysa ABD, İsrail ve AB destekli Abbas, Filistin halkını temsil etmemektedir. Bu coğrafyada ABD destekli Abbas benzerlerini çok görebilirsiniz. Bunlarla birlikte bölgede barış, istikrar, güvenlik ve esenlik sağlanacağına inanan varsa onların önce zekasından sonra da vicdanından şüphe etmek gerekir.
Çünkü istenilen ortamın gerçekleşmemesinin tek bir nedeni var. O da Peresin devlet başkanı olduğu İsrail ile onun arkasındaki ABD ve çiftte standartlı ve riyakâr Batının tutum ve davranışıdır.
Bir düşünün Sovyetler Birliği dağılıyor ve birçok ülke bağımısızlığına kavuşuyor ama kimse sesini çıkarmıyor. Yugoslavya dağılıyor ve Slovenya ile Hırvatistan bağımsız oluyor yine kimse sesini çıkarmıyor. Bosna bağımsızlığını ilan edince kıyamet kopuyor ve bildik katliamlar çağdaş Avrupalıların gözü önünde zevkle işleniyor.
Sonra Çek ve Slovaklar ayrılıyor yine kimse sesini çıkarmıyor ve iki ülke ABye alınıyor. Belçika da yakında ikiye ayrılacak.
Tüm bunlara sesini çıkarmayan ve Irakın üçe bölünmesinden söz eden ABD ve Avrupa her nedense ortak hiçbir şeyleri olmayan Kıbrıslı Türklerle Rumları birlikte yaşamaya zorluyor. Üstelik Türkler; Rumların egemenliğinde olacak.
Geçen yıl 33 gün süreyle Lübnanı bombalayan İsraile ise ne ABD ne AB ülkeleri ne de BM sesini bile çıkartmadı.
Türkiyenin İran ile doğalgaz anlaşması imzalamasına ve Suriye liderinin Türkiyeye gelişine ya da Erdoğan ve Sezerin Şama gidişine kızan İsrail ise Ankaranın bölgesel barış için arabuluculuğunu hiçbir zaman kabul etmedi ve etmiyor.
Türkiyeye güvenmeyen ve onu rahatsız etmek için Irak ve Kuzey Irakta herkesin bildiği çok tehlikeli işler yapan böyle bir İsrailin cumhurbaşkanı Peres bugün ilk kez Müslüman bir ülkenin halk meclisinde yani TBMMde olacak ve TBMM üyeleri onu ayakta karşılamak zorunda olacak.
Tarih yazmasa da halkların hafızası böylesi önemli hatıraları asla unutmaz.
Tıpkı Sultan Abdülhamitin Filistini Siyonistlere vermediğini unutmadığı gibi!