PEYGAMBER DEVESİ
Peygamber devesi (Mantiades) grubuna ait 15 aile, 430 cins (genre) ve 2400 tür (espèces)’den biri olan Mantopètres’lere deniyor.
Tip olarak deveye benzeyen ağır hareketli bir sürüngen.
Nasıl olduysa,Türk Ordusu için ‘peygamber ocağı’ denilmesine gitti aklım.
Eğer öyleyse, silahlı kuvvetlerin ‘genel komutanı’ da peygamber falan olmalı, değil mi ama?
Ne ki, ‘Şahsım Devleti’ ile birlikte, bu Mantiades ailesindeki ailecik, cins ve türler, sanki tüm Devlet ve toplum örgütlenmesine benzetildi diye düşünmeye başladım.
Örnek olsun, Çemişgezek Gedikli karakolu komutanı, AKP Tunceli il başkanına selam duruyor ise, gerçekte ‘Peygamber Ocağı’, Çemişgezek Gedikli karakolundaki ‘Peygamber devesi’ne döndürülmüştür demektir.
Gedikli karakolu da ne ki, jandarma ‘genel komutanı’nın kimlere selam durduğu da biliniyor; ve onun ‘Genel Komutanı’nın da kimlere selam duruduğu da bilinmiyor değil.
Daha geçenlerde Gaziantep valisi de Dr Recep’in avukatına selam durmadı mı idi?
Belediye başkan vekili, sanayi bölgesi müdürü gibi ‘peygamber deve’leriyle birlikte hem de...
Ne var ki, konvoy halinde giderken bir başka ‘deve grubu’ tarafından yolları kesilip, sözde devletin verdiği silahlarla birlikte derdest edilmişlermiş.
Ve çıtları çıkmamış imiş.
Ee deve deveyi görünce hamudunu saklamış zahir.
Şimdi bu ailenin ‘Din işleri’ne bakan başkanı, bizim ülkemizde fiyatları Allah belirler demiş mi dememiş mi?
Deveye bak, diyeceğim ama demiyorum.
Bu herif hangi ‘peygamber devesi’ ailesine, türüne, cinsine girer diye sorayım o
zaman?
Bizim başkanda ‘Allahın tüm nitelikleri var’ diyen sözde milletvekili hangi cinse giriyor diye de sorulabilir.
Burada gözler önünde yaşanmış nice deve, pardon ‘peygamber devesi’ cins, tür veya tiplerinin somut örneklerini saymakla bitiremeyiz.
Öncekileri bilemem, ama bugün hâlâ AKP’yi parti, miletvekilini milletvekili, valisini vali, kaymakamını kaymakam, komutanını komutan olarak görmek demek, gözüne, baktığı herşeyi ‘peygamber devesi’ olarak gören bir gözlük takmış olmak demektir.
Sözde ‘dindar’; kadınsa ‘türbanlı’, erkekse takunya, top sakal ve Arap tipi entarili veya lüks kravatlı ‘peygamber deve’si ailesine mensup biri olmak demektir.
‘Dava’sı olmak ise, denildiği üzere ‘katardan ayrılmamak’la ölçülüyor.
Katardan ayrılan da, ‘hain’, ‘liyakatsız’ falan oluyor.
Ancak küçük bir ‘sorun’ları olduğu söylenebilir.
Genelde deve katarlarının en önünde yürüyen ve deyim yerinde ise ‘yol gösteren’in ‘deve’ olmadığı biliniyor.
En uzun ‘peygamber devesi’ de değildir herhalde.
Bense onun tipi ne olursa olsun, ne cins veya hangi tür bir varlık olduğunu merak etmişimdir hep.
Ailesinin ‘peygamber soyu’, pardon, ‘peygamber devesi’ (Mantopètres) soyundan gelmediği kesin oysa...
Merak işte, genelde ‘üzerine lâzım olmayan işlere takılmak’ da deniyor.
Oysa, düşünmek, tam da bu noktada başlıyor.
‘Deve’ şöyle dursun, ‘Peygamber devesi’nin beyni kadar beyni olmak yeterli...
O, olsa olsa tam da ‘o’ olabilir.
Başka bir seçenek olduğunu bilen varsa beri gelsin.