Allahın Elçisi Muhammed Mustafa s Taif’ten üzgün olarak dönüyordu. Taifteki görece başarısız olan tebliğ faaliyetinden sonra, yaşadığı sıkıntılı halini Allaha arz ve tevekkül ile, ellerini göğe kaldırıp şöyle yakardı: )
Ya Rabbi!
Kuvvet ve kudretimin en zayıf haliyle, elimdeki çarelerin en basitiyle, insanların gözündeki en hafif şahsiyetimle Senin huzurunda Sana yalvarıyor ve Sana sığınıyorum.
Ey Merhametlilerin En Merhametlisi!
Sen yeryüzünde hakları ellerinden alınan Mustadafların Rabbisin. Sen benim Rabbimsin. Sen beni kimlere bırakıyorsun, beni sert ve haşin bir şekilde karşılayan bir yabancıya mı? Yoksa bir düşmana mı?
Şayet bana öfkeli ve dargın değilsen ben hiçbir şeye aldırış etmem, tahammül ederim. Fakat senin himaye ve koruyuşun benim için daha hoştur.
Dünya ve Ahireti düzene koyan, karanlıkları aydınlığa boğan nûrunun altında inecek olan gazabından veya bana musallat olacak öfkenden sığınacak tek varlık Sensin.
Yeter ki Sen benden razı ol, tüm niyazım Sanadır; zaten Senin dışında ne bir güç ne de bir sığınak vardır.
İbn-i Hişam, Siret, cilt:II, s.48.