PKK’dan ‘Evet’e Katkı

PKK’nın Ramazan Ayı boyunca saldırmayacağı iddiasını dillendirmiştim. Geçtiğimiz yıl ‘Kürt Açılımı’ başladığında, PKK yine benzer tavır içine girmişti. Açılım, ağzını sulandırmıştı. Vatandaş tepki gösterince, iktidar frene basıyor gibi yaptı ardından. Terörde o gündür bugündür iktidara ‘yola devam’, vatandaşa da ‘Açılıma karşı çıkarsan Türkiye’yi cehenneme çeviririz’ gözdağını verdi.

İktidar halk oylaması politikasını, iki temelde sürdürüyor. İlki darbe, diğeri ‘hayırcıların’ BDP ve PKK ile hareket ettiği.

Son günlerde ikinci tezi gerçek gösteren haberler duyulmaya başladı. Tunceli’de PKK’nın yol keserek ‘referanduma hayır’ deyin propagandası. Diğeri Şırnak’ın bir beldesinde AKP’li belediye başkanına mayın tuzağı. PKK ‘açılımdan rahatsız, bu yüzden AKP menşeli objeleri hedef seçiyor’ tarzı haberler, halka duyuruluyor.

PKK’nın iktidardan rahatsız olacağı bir konu yok. Kürt sorunu vardır deyip, Anayasanın elverdiği ölçüde açılım yapan, halkın hazmetmesi aşamasında olduğunu duyuran AKP’ye PKK niye saldırsın? Açılıma karşı mı? ‘Karşı’ denilerek, ‘PKK istemiyorsa, açılım iyidir’ düşüncesi hakim kılınmak isteniyor. Aynı düşünce, halk oylamasında da kullanılıyor.

Referandum sürecine PKK’nın katkı sunacağını, Cengiz Çandar açıklıyor:

“Nitekim, Demokratik Toplum Kongresi’nin sonuç bildirgesi, “çift taraflı ateşkes” çağrısında bulundu. Çift taraflı ateşkes” çağrısında, PKK sözcüğünün daha öne yazıldığı gözümden kaçmadı… Bunun anlamı, PKK’nın çok yakında bir “ateşkes ilanı”na gitmesi demektir… Aldığımız duyuma göre, 15 Ağustos hatta daha da öncesinde 13 ya da 14 Ağustos’ta PKK’nın “ateşkes ilanı” ciddi bir ihtimal halinde…

12 Eylül referandumunun ve o bağlamda “Türkiye’nin demokratik geleceği”nin önü, geçen haftaya oranla, şu anda çok daha açık… PKK’nın ateşkes ilanı ve İmralı’dan gelecek sağduyulu mesajla daha da açılacak.” ( Cengiz Çandar- 11 Ağustos 2010 – Hürriyet)

Terör örgütü, Ramazan dolayısı ile ateşkes ilan edecek-miş. Ne tesadüf ki referandum öncesine denk düşüyor. Bu arada BDP’nin ‘sandığı boykot’ eyleminin gevşetileceği, hatta seçmeninin ‘evet’ diyeceği ortamın oluşturulacağı ifade ediliyor.

Başbakanın, MHP-CHP, BDP ile aynı safta söylemi, AKP, BDP-PKK birlikteliğine dönüşüyor. Hep öyleydi. Allah bir yastıkta kocatsın.

Hayırlısı diyelim, hayır olsun.

* * *

Memur mu, Yedi Kocalı Hürmüz mü?

AKP imalatı pakette ki sendika ile ilgili madde ilginç. Yani zaten şu anda uygulanıyor. Sendika ile hükümet anlaşamazsa, zaten hakem kurulu vardı. Var da iktidara dediğini yaptıracak konumda değil. Yani yeni bir şey getirilmemiş. Getiriyor gibi yapmışlar.

Yok, var yeni bir şey. İşçi ya da memura birden çok sendikaya üyelik hakkı verilmiş. Bir kişi, diyelim iki iş kolunda çalışıyorsa(ne demekse bu? Sanki Türkiye’de iş bolluğu, işçi azlığı var) iki ayrı sendikaya üye olabilecek.

Düşünün bir sendikası Memur sen, diğeri Kamu sen meselâ. Aslında demek istediğim şu. Çalışanı yedi kocalı Hürmüze çeviriyorlar. Aslında konu Hürmüz meselesi de değil. Sendikaları güçsüzleştirmek. İktidarın kontrolüne girmeyene tasfiye.

O yüzden 12 Eylülde fikir beyan etsek mi, etmesek mi diye düşünen sendikalar fikirlerini açıkça söylemeli. Hatta sadece söylemekle kalmamalı, meydanlara inmeli.

12 Eylülden sonra ne hakkını savunacağı memur, ne de savunacakları hak kalmayacak.

Benden söylemesi.


Neval KAVCAR, 13 Ağustos 2010