PKK Eylemleriyle AKP'ye, AKP Mevcut Siyasetiyle PKK'ya Hizmet Ediyor, Açın Gözlerinizi…
Size “Kan Çarçella’dan akacak”, dedim, beni duymadınız, anlamazdan geldiniz, daha dün Çukurca’da 10 şehit… Çukurca nerede? Çarçella’nın hemen batısında…
Öncesinde iki askerimizi Yüksekova’da, sonra yine Çukurca’da yol ortasında kurşunladılar, iki şehit... Yüksekova nerede? Çarçella’nın doğusunda…
Gelelim Hakkâri’ye, Şemdinli’ye… Öveç köyü yakınlarında mayınlı saldırı ve üç şehit, bugün, yani 28 Ağustos 2011… Öveç nerede? Çarçella’nın Bembo’ya açılan kapısında, yani hemen yanı başında…
Peki ya hemen öncesinde yapılan saldırılar? Mehendi deresinde bir şehit, yani Çarçella’nın Konur vadisine açılan kapısında… Beyyurdu’nda yol timine saldırı, bir şehit… Yeşilova’da mayın… Tekeli’de pusu…
Nedir tüm bunların taktik anlamı, hiç düşündünüz mü?
Teröristler Hakkâri yöresinde cirit atıyor demektir, Şemdinli, Yüksekova ve Çukurca’da… Buralarda cirit atabilmesi için Hakurk, Basyan ve Avaşin’de kamp kurmuş demektir, Barzani bölgesinde, Irak kuzeyinde, hemen yanı başımızda… Buralarda kamp kurup Hakkari, Şemdinli, Yüksekova’da ve Çukurca’da eylemler yapabiliyorsa, Çarçella’yı mesken tutmuş demektir…
Çarçella nedir? Bir dağ kütlesi, üç binli rakımlarda… Hakkâri, Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca’nın tam ortasında… Avaşin, Basyan, Hakurk ve Jerma’nın merkez üssü konumunda, yurt içinde… Barınmaya, saklanmaya, eylem için toplanmaya, eylem için dağılmaya uygun bir dağ kütlesi…
Çarçella nedir? Teröristlerin efsane haline getirdiği, adına türküler çığırdığı, şiirler yazdığı bir dağ… Hesapların sorulduğu, hesapların verildiği, havasında ölüm kokan bir dağ…
Yapın büyük çaplı bir operasyon ve yıkın bu efsaneyi tez elden!
Ama nasıl?
Çarçella’ya vurabilmeniz için, Basyan ve Avaşin’i vurmanız gerek… Basyan ve Avaşin’i vurmanız için, Hakurk ve Zap’ı vurmanız gerek… Bunları gerçek anlamda vurabilmeniz için de Irak kuzeyine bir kara harekâtı yapmanız gerek, zaten bütün mesele de burada!
Kara harekâtı ama nasıl?
Şimdiye kadar çok harekât yapıldı ama sonuç vermedi, neden? Çünkü ülkemizi yöneten siyasetler, ülkemizi yöneten hükümetler, harekâtı yapan Türk Ordusu’na asla bir SİYASİ HEDEF vermedi de ondan! Vermeyince ne oldu? Siyasi hedefi olmayan kara harekâtı, yurt içi bir operasyonun devamı olarak yapıldı, teröristlerden vurulan vuruldu, kaçan kaçtı, harekât bitince kaçanlar geri geldi eski yerlerine, yani aynı tas aynı hamam oldu bu iş…
Şimdi yine kara harekâtı gündemde ama SİYASİ HEDEF’ten bahseden yok, anlaşılan o ki AKP siyaseti ordumuza siyasi hedefler vermeyecek… Yani tıpkı eskisi gibi, Hakkâri bölgesinde verdiğimiz şehitler üzerine başlatılan bir yurt içi operasyon Hakurk ve Basyan’a uzanacak, biraz terörist öldürülecek, işbirlikçi medya. ”KAHRAMAN TÜRK ORDUSU PKK’YI BİTİRDİ” diye naralar atacak, kaçanlar Barzani’ye sığınacak, yani ihanet senaryosu dönüp duracak ve biz şehitlerimize ağlamaya devam edeceğiz, BUNA İZİN VERMEYİNİZ!
Siyasi hedefi olmayan bir kara harekâtı yapılamaz, yazıktır şehitlerimize!
Türk Ordusu tuzağa çekiliyor, BUNA İZİN VERMEYİNİZ!
Şehit haberleriyle yoruyorlar bizi, bıktırmak istiyorlar, “ne olacaksa olsun” dedirtmeye çalışıyorlar, bu tuzağa düşmeyiniz!
PKK eylemleriyle AKP’ye, AKP mevcut siyasetiyle PKK’ya hizmet ediyor, bunu görmüyor musunuz!
Ekim ayında açılacak olan Meclis’e hazırlık yapıyorlar, Anayasa değişikliği için, teröristlere, İmralı’ya af için zemin hazırlıyorlar, aynı zamanda Türk Ordusu’na duyduğumuz güveni yok etmeye çalışıyorlar, açın gözlerinizi!
AKP-PKK aynı yolun yolcusu bunlar, baksanıza AKP siyasetine, komşumuz Suriye’nin para kasalarını donduruyor ama PKK’ya bir şey yok, PKK’nın kasaları Avrupa’da dolaşıp duruyor, “DUR” diyen yok!
Çarçella’ya harekât yapılması şarttır ama Basyan ve Hakurk’u vurmak kaydıyla!
Basyan ve Hakurk’un yok edilmesi şarttır ama kara harekâtı yapılmak kaydıyla!
Kara harekâtı yapılması şarttır ama SİYASİ HEDEFİ olmak kaydıyla, hedefsiz harekât olmaz!
Muhalefetteki partiler mevcut siyasetleri derhal değiştirilmelidir, çağrılar Meclis’teki gurup toplantılarında değil, açık meydanlarda halkımıza yapılmalıdır.
Atatürkçü Düşünce Dernekleri derhal Ankara’da bir Çalıştay düzenlemeli ve izlenecek yol haritasını açıkça ortaya koymalıdır.
Ülkü Ocakları aynı şekilde Ankara’da toplanmalı, gidişatı masaya yatırmalı ve yol haritasını çizmelidir.
MHP ve CHP ile Atatürkçü Düşünce Dernekleri ve Ülkü Ocakları, destek veren tüm sivil toplum örgütleri, demokratik ortamda özgür düşüncelerini artık yapacakları eylemlerle ortaya koymalıdır. Anadolu ve Trakya karış karış gezilmeli, tehdidin yakın ve ağır olduğu halkımıza anlatılmalıdır. Halkımızdan yardım ve destek istenmelidir.
Bu amaçla da ilk yapılması gereken iş, “SİLİVRİ HUKUKU”nu, bizzat yerinde protesto etmek, beraberinde, tüm illerimizde “ŞEHİTLERİMİZİN HESABINI SORMAK” için gösteriler yapmak olmalıdır.
Bu iş böyle gitmez, gitmemeli, gitmeyecek!
Ne gücünüz varsa şimdi ortaya koyun, sesinizi halkımıza duyurun, halkımıza güvenin, sağduyusuna güvenin, halkımız seçti bu siyaseti, yine halkımız değiştirecektir!
Yeter ki halkımız tehlikeyi bir görsün!
Erdal SARIZEYBEK, 28 Ağustos 2011
erdalsarizeybek@gmail.com