PKK’nin gücü AB’den

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

PKK’nin gücü AB’den

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Ara 15, 2008 5:02

Eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal’ın hazırladığı Kuzey Irak raporunda ilginç saptamalar var

3 ülke başı çekiyor “Irak’ın Kuzeyindeki Muhtemel Gelişmelerin Türkiye’ye Etkileri’ raporunda, Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin Türkiye’deki Kürt kökenli yurttaşlar üzerinde oldukça etkili olduğu vurgulanırken PKK ile mücadelede AB ülkelerinin desteğini kazanmanın da yaşamsal önemde olduğuna dikkat çekildi. Eski MİT Müsteşarı Köksal’ın raporunda, “PKK, Kuzey Irak’tan çok, gücünü AB ülkelerinden ve özellikle Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerdeki yapılanmalarından almaktadır” denildi.

‘Erbil’den izleyin’ Köksal’ın raporunda yer alan bazı önerileri şöyle: Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile ilişkileri sağlam bir temele oturtmak. Ekonomik, kültürel, sosyal her türlü ilişkiyi geliştirmeyi amaç edinmek. Kurulacak ilişkilerin veya yapılacak temasların önüne, bunların “tanıma” anlamına gelebileceği gibi soyut engeller koymamak ve Erbil’de süratle bir başkonsolosluk açarak olayları içeriden izlemek, hem de gelişmeleri şekillendirmeye çalışmak yararlı olacaktır.

Raporda, bölgesel Kürt yönetiminin Türkiye’deki Kürt kökenli yurttaşlar üzerinde oldukça etkili olduğu belirtilirken PKK ile mücadelede AB ülkelerinin desteğini kazanmanın yaşamsal önemde olduğuna dikkat çekildi.

Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Sönmez Köksal tarafından hazırlanan “Irak’ın Kuzeyindeki Muhtemel Gelişmelerin Türkiye’ye Etkileri’ adlı raporda ilginç saptamalar yer aldı. Raporda, Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin Türkiye’deki Kürt kökenli yurttaşlar üzerinde oldukça etkili olduğu belirtilirken PKK ile mücadelede AB ülkelerinin desteğini kazanmanın da yaşamsal önemde olduğuna dikkat çekildi. Raporda, “Zira PKK, Kuzey Irak’tan çok, gücünü özellikle AB ülkelerinden almaktadır” denildi.

Bilge Adamlar Stratejik Araştırma Merkezi için hazırlanan 32 sayfalık raporda özetle şu görüşlere yer verildi:
    - Amerikan kuvvetlerinin hangi bölgede kalıcı üs kuracağı Türkiye açısından önemli bir sorundur. Amerikan kuvvetlerinin Kuzey Irak’ta kalıcı üs edinmeleri muhtemeldir. Bu, İncirlik Üssü’nün önemini azaltma yanında, Türkiye’nin Irak’a ve özellikle Kuzey Irak’a dönük politikaları açısından yakından izlenmesi gereken stratejik önemde bir gelişme teşkil edecektir.

    - Bölgesel yönetim liderlerinin verdikleri beyanatlar özellikle Kürt kökenli vatandaşlarımız üzerinde artan ölçüde geniş etki yaratmaya başlamıştır. Ülkemizin her yöresinde AB hukuk normlarının her gün daha kuvvetle uygulama bulması, bireysel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması, Kuzey Irak’taki sistemle var olan çelişkiyi ülkemiz lehine daha da avantaja dönüştürebilecektir.

    - Kürt bölgesel yönetiminin kontrolündeki bölgelerde üslenmiş olan PKK teröristleriyle mücadele daha hassas bir dengeye oturmuştur. 1998 yılına kadar serbestçe yapılan hava/kara vb. askeri operasyonlar, yeni koşullar muvacehesinde (karşısında) işgalci güç olarak ABD’den izni alınma yanında, Bağdat merkezi hükümeti ve yerel Kürt yönetiminin hassasiyetlerini de göz önünde tutma gereğini ortaya çıkarmıştır.
‘İnandırıcı önlemler’
    - Terörle silahlı mücadele ederken yıllardan beri tartışılan terör-sivil kesim-halk kitleleri bağının kesilmesine, dağdaki militanları silahsızlandırma, silah bıraktırma ve sivil hayata entegre etmeye yönelik yeni, inandırıcı ve uygulanabilir önlemler demeti geliştirilmelidir.

    - PKK ile mücadelede AB ülkelerinin desteğini kazanmak yaşamsaldır. Zira PKK, Kuzey Irak’tan çok, gücünü özellikle AB ülkelerinden ve özellikle Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerdeki yapılanmalarından almaktadır.
Sönmez Köksal raporunda, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile kurulacak ilişkinin niteliğine ilişkin önerilerde de bulundu. Eski MİT Müsteşarı’nın önerileri şöyle:
    - Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile ilişkileri sağlam bir temele oturtmak.

    - Kurulacak ilişkilerin veya yapılacak temasların önüne bunların “tanıma” anlamına gelebileceği gibi soyut engeller koymamak ve Erbil’de süratle bir başkonsolosluk açarak hem olayları içeriden izlemek hem de gelişmeleri şekillendirmeye çalışmak yararlı olacaktır...

    - Bölgesel yönetim ve yöneticilerine karşı kullanılan dilin ırkçı ve hakaretamiz nitelikte olmaması; izlenen politikaların Kürt milliyetçiliğini güçlendirici sonuçlar vermemesine dikkat edilmesi önem kazanmaktadır...

    - İngiltere ile de düzenli bir istişare mekanizması oluşturulması ve bu bölgenin geleceğine ilişkin olarak gerek Washington, gerek Londra, gerek Tel Aviv Türkiye’nin Kuzey Irak vizyonuna yaklaştırılmaya çalışılmalıdır.



Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen borabey » Pzt Ara 15, 2008 14:34

Sayın eski müsteşar ve 32 sayfalık rapor sahibi bilge adama !.. söylenecek ve yazılacak çok şey var ama.. nezaketimiz buna engel...

Rapor tarihi ile Sayın Cumhurbaşkanının olası 20 aralık ırak ziyareti ile örtüşen zamanlaması bir harika...

Dah önceki analizlerimde , defalarca açkladığım gibi ...dış güçlerin (hadi adını açık yazalım..çünkü bilge adamlarda raporda açıkca atıfta bulunuyorlar ABD İngiltere İsrail AB...geriye ne kaldı..) ülkemiz üzerinde oynadıkları oyunun genel stratejisi artık deşifre oldu.

"açık bilgi" yöntemi ile kamuoyu oluşturma, alıştırma, saptırma, sapkınlaştırma tam gaz devam ediyor..

Yukarıdaki bilge rapor, bu oyunun güzel bir sahnesi...

Kamuoyunda K.Irak ve yönetimine yönelik milli tepki ve bu tepkinin ışığı altında Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılacak br ziyaretin, K.ırak yapılanmasını kabullenme meşrulaştırma anlamına gelmesinin ötesinde üzerinden geçile geçile silinme noktasına gelen kırmız çizgilerimizi kökünden kaldıracak bir gayrimilli davranışı önünü açma raporudur.

Rapor aynı zamanda bir talimatname niteliğindedir.
K.Irakı tanı..
ERbilde konsolosluk aç..
Türkiyeye yönelik , Türkmeline yönelik,Türkmenlere yönelik ,insanlığa yönelik her türlü insanlık dışı davranışlarda bulunanlara yönelik uslübünü düzelt...
Türk ve Türkmen Milliyetçiliğini çağrıştıracak ve hakaretamiz anlamına gelecek ifadeleri kullanma..
İngiltere üzerinden ABD AB ve İsraile TESLİM OL...

BAŞKA EMRİNİZ VAR MI? BİLG(İ)E(SİZ) ADAMLAR..

Bir de aba üstünden (eskiden altındandı şimdi açıkca) sopa gösteriyorlar..
K.Irakta kurulacak yeni ABD üsleri İncirliğin stratejik önemini azaltır, kaldırır..

Ey gafiller,
Ey şaşkınlar...
Açın Avrupa,Ortadoğu,Asya haritasını ve incirliğin stratejik konumuna bir kez daha bakın..
İncirlik kadar değil,
Daha az da olsa stratejik konum olan alternatif bir yer ve/veya bölge olsa ABD incirlikte bir saniye durmaz..
Tezkere ZAMANI DA BU OYUN OYNANDI...
Romanyada, K.Irakta... şurada burada yeni üs bölgesi oluşturuldu oluşturuluyor, İncirliğe Türkiyeye ihtiyacımız kalmadı dendi.. geldiğimiz noktada İncirlik daha muhkem daha stratejik ve daha kapsamlı olarak ABD çıkarlarına hizmet vermeye ve her geçen önemini daha da arttırmaya devam ediyor..
Keşke evet keşke ABD defolup gitse de bağımsızlığımızı göbeğine saplanan bir hançeri çıkartıp atsak...

Beyler,

Oyunu bu kadar açık oynamak artık ayıp olmuyor mu?
Bu Milleti ne zannediyorsunuz...

İç odaklı teröre karşı eski bir MİT müsteşarı olarak dış odaklı bir tezgahın sözcülüğü yakışıyor mu?

Milli Güvenliğimizin can suyu olan milli istihbaratın asli görevi, K.Irak sözde liderlerinin türkiye üzerindeki etkinliklerinin arttığını (malumu ilan) mı tespit edip kamuoyu ile paylaşmak mı,
yoksa bu artış bir Milli risk faktörü halinde geliyorsa (ki geldi ve geçti bile) bunu bertaraf edecek istihbarat ve politikaları oluşturmak mı ...
Elbette ki ikincisi...
Ama birincisi dış güçlerin isteği,
İkincisi milli görev ve gereklilik..
Her zaman olduğu gibi..Dış Odak kazanıyor..Milli lik yerlerde...
Elbette YANLIŞ HESAP BAĞDATtan döner ve dönecektir de...
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

Tartışılan rapor

İletigönderen Türk-Kan » Sal Ara 16, 2008 7:01

Tartışılan rapor

Köksal’ın hazırladığı “Kuzey Irak Raporu” farklı değerlendirmelere neden oldu. Diplomatlar ve terör uzmanları, AB’nin PKK’ye desteğinin bölgesel Kürt yönetimi desteğiyle karşılaştırılamayacağını söyledi.

Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Sönmez Köksal’ın hazırladığı “Kuzey Irak Raporu” farklı değerlendirmelere neden oldu.

Emekli Tuğgeneral Cihangir Dumanlı, Avrupa ülkelerinin terörü desteklediğinin bir gerçek olduğunu, ancak bu desteği Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimiyle karşılaştırmanın yanlış olacağını söyledi. Bölgesel yönetim lideri Mesud Barzani’nin “Bağımsız Kürdistan” mesajı vermeyi sürdürdüğünü de anımsatan Dumanlı, buna karşın raporda Irak’ın kuzeyindeki oluşumla daha sıkı ilişkiler kurulması gerektiğinin vurgulandığına dikkat çekti. Bunun bir hata olacağını belirten Dumanlı, “Biz bir yandan Irak’ın toprak bütünlüğünü koruyun diyoruz, bir yandan da Kuzey Irak’la resmi diyaloğa giriyoruz. Bu Irak’ın parçalanmasına Türkiye’nin destek olmasından başka bir şey değil. Biz Almanya’da bir sıkıntı olduğunda Bavyera Eyaleti’yle mi görüşüyoruz. Ben rapordaki bu yaklaşımı yanlış görüyorum” diye konuştu.

Terör uzmanı Nihat Ali Özcan, Köksal’ın raporunda bazı önemli ayrıntıları atladığını belirtirken “Destek kavramı çok elastik ve dinamik bir konu. Zaman içerisinde değişebilir. Bir dönem AB önemli olur, bir dönem Kuzey Irak” diye konuştu. Raporda tüm AB ülkelerinin terörist organizasyonlara aynı şekilde yaklaştığının varsayıldığını da belirten Özcan, İngiltere, İspanya, Fransa ve Hollanda’nın teröre bakışlarının tamamen farklı olduğunu savundu.

‘Barzani’nin etkisi artıyor’

Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Ercan Çitlioğlu, Avrupa ülkelerinin PKK’ye uzun dönemden beri destek verdiğini söyledi. Bu desteğin, örgüte ideolojik yakınlık, davayı haklı görmek ya da Kürt sorununa sempati ile bakmaktan kaynaklanmadığını kaydeden Çitlioğlu, “AB ülkeleri PKK’yi Barzani’ye bir alternatif olarak görüyorlar. Ve PKK’yi bu konuda kullanıyorlar” dedi.

CHP’nin dış politika kurmaylarından emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ da, eski MİT müsteşarı tarafından yazılan raporda doğrular ve yanlışların bulunduğunu söyledi. Raporda, Barzani’nin Türkiye’deki Kürt kökenliler üzerinde ciddi etkisi olduğu saptamasının bulunduğunu kaydeden Elekdağ şöyle konuştu: “AB ülkelerinin PKK’ye yardım ettikleri bilinen bir husustur. Bu kapsamda AB ülkelerinin desteğini kazanmak önemlidir. Ancak PKK’nin özellikle Kuzey Irak’tan almayıp AB’den destek aldığı yönündeki ifade gayet hatalıdır. Yanlış strateji yanlış ilaç gibidir, öldürür.”



Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56


Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x