PKK'nın "İtibar"ı!..
Başbakan Erdoğan’a Bosna’dan dönerken: "Terör örgütü sivil ölümler olunca eylemleri üstlenmiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" diye sorulmuş.
İşte cevabı:
"Sivil can kaybı olduğu zaman kendilerinin de itibarının kaybolacağını düşünüyorlar; ama yeri geliyor sivillerin üzerine gidiyorlar. Antep ve Bingöl gibi..."
Pes ötesi!.. PKK ne zamandan beri "itibar"lı? Asker, polis, korucu öldürünce "itibarlı", sivil vatandaş öldürünce "itibarsız" oluyor öyle mi? Türk Milleti tüm ölümlere aynı nefret ve öfkeyi gösterdiğine göre, güvenlik güçlerini öldürmenin PKK’ya "itibar" kazandırdığını düşünen kimlerdir?
Erdoğan’ın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un: "Hükümet, PKK’ya Oslo’da federasyon sözü verdi." iddiasına cevabı da bir hayli ilginç: "Çıksın bana şunu ispat etsin. Benim gönderdiğim istihbarat teşkilatının başındaki müsteşarımın ya da yardımcısının altında imzası var mı, yok mu? Eğer böyle bir şey gösteremiyorsa o adamlar namerttir. Oradaki konuşulanlar için sen: 'Anlaşmadır.' diyebilir misin?".
Her şeyi konuşacaksınız, anlaşma aşamasına geleceksiniz; sonra: "Altında imzamız var mı?İspatlamayan namerttir." diye celalleneceksiniz. PKK tezlerinin yılmaz savunucusu eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş bile: "Protokolün altına devletin imza atması beklenemez, böyle bir şey olmaz." demişti Oslo pazarlıklarının patladığı günlerde. Bir de imza konsaydı bari!.. Peş peşe katliamlar o imzalar atılmadığı için değil mi zaten? Terörle müzakere eden, imza atacak kadar "umut" veren kim? Asıl mesele budur. Unutmadan, İmralı görüşmeleri gündeme geldiğinde de: "İspatlamayan şerefsizdir." denmemiş miydi? İspatlandı: "Hükümet değil, devlet görüşüyor." denildi.
Peş peşe şehit cenazeleri kalkarken PKK’nın "itibarı"ndan söz etmek... "Altında imzamız mı var?" gibi bir savunma yapmak... Hâlâ: "Terörle mücadelede neden başarılı olamıyoruz?" diye soruyor musunuz?
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler...
Müyesser YILDIZ, 17 Eylül 2012