PKK’ya “eyalet” mesajı!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ne değişti, ne dönüştü… Sadece demokrasi tramvayının nimetlerinden yararlanıp, 2. Cumhuriyete geçişin temellerini hazırladı… Şimdi de başkanlık sistemini tartışmaya açtı… Bunu sırf kendisi için istediği söyleniyor. Kimin nereye geleceğini kimler, nasıl kararlaştırır bilemeyiz, ama şu kesin; kimin ne olacağını Allah bilir!..
Erdoğan bizi başkanlık sistemi değil, eyalet sistemine hazırlıyor olmasın?!.. Ne demek mi istiyorum? Şimdilerde, 1993’te başkanlık sistemi için “Bu Amerikan emperyalizminin bize tavsiyesidir” dediği tartışılıyor ya, o lafları ederken söylediği başka şeyler de vardı. Bunları tek tek hatırlayıp, yorumlayalım ki, hangi aşamalardan geçtiğimizi ve sıranın hangi aşamaya geldiğini daha iyi anlayalım.
Zaten o konuşmalarının başlığı 2. Cumhuriyet tartışmalarıydı…
Demişti ki; “Bize göre, demokrasi ancak araçtır… Eğer halk totaliter rejimi istiyorsa, buna saygı duymalıyız.” . Fazla söze hacet yok, yaşayıp, görüyoruz!..
Demişti ki; “Resmi ideoloji ırkçı bir kişilik taşıyor, bu yapısıyla da, milli bütünlüğü koruması mümkün değildir. Şu anda T.C.’nde 27 etnik grup yaşamakta. Bu 27 etnik grubun da varlıklarının tanınması gerekmektedir. ‘Türkiye Türklerindir’ gibi tezler yanlıştır”. Bu da tamam. Hatta “açılımlar” sayesinde etnik grubumuz 36’ya çıktı!..
“Rejim tıkanmıştır, çürümüştür, etrafa rahatsız edici kokular salmaktadır… Türkiye’nin yarınında artık ‘Kemalizm’ veya benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur… İstiklâl Mahkemeleri vasıtası ile kurulan darağaçlarını, kimlerin ve hangi suçlamayla idam edildiğini nasıl izah edecekler? Tevhid-i Tedrisat Kanunu nelerin önünü tıkamak, nelerin önünü açmak içindi? Harf inkılâbı vasıtasıyla bir ülkenin tamamının bir anda sıfır okur-yazar seviyesine indirgenmesi kimlere yaramıştır?” şeklindeki sözlerini geçiyorum
Şöyle bir soru sorulmuştu; “Bu değişim süresi içerisinde eğer, ülke içinde yaşayan bazı grup insanlar milli yapı içerisinde kalmak istemezlerse ne olacak?.. Örneğin Kürtler biz ayrı yaşamak istiyoruz diyebilirler…”
Erdoğan da demişti ki; “Onun kararını halk verecek. Bu durumda belki Osmanlı eyaletler sistemi benzeri bir şey yapılabilir. Eyaletler içinde bir sistem olabilir diyorum”.
Anayasa paketini “sırat köprüsünden” geçirirken, başkanlık sistemini tartışmaya açması sadece cesaret gösterisi miydi? Yoksa PKK’nın Meclis’teki uzantılarına bir mesaj mı verildi?
Neyin mesajı? Maşallah el birliği ile Kürt kökenli vatandaşlarımızı ayrı bir millet gibi göstermede büyük mesafe alındı… Sivas’tan öteye hat çizildi… PKK, şimdilik “eyalet sistemine” razı… Eeesi, “Sen Anayasa değişikliğine destek ver… Millet ve muhalefet bununla cebelleşirken, ben de yeni bir baskınla Kamu Reformu Tasarısını çıkarayım” denmiş olmasın?
Malum bu tasarı iktidarın ilk yıllarında Meclis’ten çıkarıldı. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, “Türkiye’nin üniter yapısını sıkıntıya sokacağı” için veto etti. Şimdi Çankaya’da böyle bir tehlike kalmadığına göre!..
Tüm bu işaretler, Anayasa’dan sonra “eyalet” baskınının geleceğini haber vermiyor mu?
Başbakan Erdoğan’ın, “Başkanlık sistemi Amerikan emperyalizminin tavsiyesidir” sözü için de birkaç laf edeyim. Niyeyse bu bir “çelişki, aslına inkâr” şeklinde sunuldu.
Amerikan emperyalizmi “BOP”a dönüştüğüne, AKP de bunun “eş başkanlığını” üstlendiğine göre, onun “tavsiyesinin” yerine getirilmesi niye çelişki olsun ki? Erdoğan, “Türkiye’nin Ortadoğu’da bir görevi var. Biz BOP’un eş başkanlarından biriyiz, bu görevi yapıyoruz” dememiş miydi?
Bugün 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı… Atama lâyık bayramlar için dileğim ve duam şu;
Ülkemiz ve milletimiz için biz büyüklerin beynine ve midelerine kramplar girsin… ABD, AB, NATO, IMF, Dünya Bankası, cemaatler ve liderlere devredilen, “milli egemenlik” aslına rücû etsin!..
Çocuklarımız abuk sabuk sınavların peşinde helâk edilmesin… Midelerine kramp değil ekmek, beyinlerine Türk gencine yakışır bilgiler, yüreklerine huzur, güven ve mutluluk girsin… Tecavüz, taciz, istismardan da ırak kalsınlar!..
Müyesser YILDIZ, 23 Nisan 2010