Plan ve Kan!
Sekiz şehidin ardından TRT ŞEŞ bir kürt lehçesiyle daha, yayın açılışını Barzani’nin katılımıyla yapıyor! Şehitlerimizi daha toprağa vermeden iktidar ve ana muhalefet partisi aktörleri, canlı yayınlarda ‘demokratik özerkliğin’ faydalarından bahsediyor…
Sonra genç bir arkadaş sayfamıza yakınıyor… ‘Siz de her fırsatta iktidara çatıyorsunuz! Şehitlerimizi siyasete alet etmeyin!’
Körleştirme operasyonunda, algı kanserini yayma da bir ölçüde başarılı oldukları kesin..
Kanser hücresini toplumun algısına yerleştirip, metastas yapmasını saplayan yöntemleri devreye soktular.. Aç bilaç, bıraktıkları başıbozuk düzene iane pompalarken Amerikan ‘derin’ devletinin yol haritasına uydular.. Şimdi kendileri de kıskaçtalar!
Çünkü bu gidişin sonu bu işin yerel memurlarını da silip süpürecek! Kaos sadece halkı değil, yönetimi de alt üst edecek!
Sadece son 5 seneye şöyle bir bakın.
2007’de Washington’un ‘derin’ adamı David Philips ‘PKK’nın silahsızlandırılması’ adlı raporu yazdı.. Raporda verilen yol haritası: ‘PKK’ya af, tutukluların serbest bırakılması, Türksüz bir yeni Anayasa’ydı.
Raporun medyatik adı AÇILIM olacaktı.
2009’da HABUR girişiyle başladı! Oslo süreciyle devam etti.. Terörle müzakere edildi! Bilgiler, çıkarları çatışan gruplar tarafından medyaya sızdırıldı..
Katil Öcalan da ‘Devletle görüştüğünü’ beyan etti.
‘Kürt sorununun demokratik anayasal çözümü gerçekleşmezse topyekun savaş dönemi başlar!’ dedi.
Ardından Ergenekon süreciyle ‘Türk ordusunu kafesledik’ diyen ajan Barkey, ‘demokratik özerklik olmazsa, bir kalkışma olacağını’ söyledi.
Amerika’dan gelen yol haritasında ‘gidiş’ açık ve net olarak belirlenmişti:
‘Türk toplumu ‘TOPLUMSAL, EKONOMİK VE SİYASAL İSTİKRARSIZLAŞTIRMALAR’la boğuşacak, bu durum giderek yoğunlaşacak, iç savaşlar ve bölgesel savaşlarla ekonomik yaptırımlar hayata geçirilecek ve uzun vadeli karmaşık stratejilerle değişim zamana yayılacaktı!’
Tüm bu süreç, tüm siyasi partilerin sürece katılmasıyla şekillenecekti… STK’lar ve medya Türk milletinin kulaklarına süreci zerkedecekti! Plan buydu.
Son aşama Türksüz Anayasa idi. 2010’da belkemiği açıklandı.
Prof. Ergun Özbudun, ‘Devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü korumanın devletin amaç ve görevleri arasından çıkarılması’ teklifiyle ekranlara çıktı. Profesör ‘…Ulus devletten eyalet sistemine geçişin önünde hiçbir anayasal engel kalmamalı.’ diyordu.
Son 2 yıl süreç iyice hızlandırıldı.. Baş döndürücü bir hâl aldı.
2011 başında Arap Baharı adı altında geniş Ortadoğu’da katliamlar başlatıldı. Bahar operasyonu Suriye’yi kana buladığında Suriye Kürtleri ve PKK biraraya getirilmiştir. Özgür Suriye Ordusu adı verilen terör grubuyla PKK masaya oturtulmuştur. Suriye ve İran’daki Kürt örgütlerle anlaşma sağlanamamışsa da Barzani, Kandil ve PKK/BDP’nin yeni Anayasayla birlikte ‘demokratik özerklik’ konusunda ilk adımı atması ve sonra bu vakuma diğerlerini katması hesaplanmaktadır. Tüm bu süreci ABD büyükelçisi Adana konsolosu ve bölgedeki çok sayıda ajan yönetmektedir.
Habur’dan başlayan ve OSLO süreciyle devam eden AÇILIM süreci ve küresel sırtlanlar denetimindeki terör örgütü on binlerce vatan evladının kanına girmiştir.
Tüm bu süreçte Amerikan ve NATO gizli servisleri ve içerdeki siyasi ve ekonomik işbirlikçileri çocuklarımızın katledilmesiyle sonuçlanan bir Amerikan planını yürütmüşlerdir.
Türk milleti bu keskin dönemecin farkına ya şimdi ya da az sonra varacaktır!
Banu AVAR, 19 Haziran 2012
banuavar@superonline.com