Düşünceleri, eserleri ve yaşamları ile yakın tarihimize damgasını vurmuş düşünce adamlarımız, aydınlarımız "Portreler Galerisi" ile TRT 2 ekranında...
Türkiye'nin düşünce - kültür tarihindeki sığlıktan ya da popüler kişiler yetiştirdiğimizden söz eden yorumlara esaslı bir cevap olan bu belgeselin amacı, Türkiye'nin yetiştirdiği bu kıymetli simaları tanıtmak. "Portreler Galerisi", kitleler tarafından fazla önemsenmiş isimlerle ilgili yeni bir çalışma olmak yerine, yakın tarihimize damgasını vurmuş farklı isimlere dikkat çekmeyi hedefliyor.
"Portreler Galerisi"nin bu bölümünde Nurettin Artam yer alıyor.
1920'lerden sonra İstanbul'da tecrübe mahiyetinde radyo yayınları yapılmaya başlanmış, 1927'den sonra da biraz daha programlı olarak İstanbul Radyosu yayın yapmaya başlamıştı.
Pazar hariç her akşam ''Radyo Gazetesi'' diye on beş dakikalık bir konuşmada iç ve dış olayların bir çeşit özetli yorumu yapılırdı. Konuşmayı hazırlayan ve okuyan Nurettin Artam, ''Toplu İğne'' takma adıyla mizahî manzume ve fıkralar yazardı. "Radyo Gazetesi"nin saati gelince herkes evde suspus olur, kulaklarını açar, Nurettin Artam'ın "Günün siyasi manzarası şöyle görünüyor" diye başlayan konuşmasını, "Şen ve esen kalın!" diye bitirişini adeta hûşû içinde dinlerdi.
Mustafa Kemâl Atatürk'e:
"Biz, O'nun gövdesine tapan bir putperest değil, ölmez eserine ve mânasına bağlı bir şuuruz. Çünkü O, kendi vücuduyla beraber kaybolacak fâni bir milletin değil, kendi mânasıyla beraber yaşayacak ebedi bir milletin yaratıcısıdır."
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.