PÜF İle Gelen, ZART İle Gider - Zahide UÇAR

PÜF İle Gelen, ZART İle Gider - Zahide UÇAR

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eyl 17, 2009 18:22

PÜF İle Gelen, ZART İle Gider

Günlerdir Aydın Doğan’a kesilen fahiş ceza konuşuluyor. Aydın Doğan, kudretli medya patronu… Medyanın kartelleşmesinden sorumlu, zamanın birinde Türkiye başbakanı olan Mesut Yılmaz’ı pijama ile karşılayan zat. O başbakan sayesinde çıkartılan kartel yasaları... ABD kumandalı 28 Şubat tezgahının medya ayağı Doğan Grubu... O 28 Şubat sonrasında boşaldı bankalar.REFAH-YOL irtica sebebi ile değil, küresel sermayenin bankası LONDRA Bankasından Türkiye’nin parasını istediği için, tabak-çanak satan züccaciye medyanın parasını kestiği için, Kumarhaneleri kapatmaya kalktığı için, Türk Halkını soymaya alışmış 500 ailenin almaya alıştığı parayı emekliye, memura, işçiye verdiği için yıkıldı. İlk defa memura %50 veren REFAH-YOL hükümetidir. İşte o nedenle REFAH-YOL yıkıldı. Hükümetten istifa etmesi için milletvekillerine açık çekler verildi. Sonra Demirel Mesut Yılmaz’ı başbakan yaptı. RTE’nin bir başka versiyonu Mesut Yılmaz… Yüce divanda “zaman aşımından” beraat etmiş Mesut Yılmaz… AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer diyen Mesut Yılmaz…

Aydın Doğan Milliyet ve Hürriyet’e nasıl sahip oldu? Milliyet Abdi İpekçi’nin, Hürriyet Çetin Emeç’in öldürülmesinden sonra el değiştirdi.

Geldiğimiz nokta ne? Kuralsız gelen kuralsız gider. Bataklık açarsanız o bataklık eninde sonunda sizi de içine çeker.

Halkın uyutulup uyuşturulmasında Doğan Medyasının az katkısı olmadı. BBG evleri, Ali Kemal takımına tahsis edilen köşeler “milli olan yazarları tenzih ederim”, ülkenin beyin çöküntüsünde 4.kol faaliyeti gibi yapılan yayınlar Doğan Medyasında yapıldı.

Teşkilatı Mahsusa’nın ele geçirdiği Siyonist Teşkilatın 22 maddelik ilkede (1892) yazılı birkaç maddeye göz atalım:

    "Genç nesilleri mugayiri ahlak telkinlerle ifşat etmeli.

    Aile hayatını yıkmalı.

    Mukaddesata hürmeti yıkmalı, hürmetle anılan kimseler hakkında rezilane vakalar uydurmalı.

    Hudutsuz bir lüks, baş döndürücü modalar icat etmeli, çılgınca sarfiyatı teşvik etmeli.

    Kalabalıkların vakitleri, eğlenceler, oyunlarla oyalanmalı, kişiler düşünmekten alıkonmalı.

Doğan Medya grubu da diğer bazı gruplar gibi yukarıda ki maddelere uygun yayınlar yapmadı mı?

Kendi muhabirini başbakanlığa sokmayan Akif Beki’yi yazar diye bünyesine katabilen ilkesizliğe ne demeli?

Cem Uzan’a yapılan linç olayında Aydın Doğan grubu ne yaptı? Aydın Doğan zevkten dört köşe olmadı mı?

Cem Uzan’da gücünü parasından alarak zamanın ulaştırma bakanını yatağından kaldırıp gece yarısı Telsim’in satış işlemini gerçekleştirmişti. PTT Genel Müdürlüğü bahçesine helikopter ile inmişti(!)...

Neymiş? Nemrut-Firavun gibi gelen Nemrut-Firavun gibi gidermiş.

Basının baskı altına alınması Hitler faşizmidir. Böyle bir uygulamayı onaylamak mümkün değil ama, bataklık kuranların da sivrisinekten şikayet etmeye hakkı yoktur.

Oktay Ekşi şimdi yazmaya başlamış. Basına baskı yapılıyor öyle mi? Sabahı şerifleriniz hayırlı olsun efendim(!).. Siz Basın Konseyi Başkanı değil misiniz? Banu Avar yabancı konsolosların talimatı ile işten atılırken nerede idiniz? Hükümet baskısı ile onca gazeteci işinden oldu, Basın Konseyi olarak üç maymunu oynadınız. Seyrettiğiniz zulüm kapınıza dayandı, köşelerinizin derdine düştünüz. O zaman adama sorarlar:”Acıttı mı Bey’im?”

Şimdi ne diyelim? Gırnata yakılıp yıkılırken şehri bir kaya arkasından ağlayarak seyreden krala annesinin söylediği gibi: “Ağla oğlum ağla, er gibi savaşamayana şimdi kadınlar gibi ağlamak yaraşır” desek, yiğit Türk Kadınına hakaret olur.

AÇILIM-SAÇILIM

Kıbrıs’ı Rum’a açtılar seyrettiniz, Ege’de kıta sahanlığı meselesi savaş nedeni olmamalı dediler es geçtiniz. PKK ile mücadele etmediler, edilmesini engellediler görmediniz! AB-D emretti, bunlar emir telakki etti utanmadınız…

Şimdi sıra geldi ABD, İsrail, Fransız, Alman, İngiliz taşeronu PKK’nın taleplerini yerine getirmeye. Yetmedi, açlıktan kırılan Ermenistan’a kapı açmaya…

Adamlar Kıbrıs’ta Rum’un çıkarını, Güneydoğu Anadolu’da Sevr taşeronu PKK’nın çıkarını Türk Devleti’nin çıkarı üzerinde tutuyor. Ermenistan’ın çıkarını Türkiye ve Kardeş ülke Azarbaycan’ın çıkarı üzerinde tutuyor. Neden? Bunların vatan derdi yok! Mecburiyetleri var. Kendi mecburiyetleri ülkenin mecburiyeti haline getirildi. Gizli-kapaklı yapmıyorlar, her şeyi açık yapıyorlar. Anlamamış gibi yapanlar ülkeye sahip çıkması gereken kurumlar ve halktır!

Türk Halkı celladına aşık olmuş bir mahkum gibi seyrediyor.

TUTTUĞUNUZ ALTIN MI OLDU?

İbni Sina Hastanesinde yatarken asistan ve intörn doktorların mutsuz ve ışıksız gözleri dikkatimi çekmişti. Taburcu olurken uzman doktora bu mutsuzluğun sebebini sordum. Maddi sıkıntılar ve önlerini görmeyişleri demişti. Yetersiz personel ile çok yoğun çalışıyorlardı. Niye bu duruma geldiniz diye sorduğumda "artık üniversite hastanelerinde doktor kalmıyor" diye izah ettiler. "Özel hastaneleri canlandırmak için böyle bir politika uygulanıyor olabilir mi" diye sorduğumda aldığım cevap “aynen öyle” oldu.

Üniversiteler çökerse doktor kalitesi bozulur. Transfer ettiğiniz doktorlar nerede yetişti sanıyorsunuz? Bostanda mı?

Bir tanıdığım Antalya’da Medical Park hastanesinde böbrek nakli oldu. Aslında Akdeniz Üniversitesinde olacaktı ama üniversitenin nakil yapan doktorları ekip olarak Medical Park’a geçmiş. Başarılı bir ekip, çok sayıda nakil yapılıyor. Medical Park’a Emine Erdoğan’ın ortak olduğu söyleniyor.

Gecekondudan başlayan hayat, mücevher dükkanı, gemicik, hastane, villalar, Dünya Bankasında görev… Dünyanın en zengin liderleri arasında 8. sırada gösterilen bir başbakan. Oğul, damat, ana, baba… Türkiye Türkiye olalı böyle “dahi” bir aile görmedi(!).. Neye el atsalar altın oluyor(!)..

Allah’a ibadeti de ticaret gibi algılayanlar, her yaptığı ibadeti “cennet” için yapar. Böyle din-ibadet anlayışına hep gülmüşümdür. Hem sonsuzluğun sahibi bir Allah var diyeceksin, sonra da bakkaldan alışveriş yapar gibi “cennet” için para gibi sevap biriktirmeye çalışıp ibadeti ticaret gibi yapacaksın. Dini böyle anlayan, emin olamadığı cenneti, emin olduğu mal-para için terk eder.

Yunus Emre ne demiştir? “ Cennet cennet dedikleri, birkaç köşkle birkaç huri. Onu isteyene ver, bana Sen’i gerek Sen’i”. Çünkü o sadece Allah’ın Rızasına talipti.

Allah ile ibadetini bakkal alışverişine indirgeyenler, dünya işlerini de çıkar üzerine kurarlar.

Yalnız unutmayın ki; “Rüzgar eken Fırtına biçer. Zulüm eken Cefa biçer.”

Daha kestirmesi:

PÜF ile gelen ZART ile gider!..

Z_eucar@yahoo.com.tr


Zahide UÇAR - 16 Eylül 2009, İnternetajans
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x