RAMP RAMP TRAMP
Dünya kamuoyu ‘yine’ yanıldı.
Yine ‘sürpriz’!
Yine ‘sondaj’ firmaları tutturamadılar.
Şimdi de ‘yana yana’ Donald Trump ne yapacak diye bekliyorlar.
‘En doğru yanıt’: « Trump öylesine işler yapabilir ki bugünden tasarlayabilmenin olanağı yoktur» biçiminde olabilir.
Peki ama bu ‘milyarder kovboy’ her istediğini yapabilir mi?
Öyle ‘Amerikan’nın derin devleti’, ‘komplo kuramları’ ya da ‘medya kuşları’nın söylediklerine bakarak değil ama biraz olsun ‘yöntemli düşünme’ye dayalı bir öngörüde bulunulacak olunursa, ‘Evet Trump çok şey yapabilir’ denilebilbilir.
Cumhuriyetçi/ Demokrat
Sözde ABD’de iki parti var: biri Cumhuriyetçi diğeri Demokrat.
Daha baştan sanki bu iki ‘kavram’ biribiribine karşıtmış gibi sunuluyor.
Sonra her ikisi de ‘Liberal’. Değil mi ama?
Ee tamam o zaman, öyleyse ‘yok biribirlerinden farkları’ denilip geçilebilir.
Kaldı ki ‘çok bilmiş’lerimiz de aynı sonuca varıyorlar Aristo mantığı’yla.
Tam liberal mi yoksa sosyal-liberal mi acaba?
‘Ekonomik liberalizm’den mi yana yoksa ‘politik liberalizm’den mi?
‘Cumhuriyetçi liberalizm’i mi savunacak yoksa ‘demokratik liberalizm’i mi?
Cumhuriyetçi Parti’den seçildi ama ‘Demokratik Cumhuriyetçi’ olmasın sakın?
Soru çok ama yanıt yok
Yukarıdaki sorular çoğaltılabilir.
Ve her soruya on katı kadar ‘tür’den yanıt verilebilir.
Bir o kadar ‘çeşit’li.
Böylece yeni seçilen Amerikan Başkanı dolayısıyla, bildiklerimizle bilmediklerimizden bir ‘türlü çeşitli’ ya da çeşitli bir ‘türlü’ yapabiliriz.
Soslu salçalı.
Bir yeni ‘Öğreti’ zamanıdır
Her yeni Amerikan Başkanı’nın yeni bir ‘Öğreti’ ortaya koyduğu bilinir.
‘Monroe Doktrini’, ‘Wilson İlkeleri’, Roosevelt’in ‘New Deal’i, ‘Truman Doktrini’ vb.
Daha dün Kovboy Reagan bile ‘Reaganizm’ öğretisini ileri sürmedi mi?
Ekonomi politikte bir çığır açmadı mı?
Arz Ekonomisi.. ‘Ecomonomie de l’offre’
Hani şu Harvard’lı başbakanımız Tansu Çiller’in ‘iki anahtar’lı ekonomisi.
Anahtarlardan bir Özer bey’de idi ama öbürünü kim aldı hâlâ bilinmiyor.
Ve bu Ronald Trump da Reagan gibi ‘Cumhuriyet’çi partiden..
Ve bana kalırsa bir yeni ‘öğreti zamanı’dır.
Trump’un seçim döneminde söyledikleri de kimi ‘ipuçları’ veriyor ama, ama asıl içinde bulunduğumuz dönem ‘gebe’.
Ve şimdilik ‘ana karnında’ olan ‘yeni düzen’ kuşku yok ki Trump’un uygulamarıyla biçimlenecek.
O nedenle kızsak da kızmasak da ‘ABD’nin tutumu’nu, gözetmek anlamında iyi izlemeliyiz derim.
Ve önce beyinlere kazınmış değil ama ‘kafamızın içinde asılı duran’ tüm ‘sahte kavramları’ sorgulamamız gerekir.
Başta ‘Başkanlık’ olmak üzere, ekonomiden politikaya, felsefeden psikolojiye, jeopolitikten ‘strateji’ye değin, tüm, ama tüm kavramlarımızı yeniden ele almamız gerekiyor.
Çünkü bugüne değin bunların hiçbirini ‘yerli yerinde’ kullanmadığımız gibi, ‘ne anlama geldiğini’ bilmeden kullandığı(n)ız da bir gerçektir.
Ronald Trump sayesinde, her konuşmasından sonra, hazırcevaplar vermek yerine, ‘acaba ne demek istedi’ diye, açıp ‘geçmiş’te bu kavram ne için kullanılmış bugün ne anlama geliyor diye sorgulamakta yarar var derim.
İleri geri kullandığı(m)ız her ‘terim’ ve ‘kavram’ı, yeniden düşünmemiz gerekiyor.
Kaldı ki son otuz yılda, her kavramın içi öylesine ‘boşaltıdı’ ki, hiçbirinin kullanıldığı yerle hiçbir ilgisi kalmamış gibi.
Basındaki ‘Trump yorumları’ da en iyi göstergesi.
Hiçbirinin ayakları yere basmıyor.
Oysa, dünya değişiyor, Trump istese de değişecek istemese de, ama şurası kesin ki Trump bizden önce ‘değişim’i kavrayıp dillendirecek.
Kovboyca da olsa, anlamaya çalışmak gerekiyor.
En çok da ‘ben zaten demiştim’ diyenler yanılacak.
Çünkü onlar bilmediklerini bile bilmiyorlar.
Habip Hamza Erdem