RAUF DENKTAŞ,YÜCE BİR ÇINAR…/ Dr. Noyan UMRUK
"SAĞLIĞINDA NİCE EHL-İ HÜNERİN
BİR TUTAM TUZ BİLE YOKTUR AŞINA
ÖLDÜRÜRLER EVVEL ONU KAHRINDAN
SONRA BİR TÜRBE DİKERLER BAŞINA"
Ferit Kam’dan
13 OCAK GÜNÜ VEFAT EDEREK, SONSUZLUĞA GÖÇEN ;
KKTC.KURUCUSU,MÜCAHİT DEVLET ADAMI,
CUMHURBAŞKANI RAUF RAİF DENKTAŞ'I
RAHMETLE / HASRETLE VE HÜRMETLE ANIYORUZ.
27 Ocak 1924’de Baf’ta toprağa düşen tohum, bugün gözlerimizin önünde, Lefkoşada Tanrının bir lutfü gibi Kıbrıs semalarında oluşan gökkuşağının altında, Kıbrıs Türk halkını, Anadolu insanını, Türk dünyasını ve tüm mazlum ülke halklarını şefkatli ve bilge kanatları altına alan yüce bir çınar…(1)
Haklı çıkmanın onuru ile başı dik bir yüce çınar…
Ne güzel şey, sağlığında haklı olduğunu tevazu ile izleyebilmek…
Yalnızlığına ve kırgınlığına rağmen kendisine karşı olanları, kendisini kıranları da şefkatli kanatları altına alabilmek, büyük ihtiyacımız olan birleştirici önderliğin örneği olabilmek…
Saygın bir büyükelçimize(Turgut Tülümen) “Keşke Türkiyede seçimlere katılabilseniz de engin zekanız ve deneyiminizle başımıza geçseniz” dedirtebilmek...
Ne güzel şey, bir ulusal davayı tüm mazlum uluslara örnek olurcasına,
“Bizim Kıbrıs diye bir meselemiz yoktur!” (Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, TBMM -1953) çıkış noktasından..
“Ya taksim ya ölüm” kavşağına...
Oradan da..
Barış Harekâtı üzerinden...
KKTC gerçeğine…
Ve Kıbrıs Türk toplumunu kendi vatanlarında özgürce yaşayabilir konuma getirebilmek…
Ve de ne güzel şey küçücük bir toplumun lideri iken, yüzyılın en dikkati çeken devlet adamlarından biri olabilmek…
0’nun Vasiyeti…
“…Söyle onlara, burası bağımsız bir cumhuriyettir' diye bağırdı, yüce bir çınara dönüşürken O.
Bu vasiyet, Kıbrıs Türk yönetimi ve halkına, T.C. yönetimi ve halkına, Türk dünyası liderlerine, başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm mazlum ülke yönetim ve halklarınadır.
Gelecekteki T.C. hükümetlerine ve diplomasisine büyük bir görev düşüyor: Haklılığını kanıtlamış olan bu vasiyeti “ulusal ant’a” ekleyerek, KKTC’nin tanınması için ciddi çaba göstermek…
T.B.M.M.’e hitaben yaptığı konuşmada “…kuvvetli bir Türk birliği oluşturmalıyız…” diyen Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev başta olmak üzere tüm Türk dünyası liderlerine düşen ise, bu dünya için önemli bir zenginlik olan bir liderin vasiyetini yerine getirerek KKTC’i tanımak…
Başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm mazlum ülkelere düşen ise bu yöndeki gelişmeleri desteklemek…
Gençler için bir çıkarsama…
Bitirirken,şimdilerde pek de kıymet-i harbiyesi kalmayan Avrupa vatandaşı olma cazibesine kapılan gençler kendilerine şu soruyu sormalıdırlar: O’nun gibi bir liderleri olmasaydı, Kıbrıs Türklerinin geleceği ne olurdu?
Bu sorunun yanıtı, aziz dostum baba tarafından Girit Türk’ü rahmetli Pamir Bezmen’in özenli çevirisiyle okurlara kazandırdığı Nicholas Stavroukilis’in Yunanistan’da yasaklandığı söylenen “Lavanta Lavanta” adlı kitabında Girit Türklerinin başına gelenler anlatılırken, hazin bir şekilde veriliyor:(2) Planlı ve zamana yayılmış biçimde uygulanan bir pogrom,(3) adada tek bir Türk bırakmamacasına…
Selam olsun “Toros”lardan Yüce Çınara…
(1) Rauf R. DENKTAŞ; Karkot Deresi, Remzi Kitabevi , İstanbul, 2005 (Denktaşın, Karkot Deresi’nde geçen çocukluk, ilk gençlik ve öğrenim yıllarıyla başlayıp, Kıbrıs Türklerinin varolma savaşımıyla süren anılarında, serüvenlerle dolu renkli yaşamöyküsünden ilginç kesitleri , Mısır’daki falcının kehanetini, Londra’da tek kuruşsuz kalışını ,Ankara’da umarsız bekleyiş ve yavru vatan hasretini, Kıbrıs’a gizlice çıkma girişimini, ölümle burun buruna gelişini… Makarios’un akıl almaz oyunlarını…Grivas’ın Türkleri yok etme planlarını romansı bir dille anlattığı kitap.)
(2) Nicholas Stavroulakis, Lavanta Lavanta, Çeviri: Pamir Bezmen, PMR yayınları, İstanbul, 2000
(3) Pogrom: Dinsel, etnik veya siyasi nedenlerle bir gruba karşı yapılan şiddet hareketleridir. Bu şiddet hareketleri genellikle evleri, işyerlerini veya ibadet yerlerini tahrip etmek, insanları dövmek, yaralamak, tecavüz etmek veya öldürmekten oluşur.