Recep Beyin Misyonu / Zahide UÇAR

Recep Beyin Misyonu / Zahide UÇAR

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Eyl 07, 2010 13:35

Recep Beyin Misyonu

Recep Bey iktidara oturalı 8 yıldır ne yaptı diye sorsam, ilk aklınıza ne gelir? Sürekli ekranlarda kavga eden bir adam değil mi?

Toplumun huzurunu bozan, insanları birbirine takan kişiler için Anadolu’da “at ile arpayı birbirine takıyor” denir. Recep Efendi at ile arpayı birbirine takıp kendini sıyırmakta gerçekten çok mahir.

Hükümet Öcalan ile pazarlık yaptı diyenlere “alçaktır-şerefsizdir” diyen Başbakan 2 gün sonra biz görüşmedik devlet görüştü diyor. BOP eş başkanı diyenleri gene şerefsizlikle suçluyor, akabinde 34 yerde kendisi BOP eş başkanı olduğunu söylüyor. Üstelik “bu görev bize verildi” diyor. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başbakanı denen zat AB-D’nin bir memuru olduğunu itiraf ediyor.

Küresel sermayenin memuru olan parmak çocukların verilen bir projeyi adım adım uygulamaya koyduğunu hep yazdık. Soğuk savaş sonrası direk MİT içine giremeyen CİA’nın bu sefer Fetullahcı kadro ile MİT’e girdiğini yazdık.

BOP eş başkanının Türkiye ile ilgili bir hedefini duydunuz mu? 8 yıldır küresel şebekelerin projesi olan büyük Kürdistan, aslında ikinci İsrail’i kurmak için uğraşıyor.

    1- Resme büyük bakalım. Bunlar gelir gelmez ilk iş Türk mafyasını içeri tıktılar. Böylece bölücü Kürt mafyasının önünü açtılar. Siz tek bir Kürt mafyasının yakalandığını duydunuz mu? (2006 da bunları yazdım, bazıları yeni uyanmış.) Türkiye’de ilkokulların önünde bile uyuşturucu satılıyor. Bu uyuşturucuyu temin edip satanların kim olduğunu sanıyorsunuz? Bölücü Kürt mafyasına dikensiz gül bahçesi sunanlar, PKK’nın en önemli gelir kaynağı olan uyuşturucunun bir kısmının da bölücü mafya eliyle ülkemizde dağıtıldığını bilmiyor mu? Basın neden hiç uyuşturucu haberi yapmıyor?

    2-
    Şemdinli olayları ve Van (ilk Silivri) özel yetkili savcısı Sarıkaya… Van 100. Yıl üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’ın tutuklanması ve tutuklanan Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın onur intiharı…

    3- PKK lehine değiştirilen terörle mücadele yasası…

    4-
    Bölünmenin alt yapısı olan ikiz yasaların çıkartılması.

    5- Medyasıyla, hükümetiyle sürekli PKK propagandası yapılması.. Halkın bıktırılarak “ayrılalım” demesini sağlamak için yapılan psikolojik savaş…

    6- Telefon dinlemeleri milli unsurların susturulması için uygulanan bir projedir!. İşportaya düşen telefon dinlemelerinde hiçbir AKP’linin olmayışı, garip bir tesadüf olarak hiçbir PKK’lının da olmayışı aslında AKP ile PKK’nın açık bir ittifakının delilidir. Genelkurmay Başkanı’nın konuşmalarını internete düşüren güç, acaba Osman Baydemir’i niye dinleyemedi. Uyuşturucu baronları, kaçak yakıtçılar, PKK’nın belediye başkanları dumanla mı haberleşiyor?

AKP küresel güçler adına ikinci bir Yahudi Devleti “Kürdistan”ı kurma görevi yapıyor. Bu projenin önünde durabilecek bütün engelleri elimine ediyor. Silivri Mahkemeleri ile, Erzurum Mahkemeleri ile… Kendileri de “Silivri olmasa Kürt açılımı yapamazdık” diye itiraf ettiler. Direncimizi ekonomik olarak da kırma politikaları güdüldü. Halk borçlandırıldı. Bankalarımız yabancıların kontrolüne verildi. Borsa zaten bizim borsamız değil. Gıda ve ilaç yönüyle de dışarıya bağımlı kılındık. Sularımızı da elimizden alma projeleri yürütülüyor.

Başbakan kaderde, kıvançta, tasada ülkü birliği yapmış, bir millet olmuş insanları etnik kökenleri kaşıyarak birliğimizin altına adeta dinamit koyma görevini üstlenmiştir. Milletimiz PKK ile Kürt vatandaşları ayrı tutuyordu, Recep Efendinin açılımı PKK ile Kürt kimliğini birleştirdi. Böylece etnik boğazlaşmaya zemin hazırlandı. İç savaş, etnik boğazlaşma olursa BM çağırılacak, ikiz yasalar bu plan için çıkartıldı.

Şayet evet çıkarsa bebek katili mutlaka bir şekilde af kapsamına sokulacaktır. Bu denemeyi 2 defa dolaylı bir şekilde af çıkartarak zaten yaptılar, başaramadılar.

Recep efendi şimdi yüksek yargının Alevi olduğunu ima ediyor. Bu söylem masum değildir. Kürt-Türk çatışması planlayan küresel sermaye, Alevi-Sünni çatışması da planlıyor. Başbakan da söylemleri ile bu projeleri adeta uygulam görevi yapıyor.

ABD çıkarına taş koyan, koyacak olan herkesi Truva atı CİA elemanı Fetullahçı çeteyi kullanarak Silivri sakini yaptı mı? Yaptı!. Aleviler AB’nin kendilerini azınlık olarak tanımlanmalarına karşı çıktı mı? Çıktı!. Yani küresel çetenin çıkarına çomak soktu. Alevilerin ikinci büyük suçu Atatürkçü, yani antiemperyalist olmalarıdır.. Şimdi Alevilerden de bir şekilde intikam alınıyor. Kısacası küresel sermayenin mafya yöntemleri… Saldıray Berk’e yapılan saldırıları da bu bilgi ışığında okuyabilirsiniz.

Türkiye’nin sırtını rahatça dönebildiği tek ülke olan Azerbaycan ile aramıza fitne sokuldu mu? Sokuldu. Yani nefes aldığımız pencerenin kapatılma provası yapıldı.

Türkiye’nin varlıklarının haraç mezat satılmasına tek engel, görünen haliyle zaten kuşa dönmüş olan yargı kaldı. EVET ile yargı görünüşte AKP’nin, gerçekte küresel sermayenin papağanı haline getirilecek. Böylece satamadıkları bütün değerlerimiz engel çıkmadan satılacaktır.

Şayet “evet” çıkarsa AKP'nin ikinci İsrail’i kurması önünde engel kalmayacaktır. Bu günkü koşullarda bile “özel mahkemelerine” dokundurtmayan AKP ülkenin heryerinde Silivri yargısı kuracaktır. CİA Irak işgali öncesi tespit ettiği direnebilecek güçleri nasıl yok ettiyse, içimizdeki CİA elemanları da direnişin kodlarını çözdü. Kozmik odada çözdü, basında çözdü, yargıda çözdü, ekonomide çözdü. Sıra geldi bu direnç noktalarını yok etmeye.

Hasan Demir Yeniçağ gazetesindeki köşesinde MHP eski Genel Başkan Yardımcılarından Ferruh Sezgin’in “evet” çıkarsa MHP’nin kapatabileceğini söylediğini yazmış. Ben de “günaydın” diyorum. 70 yaşındaki Mustafa Özbek’e bile sahip çıkmayarak hedeften kurtulacağınızı mı sandınız? Baykal’ı 1 Mart tezkeresinde “hayır” dedi diye Ergenekon’a tıkmaya kalkan güç sizi es mi geçecekti? Demirel’i Ergenekon çuvalına atma planı yapan güç hiçbir direnç noktasını es geçmez. Kıbrıs’ın Rum Devleti olmasının önünde engel gördüğü Denktaş’ı baypas eden güç sizi es mi geçecekti?

Dahası da var. Anayasa mahkemesi ele geçirilince Anayasanın değiştirilemez denilen maddeleri değiştirilecektir. Böylece federasyonun önü açılacaktır. İstanbul ikinci Vatikan olacaktır. Yunanistan’da yayımlanan To Vima Gazetesi, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Fener-Rum Patriği Bartholomeos arasında “kağıda dökülmemiş gayrıresmi bir gizli mutabakat bulunduğunu” iddia etti. Barto’da özerklik istiyor(muş)!!.. Yetmedi; Ermeni sınırı açılacak, Rum kesimine limanlar açılırken Rum kesimi tanınacaktır. Rum kesiminin AB’ye tek taraflı girişine onay vererek zaten dolaylı olarak tanımış oldular.

Yapılanlara karşı duracak kimse kalmayacak, zaten karşı durabilecekler Silivri tipi hapishanelere tıkılacaktır. Askerin sivil yargıda yargılanması demokrasi için istenmiyor, askerdeki olası direnişi kırmak için isteniyor. En ufak itiraz ve direnişte bulunanlar düzmece deliller ve düzmece gizli tanıklarla toplanıp içeri tıkılacaktır. Yani asker bir anlamda tasfiye edilecektir. Şu anda asker PKK’nın saldırısına uğradığında bile karşılık veremiyor. Karşılık vermek için bulundukları ilin valisine başvurmaları gerekiyor. Valinin de Ankara’ya.. Sonra da soruyorlar; “saldırı olmuş, niye yardıma geç gidildi” diye. Bu sorunun muhatabı vali ve meclistir. Tuhaf olan, asker bu gerçekleri kamuoyuna açıklamıyor. Buda sorgulanması gereken bir başka durum aslında.

Evet çıkarsa parti kapatılması meclis kararına bırakılıyor. Yani, çoğunluğu elinde bulunduran AKP’ye… Bir AKP valisi ne demişti? CHP kapatılmalı demişti değil mi? “Şimdi biz fişliyoruz” diyen vekil de, Kılıçdaroğlu’nun da ipi elimizde anlamına gelen laflar etmişti. Yani Hitler demokrasisi… RTE MHP’yi faşist diyerek AB’ye şikayet etmişti. Bu düşünceye sahip adamlar önlerinde durabilecek her engeli fütursuzca kaldıracaktır.

Bu Anayasa değişikliği Türk Halkı için yapılmadı, BOP’u hiçbir engele takılmadan uygulayabilmek için yapıldı.

Recep Efendi 8 yıldır bu gerçeği kapatabilmek için herkesle kavga ediyor. Sekiz yıldır Recep efendiden kavga dışında hatırlayabileceğiniz başka bir eylem var mı?


Recep Bey ile ABD demokrasisi ne kadar benzeşiyor. Biri Irak’ta gökten demokrasi yağdırdı. Misket bombalarının adı demokrasiydi. Irak’ın bütün zenginlikleri demokrasi adına talan edildi. Tarihi birikim ve belgeleri, müzeleri, tohum bankaları demokrasi adına yok edildi. Recep Bey’de demokrasi adına muhalif gazetecileri işten attırıyor. Demokrasi adına yatak odalarımızı dinletiyor. Demokrasi adına partilileri hayırcıları dövüyor. Demokrasi adına “benim valim” olmayı reddedenler merkeze alınırken “benim valilerim” olanlar kış günü buzdolabı dağıtıyor, hatta Cumhuriyete küfrediyor. Demokrasi adına şehit aileleri yaka paça meclisten atılıyor, coplanıyor. Demokrasi adına Tekel işçileri havuzlara atılıp coplanıyor. Hatta demokrasi adına sağlık ocağına bile biber gazı sıkılıyor. Demokrasi adına işverenler bertaraf edilmekle tehdit edilip hizaya sokuluyor. Yani Recep Efendinin deyişiyle “asma-kesme” demokrasisi.

Demokrasi adına sınav soruları çalınıyor. Demokrasi adına polis okulları ışık evlerine dönüştü. Demokrasi adına Soros’un uşakları ve yabancı istihbarat ajanları görev yapıyor(!).. Her melanetin adı oldu demokrasi.

AKP’nin misyonu Ortadoğu’nun kalbine ikinci bir İsrail hançerini sokmaktır. 8 yıldır yapılanları alt alta toplarsanız tablo net bir şekilde ortaya çıkar.
AKP ya deliğe süpürülecek, ya da aldığı görevi yerine getirecek. Görevini yerine getirmek için her türlü yolu deniyor. O denedikçe AB-D tam destek veriyor. Türk Halkına o kadar kazık attıktan sonra zaten yolundan geri dönemez. Recep Bey binlerce koruma ile geziyor. Binlerce koruma ile ancak işgal ordularının komutanı gezer. Benim de aklıma sadece yaveri ile geziye çıkan Atatürk geliyor.

AKP’nin hesap etmediği bu ülkenin gerçek sahibi olan Türk Halkıdır… Türk Halkı güvendiği kurumların işlevini yitirdiğini görürse, başının çaresine bakacaktır. Hanefi Avcı’nın söylediği gibi, kanunun olmadığı yerde insanlar kendi silahına sarılır. Yani, dağ kanunları konuşmaya başlar ve herkes kendi hukukunu uygular.

13 Eylül’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!!..


Not:1-
Erbakan bu yaşında şantaj demokrasisi ile esir alınmıştır. “Hayır” dediği için Mercümek ileri sürüldü. Mercümek Erbakan ailesi bana borçludur deyip yargıya başvuracağını söyledi. Zamanlamaya bakın, tam da “hayır” dediği zamanı beklemiş(!).. Kayıp tirilyon davası da Demoklasin kılıcı olarak başında sallandırılıyor.

Kılıçdaroğlu’na “aday olmayacaktım dedi, aday oldu” diye mantık dışı bir şekilde saldıran Erdoğan, Erbakan’a kendi yaptıklarını görmüyor. Refah Partisinin kapatılmasına sebep olan neredeyse bütün isimlerin Erdoğan tarafından önerilmiş olması acaba tesadüf mü? Anlaşılan o ki Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasını hazmedemiyor. Baykal’ı tasfiye edenlerin demek ki hesabı tutmamış. Onlar belki de CHP’nin birbirine düşüp dağılacağı üzerine hesap yaptı.

2-BBP’nin
“Evet”i: Yazıcıoğlu’nun niye yok edildiği ortaya çıkıyor. Yazıcıoğlu rahmetli olduğunda ilk demeci kim verirse ona iyi dikkat edin demiştim. Fetullah verdi(!).. Sonra öğrendikki GSM’ler sinyal sonuçlarını 1 Km. alan içinde TİB’e bildirmiş. TİB’in kimin elinde olduğu belli. Yazıcıoğlu yaralı kurtuldu diye haber yaptıranlar bulundu mu? Bulunmadı… Fetullah BBP’nin içine ve Alperen Ocaklarına sızdı mı? Sızdı. Dedim ki, Yazıcıoğlu’nu kim helikoptere yönlendirdi, ona da iyi bakın. Sen anladın ne demek istediğimi ey okur. Ilımlı İslamcıları biliyorduk da, Topçu sayesinde Ilımlı milliyetçilerimiz de oldu. Umarım bu durumu BBP tabanı iyi okur ve Yazıcıoğlu’nu yok eden güç ile beraber hareket etmez.



Zahide UÇAR, 7 Eylül 2010
Z_eucar@yahoo.com.tr
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x