RECEP’İN RIZKI
Ben Dr Recep’in sözlerine önem verenlerdenim. O nedenle, o konustu mu dikkatle dinlemeye çalıșırım. Ne söylediyse ‘tersinin doğru olacağı” varsayımıyla, gerçekleri bulmaya çalıșırım.
Zaman zaman o konuștuktan sonra, çevresindekiler onun öyle demek istemediğini söyleseler de, gerçek hep onun dedikleri içinden çıkarılabilir diye düșünürüm.
Ve onun söylediklerinin ‘tam tersi’ ne ise ‘en doğrusu’ o olmuștur.
Öyle devlet, ulus, bayrak, demokrasi gibi ‘derin kavramlar’ı biryana koyup, sözgelimi ekonomi gibi günlük yașam alanını ilgilendiren bir konuda Dr ne dedi?
“Hocam bana ‘Oğlum ekonomi risk demektir’ derdi”.
1° Bu üniversitede söylenmiș bir söz olamaz; çünkü üniversite öğretmenlerine ‘hoca’ denilse de, onlar üniversite öğrencilerine kesinlikle ‘oğlum’ diye hitap etmezler.
Lisede bile ögretmenler ‘arkadașlar’ diye hitap ederler öğrencilerine.
2° Hoca ile öğrencinin özel dersler dıșında birebir kalmaları sözkonusu olamayacağı için, en azından ‘hocamız bize.. diye bașlayan bir tümce kurulmadığına göre Dr Recep’in küçüklüğünden buyana özel olarak yetiștirildiği ileri sürülebilir.
Buna da, benim dıșımda kimse inanmayacağına göre, Dr Recep’in en yalın konularda bile doğru söylemediği kanısı pekișmiș olmaktadır.
3° Bu biçimsel tartıșmalar bir yana konulup, ișin özüne inildiğinde ise ‘yalanın büyüğü’ne ulașılmıș olacaktır.
Bu da Türkiye’de, ve de özellikle 1980’den sonra, ekonomi politiğin ne kamu ve ne de özel üniversitelerde öğretilmediği gerçekliğine götürür bizi.
Diploması da verilmiștir doktorası da, ama ekonomi politik anlatılmamıștır.
Evet ekonomi rızk demek olabilir ve bu anlamda risk.
Yabanıl çağ insanlarını düșünelim; rızkları için risk almak durumunda idiler. Ava giderken av olmak konumuna düșmeleri ișten bile değildi. Rızk ve riskleri içiçeydi demek ki.
Ancak insanoğlu örgütlülüğü ile tanınır, örgütlemesi ile. Örgüt varsa yönetmek vardır ișin içinde.
Ev ișlerini, ekmek ișlerini, haydi diyelim rızklarını da yönetebilmeleri gerektir. Avlanan yaban sığırının öğünlük olanından fazlasını bir sonraki ögünler için ayırmak; bir mevsim sonrası için saklamak, kısası bu tür yönetme ișlemlerine ev idaresi anlamında ekonomi denir.
Ekonominin en ilkel tanımı budur.
Ekonomi politik ise, Devlet-Ulusların ortaya çıkması ile birlikte ortaya çıkmıștır.
Değil mi ki, Devlet-Ulus olduktan sonra o devletin sınırları içindeki yurttașların geçimlerini yönetmek sorunu da ortaya çıkmıștır.
Peki bu așamadan sonra ne tür riskler olabilir acaba?
Öncelikle diğer Devlet-Ulusların o ülke insanlarının rızklarına gözkoymaları akla gelebilir.
Ve o arada, yine ava giden avlanır örneği, bașkalarının rızkına elkoymaya çalıșılırken kendi rızkından da olunabilir .
Bașkalarını rızkına da değil ırzına gözkoymuș olunması gibi bir șey.
İște ekonomi politikte, bugünkü anlamıyla risk almak demek, rızkını artırmak için çabalamak yerine bașkalarının rızklarını nasıl en kolay yoldan, nasıl çaktırmadan, nasıl yalan ve dolanla elde edebilirim șeytanlığıdır.
Doğrudan ırz düșmanlığı.
Demek ki, dr Recep’e hangi hocası anlatmıșsa bunu anlatmıștır.
Ancak ekonomi politiğin, Devlet-Ulus içinde üretici güçleri örgütleyip üretimi artırmak, bunun için plan-proje yapmak, araștırma ve geliștirmeye önem vermek gibi yönlerini anlatmamıș olduğu bir gerçektir.
İște bu ve benzeri gerçekleri bulup çıkarmak için dr Recep’i iyi dinlemek gerek.
Ne dediyse ‘tersi doğrudur’, ne yaptıysa tersi uğurlu, yararlı ve ekonomik.
Habip Hamza Erdem