Rejim değişikliği için zemin hazırlamak!

"Onların 29 Ekim'i varsa, bizim de 15 Temmuz'umuz var!" şeklindeki Twitter mesajının bir kamu görevlisinin adı kullanılarak yayınlandığı bildirildi... Yani bu bir trol mesajı imiş! Trol ne demek? Uzun uzun İskandinav efsanelerindeki yaratıklardan bahsetmek yerine "insan zararlısı" diyebiliriz! Kımıl zararlısı buğday ve hububata zarar veriyor, troller de doğrudan insanlara…

Diğer taraftan, Atatürk'e sosyal medya üzerinden devamlı hakaret eden Fatih Tezcan'a koruma verildiği iddiası, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen tarafından soru önergesi olarak Meclis gündemine taşındı.

Antmen, önergesinde "Atatürk'e ve Cumhuriyete her fırsatta küfür eden Fatih Tezcan'a neden dokunulmuyor? Fatih Tezcan'ı kim ya da kimler koruyor? Yasa maddelerinin açık, suçun açık olmasına rağmen neden bu kişi hakkında işlem yapılmıyor? Bu şahıs, seçilmiş ya da etkili konumda olan birinin ya da birilerinin talimatı ile mi Atatürk'e hakaret ediyor? Fatih Tezcan'a koruma polisi verildiği iddiaları doğru mudur?" gibi sorular sordu.

* * *

Bu iki konuyu bir kenara bırakalım. Bugün Türkiye'de Cumhuriyet'in temelleriyle hesaplaşan, bu sebeple de her fırsatta Atatürk ve İnönü'ye hakaret eden bir zihniyet, hâkim güçtür. Yani bu saldırılar öyle birkaç trolün kişisel tavrı değildir, organizedir ve iktidar tarafından pışpışlanmaktadır. 

Hatta bu tutum bir iktidar politikasıdır. Atatürk ve İnönü için "iki ayyaş" denilmedi mi?

Ayrıca Tayyip Erdoğan, geçen yıl, 15 Temmuz'un yıldönümünde, "15 Temmuz bizim yeni Çanakkale'mizdir, Dumlupınar'ımızdır, Sakarya'mızdır, yıllardır darbelerin, müdahalelerin, vesayet güçlerinin pençesinde kıvranan bu millet 15 Temmuz'da şahlanışını ifade etmiştir. Buradan aldığımız cesaret ve özgüvenle elde edeceğimiz bir sonraki zafer 2023 hedeflerine ulaşmak olacaktır." diyordu.

Yani, devletin temelini 15 Temmuz'a dayandırıyordu!

Yine geçen yıl bu zamanlar bana gelen bir mesajı hatırlatayım:

"Arslan abi, eşimin yeğeni, Harp okulu sınavlarına girdi. Sözlü sınavda kendilerine şöyle bir soru yöneltildiğini söyledi:

- Çanakkale savaşları mı bir destandır yoksa 15 Temmuz mu?

'Çanakkale savaşları bir destandır' diye cevap veren bütün adayları elemişler!"

* * *

İktidar bir taraftan S-400'lerin alınması gibi "ABD'den ve NATO'dan bağımsız kararlar alabilen egemen devlet olmak"tan bahsediyor ama diğer taraftan, devletin başlangıcını ve dayandığı temeli henüz aydınlatılamamış ve Av. Hüseyin Özbek'in tespitiyle, Türk ordusunu Balkan bozgunundan beter bir kaosa sürükleyen 15 Temmuz'a bağlıyor!

Geçen yıl ifade ettiğim gibi "15 Temmuz, Türk ordusunun içinden vurulduğu bir ihanet günüdür. Aynı gün, hainlere gereken cevap verilmiştir ama arka planda neler olduğu henüz anlaşılamamıştır. Kurulan araştırma komisyonu, iktidarın devleti paralel bir örgüte teslim ederek işlediği suçları, ana muhalefete yıkmak için çalışmıştır.

1923'te kurulan Yeni Türkiye Cumhuriyeti devletinin temeli, Atatürk'ün ifadesiyle, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürüdür.

Peki temeli yalana dayanan devlet olur mu? Böyle bir devlet yaşar mı?"

* * *

15 Temmuz, Türkiye kalesinin içeriden fethedilme girişimidir. FETÖ başaramadı ama iktidar bu fırsattan istifade sistemi değiştirdi ve her gün Atatürk'e küfrettirerek rejimi değiştirecek sosyal psikolojiyi oluşturmaya çalışıyor.

Yani bu hakaretler, bilimsel bir stratejinin gereğidir, birkaç trolün işi değildir. Bunu, kale kapılarını yıkmak için kullanılan ve "koçbaşı" denilen silindirlere benzetmek mümkündür.

Fakat saldırdıkça Türkiye kalesinin kapılarını daha da güçlü hale getiriyorlar, bunun farkında bile değiller!

Arslan BULUT, 18 Temmuz 2019
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr