Tuğgeneral üniformalı Ermeni cani; AntranikMehmetçik karşısında hiçbir zaman direnç gösteremeyen Ermeni Taşnak çetesinin en ünlü komutanı General Antranik, hıncını masum halktan çıkarmıştı. Haine bağlı çeteler, Doğu Anadoluda terör estirmişti
Birinci dünya savaşından önce ve savaş esnasında, Ermeni taşnak çetesinin en ünlü komutanı olan General Antranik, 1865 yılında Şebinkarahisarda doğdu. Cinayetlerle daha çocuk yaşta tanıştı. Babası ile tartışan bir Türkü öldürdükten sonra İstanbula kaçtı. Burada bir süre geçici işçi olarak çalıştı. Genç yaşta Hınçak çetesine mensup Ermenilerle işbirliği yaparak, bir Türk polis şefini öldürme işini üzerine alınca hapse atıldı. Ancak, çeteler hemen imdadına yetişti. Antraniki hapisten kaçıran komitacılar, kendisini Batuma gönderdi.
İsyanlara bizzat katıldı1884 ve 1896 yıllarında Ermenilerin Sason, Muş ve Vanda çıkardıkları isyanlara bizzat katıldı. 1901 yılında çıkan Muş isyanında binlerce masum Türkü katlederek, Antranik Paşa lakabını aldı. O dönemde Londrada bulunan Ermeni Bogos Nubar Paşa, Anranike gönderdiği telgrafta, bütün güçleriyle Van, Erzurum ve Bitlisi savunmasını isteyerek, her türlü finansal destek garantisi veriyordu. 1904te Batılı devletlerin müdahalesi üzerine Bulgaristana yerleşti. Meşrutiyetin ilanından sonra İttihat ve Terakki rejimiyle işbirliğini savunan Taşnaksutyun yönetimine karşı tavır aldı. 1914te Erzurumda toplanan 8.ci parti kurultayı, yaklaşan Dünya Savaşında Osmanlı Devletine sadık kalma kararı alınca parti yönetimine baş kaldırarak Rusyaya geçti. Rus ordusuna bağlı Ermeni gönüllü alaylarını örgütledi.
İhanet edince kulağını kestilerMart 1915te Vanda başlatılan isyanı destekledi. Ocak 1916da Rus ordusuyla birlikte Bitlise girdi. Van olaylarına misilleme olarak kenti yaktı ve sivil halktan çok sayıda kişiyi öldürttü. Kazım Karabekir komutasındaki Türk askerleri tarafından yakalanan hain kulağı kesilerek cezelandırıldı. Hiçbir zaman Osmanlı ordusuna karşı duramamış sadece sivil masum halkı katletmişti. Son olarak Karabekir Paşanın Erivan sınırlarına kadar ilerlemesi nedeniyle görevine yine ruslar son vermişti.
Ermenilere de savaş açtı1918 başlarında Rus ordusunun dağılması üzerine Erzurumda Batı Ermenistan geçici hükümetini kurdu. İlerleyen Türk orduları karşısında hezimete uğrayınca Kafkasyaya çekildi. 28 Mayıs 1918de kurulan Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti Türkiye ile anlaşma yoluna gidince, yönetimle bağlarını kopardı. Kendisine bağlı birliklerle Ermenistanın güneyindeki Zangezur Dağlarına çekilerek gerilla hareketi başlattı. Kendi resmini taşıyan bayrağıyla Nahçevan ve İran Azerbaycanına seferler düzenledi. Ermeni hükümetiyle barışmaya razı oldu ve tuğgeneral rütbesini aldı. Batılı ülkelerin dev-reye girmesiyle ülkeyi terk ederek ABDye yerleşti.
Erivana heykeli dikildiAynı zamanda gerilla lideri olan Antranik, 1922 yılında önce Avrupaya, oradan da Amerikaya geçti. Fresnoya yerleşti. 1927de burada öldü. Bir sene sonra kemikleri Parise getirilerek Père Lachaise Mezarlığına gömüldü.1965 yılında, doğumunun yüzüncü yıldönümü sebebiyle, Ermeniler tarafından bir çok yerde anıldı. 1999 yılında ise Ermenistanda Antranik için gümüş hatıra paraları ve kartpostallar bastırıldı. 15 Şubat 2000 yılında ise, Paristeki kemikleri buradan Erivana getirtildi ve devlet töreniyle yeniden gömüldü. Erivanın ana meydanına Antranik heykeli dikildi.
Tverdohlebofun anılarında adı sıkça geçiyorRus Yarbay Tverdohlebofun 1917 ve 1918 tarihleri arasında Erzurumda görevliyken tanık olduğu olayları anlattığı Gördüklerim Yaşadıklarım adlı anı çalışmasında da Antranik adı sıkça geçiyor. Genelkurmay Başkanlığı tarafından kitap haline getirilen çalışmada şöyle deniyor: Antranik, 17 Şubatta Erzuruma geldi. Hiçbir zaman Ermeni tarihiyle ve onların iç politik hayatlarıyla ilgilenmediğimiz için, Antranikin Türk uyruklu olduğundan, Türk Hükûmeti tarafından eşkıya ilan edildiğinden ve idama mahkum edildiğinden, hiçbirimizin haberi yoktu. Antranik, üzerinde muharip nişanları ve askeri haçı bulunan Rus tuğgeneral üniformalıydı. Antranik geldikten sonra kale komutanlığı vazifesine başladı. Antranikin geldiği gün, özellikle de Tepeköyde Ermeniler, cinsiyet ve yaş ayrımı gözetmeksizin tüm silahsız sivil halkı katlettiler.
Türkler kayboluyorduSivil halka yönelik münferit şiddetin ardı arkası kesilmiyordu. Ermeniler, faaliyetlerini şehirden, bizim göremeyeceğimiz civardaki köylere taşımışlardı. Şehre yakın köylerdeki Türkler kayboluyorlardı. Bu kayıpların nasıl ve nereye olduğunu bilmiyorum. Silahsız, yaşlı, kadın ve çocuk öldürdüklerini öğrenince, eski Romalı tarihçi Petroninin haklarında: Ermeniler de insandır, fakat evlerinde dört ayakları üzerinde yürürler sözü aklıma gelmişti.
Sivil halka acımadılarErmeni çeteler, kaçmadan önce karşılarına çıkan sivil halktan hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadı.
Kaçarken bile katliam yaptılarSivilere saldıran çeteler, aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 800 Türkü kurşuna dizdiRus Yarbay Tverdohlebof, anılarını yazdığı kitabında Erzincandaki bir çatışmadan bahsederken, 800 Türkün katledildiğini saldıran Ermenilerden yalnızca bir kişinin öldüğünü vurgulayarak, Erzurumun Ilıca köyünde silahsız sivil halkın yine Ermeniler tarafından katledildiğini anlatıyor:
7Kışla binalarında arama yapmaya başladım. Kışla hamamına kilitlenmiş, korku ve dehşet içindeki 70ten fazla Türkü buldum. Burada, kışlanın yanı başında, evlerden birinin çatısında aynı gün kimliği belirsiz Ermeni bir asker tarafından açılan tüfek atışıyla sebepsiz yere zavallı, hasta, sivil bir kişinin öldürüldüğünü öğrendim. Ne yazık ki, bu olanlarla ilgili olarak ve tarafımdan kurtarılan sivillerin isimlerinin de bulunduğu tutanak, Erzurumun 12 Martta Türk Birlikleri tarafından alınışı sırasında Topçu Komutanlığının diğer evraklarıyla birlikte kayboldu.
Rus Yarbay Tverdohlebofun Türk ve Rus arşivlerine giren anıları, Ermeni diasporası ile diasporaya kucak açan Batı ülkeleri tarafından görmezden geliniyor. Tverdohlebof, Kafkasya cephesinde savaşan Rus askerinin cepheyi yavaş yavaş terk etmeye başlamasıyla birlikte paniğe kapılan Ermenilerin, Rus ordusunu mümkün olduğunca Türkiye topraklarında tutma gayretlerini de dile getiriyor.
Tverdohlebof, Ermenileri bu dönemde Rus askerini kendilerine kalkan olarak kullanma çabasını vurgularken, bölgeye Türklerin gelmesiyle birlikte katliamcıların kuyruklarını arkalarına sıkıştırarak kaçmalarını ise Cesur Ermeni piyadeler, Türk askerinin geldiğini duyunca fırtına hızıyla ortadan yok oldu diye anlatıyor.
YARIN: Hınçaklar Talat Paşaya suikast hazırlığında