Türklere karşı soykırım yaptıklarını itiraf ettiUzun yıllar Kafkasyada bulunan ABDli yazar Leonard Ramsden Hartill, Ermeni Ohannes Apresyanın anılarını kaleme aldığı kitabında, vahşeti bir soykırım olarak nitelendiriyor
Katliamlara bizzat katılmış Ermeni çetenin anıları da tarihe ışık tutuyor. Ancak, iftiracılar bu gerçekleri görmezden geliyor. 1922 ve 1924 yılları arasında Kafkasyada tarım kalkınması üzerine çalışmalar yapan bir Amerikalı uzman Leonard Ramsden Hartill, bir Ermenistan vatandaşı olan Ohannes Apresyan ile tanışma fırsatı bulur. Hartill, Apresyanın hayat hikayesini İnsanlar Böyledir adlı kitabında toplar. Kitabın en önemli yönü, Ermeniler tarafından Türklere karşı işlenen sayısız cinayet, zulüm ve gaddarlığın bir soykırım olarak adlandırılması ve bu iddianın da bizzat bu soykırıma katılmış bir Ermeninin anılarından yola çıkılarak ortaya atılmış olmasıdır.
Anlatılanlar çok korkunçHartill, kitabının önsözünde şu ifadeleri kullanıyor: Bu kitapta anlatılan korkunç olayların, vicdansızca yapılan katliamların, bu olayların üzerinden 60 yıl gibi bir süre ve iki veya üç insan nesli geçtikten sonra yeninde ele alınmasının eski acıları ateşlemeğe yardımcı olacağı düşünülebilir. Ancak bu Türk-Ermeni olaylarının Türkiye sınırları dışındaki Ermenilerin bir kısmı ve bazı Ermeni örgütlerince ne derece istismar ve tahrif edildiği ve yüz yıla yakın bir süre içinde bugün dahi zehirliliğinden hiçbir şey kaybetmemek üzere Türkiye ve Türklük aleyhine yapılagelen düşmanca propagandaya sermaye teşkil ettiği düşünülürse, bu iddiaların iç yüzünü açıklamaya yardımcı olacak böyle bir kitabın yayınlanmasında büyük fayda olacağı aşikardır.
Batı ülkeleri destek verdiErmeni Ohannes Apresyanın anlattıkları arasında, Ermenilere verilen Batı desteği geniş yer tutuyordu. İşte Apresyanın anılarından bir kesit: Türkiyedeki Ermeniler, Amerikalıların, Fransızların ve Almanların da yardımlarıyla öğrenim ve kültür bakımından daha ileri durumdaydılar. Bu memleketler, Ermenilerin faydalanması için Türk illerinde okullar ve kolejler açmışlardı. Bu nedenle Taşnak teşkilatı Türkiyede daha çabuk bir şekilde gelişti. İhtilalci hareketin başlamasından birkaç sene sonra Türkiyede, Ermeniler tarafından kurulmuş ve Türk hükümetine karşı silahlı direnmeye hazırlıklı gizli bir hükümet bulunuyordu. Bu gizli hükümetin kendi yargı organları, yasları ve bu yargı organlarının vereceği hükümleri yerine getirecek olanlar vardı. Yani suikastçiler ordusu, profesyonel katiller.
Tatarların kökünü kazıdıkRus birliklerinin Türk köylerinde korkunç şeyler yaptıklarını itiraf eden Apresyan, şöyle devam ediyor: Biz Ermeniler de Tatarların kökünü kazıdık. Bu öyle sonsuz bir kin ve intikam zinciridir ki gitgide daha derin bir şekilde insanın içine işler ve insan tabiatının en kötü ve korkunç tarafını ortaya çıkarır. Bu devam ettikçe esirlerin öldürülmesi, savunmasız insanların katliamı, ırzlarına geçilmesi, mallarının yağma edilmesi gibi şeyler harbin olağan ve yapılması normal sayılan bir işi haline gelir. İnsanlar böyledir.
Kafkasyada da terör estirdilerErmenilerin Türklere yönelik saldırıları Anadoluyla sınırlı kalmadı. Kafkaslarda ve Azerbaycan topraklarında da sayısız katliam gerçekleştiren Ermeniler, Birinci Dünya Savaşının hemen ardından çekildikleri bölgelerde Müslüman ve Türk halklara vahşet uygulamaya devam etti. 1919 yılında Nahçıvan ve Şerür civarındaki 45 köye saldıran Ermeniler, Mayıs 1920 sonralarına doğru, Erivanın Uluhanlı yanındaki Karadağlı adlı İslam köyünün ahalisini zorla yerlerinden çıkararak göçe zorladır. Yine aynı ay, Cebeçalı köyündeki tüm Müslümanlar süngülenerek katledildi. Haziran 1920de Erivandaki Müslüman köyleri Hacıbayram ve Haberbegliye baskın yapıldı. Baskından kurtulabilen az sayıdaki masum Türk, Aras ırmağında boğularak can verdi. Erivandan Azerbaycana trenle gitmeye çalışan 500 Müslüman Türk, Ermeniler tarafından Gümrü yakınlarında vagonlardan indirilerek öldürüldü.
Çetelerin hedefi MüslümanlardıABDli Leonard Ramsden Hartill, İnsanlar Böyledir adlı kitabında Ermeni soykırımının amacının Ermenistan olarak kabul edilen sınırlar içindeki tüm Türk ve Müslüman toplumlarının toptan yok edilmesi olduğuna dikkat çekiyor.
Hocalı mezalimi unutulmadı1992de Hocalı köyüne giren Ermeniler, sivil, kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmadan 613 kişiyi hunharca katletmişti
İnsanlıktan nasibi olmayan Ermeniler, kundaktaki bebeklere bile acımamıştı.
Ermenilerin Türklere yönelik zulümleri, Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki katliamlarla sınırlı kalmadı. Ermeniler, ellerine geçen ilk fırsatta, Müslüman Türkleri hunharca katletti. İşte bu korkunç olaylardan biri de Hocalıda yaşandı. Hocalı katliamı, Rus askerlerinin desteğiyle 25-26 Şubat 1992de Hocalıya ulaşan Ermeni kuvvetlerinin eseriydi. 26 Şubatta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri, Hocalıya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından birini yaptı. 10 bin nüfuslu Hocalıda olaylar sırasında yaklaşık 3 bin Azeri sivil vardı. Saldırıda ölenler hakkında verilen resmi rakam 613 kişi olarak açıklanmıştı.
İşkenceden geçirdilerSaldırılar sırasında Hocalıda yaşayan Ahıska Türkleri evlerinde yakılarak öldürüldü. Kadın, çocuk ve yaşlılar katledildi. Katledilenlerin 83ü çocuk, 106sı kadın ve 7ten fazlası ise yaşlıydı. Bu katliamdan toplam 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmuştu. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştu. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, kulakları, burunları ve kafaları ile vücutlarının çeşitli uzuvlarının kesildiği görülmüştü. Aynı vahşetten hamile kadınlar ve çocuklar bile nasibini almıştı. Katliama tanık olan bir gazetecinin, Hocalıda yaşananları özetleyen şu sözleri, soykırım iddiacısı Ermenilerin gerçek yüzünü anlatması bakımından çarpıcıdır: Hocalı katliamı anlatılamaz bir vahşetti. Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulmayı başaranlar; kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Agdama gelmeyi başardıklarında çoğunun ayakları donmuştu. Bazılarının ayakları ise kangrenden dolayı kesilmişti.
Yüzlerini jiletledilerErmeniler vahşetin her türlüsünü sanki ibret olsun, örnek olsun diye yapmışlardı diyen gazeteci, İhtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri peynir gibi kesilmiş, bebeklerin kafa derileri yüzülmüştü. Hocalı ile Agdam arasındaki 12 kilometrelik orman boyunca cesetler dizilmişti diyordu. Ajanslar, katliam haberini bütün dünyaya geçerken, yüzyılın vahşetinden geriye kalanlar ise yüzlerce ceset, kan, gözyaşı oldu. Hocalı katliamı, Batılı gazeteciler özellikle de New York Times tarafından hem fotoğraflarla hem de yaşayanların anlattıklarıyla belgelendi. Hocalıda yaşanan asrın katliamına seyirci kalmakla yetinen BM ve Batı ülkeleri, bugüne kadar Ermenilerin yaptıkları soykırıma ve işgal hareketlerine hiçbir tepki vermedi.
YARIN: Vahşete dedesi de tanık oldu