Resmi belgelerle Ermeni vahşeti -2-

Resmi belgelerle Ermeni vahşeti -2-

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Ara 22, 2008 19:05

Resim
93 Harbi ihanet fitilini ateşledi

İlk silahlı isyanı 1780’de Zeytun’da gerçekleştiren Ermeniler, 93 Harbi’nde Osmanlı’nın zayıf düşmesini fırsat bilerek dernekler aracılığıyla teşkilatlandı. Bu hain çeteler, sadece Türkleri değil, kendilerine destek vermeyen Ermenileri de katletti

Ermenilerin Osmanlı Devleti yönetimine karşı ilk silahlı isyanı Maraş’ın Zeytun (Süleymanlı) ilçesinde gerçekleşti. Zeytun Ermenileri, IV. Murat tarafından verildiğini iddia ettikleri ve varlığını kanıtlayamadıkları bir fermana dayanarak, 1774 tarihinden bu yana devlete vergi vermiyorlardı. 1780 yılında çıkan asayişsizlik nedeniyle Maraş’a atanan Ömer Paşa, Zeytun Ermenileri tarafından katledildi. Zeytun kazası, 7 ay sürecek bir sıkıyönetime tabi kılındı. 1819 yılında Maraş civarındaki Zeytun Ermenileri bir kez daha isyan bayrağı çekti. Yozgat Ayanı Çapanoğlu Celâl Mahmut Paşa, Ermenilerin üzerine kuvvet gönderdi, ancak bir sonuç alamadı. Üçüncü isyan, 1852-1853 yıllarında Münip Paşa’nın valiliği döneminde yaşandı.

Fesat yuvaları kuruldu

Ermeniler, 93 Harbi olarak bilenen 1878 tarihli Osmanlı-Rus Savaşı sırasında ihanet fitilini yeniden ateşledi. Savaş, Anadolu’da tarifi olmayan acılara neden olurken, Ermeniler de tebaası oldukları Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmaya girişti. Ermeni militanlar önce dernek adı altında teşkilatlandı. Ermenilerin kurduğu derneklerin yapısı ve faaliyetleri oldukça ilginçti. Bunlardan bir tanesi, 1878 yılında Van’da kurulan Kara Haç Cemiyeti idi. Cemiyetin örgüt yapısı, ABD’de zencilere yönelik katliamlarıyla adından söz ettiren Klu Klux Klan’a benziyordu.

Ermenileri kışkırttılar

1880 yılında Rusya yönetimindeki Ermenistan’da da bazı dernekler faaliyete geçti. Amaç, Anadolu’da Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanan ve işgalci devletlerin yanına geçen Ermenilere silah ve mühimmat yardımında bulunmaktı. 1881’de Erzurum’da Anavatan Müdafileri (Pashtpan Haireniats), 1885 yılı sonlarında Van’da İhtilalci Armenakan Partisi kuruldu.

1887’de Cenevre’de Marksist Ermeniler tarafından kurulan Hınçak Partisi, 1890’da İhtilalci Hınçak Partisi adını aldı. Partinin programındaki ilk hedef, Anadolu’daki Ermenilerin siyasi ve milli bağımsızlığını sağlamaktı. Bu hedeflere ulaşmanın yolu propaganda, kışkırtma, terör ve teşkilatlanma idi. 1890 yazında Tiflis’te Ermeni İhtilâl Federasyonu-Taşnaksutyun kuruldu. Kısa adı Taşnak olan parti, 1892 yılında açıkladığı programında, hedefin, isyanla bağımsızlığa ulaşmak, bu amaçla ihtilalci çeteler kurmak, halkı silahlandırmak, Osmanlı Devleti’nin yetkilileri ve kurumları ile içerideki ’muhbir ve hainlere’ karşı suikastlar düzenlemek olduğunu duyurdu. İstanbul ve Doğu Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde teşkilatlar kuran Taşnaksutyun, tedhiş hareketlerini çok geçmeden başlattı. Bu sırada yurtdışındaki kuruluşlar da Rusya, İran, Avrupa ve Amerika’nın pek çok şehrinde şubeler açıyor, Osmanlı topraklarında ise gizli gizli teşkilatlarını oluşturuyorlardı. Armenakan Partisi İstanbul, Trabzon, Muş ve Bitlis’te, Hınçak Partisi ise İstanbul, Bafra, Merzifon, Amasya, Tokat, Yozgat, Arapkir ve Trabzon’da teşkilatlandı.


Türklerin karnına barut doldurup ateşe verdiler

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Azmi Süslü, “Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayları” adlı eserinde Birinci Sason İsyanı ile şu bilgileri veriyor: “1894 (1310) yılında Adana’nın Saimbeyli kazasından olan ve tıbbiyede 8 sene okuduktan sonra Sason ve Talori civarına yerleşen Hamparsun Boyacıyan ve 5 arkadaşı, Ermenileri isyana teşvik etmiştir. Papazlar, Murat takma adını kullanan Boyacıyan’a, propaganda yapması için ellerinden gelen yardımı yapmışlardır. Boyacıyan, ilk defa çetesiyle Muş’ta Vilikan Aşireti’ne saldırdı. Ardından Bekran Aşireti’nin ileri gelenlerinden Ömer Ağa’nın kardeşinin oğlu Hacı’nın karnına barut doldurarak ateşleyip, cesedi parçaladılar. Ermeniler, ellerine geçirdikleri Müslümanları; gözlerini oyarak, kulaklarını keserek ve daha birçok iğrenç işkencelerden sonra öldürüyorlardı. Hamile kadınların karınlarını deşerek ceninleri öldürmek gibi canavarca hareketleri fırsat buldukça yapmaktan çekinmemişlerdir.”

Mektupta itiraf ettiler

Prof. Süslü, bu canavarlıkların, Talorili Ohanes adında bir Ermeni’nin Hamparsun’a yazdığı ve sonradan ele geçen mektupta itiraf edildiğini bildiriyor. Ermeniler bir taraftan bu mezalimi yaparken, diğer taraftan da İslâm dinine ve Osmanlı Devleti’ne ağza alınmayacak kadar adi küfürlerle hakaretten geri kalmamışlardı. Bu olayların ardından, isyancıların başı Hamparsun Boyacıyan yakalandı. Yakalandıktan hemen sonra, İngiltere’nin de yardımıyla bağımsız bir Ermenistan kurmak için isyan ettiklerini itiraf etti. Kumkapı ayaklanmasının da elebaşlarından olan Boyacıyan, 1908 yılında Kozan Sancağı’ndan Ermeni oyları ile Adana Mebusu seçilmiştir.

Dernekler tedhiş yuvasına dönüştü

Ermenilerin isyan sürecini başlatan olayların perde arkasına ve hazırlık safhasına ilişkin kısa bir tespitte bulunmak gerekiyor. Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ermeni meselesinin ortaya çıkış sürecini bilimsel veriler ışığında şöyle anlatıyor: “Türkler ve Ermeniler gerek Selçuklu Devleti, gerekse Osmanlı Devleti dönemlerinde 850 yıl hiçbir sorun olmadan birlikte aynı devleti paylaştılar. Ancak 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı, iki halk arasında yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Ayastefanos Antlaşması’nın 16. maddesine giren Ermeni ıslahatı maddesi, daha sonra İngiltere ve Fransa’nın baskısıyla Berlin Antlaşması ’nın 61. maddesi olarak kabul edildi. Rusya ile İngiltere arasındaki rekabet, Ermeni konusunu, devletlerarası bir hüviyete soktu. Bu durumdan cesaretlenen bazı Ermeniler de harekete geçtiler ve yurtiçinde ve dışında ihtilâlci Ermeni partileri ve dernekleri kurmaya başladılar. Görünüşte hayır cemiyetleri olarak kurulan dernekler, kısa süre sonra Ermenistan kurma plânı için birer tedhiş yuvası haline dönüştü.”

Desteklemeyen Ermenileri de öldürdüler


1895’te çıkan Sason isyanı Ermeni propagandasının ilk kez milletlerarası boyut kazanmasına yol açtı. Milletlerarası Tahkikat Komisyonu, 20 Temmuz 1895’te yayımladığı raporunda Sason olaylarında Ermenilerin masum olmadığını açıkladı. Sason olayının, Avrupa ülkelerinin İstanbul’a fiili bir müdahalesine neden olacağını düşünen Ermeniler, bunun üzerine İstanbul, Divriği, Trabzon, Eğin, Develi, Akhisar, Erzincan, Gümüşhane, Bitlis, Bayburt, Urfa, Erzurum, Diyarbakır, Siverek, Malatya, Harput, Arapkir, Sivas, Merzifon, Maraş, Muş, Kayseri, Yozgat ve Zeytun’da olaylar çıkarmaya başladı.

Afla kurtuluyorlardı

Olayların arkasında özellikle Hınçak Partisi mensupları vardı. Cinayetler işlendi, katliamlar yapıldı. Yalnızca Türkler değil, kendilerine destek vermeyen Ermeniler de katledildi. Evler, dükkânlar kundaklandı. İsyanlar birbirini izliyor, Osmanlı güvenlik güçleri ülke genelinde asayişi sağlamakta zorlanıyordu. Suçlular mahkemelere çıkarıldığında, Batı ülkelerinin direkt müdahalesiyle karşılaşan Osmanlı Devleti, zaman zaman katil Ermeniler için af çıkarmak zorunda kalıyor, çete mensupları bir kez daha Anadolu’nun yolunu tutuyordu.


YARIN: Komitaları papazlar kışkırttı


Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Resmi belgelerle Ermeni vahşeti

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x