BATININ BU VAADİ ÖRGÜTLENEN ERMENİ KOMİTALARI AZDIRDI:
Kan dökmekten korkmayın Avrupa sizi himaye eder!Ermenilerin Osmanlıya ihanet süreci, papazların kışkırtması ve Batının desteğiyle başladı. Avrupanın hamiliğine güvenen Ermeni çeteler, Anadolunun dört bir yanında terör estirdi
Ermenileri Osmanlı Devletinin karşısında saf tutmaya sevkeden süreç, Batının yoğun kışkırtması ve desteğiyle başladı. Ermenilere papazlar aracılığıyla Anadoluda Kara Haç, Armenakan ve Vatan Koruyucuları, Cenevrede; Hınçak, Tifliste; Taşnak komitaları kurduruldu. Bu komitalara hedef olarak Doğu Anadolu toprakları, amaç olarak ise Osmanlı Ermenilerinin birliği gösterildi. Bu amaçla kışkırtılan Ermeniler, Erzurum isyanı, Kumkapı gösterisi, Kayseri, Yozgat, Çorum ve Merzifon olayları, Sason isyanı, Bab-ı Ali gösterisi, Zeytun ve Van isyanı, Osmanlı Bankasının işgali olaylarında başrol oynadı.
Efendilerini hep sattılarDoç. Dr. Ertuğrul Kürkçüoğlu Osmanlı Ermenilerinin ihanetinin, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya ve Yunanistan tarafından desteklendiğini belgeleriyle ortaya koydu. Kürkçüoğlunun çalışmasında yer alan bazı anekdotlar, Osmanlının kuşatılmışlığını gözler önüne sermesi açısından oldukça çarpıcı: Rusların ünlü tarihçilerinden Kavkaz adlı eserin yazarı Vasili Lvoviç Veliçko, tarihi Ermeni siyasetini, Ermeniler tarih boyunca devamlı surette efendilerini değiştirmişlerdir. Roma, Bizans, İran, Rus, İngiliz, Fransız, Alman, Türk. Tarih sahnesinde yeni yeni efendi çıktığında, Ermeniler eski efendilerini sistemli olarak satmışlardır sözleriyle özetler.
Fransız tarihçisi Jean Laurentin Ermeni Taşnak, Hınçak, Ramgavar örgütleri için söylediği şu cümleler gerçekten çok anlamlıdır: Ermeni çeteleri, kendilerine bol para veren ve servet sağlayan devletin hizmetine girerlerdi. Bu devlet, onların istedikleri gibi soygun yapmaları ve katliam girişimlerine izin verdiği sürece sadakatlerine güvenebilirdi.
Kullananları ele verdi1893-1896 yıllarında Doğu Anadoluda cereyan eden Ermeni terörü günlerinde, Van ve Bitliste Rus Konsolosluğu yapan General Mayevski hazırladığı raporunda Ermenileri yoldan çıkaranları ve kullananları şöyle ele veriyordu: Türkiye Ermenilerin, Türklerin zulüm ve katliamına maruz bulunduklarını Avrupaya göstermek icap ediyordu. Program şu şekildeydi: ancak kan dökmek lazımdır ki, Ermeniler serbestisi kazansın. Kan dökünüz! Avrupa sizi himaye eder. Mayevski, Bitlis ve Van Vilayetleri İstatistiği adını taşıyan raporda da, katliamları şöyle ifade ediyor:
Hep yabancılar kışkırttı Ermeniler tarafından yapılan katliamların sorumlusu, önce ithal komiteleri ile birlikte hareket eden Ermeni İhtilalcileri, sonra bunları koruyan ve teşvik eden bazı yabancı hükümetlerdir. Türkiyede komitacıların girmediği yerlerde yaşayan Ermezilerin, Türklerle bir sorunu yoktu. Türk zulmü bir gerçek olmayıp, isteyerek uydurulmuş siyasi bir hikayedir. Gerçeği olduğu gibi söylemek icap ediyorsa, doğuda katliam yapanlar Müslümanlar değil Ermenilerdir. Sonra yaptıkları bu zulmü, himayesiz Müslümanlara yüklemişlerdir.
Ermeniler masum birer kuzu değilİngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, 11 Mart 1920de Lordlar Kamarasında şunları söylüyordu: Ermeniler bazı kişi ve çevrelerin kabul ettikleri ve etmeye hazır oldukları gibi masum birer kuzu değillerdir ve şu anda elimde Ermenilerce Türklere karşı girişilen kanlı olayları belgeleyen dokümanlar bulunmaktadır.
Ruslara paha biçilmez hizmet sundularProf. Dr. Hikmet Özdemir, Ermeni diasporası ve Ermenistanın bir tür seçilmiş travma olarak ilan ettikleri 24 Nisan 1915 tarihinde yaşananları belgeleriyle ortaya koyarken, şu ifadeleri kullanıyor: 1915 Krizini yaratmak için kullanılan araçlardan iki tanesi, Kafkas Cephesindeki Ermeni Gönüllü Alayları ve farklı Anadolu vilayetlerinde Taşnak ve Hınçak Komitelerine bağlı olarak kendilerine verilen askeri görevleri yapan Ermeni Fedailer adlı silahlı gruplardır.
Prof. Dr. Hikmet Özdemirin, Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) tarafından kitaplaştırılan 1915 Tartışılırken Gözden Kaçırılanlar isimli çalışmasında, I. Dünya Savaşı sürerken, Kafkasya cephesinde askeri faaliyetlerini devam ettiren Ermeni komitelerinin ihaneti anlatıldı. Bu çalışmadaki belgeler, Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinden değil, doğrudan Rus ve Ermeni kaynaklarından elde edildi.
1916da Erzurumun Ruslar tarafından işgal edilmesinden sonra, Fransada Echo de Pariste yayınlanan bir yazıda. Ermeni ihaneti apaçık gözler önüne seriliyordu: Türklerin güçlü kalesi Erzurumda yapılan şiddetli çarpışmalarda cesur Rus Kazak Birliklerinin yanında Ermeni Gönüllü Birlikleri de çarpıştılar. Bölgeyi çok iyi bilen Ermeni Gönüllü Birlikler Rus ordusuna paha biçilmez bir hizmet sundular.
Çetelerin hamileri müttefik güçlerTürklerle Ermeniler arasında derin ihtilafın kaynağı olan 1915 krizinin yaratılmasında kullanılan üç araç vardı. Bunlardan biri Ermeni gönüllü birlikler, diğeri Ermeni fedailerin organizasyonu, üçüncüsü ise savaşın doğal bir sonucu olarak değerlendirilen deniz ablukaları ile bombardımanlardı. Bu araçlardan ilk ikisi bilinçli olarak Ermeni komitaları ve onlarla iş birliği yapan müttefikler tarafından planlanmış ve savaş alanına sürülmüştü. 1915 ilkbaharında Müttefik kuvvetlerin Çanakkale Boğazına saldırıları ve Doğu Anadoluya yönelik Rus ordularının kara harekâtı sürerken, İmparatorluğun kıyı bölgeleri müttefik savaş gemilerinin bombardımanı altındaydı. 24 Nisan 1915 günü İstanbuldaki hükümet, Osmanlı Ermeni komita liderlerini düşman orduları lehinde askeri faaliyetlerde bulunduklarıgerekçesiyle tutuklamaya başladı. Ermenilerin seçilmiş travma olarak seçtikleri 24 Nisan gününde yapılan uygulamanın nedenlerini Osmanlının değil bizzat Fransanın arşivlerinden öğrenmek bu konudaki şüpheleri dağıtacaktır.
Komitaların nasıl örgütlendiğini yazdıSavaş sırasında Doğu Anadoluda, Ermeni Taşnak ve Hınçak komitaları tarafından Osmanlı ordusuna ve bölgedeki sivil Müslüman ahaliye yönelik askeri faaliyetin en güvenilir anlatıcısı, bir Rus Komutandı. Ermeni asıllı Rus General Gavril Korganoff, La participation des Armeniens a la guerre Mondiale sur le front du Caucase, 1914-1918 (Paris, 1927) adlı kitabında; Ermeni komitaları ve Rusya Genelkurmay Başkanlığı tarafından nasıl Ermeni gönüllü birlikler örgütlediğini ve bunların Türklere karşı nasıl savaştıklarını el ile çizilmiş 30 cephe planıyla birlikte açıklıyordu.
Osmanlı Hükümetinin tehcir kararından 90 gün önce 7 Şubat 1915 tarihinde ise, 1185 nolu telgrafta, Rusya Dışişleri Bakanına Kafkasya Valisi Varontsov-Daşkov tarafından şu mesaj gönderiliyordu: Şu sırada, Zeytun Ermenileri temsilcisi karargâha geldi. Temsilci, yaklaşık 15 bin Ermeninin, Türk ulaşım hatlarına saldırmaya hazır olduğunu, fakat silah ve mermilerinin bulunmadığını ifade etmektedir.
YARIN: 2 milyon masum Türkü hunharca katlettiler