POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Rota Belli...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gerçekten demokrasiyi, özgürlükleri, evrensel kukuku, eşitliği savunuyor mu?
Göcek köylerinde dinlenen Gülün gülümsemesi, ağırbaşlı tavrı inandırıcı mı?
Gül, 21 üniversiteye rektör atadıktan sonra sanırım rahatlayıp bir oh çekti ve Ankaradan Dalamana uçup oradan Göceke gidip, bilmem kaç metre boyundaki yatla Güney Egenin mavi sularına yelken açtı...
Göcek benim çok sevdiğim bir doğa harikasıdır... Koyları ve bükleri çok güzeldir... Üstelik yağmalaya yağmalaya bitmemiştir...
70li yıllarda İzmirden yola çıkıp Fethiyeye uzanırdım...
O yıllar İzmir-Fethiye yedi sekiz saat sürerdi...
Güney Ege bir yaşam sevinci verir insana.
Bodrumdan başlayan mavi yolculuk elbet ilk akla gelendir...
Binlerce yıllık tarih ve kültürün izleriyle yaşar o yörenin insanları. Aşkı, sevinci, hüznü bir başka yaşar.
Aslında rektör atamalarını yazacağım... AKPnin kendi kadrolarını nasıl kurduğunu, AKPden milletvekili adayı olanların nasıl rektör atandığını anlatacağım...
Ben rektör atamalarını düşünürken, Halikarnas Balıkçısının Arşipel kitabını anımsadım. Şadan Gökovalının hazırladığı kitapta Cevat Şakir, büyük düşünür Platondan söz ederken özellikle Anadoluda felsefenin, kadınların da katıldığı düşünsel bir konu olduğunun altını çizer...
Üç bin yıl önce Anadoluda kadın, yaşamın her alanında vardı...
Peki ya şimdi?..
Eğer AKPliyseniz tüm kapılar ardına dek açılır.
***
Prof. Dr. Ayşe Jale Saraç, 22 Temmuz seçimlerinde Dicle Üniversitesindeki görevinden istifa edip AKPden milletvekili adayı olmuştu. Seçilemedi ve yeniden görevine döndü.
Rektör seçimlerine katılan Saraç, sandıktan üçüncü çıktı. YÖK onu ikinci sıraya taşıdı, Abdullah Gül de rektör olarak atadı.
Dokuz Eylül Üniversitesindeki oylamada Prof. Dr. Sedef Gidener oyların büyük çoğunluğunu aldı. Cumhurbaşkanı, oyların yüzde 15ini alan Prof. Dr. Mehmet Füzünü rektörlüğe atadı.
Bu ayrımcılık değil mi?
Olur mu hiç!
Cumhurbaşkanı demokrattır, eşitlikçidir.
Ayrımcılık yapmaz...
Burada bir anımsatma yapmam gerekir sevgili okur...
Oyların yüzde 15ini alan Mehmet Füzünün kardeşi Manisanın Akhisar AKP İlçe Başkanıydı.
Gördünüz mü yansız olması gereken Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün ne denli demokrat ve özgürlükçü olduğunu...
Rektör atamalarına bakıldığında tarikatların, Milli Görüş bahçesinde yetişenlerin etkili olduğunu açık biçimde görebilirsiniz...
AKP üniversitelerde kadrolaşıyor...
Her şey aşama aşama..
Bizim Sorosun Çocukları, liberal tosuncuklar ne diyor AKPnin örgütlenmesine?
Demokrasi ve özgürlükler adına alkışlıyorlar...
Akdeniz Üniversitesinin eski rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydının şu sözlerine kulak verin:
İşgal edilen makam Atatürkün kullandığı makamdır. Saygıdeğer makamdır. Cumhuriyet devrimi ve ilkelerini savunmanın faturasının bana kesildiğini düşünüyorum.
Aydınlanma devrimini savunmak suç bugün ülkemizde...
Suçlu olmak salt Ergenekondan gözaltına alınıp tutuklanmak ya da salıverilmek değil...
Dikkat edin başınıza her şey gelebilir...
İşadamı ya da sanayiciyseniz AKP iktidarıyla iyi geçinmeniz gerekir... Eğer geçinmezseniz maliye denetçileri sabah akşam kapınızdadır...
***
Türkiye böyle bir dönemi hiç yaşamadı...
Milli Eğitim Bakanlığındaki örgütlenme ortada...
Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP) Laiklik Karşıtı Eylemler Katoloğunun üçüncüsünü hazırladı...
Ankarada üstgeçit köprülerin üzerine asılan pankartta ne yazıyor?
Gelin birlikte okuyalım:
Başörtüsü Allahın emridir...
Açık lise sınavlarına kara çarşaf, sarık ve cüppeyle giren öğrenciler, Egenin her yerinde kurulan tarikat kampları ve rektör atamaları...
Artık nereye gidiyor Türkiye sorusunu sormuyorum.
Gidilen yer belli... Rotayı ABD ve AB çizmiş:
İslam devleti...