“Burada söylemek istediğim bir şey var; İsrail halkı ile İsrail hükümeti ve yönetimini ayrı tuttuğum.
Bölgede atılan adımlara bakarak Türkiye ve benim hakkımda yapılan çeşitli eleştiriler vardı; daha iyi anlaşılabilmek için bu noktanın altını çiziyorum.
Ve, ülkemin, benim ve çalışma arkadaşlarımın Yahudi düşmanı olarak yaftalandığını görmek beni çok üzüyor. Fakat Türkiye, tarihinin hiçbir döneminde asla ırkçı olmamıştır. Tarihi boyunca Yahudi düşmanı olmamıştır.
Belki de ben, Yahudi düşmanlığının bir insanlık suçu olduğunu söyleyen ilk başbakanlardan biriyim. Ve Türkiye, insanları ve devlet ile her zaman mazlumların yanında idi. Yahudiler baskı altında olduklarında, ezildiklerinde Türkiye onlara yardım elini uzattı. Yahudiler 15. Yüzyılda İspanya’dan kovulduklarında Osmanlı topraklarına sığındılar ve orada yüzyıllarca huzur içinde yaşadılar. Aynı şekilde, ülkemiz Hitler’in zulmünden kaçan Yahudilere kucak açtı.
Benim, kişi olarak Yahudi düşmanı olarak yaftalandığım zamanlar var. İsrail’in Uluslararası hukuku dinlemeyen katliamlarını, insan haklarını ve yaşamını ayaklara altına almasını eleştirmek Yahudi düşmanlığı değildir. Gazze yardım götüren uluslararası bir gemiyi durdurarak 10 kişiyi katleden devleti sorumlu tutmak Yahudi düşmanlığı değildir.
Hiç bakmadan, bebekleri, çocukları, masum bebekleri, çocukları katleden, evlerinde, camilerde, hastanelerde, okullarda, plajlarda, parklarda öldüren yönetimi eleştirmek Yahudi düşmanlığı değildir.
Eleştirimiz Yahudilere yönelik değil. Eleştirimiz, yalnız ve yalnız İsrail yönetimine ve onun politikalarına yöneliktir ve kimse bunu çarpıtmasın. Burada bir ayrım var.
Ne zaman Filistin’de masum kadınların katliamını eleştirsek bazı çevreler Türkiye hakkındaki algıları çarpıtma kampanyaları açıyor. Ne zaman Ortadoğu’da masum çocukların, bebeklerin öldürülmesini eleştirsek bazı medya organları bizi hedef alıyor.
Fakat bu karalama kampanyaları, hakkımızdaki algıları sapıtma gayretleri bizi doğru bildiğimiz yoldan saptırmayacak. Çıkarlar değil, insanlar üzerine odaklanmış bir dünyada birlikte yaşamak zorunda olduğumuz için bu saptırmaları dinlememenizi rica ediyorum.
Yani bu kara propagandayı dinlemeyin ve bu tür propagandaya prim vermeyin çünkü biz bölgedeki diğer konularda olduğu gibi İsrail ile Filistin arasında da barışın hüküm sürmesini görmek istiyoruz. Ve bu konuda yapıcı bir politika izliyoruz.
Bu gemi insani yardım götürüyordu ve 10 kişi öldürüldü ve bundan sonra bir süreç başladı. Başkan Obama ilgilendi. Ve Başbakan Netanyahu özür diledi ve biz de ilişkilerin normalleşmesini bekliyorduk. Ve tazminat konusunu görüştük. Makul bir noktaya vardık ve ablukanın kaldırılmasını konuşuyorduk. Ve bu da konuşuluyordu.
Ve bir anlaşmaya vardık; hemen hemen bir anlaşmaya varmak üzere iken Batı Şeria’da İsrail’in yeni yerleşim birimleri kurduğunu gördük ve İsrail Gazze’yi bombalamaya başladı ve bu olaylar ilişkileri normale döndürecek süreci durdurdu.”
Kaynak: http://www.cfr.org/turkey/turkish-presi ... ity/p33488