Uçağımız düşürüldüğü andan itibaren bir muamma başladı ki sormayın…
Uçağımızın düşürülmesi üzerine söylenmedik şey kalmadı. Olayın en başında Hatay’dan halkın gördüklerini anlatmasına göre;
Görgü tanıkları iki uçaktan bahsediyordu. Bununla ilgili o dönemde yarım ağız bir açıklama yapıldı. İkinci uçak koruma görevi dendi, aramaya gitti dendi ve birden üzeri örtüldü. İkinci uçakla ilgili konuşulmadı.
Düşünüyorum da…
Bu ikinci uçak koruma görevinde ise veya aramaya gitti ise…
Muhtemelen silahlı idi…
Ve …
Yapılan açıklamalarda o dönem ikinci uçağa da ateş açıldığı için geri döndüğü söylendi.
Şimdi bu noktada ortaya şu sorular çıkıyor. Bizim uçağımızın uluslararası hava sahasında düşürüldüğü ve bunun radarlarda tespit edildiğini açıklayan Bakan Arınç’tı. İkinci uçağımızda, uçağımızın en son radarda tespit edildiği noktaya gittiğine göre bu noktada uluslararası hava sahası olduğuna göre burada uçağımıza ateş açıldığı söylendiğine göre uçağımız neden karşılık vermedi?
Bu durum direk savaş ilanı anlamına gelmiyor mu?
Yoksa uçağın vurulduğu hava sahası uluslararası hava sahası değil de Suriye hava sahasıydı da o yüzden mi karşılık verilemedi?
Suriye bu uçağı vurduğunu kabullendi belki de kabullenmek zorunda kaldı. Yine bizim yetkili ağızlarımızdan yapılan açıklamalara göre uçağımız 13 mil civarında vurulup düşürülmüş. Sonra yapılan açıklamalarda ise Suriye’de bu mesafeden uçağımızı düşürecek bir sistem olmadığı dile getirildi.
Ve…
O dönemde bölgedeki Rusya gemilerine ve bu gemilerdeki füze sistemlerine bazı uzmanlar dikkat çekmeye çalıştı.
Uzun aramalar sonunda Şehitlerimize ulaşıldı orası da bir muamma çünkü bu durumda uçaktan atlamamaları düşündürücü…
Şimdi kara kutu bulunamadı tartışmaları başladı…
Ve…
Başbakan birden Rusya’ya gitti…
Hepsini üst üste koyduğumuzda hayali iki senaryo canlanıyor gözümde…
Uçağımızı Rusya düşürdü, Suriye Rusya’ya olan mecburiyetinden bunu üstlendi…
Bizim yetkililerimiz ve ABD uçağı Rusya’nın düşürdüğüne dair belgelere ulaştı…
Ve…
Suriye’ye müdahalede engel konumunda olan Rusya bu uçak düşürme olayı ile susturulmaya çalışılıyor…
O yüzdende başbakan şu anda Rusya’da…
Yada…
Uçağımız ne füze ile düşürüldü, ne uçaksavarla …
Ve…
O göz mesafesi ile görülen iki uçaktan biri bizim uçağımız değildi. Suriye’nin söylediği gibi bizim uçağımız alçak irtifada uçuyordu ve Suriye hava sahasında idi.
Görülen ikinci uçakta Suriye uçağıydı ve bizim uçağımızı inişe zorluyordu. Uçağımız aldığı görev gereği Suriye’ye inerse ABD ve Türkiye’nin Suriye üzerine oynamaya çalıştığı oyun tüm dünyanın gözleri önüne serileceğinden kurtulmaya çalıştı ve aynen söylendiği gibi arkasından vurulup düşürüldü.
Alçak irtifada olduğu içinde pilotlarımız atlama fırsatını bulamadan uçak suya çakıldı.
…
Tabi bu benim söylediklerim kendimce olaylara bakıp kurduğum senaryolardır doğrudur yanlıştır tartışılır…
Ama…
Olma olasılığı da göz ardı edilmeyecek kadar muhtemeldir…
Şimdi soru şu Başbakan Rusya’ya aklınızı başınıza alın demeye mi gitti yoksa Rusya şu kayıp olan kara kutuyu ele geçirdi ve kurulan oyunu çözdü de başbakanı aklını başına topla demeye mi çağırdı?
Gerçi Rusya savaş gemilerinin boğazlardan geçip Akdeniz’e indiğine bakılırsa ikinci şıkkın daha mantıklı olduğunu düşünebiliriz.
Yani…
Rusya başbakanı aklını başına topla demeye çağırdı olasılığı daha ağır basmakta…
Bekleyip göreceğiz…
Burçak YAZICI