RÜYA
Bir Fransız kanalında izlemiștim.
İran Șahı’nın son günlerini anlatan bir belgesel.
Gün geliyor, Șah bile İran’da kalabileceğine inanmaz oluyor.
Humeyni ha geldi ha gelecek.
Çocukları kaçırayım diyor Șah, önce onlar gitsinler Amerika’ya.
Hazırlık-mazırlık derken, Șah ailesinden bir kısım insan havaalanına geliyorlar.
Daha önce olsa, eskortlar sirenler falan, yol boyu herkes esas durușta.
Șah bu șaka değil.
Ne ki, bu kez kimsede bir heyecan yok. Pasaport memuru bakıyor, belki de ilk kez pasaportlara, ‘hașmetlim’ falan dediği yok.
Gidecek olanlar daha kapıda yıkılıyorlar; sıradan bir yolcu gibi terkediyorlar ülkelerini.
Ve ülkelerine bir daha geri dönemiyorlar o gün bugündür.
Bir bașka belgeseli de yakında izleyeceğiz gibi görünüyor.
Seneryosu șöyle:
Padișahın biri bize birșey olmaz diyor; önümde Obama arkamda Berlusconi ve yanımda bilemem ne kadar koruma; polis-molis vesaire.. Minareden mikrofon, kubbelerden hoparlör mü ne?
Yargı üyeleri toptan istifa etmiș; yerlerine ne kadar imam ve müezzin varsa savcı ve yargıç olarak atanmıșlar. Mübașir de onlardan mı onlardan.
‘Demokrasi’si bol olsun diye bir iki de alevi dedesi mi ne?
Yeni ‘anayasa’ bol ‘sivil’li olsun diye, Rum, Ermeni, Kürt, Gürcü, Çingene yurttașların ‘hak ve hukuk’ları da eklenmiș.
Adım adım ‘ülke’ çağın ötesine tașınmakta.
Padișah ‘sivil’ açılımlarından birini açmak üzere mimber, pardon kürsüye çıkıyor.
Bir uğultu bir gürültü ki eșine az rastlanır.
Bir toz bir duman.
Kalabalık sel gibi dalgalanıyor; kürsüyü sürüklüyor denize doğru.
Padișah durun diyecek oluyor, dinleyen yok.
Polis diyecek oluyor, polisler yok ortada.
Korumalarım diyor; korumalar kalabalığa karıșmıș.
Bakanlarım nerede diyor? Bakanlar bakımda deniyor.
Yandașlarım, aslanlarım nerede diye soruyor.
Aslan ‘kedigillerden’dir deniyor, filleri gördüğü için kuyruğunu kısmıș çoktan.
Kaçalım o zaman diyor, çaresiz.
‘Kaçamazsınız’ deniyor; burası Türkiye.
Sizi șimdi Tekel ișçileri alacak, önünde poz verdiğiniz “egemenlik kayıtsız koșulsuz milletindir” tabelasının altına götürecekler.
Ve tüm ulus adına karar verecek olan mahkemeye çıkarılacaksınız.
Șöyle buyurun lütfen.
Padișah bir haykırıyor ki Tarzan’dan farksız.
Korumalar dalıyorlar mahremine; n’oldu diye.
Rüya diyorlar, korkma.
Yarın seçim var, seçimden sonra gideceksiniz oraya.
Ancak uslu durun yeter; hesap vermeden bir yere gidemezsiniz zaten.
Bu kez Padișah, bırakın uyuyayım diyor; rüyası daha hayırlı gibi geliyor bana.
Ve böylece bu rüya ‘hayırlara vesile’ oluyor.
Habip Hamza Erdem
4 Nisan 2010. Rüya bu, iki yilda bir görüyor insan!