Düşünün; Donald Trump gibi bir adamın, ABD'nin, yani bir süper gücün başına geçme ihtimali var. Bu da şunu gösteriyor ki, çağımız insanı için aklın ve mantığın hiçbir önemi kalmamış.

Adınızdan bir şekilde söz ettirmeniz yeterli; ne söylediğiniz hiç önemli değil.

Donald Trump gibi mesela; fütursuzca saçmalayın, 5 yaşındaki bir çocuk gibi konuşun, bir şekilde halkın dikkatini çekin yeter.

''Prenses Diana'yla birlikte olabilirdim'' diyor adam... Ardından tüm ABD kanalları, Trump'a muhalif olanlar, hatta tüm dünya yatıp kalkıp bu sözü tartışıyor. Her yerde Trump'ı görüyor, her yerde Trump'ı okuyor, her yerde Trump'ı konuşuyoruz.

Aynı Trump kalkıp, İbn-i Haldun'dan veya Eflatun'dan devlet yönetimiyle ilgili alıntılar yapsaydı kimse umursamayacaktı tabii ki.

Onlar da bunun farkında oldukları için siyaseti sığlaştırabildikleri kadar sığlaştırıyorlar.

Çünkü sığ olan daha caziptir; halklar derin düşünmeyi tercih etmezler, bunun yerine kendilerini oyalayacak ve akıllarını değil de ruhlarını tatmin edecek şeylerle ilgilenmek isterler.

Denize atılan ekmek parçasına üşüşen balıklar gibi; ortaya bir saçmalık atın ve halk bu saçmalığın üzerine nasıl üşüşüyor izleyin.

Aynı durum ülkemiz için de geçerli değil mi?

Devlet yönetimiyle arasında hiçbir bağ olmayan bir hanımefendi çıkıp ''90 yıllık enkazı kaldırdık'' diyor, tüm muhalefet partileri, tüm kanallar, tüm köşe yazarları anında hücum!

Akşam yat enkaz meselesi, sabah kalk enkaz meselesi; çocuklara oyuncak.

Saçmalayarak, kendilerine rakip olabilecek kimse yokmuş gibi bir algı yaratıyorlar ve bir çekim merkezi oluşturuyorlar;

''Popüler olduğumuz için biz haklıyız, popüler olanı takip edin, modaya uyun''.

''Çünkü en popüler biziz; en çok oyu biz aldık! Biz ne dersek, doğru olan da odur.''

Ne demişti Hitler'in meşhur propaganda bakanı Goebbels: ''İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabileceğimizi anladık.''

İşte bu nedenle; çağımız devletleri saçmalayarak popülerleşen, popülerleştikçe daha çok saçmalayan akılsızlar tarafından yönetiliyor, bize de önümüze atılan ''saçmalıkları'' kemirmek düşüyor.

Murat Can Bayraktar

Bence burda elma ile armut karıştırılmış.Tehlikeli biçimde.

Donald Trump gibi bir adamın ''Prenses Diana ile birlikte olabilirdim'' demesi ile Emine Erdoğan'ın ''90 yıllık enkazı kaldırdık'' demesi arasında büyük bir fark var. Birincisi dedikodu meselesi, ikincisi anti Atatürk, anti Cumhuriyet ve anti Laisizm propagandası.

Siz, Emine Erdoğan'ın tehlikeli ''enkaz'' propagandasının halk ve medya tarafından tartışıldığından şikayetçisiniz, ama ben olsam, bu konu ele alınmazsa, ve hain kahpe Emine Erdoğan'a büyük bir ders verilmez ise, asıl ozaman şikayetçi olurdum!

Aynı şekilde, bildiğimiz gibi yıllardan beri yüce ATATÜRK sinsi ve adi bir karalama propagandası altında.
Ne yani, bütün bu ANTi ATATÜRK karalama ve dezenformasyon politikası ve propagandasına karşı sessiz mi kalınmalı?

Tam tersine!