Demokratik Toplum Partisi (DTP) Hakkari İl Başkanı Sabahattin Suvağcı, 27 yaşındaki Hamiyet Raufoğlu ile Hakkaride düzenlenen ve 2 gün 2 gece süren dillere destan düğünle dünya evine girdi. Düğüne DEP Milletvekili aynı zamanda DTP Merkez Yürütme Kurulu üyesi Selim Sadak, Hakkari Belediye Başkanı DTPli Metin Tekçe, DTP'li ilçe belediye başkanları ve AKP Hakkari İl Başkanı Osman Kızılban ile binlerce davetli katıldı.
Pehlivan Mahallesi'ndeki düğün alanına yüzlerce araç konvoyu eşliğinde getirilen gelin Hamiyet Raufoğlu, izdiham nedeniyle yaklaşık 15 dakika araçtan inemedi. Gelini almaya gelen damat Suvağcı ise DTPli yöneticilerin yardımıyla kalabalık arasından zorlukla çıkarılabildi. Düğünde bir araya gelen DTPliler ile davetlilerle kol kola girip saatlerce halay çekti.
Düğüne katılan DTP Merkez Yürütme Kurulu üyesi Selim Sadak, davetlilere Kürtçe hitap etti. Sadak, Genel Kurmay Başkanlığı'nın sitesinden yapılan açıklamada Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürkün, Ne mutlu Türküm diyene! anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyetinin düşmanıdır ve öyle kalacaktır'' sözlerine atıfta bulunarak, Kürtçe şunları söyledi:
Hiç kimse diyemez Ne mutlu Türküm diyene demeyenler haindir. Ben de huzurunuzda söylüyorum. Kürtler bu söyleme zorlanamaz. Ben 14 yıl önce Hakkariye gelmiştim. O zaman Kürtçe, Nasılsınız, iyimisiniz demiştim. Bu söylemim nedeniyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldım. Sizler davanızdan vazgeçmediniz. Bugün görüyorum ki, bu coşkunuzu Kürtçe kutluyorsunuz. Kürtlere tuzak kurdular. Ama AKP kendisi o tuzağa düştü. Eğer ülke barajı olmasaydı, bugün DTP milletvekili ile parlamentoda olacaktı ve AKPde bu kadar rezil olmayacaktı. Cumhurbaşkanı da seçilmiş olurdu.'' Sadakın mitinge dönüşen bu konuşması düğüne katılanlar tarafından uzun süre alkışlandı.
Behçet DALMAZ/HAKKARİ,(DHA)
Bu söz basit bir söz değildir. Ya seviyorsundur, ya sevmiyorsundur sözüdür. "Ne mutluki, Türk olmasamda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu ülkeyi kendi vatanım olarak görüp ekmeğini yediğim devletimi seviyorum. Halkların kardeşliğine inanıyorum." demek yerine; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti'nin şu anda bulunduğu, hâl ve durumu gözetmeksizin kışkırtıcı söylemlerde bulunuyorsun. Akabinde de yalan söylüyorsun. Kürtçe konuştuğu için 15 yıl hapse mahkûm olmuş. Acaba pekaka üst düzey eski yöneticilerinin bir kısmına "yardım ve yataklık" etmekten mahkemeye çıkmış olmayasın¿? Bir insan bu kadar kışkırtıcı, bu kadar mı adi olur¿?
Çawani başi!? Ben de söylüyorum, kim tutuklayacak beni¿? Şimdi diyeceksinki o zaman farklıydı. Yalan. Diyarbakır halkı dün de Kürtçe konuşuyordu, bugün de Kürtçe konuşuyor. Türkçeyi halâ bilmeyen tonla insan mevcut bu ülkede. Onları da tutuklamaları gerek miyor muydu¿? Neden gerçeği söylemiyorsun¿?
14 / 12 / 05 tarihli haber yazdı:Hakkari'de, dün çıkartıldığı Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan ve bugün avukatlarının girişimiyle tutuksuz yargılanan Demokratik Halk Partisi (DEHAP) Hakkari İl Başkanı Sabahattin Suvağcı, tutuklamasıyla ilgili olarak bir açıklama yaptı.
Bir süre önce Roj TV'ye yaptığı açıklama üzerine önceki gün akşam saatlerinde çıkartıldığı Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan Sabahattin Suvağcı, avukatlarının tutuklama kararıyla ilgili bir üst mahkeme olan Asliye Ceza Mahkemesi'ne bugün yaptığı itiraz üzerine akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Evinde onlarca misafir tarafından karşılanan Suvağcı, tutuklama ile ilgili olarak İHA muhabirine açıklamada bulundu.
Önceki günkü tutuklamanın yasal dayanağı olmadığını iddia eden Suvağcı, "Tutuklama sebebi söz konusu davada, yaklaşık 1.5 ay önce kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırılan Ali Erol'un kaçırılması olayında Hakkari'de herkes gibi ben de büyük bir tedirginlik yaşayarak, siyasi bir partinin başkanı olmam nedeniyle bu tür konularla ilgili basına kaygılarımı belirttim. Dün bu olayın tutuklama gerekçesi olarak sunulması beni şaşırttı.
Tutuklanmamda, bu açıklamanın yapılmış olduğu yayın organının da etkisi olduğuna inanıyorum. Bilindiği gibi son bir aydır özelikle Roj TV'nin kapatılmasına ilişkin bir takım çabalar vardır. Tutuklamanın hukuki dayanağı olmadığına inanıyorum. Tümüyle siyasi bir karar olduğuna inanıyorum" şeklinde konuştu.
Bunu da pişkin pişkin savunmuşsun. Ne diyeyim sana, her tarafın kokuşmuş. Sizin gibiler yüzünden, halâ, her gün şehit haberleri geliyor.