
YURT PARTİSİ GENEL BAŞKANI SADETTİN TANTAN: TÜRKİYE İÇ VE DIŞ TEHDİT ALTINDA
Savaş hukukuna geçilsin
'Küresel gücün yol açtığı asimetrik savaş tehlikesi ile klasik ceza hukuku ile mücadele edilemez'
Anadolu'ya düzenlediği kapsamlı bir gezinin ardından açıklamalarda bulunan Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Türkiye geneline hakim olan karamsar havaya dikkat çekti.
Eski İçişleri Bakanı ve Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Mersin ve Trabzon üzerinde sergilenen oyunlara ışık tuttu. Tantan, ABD'nin, Mersin ve Trabzon üzerinden büyük projeleri hayata geçirmeye çalıştığını söyledi.
Türkiye'de son zamanlarda garip gelişmeler yaşanırken, öte taraftan bölgesel tehditler giderek artıyor. Türkiye bir riskle karşı karşıya mı?
Türkiye bölgesinde büyük risklerle karşı karşıya. Türkiye, bugünkü iç ve dış güvenlik anlayışı ile kendi güvenliğini koruyamaz. Bunun için iç ve dış güvenliğin içini doldurmak gerekiyor. Bu açıdan da ABD'nin kendi halkını koruyabilmek için devreye soktuğu 'savaş hukukunun' Türkiye'de de acilen uygulamaya sokulması gerekiyor. Çünkü asimetrik savaş bütün ülkeleri tehdit ettiği gibi bizim ülkemizi de yıllardan beri tehdit etmekte.
İç savaş tehlikesi var
Özellikle son günlerde siyasi iktidarın PKK'yı siyasallaştırma çabaları ve Kuzey Irak'ta ABD güdümündeki aşiret reislerinin, Türkiye'ye yönelik tehditleri arttı. Türkiye içerisinde ise onlarla birlikte hareket eden PKK yandaşlarının söylemleri dikkat çekiyor. Önümüzdeki süreçte ülkenin hem iç savaş hem de komşularla bir savaşa sürüklenmekte olduğunu okumak mümkün. Buna göre de, Türkiye bir taraftan savaş hukukunu parlamentosundan geçirirken, bir başka taraftan da yeni ihtiyaçları olan güvenlik hukuku, kolluk hukuku, içişleri hukuku, istihbarat hukuku, gibi hukuki altyapıları parlamentodan geçirmeli ve kurumsal altyapılarını oluşturmalıdır.
Herkes harekete geçsin
Dolayısıyla, bu iktidardan birşey beklemeksizin ellerinde gücü olan sivil toplum örgütleri, üniversiteler, işadamları, medya, toplumun bilinçlenmesi için yoğun ve örgütlü bir çaba içerisine girmelidir. Çünkü insanlar adeta şuurlarını, benliklerini, kimliklerini kaybetmiş yapıya dönüştürülmektedir.
Halkı teslime zorluyorlar
Mersin ve Trabzon'un, son günlerde medyada öne çıkarılmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Güdümlü medya hem Mersin'de hem de Trabzon'da halkın kafasını karıştırmak, halkı tedirginliğe sevk etmek ve halkın küresel güce teslim olmasını sağlamak için sürekli yayınlar yapıyor. Bu çok eski bir proje. Mersin, kurdurulmak istenen Kürdistan devletinin denize açılış ayağı yapılmak isteniyor. Zaten Mersin, Adana, İskenderun hem büyük şirketler açısından, hem Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının güvenliğinin sağlanması açısında küresel gücün kontrolü altında olması isteniyor. Ayrıca, GAP, Kıbrıs üzerinden Hazar havzasının kontrolü küresel güç için önemli. Trabzon hattı da kurdurulmak istenen Büyük Ermenistan devletinin denize açılım hattının bir ayağı olarak önümüze getirilmek isteniyor. Kıbrıs, Adana, Mersin İskenderun hattı hem küresel gücün kendi doğal zenginliğinin korunması açısından, hem Türkiye'ye gelen petrolün güvenli taşınması açısından buna paralel olarak Hazar havzasının kontrolü açısından önemli. Trabzon hattı ise Kafkasya ve Hazar havzasında küresel gücün faaliyetlerinin güvenliği açısından önemli.
'Türkiye bir yandan ekonomik olarak çökertilirken, diğer yandan zihinsel yıkımla karşı karşıya bırakılıyor'
Halk mevcut iktidardan hesap sorsun
* Siz Yurt Partisi Genel Başkanı olarak sorunları çözebileceğinize inanıyor musunuz?
Türkiye'nin sorunları çok büyük gibi gözükse de, çözülebilecek sorunlardır.
Siyasilerin, PKK'yı büyük bir tehdit gibi göstermesi halkı korku toplumu yaparken, suçları arttırıyor. Oysa devlet PKK'nın gücünü ortadan kaldırabilir. Bütün malvarlıklarına el koyabilir, her türlü altyapısını bozabilir. Vatandaş niye bunlar yapılmıyor diye düşünsün. Eğer böyle yapılırsa, hiçbir siyasi o koltuklarda oturamaz. Vatandaş bir takım konuları anlamak zorunda. Türkiye'nin yabancılara bağımlı olan siyasetçileri ve bürokratlardan kurtulması lazım. Ancak halk iktidara geldiği zaman yani Yurt Partisi iktidara geldiği zaman bütün bunlar bir anda ortadan kalkar. Türkiye'nin en büyük sorunu olan güvenlik sorunu biter. Adalet, hukuk zeminine oturur.
YP'ye katılın
Halkın kafasına bir takım bigiler yerleştirilmiş. 'Efendim Yurt Partisi küçük bir partidir. Onların etrafında hiç kimse yok. Saadettin Tantan yalnız bir adam gibi. 'Yurt Partisi'nin çok nitelikli kadroları var. Tabi ki bu yeterli değil. İnsanlar sevdiği güvendiği il ve ilçelerdeki insanları zorlasınlar Yurt Partisi kadroları içine girmesi konusunda onları yönlendirsinler. Halkımız kendi geleceğini sahiplenmelidir. Eğer milletimiz birisi gelsin bizi kurtarsın, bu tehditleri sonlandırsın anlayışına kapılırsa bu doğru olmaz. Çünkü artık kaybedecek zamanımız yok.
Gerçekler görülsün
Seçimlere giderken halkımız gerçekleri görsün. Türkiye'de dört buçuk yıldır iktidarda olan parti stratejik anlamda Türk ekonomisine istihdam yaratacak, yüksek teknolojinin imkanlarını geliştirecek hangi altyapıyı yaptı. Tam tersine var olan kuruluşları sattı ve borcun faizini ödedi. Halk bir etrafına baksın. Bu kadar insan hiçbir sanayi kurulu kurmadan nasıl dolar milyoneri oldu. Halkın nasıl soyulduğunu görmesi lazım.
Adalara hemen el koymalıyız
Türkiye Batı sınırlarının güvenliği için acilen adalara el koymak zorunda Doğu güvenliği açısından da bir an önce Irak ve Kafkasya'ya yönelmeliyiz
* 'İnsanların kendi geleceklerini düşünme zamanı geldi' sözünüzden hareket edersek yapılması gereken nedir?
Ekonomik olarak Türkiye'de sadece Akdeniz havzasında değil, baktığınız zaman Karadeniz havzasında da, Orta Anadolu havzasında da sorunlar birbirine benziyor. Planlı bir şekilde Türkiye'de, havza ve bölge boyutunda insanlar çökertilirken, zihinsel anlamda da çökertildiğini ve adeta teslimiyete itildiğini de görebiliyoruz. Teslimiyete itilmiş insanlara bir takım şeyleri kabule zorlamak için, hem siyasiler tarafından, hemde bazı aydınlar ve yazarlar tarafından propaganda yapılıyor.
Küresel gücün arzu ve istekleri doğrultusunda, Irak'ta kurdurulmakta olan devletin Türkiye tarafından kabul edildiğinin açıklanması, ona hamilik yapılması ve PKK'nın siyasallaştırılması gibi dayatmalar halka kadar inmiş. Milletin, 'Kabul edin bunları. Bundan kaçamazsınız' diye bezginliğe ve teslimiyete itildiğini de bu bölgedeki temaslarımızda görmüş olduk.
Yapılması gereken, ülkenin ve halkın menfaatini gözetmeyen buna karşın küresel güçten yana insiyatif kullanan bu siyasi iktidarın gitmesi lazım. İnsanların köylerinde, ilçelerinde siyasi önderlik yaparak ortaya çıkması lazım. Çok değerli insanlar var. Bu insanlar siyasete soyunmuyor. Kendi ekonomik güçlerine bir zarar gelmesinden korkuyor. Çünkü, iktidarın bu konuda da gizli bir baskısının olduğunu hissettim. Benim önerim, Türkiye bir risk altında. Bu şekilde yaşamaya devam edemez. Bugün bu insanlar risk almayacaksa ne zaman alacak?
* Türkiye'de bir risk var diyorsunuz. Bu konuyu açar mısınız?
Türkiye'yi bir sömürge ülkesi gibi kulanmak isteyen ABD'ye karşı, AB'ye teslim olmayacak, kendi iradesi ve bilgisi ile ülkesini yönetecek bir siyasi iradeye ihtiyaç var. Klasik yöntemlerle Türkiye yönetilemez. Çünkü küresel güç, bizim ülkemizdeki ekonomiyi kendisi yönetmek istediği için istediği yasaları çıkarttırıyor. Doğal olarak Türkiye'de sermaye giderek yabancılaşıyor. Türkiye hem zihinsel anlamda çökertilirken, hem de üretimdeki zihinleri de kaybediyor. Bütün bu kayıpları durdurabilmek için operasyonel düşünceli ve düşüncesini de aktif olarak eyleme sokabilecek nitelikli insanlardan oluşan siyasi bir kadroya ihtiyaç var. Bunu yapabilecek tek parti de Yurt Partisi olarak gözüküyor.
Karabağ'da da olmalıyız
* Bu durumda sizin parti olarak açılımınz nedir?
Yurt Partisi acilen savaş hukununu neden istiyor? Türkiye'nin güvenliği için acilen yapılması gereken asimetrik savaşın iç ve dış tehditlerine karşı, yeni politikalar belirlemek zorundayız. Türkiye birinci derecede acilen Batı güvenliği açısından süratle adalara el koymak zorunda. Doğu güvenliği açısından Irak, Kafkasya önemli.Türkiye geçmişinden kaynaklanan hakları sebebiyle bu bölgeleri kontrol altında tutmak zorunda. Mesela, Batum ve Nahçıvan Türkiye'nin garantörlüğünde iki bölge. Karabağ''a da baktığınız zaman Türkiye'nin oraya da müdahale etme hakkı söz konusu.
O zaman Yurt Partisi'nin Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'ne baktığınızda, bir kere Batı güvenliği açısından adaların Türkiye'nin kontrolünde olması gerekiyor. Türkiye'nin, Doğu'da da Irak, Batum, Nahçıvan ve Karabağ'da olmak zarureti var
'Derin devlet' kavramı beceriksiz iktidarların sığındığı bir liman
* Son günlerin tartışma konularından biri de derin devlet meselesi...
Türkiye'de bir derin devlet olsa yaşanan birçok olay gerçekleşmezdi. Türkiye'de meydana gelen olaylar iyi incelendiğinde bundan kim istifade ediyor? Türkiye değil? Türkiye'yi kullanan bir takım güçler yararlanıyor. Geçmişten bugüne kadar olan olaylar incelendiğinde, bu olayların gelişimine katkı sağlayan güçler varsa, bunlar Türkiye'de vatandaşın kafasında oluşan derin devlet olgusu olsa hiçbiri olmaz. O zaman şunu iyi okumak lazım. Acaba böyle bir devlet var ve bu yabancıların mı elinde? Ve Türkiye'nin aleyhine bu olaylar gelişiyor?..İkincisi, ben İçişleri Bakanlığı dahil olmak üzere çeşitli görevlerde bulundum; devletime hizmet ettim. Ve ben bunca yıllık görev hayatımda ikinci bir devlet görmedim, ondan emir almadım. Derin devlet sözleri hükümetlerin kendi beceriksizliklerini gizlemek, halkı kandırmak için sığındıkları bir liman...Başka izahı olamaz.
Mersin'de girilemeyen bölgeler var
* Geçtiğimiz günlerde Mersin ve Adana bölgesindeydiniz. Gözlemleriniz neler?
Özellikle Adana ve Mersin bölgesinde insanlar, seçime doğru giderken büyük umutsuzluk içerisinde. O bölgedeki PKK'nın hem ekonomik anlamda, hem siyasi ve idari anlamda egemen olmasını hissetirmesi, insanları tedirgin ediyor. PKK ve yandaşlarının baskıları hissedilmeye başlamış, buna karşı siyasi iktidarın bir irade sergilememesi, insanları güven bunalımına sevk etmiş. Belli bölgelerde girilemeyen bölgelerin olduğu ifade ediliyor. Bu bölgelerde çok farklı oyunlar oynandığı yolunda bir kanaat var. Yani ülkenin geleceği ile ilgili umutsuzluk var. Büyük bir zihinsel çöküşün olduğunu gördük. Fakat bu arada da zihinsel çöküşle birlikte insanların kendi gelecekleri ile ilgili, düşünme zamanlarının geldiğini, ülke için birşeyler yapmanın gerekliliğini düşünün insanlar da artıyor. Bir çöküş yaşandığı gözüküyor ama bir yandan da ne yapılabilir diye düşünün insanlar arayış içinde, bir örgütlenme arayışında.
Kaynak