Sahte 1 Mayıs
‘Demokrasi Projesi’ emperyalizmin en önemli projelerinden biridir… Amacı, hedef ülkelerde Sivil Toplum Örgütleri'ni kullanarak, ‘Demokrasi’ ‘Özgürlük’ ‘İnsan hakları’ diyerek toplumları bölmek, emperyalizm maşalarının özgürce hareketini sağlamak, bölücü unsurları GERÇEK MUHALEFET’in yerine geçirmektir.. Toplum, kendini ÖZGÜR zanneden KÖLELERDEN oluşacak; küresel güç odakları tankla topla değil, muhalifmiş GİBİ görünen STK’lar (sendikalar, partiler, eğitim kurumları) MEDYA vasıtasıyla toplumu yavaşça dönüştüreceklerdir… Bu, daha ucuz ve kalıcı bir yöntemdir..
Hedef ülkelerin zayıf noktaları tespit edilir. Türkiye için bunlar, ‘Kürt-Türk, Alevi- Sünni, laik- müslüman’ çelişkisidir… 17 Avrupa ülkesinde yüzlerce üst düzey yöneticiyle yaptığım ropörtajlarda bu sıralama yüzüme söylenmiştir… Kaşıyacakları konular içinde bunlar en önemlileridir.
İktidar ve sözüm ona muhalefet dış odakların rehberliğinde toplumu bölme ve çarpma işlemini uzunca bir zaman gözümüzün önünde gerçekleştirmektedir.
Yöntem hiç değişmez… ‘Yeni Anayasa’ ya da ‘yeni yargı sistemi’ için nasıl bir yol izlendiyse, 1 Mayıs’ta işçi yürüyüşü için de aynı yöntem izlenmiştir.
Eski’ olan değişecek yerine ona rahmet okutan yenisi geçecektir… Yasaklar kalkacak ‘özgürlük’ gelecektir!
‘Taksim işçiye açılacak, 1 Mayıs Taksim’de kutlanacaktır!’
Sendikalar 1 Mayıs’ta meydanlara çıkacaktır… Ama bir şart vardır..
Taksim, adına layık olunacaktır! Alan Kürtçü propagandaya teslim olacaktır.
Alanda (ne demekse) ‘Anti Kapitalist Müslüman’ adı altında birileri de, lezbiyen ve gay’ler de PKK da gövde gösterecek, asla ve kat’a Mustafa Kemâl Paşa’nın sözü edilmeyecektir! Türk bayrakları ortada görünmeyecektir!
Muhalefet deyince akla sadece BÖLÜCÜLER, sahte İslam, gelecektir! 50 kişilik ‘anti-kapitalist Has parti zevatı’ o kadar hoşa gitmiştir ki 30 kere kürsüden ‘hoş geldiniz’ denilmiştir! Sol deyince PKK anlaşılacak, meydanlar TRT Şeş’den farksız olacak, etnik sendikacılık öne çıkacaktır! Bunun adı ‘demokrasi’ olacaktır!
Yugoslavya’da bunların hepsi yaşanmıştı… Etnik sendikacılık ve gerçek muhalefetin bastırılmasıyla ortaya çıkan tüm emperyalist maşalar görevlerini en iyi şekilde orada yaptılar.. Soros’un İvan Maroviç’i o kadar başarılı oldu ki diğer ülkelere SAHTE MUHALEFET konusunda know-how (bilgi, beceri) satan adam oldu.. Mısır’dan Amerika’ya kadar birçok ülkede ‘gerçek muhalefet nasıl yokedilip yerine sahtesi konur’ konusunda dersler verdi, çalıştaylar düzenledi, para dağıtımını organize etti…
Gözümüz aydın! Artık 1 Mayıs Kürtçülük Bayramı!
1977’de Kazancı Yokuşu'ndan kendimi otele atarak ölümden son anda kurtulmuştum… O zaman meydanlar vatansever, Atatürkçü ve her cenahtan işçi emekçi genç yaşlı ile doluydu!
Bugün kürsü sahte muhalefetin işgâli altında. Meydan CHP- BDP–PKK hakimiyetinde! Türk bayrağı neredeyse yasaklı! Gelinen nokta bu. AKP de çok mutlu. Hem bu görüntüye ve 1 Mayıs'a tepkili olanları kendine ısındırıyor, hem ‘özgürlükçü’ demokrat olarak dışarıya geriniyor!
Hatırlayın, Profesör Michel Choussodovski yazmıştı:
‘Çağımız kapitalizminde ‘demokrasi' hayali hakim unsur olarak ortaya atılır. Yerleşik toplumsal düzeni tehdit etmediği sürece muhalefet'e İZİN VERİLİR! Bu şekilde bir muhalefet egemen elitlerin çıkarınadır. Amaçları açıktır: Varolan MUHALEFET bastırılmamalı AMA sınırları belirlenmeli, şekillendirilmeli ve bir kalıba sokulmalıdır.’
Kısacası, GERÇEK MUHALEFETİN, sistem tarafından paramparça edilen işçilerin, köylülerin, öğretmenlerin, doktorların, öğrencilerin sesinin duyulmaması için SAHTE MUHALEFET örgütlenmeliydi, İşsizlerin çığ gibi büyüdüğü, işçilerin 24 saat çalıştırıldığı ve çalışırken öldüğü, taşeron sistem ve sendikasızlığın en üst düzeye ulaştığı, özelleştirmeler sonucu yüzbinlerce işçinin boşluğa fırlatıldığı bir dönemde işçi bayramlarında ‘dünya işçilerinin birliği’nden sözediliyorsa, bu ‘sistem’in örümcek ağına sarılanları deşifre eder! Emperyalizm emekçileri ‘sahte muhalefetle’ ipe çeker!
Demokrasi projesinde, Sivil Toplum önderleri, güç odaklarıyla bir şekilde ‘temas’ ederler.. ‘Taviz’ ortamları hazırlanır! ‘Enternasyonalist’ söylem öne çıkarılır.. ‘Dünya işçileri’ ‘Dünya gençliği’ ile elele!’ diye bağırılır! Emperyalizm ters köşe yapacaktır! ‘Arkadan’ dolaşacaktır! Amacına giderken sahte muhalefeti kullanacaktır! Ulus devletler yokedilmelidir.. O zaman ULUS bilinci de özellikle muhalif cepheden silinmelidir.. Herkes ‘uluslararası!’ diye çığırmalıdır!
Millet yerlerde sürünürken dikkati milletten uzaklaştırmak, milletlerarası ‘oynamak’ ‘demokrasi projesi’nin başarılı tezgahlarından biridir! ‘Tüm dünya işçileri birleşin!’ zamanı geçmiştir. Batılı silah sanayicileri, sarı sendikaları çoktan ağları içine aldılar.. Bu sendika ağaları, ‘daha çok savaş daha çok prim’ nidalarıyla ortadalar… Ortadoğu’yu kana boyayan güç odakları sayesinde daha çok para kazanmaktalar!
Taksim meydanını ‘enternasyonalist’ laflara boğanlar, durdukları zeminin kayganlığından ne kadar haberdarlar?
Kendini muhalif hissedenler aslında iktidara ve onun emperyal ağababalarına hizmette sınır tanımıyorlar!
Sistemin ağından kaçmış olan dindarlar da birileri tarafından derhal paketlenip ‘ağın’ içine alındılar.. Sisteme karşı olanlar, ‘muhalif’ yaftasıyla aynı odağa köle yapılmaktalar…
Efsanevi TAKSİM Meydanı artık 1 Mayıs için müsaittir! Ama orada artık ne Türk bayrağı, ne Atatürk anılacaktır... Anıt bile ‘zarar görmesin’ diye kapatılmıştır.. Emperyalizme taviz sunulunca kürsüler ‘özgürleşmiş’, alanlar açılmıştır!. Sol, BDP ve PKK’nın renklerine boyanmıştır... Bu durum, şehitlerle bağrı yanık toplumun nefret eşiğini zorlayacaktır.. Toplum keskin çizgilerle ayrıştırılmaktadır.. Şubat'ta Hocalı Mitingi'nde de ‘milliyetçi’ cephe şoka uğratılmıştı.. 1 Mayıs’ta vatansever sola bir darbe daha atıldı..
Emperyalizm bu! Meşhur ‘Demokrasi Projesi’! İşi, her muhalif cepheye sızmaktır, kendi sahte solunu, sahte Türkçüsünü, sahte dincisini paketler satar…
Ama unutulmasın, oyun bir yere kadardır.. Sonra İNTİBAH (uyanış) ve BİRLEŞME başlar!
Banu AVAR, 1 Mayıs 2012
banuavar@superonline.com