DİNSİZLİK DÜŞMANI(!) SAİDİ NURSİ HANGİ DİNSİZLERLE DOST OLDU?Saidi Nursi'nin dinsiz dostlarıHayatı boyunca dinsizlikle mücadele ettiğini söyleyen ve bu konuda risaleler yazan Saidi Nursi'nin hangi büyük dinsizin samimi dostu olduğunu öğrenince inanamayacaksınız.
Türkiye’de oldukça geniş bir dini cemaat zeminine sahip olan ve bu cemaatler de kendi içinde bir takım fraksiyonlara bölünmüş olan nurculuk hareketinin lideri Saidi Nursi hakkında henüz gün yüzüne çıkmamış pek çok olay bulunmaktadır. Bunlar arasında Avrupa’da bilhassa Almanya’da geçirdiği günler hayli önemli yer tutar. Sitemizde bu konuda zaman zaman araştırma yazıları yayınlanacaktır. Cemaatin taraftarları arasında “üstatları” hakkında en küçük bir eleştiri, olumsuz cümleye tahammül edememe psikolojisi çok dikkat çekici bir durum arz eder. Oysa Saidi Nursi de bir insandır ve insan olarak hem dini hem dünyevi görüşlerinde hatta yaşantısında bir takım hataların olması çok doğaldır.
Bu doğal alana girmeye çalışanlara karşı cemaatin daha müsamahakâr bir bakış açısı sergilemesinin daha etik olacağını düşünüyorum.
Saidi Nursi’nin hayatı boyunca en çok tepki gösterdiği şey “dinsizlik” cereyanıdır ve bu cereyanın baş sorumlu olarak gördüğü Rusya’ya fena düşmandır.
Dinsizliğe karşı devleti dahi sert şekilde uyarır: “Hükümet-i cumhuriye ne hal kesbettiğini bilmiyorum.El-iyazu billah,eğer dinsizlik hesabına,imanına ve ahiretine çalışanları mes'ul edecek kanunları yapan bir dehşetli şekle girmiş ise,bunu size bilâ-pervâ ilan ve ihtar ederim ki bin canım olsa,imâna ve âhirete feda etmeye hazırım....."Saidi Nursi devletin kanunları dinsizlik hesabına olursa bu kanunlara karşı mücadelede bin canını vermeye hazırdır.
Hatta daha sert iadeleri de vardır:
“…Beşinci olarak: şimdi bu zamanda en büyük tehlike olan dinsizliğe, anarşistliğe, maddeciliğe karşı yalnız tek bir çare var: O da Kur'an'ın hakikatlerine sarılmaktır. Yoksa koca Çin'i, az bir zamanda komünistliğe çeviren bela, siyasi, maddi kuvvetler ile susmaz. Onu yalnızca Kur'an gerçekleri susturabilir.” “Sarsılmaz bir iman isteyen ve dinsiz anarşistliğe karşı kırılmaz bir kılınç arayanlar, Büyük alamete (Kur'an'a) müracaat etsinler.” (Şualar, 599)
“Çünkü masonluk, komünistlik, dinsizlik doğrudan doğruya anarşistliği doğuruyor. Ve bu dehşetli duruma karşı ancak ve ancak Kuran Gerçekleri etrafında İttihad-ı İslam dayanabilir…” (Beyanat ve Tenvirler, s.21)
Saidi Nursi’ye göre dinsizler en büyük tehlike olmakla birlikte anarşistliğin de baş müsebbibidir.
Bir din adamı için “dine karşı” olan bir cereyana tepki gösterilmesi çok doğaldır.
Şimdi bunu bir kenara not edip başka bir isme geçelim; Bu isim Abdullah Cevdet:
Abdullah Cevdet, İslam düşmanı müsteşrik Reinhard Dozy’nin “Essai Sur l’historie” adlı kitabını “ İslam Tarihi” adıyla 1908’de Mısır’da bastıran kişiydi. İki cilt olarak basılan kitap, baştan aşağı İslama ve Hz. peygambere hakaretlerle doluydu. Kitap kendisine ait İçtihat matbaasında bastırılmıştı. Bu kitabın basılmasından sonra Abdullah Cevdet “Allah düşmanı” olarak anılacaktı. Anglo- Sakson kapitalizmini ve garplılaşma cereyanını Osmanlıda ilk kez sistematize edenler Abdullah Cevdet ve arkadaşlarıdır. Kürt kökenli Abdullah Cevdet, çöküşe giden Osmanlının içinden bir Kürt devleti çıkacağının hayaliyle kurulan örgütlerin önemli elemanlarındandı. İngilizler onun için “kainatın en büyük kavmi” idi.
Bu konudaki görüşlerini şöyle açıklar:
“İngiltere devleti, dünyanın en medeni ve en namuskarane idare edilen hükümeti olduğundan eski dostluk ve ittihadı teklif edemiyorlar. İngiltere’nin dostluğunu kazanmak için en kısa tarik Abdulhamit’i yolun ortasından kaldırmaktır.”
Dinsiz ve İngiliz aşığı Abdullah Cevdet’in yakın dostlarından biri kimdi dersiniz?Söyleyelim: Saidi Nursi!
Cevdet, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin de kurucuları arasındadır. Açıkça İngiliz mandasını savunuyordu. Mısırdan İstanbul’a döndüğü 1908 Temmuz’unda Osmanlı-Kürt Taavvün ve Terakki Kulübü’nün kurulma çalışmalarına katıldı. Kahire’de bulunduğu sırada Saidi Nursi’nin Meşrutiyet dolayısıyla verdiği hutbeleri İçtihad Yayınevi’nin İstanbul’daki matbaalarında bastırıyordu! Matbaada basılan hutbeler burada basıldıktan sonra halka dağıtılıyordu.
Saidi Nursi de zaman zaman Kürtçü vurgular yapıyor, Kürdistan Teali Cemiyeti’nin kurucuları arsında yer alıyordu.
Dindar Saidi Nursi ile dinsiz Abdullah işte bu konuda sıkı birer dost ve müttefik olmuşlardı.
Saidi Nursi’nin dinsizlik cerayanı hakkındaki sözleri ile bu cereyana mensup kişilerle kurduğu ittifak oldukça garip değil mi?
Saidi Nursi yazıyor, “dinsiz Abdullah” basıp dağıtıyordu.
Tarihin sayfaları arasından bulup çıkardığımız bu ittifak Saidi Nursi’nin “dinsizlik” karşıtı sözlerinin de gerçekçi bir temeli oturmadığını siyasi ve etnik ittifakların her zaman daha birincil planda olduğunu gösteriyor.Mustafa Dağıstanlı / 12 Ağustos 2010
sondalga.com