Dünyanın hiçbir derdi kalmamış gibi bir de salgın insanların başına bela oldu.
Türkiye ise zaten dünyadan ayrışmış kırılgan üçlü içerisinde bir ülkeydi.
Türkiye’nin sorunlarının üzerine bir de bu salgın (Korona) olayı bindi.
Tüm her şey unutuldu, insanlar salgına endekslendi.
Gündem çok hızlı bir şekilde değişti.
Şu an ne ekonomi, ne Suriye, ne şehitler, ne başarısız dış siyaset, ne iç politika,
ne her dört gençten ikisinin işsiz olması, ne ekonomik zorluklar yüzünden kapanan işyerleri işten çıkartılan insanlar, ne bu salgını fırsat bilip yeniden hortlayan karaborsalar, ne 5-6 kat artan hijyen malzeme ve gıda fiyatları kaldı.
Sorunlar o kadar çok ki neresinden tutacağınıza karar veremiyorsunuz.
Bu salgının doğal yollardan gerçekleştiğine inanmayanlardanım.
Neden?
Her şeyden önce bu konuyla ilgili 2011 senesinde bir Amerikan filmi çekilmiş ne hikmetse bugün olaylar birebir aynı gelişiyor. Tek bir farkla filmde küçük çocuklar da ölüyor. Filmde de (Contagion) dünya, yarasadan bulaşan ve Çin’den yayılan bir virüs ile ölümüne mücadele ediyor. Virüs çok kısa bir sürede tüm dünyayı sarıyor ve dünya nüfusunun %25 ölüyor.
Korkunç değil mi. Film 9 yıl önce çekilmiş ve biz bugün aynı şeyleri yaşıyoruz.
Bu konu ile ilgili bir sürü komplo teorisi üretilebilir.
Ancak ilginç olan bu virüsün ağırlıklı olarak altmış yaş ve üstünü etkilemesi,
ölüm oranlarının altmış yaş üstündekilerde çok fazla olması.

Yaşlılık zor bir olay, hem yaşlı için hem yaşadıkları ülke için. Çünkü yaşlı insanların bakım maliyetleri ve sağlık maliyetleri kişi ve ülke bütçelerine aşırı bir yük getirir. Nüfus artışında genç nüfus da etkinleşemiyorsa toplum çok hızlı yaşlanmaya başlar. Bunun da bir çaresi yoktur.
Ülkemizde bile yirmi yıl öncesinde dört çalışan bir emekliye bakarken, bugün bu oran iki çalışan bir emekliye bakar durumuna gelmiştir. Bizim toplumumuz da hızla yaşlanıyor ve nüfus yenileme hızımız yeterli değil. Ekonomik açmazlar yüzünden bunun değişme olasılığı da yok.
Virüsün şimdilik bizi çok etkilemediği görünüyor. Ya bilgiler doğru değil, saklanıyor mu sorusu akla geliyor ya da çok şanslıyız. Dört bir yanımız özellikle İran kırılırken biz en az etkileniyoruz.

Nereye kadar?
Yurtdışından 21bin kişi Umreden dönüş yolunda, onlar ülkeye geliyor veya gelmek üzereler bunların çoğunluğu 60 yaş üstü. Bu insanları, bu kadar çok insanı nasıl karantina altına alacaksınız onlara testleri nasıl uygulayacaksınız onları kendi evlerinde 14 gün nasıl karantina edeceksiniz. Onların misafir kabul etme hac hediyeleri dağıtma olaylarına nasıl bir çözüm üreteceksiniz. Cevabı açık bir sürü soru.
Daha Cuma namazlarını camilerde toplu kılma olayına bir çözüm getirmemişken, getirememişken umreden dönenlere bir yaptırım yapamazsınız. Tam da bu nedenden sıyırdık derken Türkiye’de bir virüs patlaması yaşanabilir.

Ülkeler ülke olarak karantina altına alınıyor OHAL ilan ediyorlar.
Ya biz; Avm’ler gene lebe leb dolu, okullar tatil, gençlerin hepsi Avm’lerde Üniversitelilerin çoğu tatil nedeniyle ailelerinin yanına döndü (kaldıkları yurtları boşalttılar acaba bu yarın kötüleşebilecek durum için yer temin çalışması mı) otobüs firmaları vb birçok firma bu göçten para kazandı. Karaborsa ve panik yüzünden ekonomiye can geldi. İnsanlar doğru ya da yanlış kendilerince önlemler aldılar stok yaptılar.
Bu alınan önlemler ne zamana kadar yeterli olur bu tartışılır.
Ülke olarak bu salgın olayında da dünyadan ayrıştık.
Dünyanın hiçbir yerinde salgın yüzünden fiyatlar ve ürünler beşe ona katlanmadı.
Bu vahim gelişme yüzünden dünyanın hiçbir yerinde karaborsacılık hortlamadı. (Karaborsacılıktan haksız kazanç sağlayan bu primatlar denetlenmedi ve yakalanmadı üstüne halka deşifre edilmediler, ceza da almadılar. Normal bir olay yaşanıyor sanki.)
Kuveyt bile ezanda değişiklik yaparak haydi namaza yerine namazı evde kılın diye ezan okutmaya başladı.
Ya biz, Diyanet kendinizi iyi hissetmiyorsanız namazı evde kılın dedi. Yani Cuma namazlarına devam.
Üstleri beyaz tulumlu sırtlarında dezenfekte tüpleri olan adamlar sokakları, yerleri, duvarları yani gördükleri her yeri hesapta dezenfekte ediyorlar. Televizyonlarda ülkeye gelecek turistler için ! Aspendos ve açık hava tiyatrosu dezenfekte edildi!!! Açık alanlara virüs gelmesin diye hesapta ilaç sıktılar. Komik.
İtalya, İspanya ülke olarak karantinaya girmişken dünya ekonomisi lokalize olurken, hatta ekonomiler dururken şehirler hayalet şehirlere dönüşürken dostlar alışverişte görsün diyerek sözüm meclisten dışarı ota boka ilaç sıkmak bakın biz önlem alıyoruz çalışıyoruz imajı vermeye çalışmak ne kadar doğru. Ekonomik olarak alınan bir tedbir göremedim ben.

Günlük İtalya’da 50 kişi ölüyor İtalyanlar evlerinden dışarı çıkmıyorlar.
İtalya’da artık hastalar arasında doğal seçilim yaparak hangi hasta dirençli kim kuvvetli kim atlatabilir diyerek tedavide doktorlar hasta seçiyor. Kısaca hastalara sağlıkçılar yetişemiyorlar.
İtalya, İspanya, Türkiye genetik olarak birbirine yakın toplumlar sıcak kanlı insanların ülkeleri bu ülkeler.
İtalya’da salgın nasıl birden yaygınlaştı?
Virüs İtalya’nın kuzeyinde görülünce İtalyanlar lokalize olacaklarına güneye göçtüler böylelikle virüs kuzeyden güneye atladı ve birden yaygınlaştı sonuçta ülke olarak karantinaya girdiler. Benzeri İspanya için de aynı.
Türkiye’ye gelirsek tüm okulları tatil ettik, öğrenciler terminallere koştu ve Türkiye’nin her tarafına dağıldılar. Çocuklara test yapıldı mı? Hayır. Ya taşıyıcı iseler.
Bazı aileler bu salgın tatilini bir tatil fırsatı zannederek tatile çıktı, Trajikomik.
Bugün Arabistan’dan Umreden yaşlılarımız geliyor. 21bin kişiyi karantinaya almaya çalışacağız. Umreciler için öğrencilerden boşalan yurtlardan faydalanılacak.
Allah hepimize selamet versin.
Çözüm?
Bu kötü süreçte insanlar daha sağduyulu ve dikkatli olmalı, kendilerini daha dikkatli korumalıdırlar. Mecbur olmadıkça kalabalıklara girilmemeli hijyene azami önem verilmelidir.
Gönül ister ki olan, oluşan olumsuzluktan ders çıkartalım, umarım ders çıkartırız…
Zafer ATUN
15Mart2020
zaferatun.wordpress.com