Saman Televizyonu
Samandolu TV demek daha uygun olur sanırım. Saman da yerli değil, ABD samanı…
Haberlere bakıyorum, kanallarda gezinirken saman televizyonun haberlerine takıldım. Gündoğmuş’ta şehitler için yapılan mitingi yorumluyorlar:
“Ergenekon’dan tutuklu olan ve Öcalan ile görüştüğü kampta samimi fotoğrafları olan Doğu Perinçek’te kutlama mesajı yolladı(!)”
Ancak bu kadar ikiyüzlü, utanmaz olunabilir. Perinçek’in Öcalan ile resimlerini sürekli gündeme getireceksin, Öcalan’ı Paşa yapmayı teklif eden bir zavallıya da gazetende yazı yazdıracaksın. Abant toplantıları, Süleymaniye toplantıları gibi toplantılarda ne kadar PKK+Öcalan sever varsa hepsi o toplantıların baş aktörü olacak… Sonra utanmadan başkalarını eleştireceksin.
Arkasında durduğun partinin içinde PKK'dan daha PKK’lı vekiller olacak, aynı partinin içinde Barzanici vekiller de olacak, bunların hepsini içselleştirip sonra da utanmadan başkalarını diline dolayacaksın.
Bu neye benziyor biliyor musunuz?
Hani adamın biri arkadaşına "benim anam senin ananı kerhanede görmüş" der, adam da arkadaşına "senin anan o kadar iyiydi de orada ne işi vardı" diye sorar ya? Yapılan haber de aynen öyle bir durum.
Bu haber, haber falan değil, kişisel düşmanlık üzerine yapılan ve hedef saptıran bir ahlaksızlıktır. Eleştirdiğin bir konuda önce kendin temiz olacaksın. Baş tacınız olan “sizin Taraf yazarları” Kandil’e kaç defa gitti? Başbakanınızın Hasan abisi, partinizin “bizim taraf” dediği paçavranın Yasemin Çongar’ı, 3 tosundan biri olan tosuncuk, enses ilişki savunucusu Ahmet Altan’ı… Yani, dostlarınız… Onlar nereye gitmişti? Üstelik “gönlümüz orada kaldı” dediler. Keşke gidişleri olup dönüşleri olmasaydı.
Televizyonlarınız ne kadar PKK’lı varsa onları konuk ediyor. Anadolu’da içi boş insanlara “içi saman dolu” derler. Hakikaten isminiz içeriğinize çok uygun. Yalnız ufak bir değişiklik lazım, Samanyolu TV değil de, Samandolu TV demek daha uygun olur sanırım. Saman da yerli değil, ABD samanı…
Sahi, sizin ananız o kadar iyiydi de, kerhanede ne işi vardı?
Z_eucar@yahoo.com.tr
Zahide UÇAR, 9 Kasım 2009