Sen böyle değildin, ne oldu sana?
Sen haini tükürürdün bağrından, ses etmez oldun.
Sana bir haller olmuş.
Ne olmuş sana Türkiyem?
Senin askerin, başına çuval geçirtmezdi...
Senin askerin, iki kurşuna kendini teslim etmezdi.
Sana bir haller olmuş...
Yoksa sen halen aynısın da bana mı bir haller oldu?
Türk askeri dendi mi, yedi düvel titremez miydi Türkiyem?
Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum.
Üniforması şeref ve kimlik verirdi üzerine giyene ordumun.
Şimdi, bölücü televizyonlarında adına Türk askeri denen 2 mahlukun görüntüleri yayınlanıyor PKK ağzıyla konuşan...
Ve Meclisinde, kocası dağdaki eşkiyadan beter olanlar dolaşıyor...
Sana mı bir şey oldu, yoksa bana mı Türkiyem...
Senin partilerin, kongrelerini İstiklal Marşı ve dahi Türk bayrağıyla açardı.
Şimdi Başkentin göbeğinde zılgıtlar almış İstiklal Marşının yerini...
Türk bayrağı dekor olmuş Meclise girenlerin salonunda...
Sen eskiden bölücüyü Meclisine sokmazdın Türkiyem...
Bana değil, sana bir haller olmuş, anladım sonunda...
Sen eski sen değilsin, olsan tükürüp atardın bunları bünyenden...
Senin yetkiline, temsilcine, değil ABD Başkanı, alemin kralı gelse omzundan sarsıp, naber corç muamelesi yapamazdı.
Sen eğilmişsin artık Türkiyem...
Belin kırılmış sanki.
Bundan sonrası ne olur bilemiyorum.
Bir Türk dünyaya bedeldir sözü, ya Bir Türk dünyayı güldürüre dönerse...
İçin acımaz mı?
Yıkılmaz mısın?
Senin kalbinde, bölücü federasyon lafı ediyor.
Senin göbeğinde, kocası dağda katil olan kadın milletvekili olarak geziyor.
Dünyanın mı çivisi çıktı, yoksa senin çivin mi yerinden oynadı Türkiyem?
Eğilmekle yüzüstü uzanmak arasında bir fark varsa, ne olur bana söyle Türkiyem...
Ne olur söyle ki, bu vatanın üzerinde yaşayanların çoğu gibi ben de kendime avunacak bir sebep bulayım Türkiyem...
Bulamıyorum ne yazık ki...
Bilemiyorum.
Bildikçe içim acıyor.
O yüzden bundan sonra bilmek istemiyorum.
Anlatabildim mi Türkiyem?...
Kaynak