Sandık ve Sayım Güvenliği

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

Sandık Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

Gerek yok. Böyle iyi.
1
8%
Hiçbir şey düşünmüyorum. Forum köşelerinde slogan atarsam sorun çözülür.
1
8%
Sandık Görevlisi olmayı düşünüyorum ama bilgim yok.
8
67%
Sandıkta görev aldım ve tekrar alacağım.
2
17%
 
Toplam Oy : 12

Re: Sandık ve Sayim Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletigönderen bezgin » Çrş Kas 04, 2009 11:54




helaletmiyorum. org'tan


Sitemiz 11 gün içinde 550.000 kişi tarafından ziyaret edildi. Bu süre içinde de toplam 55 saat “hack”lendiği için kapalı kaldı. Her bilgisayardan sadece 1 oy kullanıldı.

Türkiye’de bilgisayar kullanım katsayısının 2,2 olduğunu düşünürsek; yanda artmaya devam eden sayının iki katı kadar daha “HELAL ETMEYEN” olduğunu düşünebiliriz.

Bu site önümüzdeki Genel Seçim’e kadar açık olacak.

Türkiye’de yoksulluğu bitirmenin yolu, yoksullara yardım etmek değildir. Yoksulları zengin etmektir. Herkese iş sağlamaktır.

Yardım, muhtaç insanlara edilir. Ki bu yardımları bütün kalbimizle destekliyoruz.

Devletin görevi, çalışacak durumda olanlara istihdam sağlamak; çalışamayacak durumda olanlara (hasta, kimsesiz, yaşlı, engelli gibi) direkt yardım etmektir.

Biz, bu siteyi kuranlar, devletin verdiği bu yardımlara hiçbir zaman karşı olmadık. Biz bu yardımların AKP tarafından verildiği yalanına karşı olduk.

AKP vergi mükelleflerinden topladığı paranın ufacık bir kısmını yoksullara dağıttı. Bunu da “kendi” yapıyormuş gibi yalan söyledi.

Bizim itirazımız hep buna oldu. Hep de buna olacak.

Hükümetten ricamız, seçmenin 29 Mart uyarısını iyi değerlendirmesi.

Ucuz numaralarla oy kazanma şansı giderek azalıyor. Daha da azalacak.

Devletin muhtaçlara yardım etmesine hakkımız sonuna kadar helal olsun. Devletin ve milletin parasıyla kendi partisine oy kazandırmaya çalışanlara da hakkımız sonsuza dek helal olmasın.


http://www.helaletmiyorum.org/

Bir tikla hemen burada "helal etmeyin!"
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayim Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletigönderen bezgin » Prş Kas 05, 2009 10:05

Ic Savas Kosullarinda Secim Güvenligi

Fransua Fenlon yazdı:Tüm savaşlar iç savaştır, çünkü tüm insanlar kardeştir.


Arkadaslar, hicbirimizin tahmin edemeyecegi bir hizla ic savasa sürükleniyoruz. Tayyiban Hükümeti, Türkiye'den umudunu kesmis, gemiciklerini limanda hazir tutmaktadir. Bu kosullarda yapilacak bir secimin güvenligi nasil saglanabilir?

Ic savas durumunda güvenli bir secimin yapilamayacagi iller, isgal altindadir. Bu yörelerde isgalcilere karsi milli direnisi baslatabilecek önderler ayni 1920 secimlerindeki gibi simdiden tesbit edilmelidir.

Secimlerin yapilabilecegi yerlerde kurum, yönetim ve güvenlik nasil saglanacaktir. Mevcut ulusal direnis örgütleri, bunun alistirmasini simdiden yapmali, kimin secim ve secilmeye ne kadar haiz oldugunu tartismaya acmalidir. Tabidir ki mevcut ihanet partileri, milli hükümete temsilci vermemelidir. Bu 1920 Meclisi'nden cikardigimiz bir derstir, gecmisin kölelik ve itaat üzerine oturmus aliskanliklari milli mecliste bulunmamasi gereken hastaliklardir.

Siyaset bitmis, sadece milli cikarlarimiz kalmistir.

Lütfen yavas yavas bu konular üzerinde kafa yoralim.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayim Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletigönderen bezgin » Cum Kas 06, 2009 13:40

CHP'de seçim güvenliği itirazı!
09 Şubat 2009


ANKARA- CHP, seçim güvenliği endişesinde. Seçimlerde yaşanacak aksaklıklar, seçmen listelerindeki yanlışlıklar ve hileler ile ilgili yapılacak başvuralar için gerekli belgelerin muhalefet adaylarına verilmediği ancak AKP adaylarının belge toplamada sorun yaşamadığı ileri sürüldü. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “ayrımcılık” iddiasıyla Başbakan Erdoğan’a soru önergesi verdi.

Kart, soru önergesinde şunları söyledi:

“Yerel seçimlerle ilgili seçim takviminin hız kazandığı bir dönemde, AKP örgütlerinin devlet imkanlarını ve yetkilerini kullanarak çalışma yaptıkları görülmektedir. AKP’den aday olan Başkan adayları, Belediyelerin tüzel kimliğini kullanarak ilgili mülki birimlerle yazışma yapmakta ve belge toplamaktadır. Toplanan bu belgeler başkan adayı tarafından İlçe Seçim Kurullarına sunulmaktadır. Buna karşılık AKP’ne mensup olmayan Belediye Başkan adaylarının, İlçe Seçim Kuruluna sunmak üzere ilgili mülki birimlerden belge toplamaya yönelik olan talepleri ise çoğu zaman ilgili birimler tarafından reddedilmektedir. Belge temin edilmeden İlçe Seçim Kurullarına yapılan itirazlardan ise yine çoğu zaman sonuç alınamamaktadır. Kamu yetkisinin kötüye kullanılması, Devlet’in AKP’nin emrine sokulması sebebiyle seçim güvenliğinin bu anlamda da ihlâli durumu söz konusudur. Toplumdaki ayrışmayı artıran ve seçim güvenliğini tehlikeye sokan bu politikalardan kaçınmak gerektiği açıktır.”

Kart, bu uygulamanın sona erdirilmesi ve kayırmacılık ve çifte standardın ortadan kaldırılması için Başbakan Erdoğan’ın bir genelge yayınlamasını istedi ve böyle bir genelge yayınlayıp yayınlamayacağını Erdoğan’a sordu.

ZÜBEYİR KINDIRA - İNTERNETHABER
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletigönderen bezgin » Cum Kas 06, 2009 16:42

MİLLETVEKİLİ YASASINA İPTAL BAŞVURUSU


TBMM - CHP, her ilin en az 2 milletvekili çıkarmasını düzenleyen
kanunu, ''eşit oy ve temsilde adalet ilkesine'' aykırı olduğu
gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine götürdü.

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, konuyla ilgili yaptığı yazılı
açıklamada, kanunun, Anayasa'nın 2, 10, 67 ve 80. maddelerine aykırı
olduğunu öne sürerek, iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Yüksek
Mahkemeye başvuruda bulunduklarını bildirdi.
Söz konusu kanun ile ikinci milletvekili çıkaramayan illere ikinci
milletvekili verilmesinin düzenlendiğini hatırlatan Okay, değişiklik
öncesinde ise nüfusu ne olursa olsun her ile en ez bir milletvekili
verildiğini belirtti. Yapılan değişiklikle her ilin en az iki
milletvekili çıkarması ilkesinin getirildiğini anlatan Okay, bu
düzenlemenin, seçimlerin, ''eşit oy ve temsilde adalet ilkelerinin''
ihlali niteliğinde olduğunu iddia etti.
Düzenlemenin, Anayasanın bu ilkeleri düzenleyen maddelerine de aykırı
olduğunu öne süren Okay, değişikliğin seçmen iradesinin dışlanması
sonucunu doğurduğu, geçerli oylarla seçilen üye sayısı arasında adil bir
oranın kurulmasının ortadan kaldırıldığı görüşünü savundu.
Milletvekili Seçim Kanunu'nun milletvekili sayılarının tespitinde zaten
adaletsiz bir sistem öngördüğünü ifade eden Okay, açıklamasında şu
görüşlere yer verdi:
''Yapılan değişiklik, bu adaletsizliği daha da derinleştirmektedir.
Yaklaşık 150 bin nüfusa 1 milletvekili çıkarılması gerekirken, yasal
değişiklik öncesi nüfusu 150 binin altında olan illere zaten birer
milletvekilliği verilmekteydi. Şimdi yapılan bu düzenleme ile nüfusu
yaklaşık 70 bin olan bir ilin 2 milletvekili çıkarması sağlanmaktadır.
Söz konusu değişiklik kamuoyuna, 'Bayburt ilinin çıkaracağı milletvekili
sayısının artırılması amacıyla yapılıyor' şeklinde tanıtılmış ve böyle
bir algılama yaratılmak istenmiştir. Ancak, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sistemi sonuçları her yıl yeniden ilan edilmekte ve illerin çıkaracağı
milletvekili sayısı bu sonuçlara göre yeniden tespit edilmektedir.
Yapılan yasa değişikliği, TÜİK tarafından ilan edilen illerin 2008
nüfusu baz alındığında, Mersin ilinin çıkaracağı 1 milletvekilinin,
Bayburt iline geçmesiyle sonuçlanmaktadır. Ancak nüfusun yılda bir kez
olmak üzere her yıl ilan edildiği düşünüldüğünde, değişik ileri ki
dönemlerde yalnızca bir ili değil, nüfus hareketlerine göre Bayburt
dışında başka illeri de ilgilendirebilecektir.
Bu eşitsizlik ve adaletsizliğin yanında, yapılan değişiklik seçim
yasaları konusunda sabıkalı olan AKP'ye masa başında yeni seçim oyunları
oynama zemini hazırlayacaktır.''
Okay, açıklamasında değişiklik siyasi iktidarın tercihleri doğrultusunda
yeni illerin kurulmasının gündeme gelebileceğini savunarak, ''siyasi
iktidar işine geldiği gibi yeni iller kurabilecek, bu illerde 2 yerine 3
milletvekili çıkarabilmesine ilişkin yapacağı düzenlemelerle, temsilde
adalet ve eşit oy ilkelerini tamamen ortadan kaldırabilecektir''
görüşünü ileri sürdü.

Anadolu Ajansi




Biraz gec kalmadiniz mi?
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletigönderen bezgin » Pzt Kas 09, 2009 10:20

AKP'nin yerel seçim stratejisi: Anayasa Mahkemesi'nin üye yapısını değiştirmek



TÜRBAN konusunda benim görüşüm nettir. Türban bir siyasi semboldür ama aynı zamanda başını örtmek İslam içinde çok önemli bir zümrenin dinen gerekli gördüğü bir yaptırımdır.

Türkiye, bu görüşü taşıyan insanlara üniversiteyi açmadığı sürece vicdanen rahat olamaz.

* * *

Öte yanda, Anayasa Mahkemesi'in gerekçeli kararı ile artık türbanla üniversiteye gitmenin yolları tamamen kapanmıştır.

Bu yolu CHP'nin Mahkeme'ye itirazı ve Mahkeme'nin kararı kapatmıştır ama biraz aklı olanlar bir süre sonra Recep Tayyip Erdoğan'dan da hesap sormayı herhalde akıl edeceklerdir. O "velev ki" sözleri ile tek başına başlattığı mücadelesinde, gözleri kararıp MHP'den "gel gel!" yapıldığını göremeyince, topa balıklama girmiş ve türbanı diğer inançlardan ayırt ederek ve ona öncelik ve ayrıcalık sağlayarak sonuç alacağını sanmıştır.

Sonuç hüsrandır, sanırım İslami cenahta birileri bir gün Erdoğan'a pervasız tek adamlık psikolojisinin maliyetini soracaktır.

* * *

Ancak, AKP'de çok akıllı insanlar var. Onlar pireden bile yağ çıkarmayı bilirler. Onlar durumdan vazife çıkarıyorlar. Şu tartışma pompalanıyor:

1) Anayasa Mahkemesi, TBMM'nin yapacağı Anayasa değişiklikleri hakkında sadece şekil açısından karar verebilir. Bu mantığa göre; TBMM Anayasa'nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini doğrudan veya dolaylı değiştirmeye (şimdi yapıldığı iddia edildiği gibi) kalktığında Mahkeme'nin görev alanı nedir sorusunu ağza bile almamak gerekir.

2) Mahkeme şekli aşıp muhtevaya da girmiştir.

3) Böyle yaparak Mahkeme kendini milli iradenin üzerinde görmüştür.

4) TBMM'nin iradesini tekrar Anayasa Mahkemesi'nin iradesi üzerine çıkarmak ve bunu demokrasi adına perçinlemek gerekir.

Şimdi sıkı durun! O halde:

5) Anayasa Mahkemesi üyelerini doğrudan TBMM seçmelidir.

İlk 4 çıkarımı kabul ettiğiniz anda 5. maddede yer alan öneri kendiliğinden makul gözükecektir.

* * *

Anayasa Mahkemesi'nin halihazırda görevde bulunan üyeleri 65 yaşına kadar bu görevi yapmak üzere seçilmişlerdir. Onları değiştiremezsin.

Demek ki; Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısının artırılıp, yeni üyeler TBMM'de seçilirse demokrasi çok büyük bir adım atmış olacaktır.

Bu arada TBMM kendini denetleyecek kişileri kendi eliyle seçmeye kalkmış olsa da ne gam!

Hem demokrasi şekil şartı açısından yeni bir şıklık kazanacaktır...

Hem de Mahkeme, AKP'nin istediği terkibe ulaşacaktır.

Sonra, kim tutar seni!

* * *

Ben AKP'nin ne yapacağını bilmiyorum ama ellerine iyi bir fırsat geçti diye düşünüyorum. Ben onların yerinde olsaydım, böyle yapardım.

Böylece:

1) Yolsuzluk tartışmalarını büyük çapta unutturur,

2) Safları yeniden pekiştirir,

3) Eğer değişikliği beceremezsem "Bak yine milli iradeyi hiçe saydılar" diye meydanlarda bangır bangır bağırır,

4) Becerirsem de "Oh be, önümde artık hiçbir engel kalmadı" diyerek göbek atardım!

Cüneyt ÜLSEVER 26 Ekim 2008
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği İçin Ne Düşünüyorsunuz?

İletigönderen bezgin » Sal Kas 10, 2009 11:42

AKP'den seçim hileleri


AKP geçen seçimde olduğu gibi DTP'ye gidecek oyları engellemek için parlak fikirler geliştirmeye devam ediyor.

soL (HABER MERKEZİ) Okuma yazması olmayan Kürt seçmenlerin yanlış oy kullanabilmesi için 22 Temmuz seçimlerinde bağımsız adayları da tek bir oy pusulasında toplayan AKP, önümüzdeki yerel seçimler için de yeni bir fikir geliştirdi.

AKP'li ilgili bakanlar ile Yüksek Seçim Kurulu arasında yapılan toplantı sonrasında seçimlerde sandıklara, sandık görevlileri ve oy kullanacak kişilerin haricinde hiç kimsenin 100 metreden fazla yaklaştırılmaması kararı alındı.

AKP'nin bu yöntemle, geçen seçimde olduğu gibi, okuma yazması olmayan çoğunluğu yaşlı DTP'li seçmenlerin yanlış oy kullanmasını hedeflediği yorumları yapılıyor.

AKP, 22 Temmuz seçimlerinde de DTP'ye gidecek oyları engellemeye çalışmıştı. DTP'li adayların seçimlere bağımsız aday olarak gireceklerini açıklamalarının ardından AKP, bağımsız adayları da oy pusulasına ekleyerek, okuma yazması olmayan DTP'li seçmenlerin oylarını yanlış kullanmasını hedeflemişti.

DTP ise doğu ve güneydoğuda fazla sayıda olan okuması olmayan seçmenlerinin boyu 1 metreye yaklaşan oy pusulasında doğru oy kullanabilmesi için farklı yöntemler geliştirmek zorunda kalmıştı.

soL - 13.12.2008
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği

İletigönderen bezgin » Çrş Kas 11, 2009 15:40

AKP Secim Hileleri

İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği

İletigönderen bezgin » Prş Kas 26, 2009 11:12

Ne yazik ki vatandas oyuna sahip cikmaktansa, particilik oyunuyla istigal ediyor.

Her mahallede bir parti var!



Ebedi Nizam Partisi, Sevgi ve Dayanışma Partisi, Yüce Diriliş Partisi, Ayyıldız Partisi... İşte Türkiye'nin parti analizi...

Ebedi Nizam Partisi, Sevgi ve Dayanışma Partisi, Yüce Diriliş Partisi, Ayyıldız Partisi... Liste uzayıp gidiyor. Burada sözü edilen partiler başka ülkede değil Türkiye'de...66 siyasi partimiz var 41'i seçim yüzü görmedi!

Türkiye’de tam bir parti enflasyonu yaşanıyor. Son olarak DSP’nin kurucu ismi Rahşan Ecevit’in girişimi ile Demokratik Sol Halk Partisi’nin kuruluşu ilan edildi. Son kurulan parti ile birlikte Türkiye’de faaliyette olan parti sayısı 66 olarak açıklandı.


Ancak veriler kurulu partilerin ezici çoğunluğunun “Tabela Partileri” olmanın ötesine geçmediği görülüyor. Yine ortaya çıkan bir başka veri ise Türkiye’de kurulu bulunan partilerin 43’i son 9 yıllık sürede kuruldu.

İşte ilki 1983’te en sonuncusu önceki gün kurulan Türkiye’nin siyasi partileri:

Demokrat Parti: 1983 yılında kurulan Doğru Yol Partisi adını değiştirerek Demokrat Parti adını aldı. Geçtiğimiz Ekim ayında Anavatan Partisi de bu partiye katıldı. Hüsamettin Cindoruk’un başında olduğu parti 2007 Genel seçimlerinde % 5.41, 2009 Yerel seçimlerinde % 3.41 oranında oy aldı.

Milliyetçi Hareket Partisi: 1983 yılında kurulan Milliyetçi Çalışma Partisi, 1993 adını değiştirerek Milliyetçi Hareket Partisi adını aldı. Devlet Bahçeli’nin başında bulunduğu parti 2007 Genel seçimlerinde % 14.27, 2009 Yerel seçimlerinde % 16.07 oranında oy aldı.

Demokratik Sol Parti: 1985’te kurulan DSP 2007 Genel seçimlerine CHP altında girmiş, 2009 Yerel seçimlerinde % 2.75 oranında oy almıştı. Partinin Genel Başkanlık koltuğunda Masum Türker buluyor.

İşçi Partisi: 1992’de kurulan İşçi Partisi 2007 Genel seçimlerinde % 0.36, 2009 Yerel seçimlerinde % 0.27 oranında oy aldı. Partinin genel başkanlık koltuğunda Ergenekon davası tutuklularından Doğu Perinçek buluyor.

Cumhuriyet Halk Partisi: 9 Eylül 1923’te önce "Halk Fırkası" adıyla kurulmuştur. 1924 yılında "Cumhuriyet Halk Fırkası", 1935 yılında ise "Cumhuriyet Halk Partisi" adını almıştır. CHP 2007 Genel seçimlerinde % 20.88, 2009 Yerel seçimlerinde % 23.11 oranında oy aldı. Partinin genel başkanlık koltuğunda Deniz Baykal bulunuyor.

Millet Partisi: 1992’de kurulan Millet Partisi 2007 Genel seçimlerine yeterli koşulları sağlayamadığından katılamamış, 2009 Yerel seçimlerinde % 0.09 oranında oy almıştı. Partinin genel başkanı Aykut Edibali

Genç Parti: 1992 yılında kurulan Yeniden Doğuş Partisi adını değiştirerek Genç Parti adını aldı. Genç Parti 2007 Genel seçimlerinde % 3.03 oranında oy aldı. Genç Parti 2009 Yerel seçimlerine katılma yeterliliğine sahip olduğu halde katılmadı. Partinin genel başkanlık koltuğunda Fransa’dan iltica talebinde bulunan Cem C. Uzan bulunuyor.

Büyük Birlik Partisi: 1993’te kurulan Büyük Birlik Partisi 2007 Genel seçimlerine bağımsız adaylarla katıldı. Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu şaibeli bir kazada kaybeden parti 2009 Yerel seçimlerinde % 2.22 oranında oy aldı. Partinin genel başkanlık koltuğunda Yalçın Topçu bulunuyor.

Liberal Demokrat Parti: 1994’te kurulan Liberal Demokrat Parti 2007 Genel seçimlerinde % 0.10, 2009 Yerel seçimlerinde % 0.02 oranında oy aldı. Partinin genel başkanlık koltuğunda Cem Toker bulunuyor.

Emeğin Partisi: 1996’da kurulan Emeğin Partisi 2007 Genel seçimlerine bağımsız adaylarla katılmış, 2009 Yerel seçimlerinde % 0.11 oranında oy almıştı. Partinin genel başkanı Levent Tüzel.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi: 1996’da kurulan ÖDP 2007 Genel seçimlerinde % 0.15, 2009 Yerel seçimlerinde % 0.15 oranında oy aldı. Ufuk Uras’tan boşalan koltuğa Alper Taş genel başkan olarak oturdu.

Aydınlık Türkiye Partisi: 1998’de kurulan Aydınlık Türkiye Partisi (ATP) 2007 Genel seçimlerinde % 0.28 oranında oy alırken, 2009 Yerel seçimlerine yeterli şartları sağlayamadığından katılamadı. Partinin genel başkan koltuğunda Oktay Öztürk bulunuyor.

Saadet Partisi: SP 2007 Genel seçimlerinde % 2.34, 2009 Yerel seçimlerinde % 5.16 oranında oy aldı. Partinin genel başkanı Numan Kurtulmuş. Parti 2001’de kuruldu.

Adalet ve Kalkınma Partisi: 2001’de kurulan AK Parti 2007 Genel seçimlerinde % 46.58, 2009 Yerel seçimlerinde % 38.83 oranında oy aldı. Şu an hükümet olan partinin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Bağımsız Türkiye Partisi: 2001’de kurulan BTP 2007 Genel seçimlerinde % 0.51, 2009 Yerel seçimlerinde % 0.38 oranında oy aldı. Partinin genel başkanı Haydar Baş.

Türkiye Komünist Partisi: 1992 yılında kurulan Sosyalist İktidar Partisi ile 2000 yılında kurulan Komünist Parti'nin birleşmesiyle 2001’de kuruldu. Partinin genel başkanı Aydemir Güler. 2007 Genel seçimlerinde % 0.23, 2009 Yerel seçimlerinde % 0.18 oranında oy aldı.

Yurt Partisi: 2002’de kurulan partinin genel başkanı Saadettin Tantan. YP 2007 Genel seçimlerinde % 0.93 oranında oy aldı, 2009 Yerel seçimlerine katılmak için ise yeterli şartı sağlayamadı.

Hak ve Özgürlükler Partisi: 2002’de kurulan partinin genel başkanı Bayram Bozyel. Kısa HAKPAR 2007 Genel seçimlerine katılmak için yeterli şartı sağlayamadı, 2009 Yerel seçimlerinde ise % 0.06 oranında oy aldı.

Halkın Yükselişi Partisi: 2004’te kurulan HYP 2007 Genel seçimlerinde % 0.51, 2009 Yerel seçimlerinde %0.01 oranında oy aldı. Partinin genel başkanı Yaşar Nuri Öztürk.

Demokratik Toplum Partisi: 2005’te kurulan ve kısa adı DTP olan parti 2007 Genel seçimlerine bağımsız adaylarla girdi. DTP 2009 Yerel seçimlerinde %5.68 oranında oy aldı. Eş Başkanlık modeli ile yönetilen partinin 2 eş genel başkanı var: Ahmet Türk, Emine Ayna…

Güçlü Türkiye Partisi: Kısa adı GTP olan parti 2007’de kuruldu. GTP 2007 Genel seçimlerine bağımsız adaylarla katıldı, 2009 Yerel seçimlerine ise katılma hakkını sağlayamadı. Partinin genel başkanı eski Ekonomistler Platformu başkanı Tuna Bekleviç bulunuyor.

Barış ve Demokrasi Partisi: 2007 Genel seçimleri sonrası kurulmuş, 2009 Yerel seçimlerinde %0.01 oranında oy almıştır. Partinin genel başkanı Demir Çelik.

41 PARTİ HİÇ SEÇİM GÖRMEDİ:
Türkiye Sosyalist İşçi Partisi: Türkiye Sosyalist İşçi Partisi 1993’te kuruldu. TSİP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime katılmadı. Partinin genel başkanlık koltuğunda Ali Öner bulunuyor.

Adalet Partisi: 1995’te kurulan Adalet Partisi, Adalet Partisi isminin tescil edilmesi ve saklanması için açılmış bir partidir. Partinin genel başkanlık konumunda Bülent Şimşek Özcan bulunuyor. AP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Hiçbir seçime katılmadı.

Büyük Adalet Partisi: Büyük Adalet Partisi de 1995’te kuruldu ve Adalet Partisi isminin tescil edilmesi ve saklanması için açılmış bir diğer parti. Seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Hiçbir seçime katılmadı. BAP’ın genel başkanlık konumunda Mehmet Beşir Bilgiç bulunuyor.

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi: 1997’de kurulan Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Seçimlere katılma yeterliliğine sahip değildir. Bu yüzden; Hiçbir seçime katılmadı. Partinin genel başkanı Şevket Doğan Tarkan.

Alternatif Parti: 1998 yılında kurulan Ulusal Birlik Partisi 2008 yılında adını değiştirerek Alternatif Parti adını almıştır. Kısa adı ALPARTİ olan partinin genel başkanı İlker Bircan. ALPARTİ seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Hiçbir seçime katılmadı.

Demokrat Halk Partisi: 1998’de kurulan Demokrat Halk Partisi (DHP) seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi Partinin genel başkanı Mahmut İhsan Özgen.

Gönül Birliği Yeşiller Partisi: Gönül Birliği Yeşiller Partisi 2000’de kuruldu. Seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Eşref Yazıcıoğlu.

Eşitlik Partisi: 2001’de kuruluş dilekçesi verilen Eşitlik Partisi (EP) de seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden EP; herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Bektaş Çelebi.

Lider Türkiye Partisi: 2001’de kurulan LTP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. LTP bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Mustafa Özman.

Sosyal Demokrat Parti: 2001’de kurulan SODEM Seçimlere katılma yeterliliğine sahip değildir. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Nihat Demir.

Sosyaldemokrat Halk Partisi: 2002’de kurulan SHP’nin genel başkanı Hüseyin Ergün. SHP seçimlere girme yeterliliği olduğu halde, 2004'ten beri herhangi bir seçime girmedi.

Milli Egemenlik Partisi: Kısa adı MEP olan parti 2002’de kuruldu. MEP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Cevdet Anaçoğlu.

Bağımsız Cumhuriyet Partisi: 2002’de kurulan BCP’nin genel başkanı Mümtaz Soysal. BCP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Hiçbir seçime katılmadı.

Sosyalist Demokrasi Partisi: 2002’de kurulan SDP’nin genel başkanı Rıdvan Turan. SDP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi.

Sağduyu Partisi: Kısa adı SADP olan parti 2002’de kuruldu. SADP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı konumunda Mehmet Yücel Ağargün bulunuyor.

Ayyıldız Partisi: 2003’te kurulan ve kısa adı AYYILDIZ olan partinin genel başkanı Serap Gülhan. Gülhan aynı zamanda tek kadın parti başkanı konumunda. AYYILDIZ seçimlere katılma yeterliliğine sahip olmayan bir parti. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi.

Emekçi Hareket Partisi: Kısa adı EHP olan parti 2004’te kuruldu. Hakan Öztürk’ün başkanı olduğu parti seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmemiştir.

Milli Demokrat Halkın Partisi: Kısa adı MDHP olan parti 2004’te kuruldu. Yusuf Erikel’in başında olduğu parti seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Parti bu yüzden; herhangi bir seçime girmedi.

Bizim Parti: Kısa adı BİZİM PARTİ olan parti 2004’te kuruldu. Partinin genel başkanı Ahmet Yılmaz. BİZİM PARTİ seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi..

Halkın Kurtuluş Partisi: 2005’te kurulan HKP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Nurullah Ankut.

Çağdaş Türkiye Partisi: Kısa adı ÇAĞDAŞ olan parti 2005’te kuruldu. ÇAĞDAŞ seçimlere katılma yeterliliğine sahip olmayan bir diğer parti. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Metin Bozkurt.

Müdafaai Hukuk Hareketi Partisi: Kısa adı MHHP olan parti 2006’da kuruldu. Parti seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Kadir Kartal.

İşçi Kardeşliği Partisi: Kısa adı İKP olan parti 2006’da kuruldu. İKP Seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Zeki Kılıçaslan.

Türkiye Müdafaa-i Hukuk Partisi: Kısa adı TMHP olan parti 2006’da kuruldu. TMHP’nin genel başkanı Mahmut Yılbaş. Parti seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi.

Katılımcı Demokrasi Partisi: Kısa adı KADEP olan parti 2007’de kuruldu. KADEP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi.

Yüce Diriliş Partisi: Kısa adı YÜCEDİRİLİP olan parti 2007’de kuruldu. YÜCEDİRİLİP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değildir. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Sezai Karakoç.

Vatanseverler Partisi: 2007’de kurulan VP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmemiştir. Partinin başında Mehmet Refik Yücel bulunuyor.

Doğru Yol Partisi: DYP'nin Demokrat Partiye dönüşmesiyle yeniden açılan bir Parti. 2007’de kurulan parti seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Çetin Özaçıkgöz.

Sevgi ve Dayanışma Partisi: Kısa adı SEVDAY olan parti 2007’de kuruldu. SEVDAY seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Yavuz Uysallı.

Devrimci İşçi Partisi: 2007’de kurulan partinin genel başkanı Süheyla Ece Ertan. Parti seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi.

Türkiye Özürlüler Partisi: Kısa adı TÖP olan parti 2007’de kuruldu. Parti seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Rafet Türkmen.

Ebedi Nizam Partisi: Kısa adı ENP olan parti 2007’de kuruldu. ENP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi.

Hak ve Eşitlik Partisi: 2008’de kurulan HEPAR’ın başında emekli asker Osman Pamukoğlu bulunuyor. HEPAR son yapılan yerel seçimlere katılmadı.

Yeşiller Partisi: 2008’de kurulan Yeşiller’in başında Bilge Contepe bulunuyor. Yeşiller seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi.

Sosyalist Parti: Kısa adı SP olan parti 2008’de kuruldu. Partinin başında Sevim Belli bulunuyor. SP seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi.

Hak ve Hakikat Partisi: 2008’de kurulan Erzurum merkezli partinin kısa adı HAKPARTİ. Parti seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin başında ilginç çıkışları ile gündeme gelen Dursun Güneş bulunuyor.

Yeni Parti: 2008’de kurulan ve kısa adı YP olan parti seçimlere katılma yeterliliğine sahip değil. Bu yüzden; Herhangi bir seçime girmedi. Partinin genel başkanı Tuncay Özkan. Özkan Ergenekon soruşturması kapsamında Silivri Cezaevinde tutuklu bulunuyor.

Türkiye Partisi: Kısa adı TP olan partiyi AK Parti genel başkan yardımcılığı da yapan Abdüllatif Şener 25 Mayıs 2009'da kurdu. Parti bu yüzden; Herhangi bir seçim görmedi.

Demokratik Sol Halk Partisi: Kısa adı DSHP olan parti Rahşan Ecevit’in girişimi ile kuruldu. DSP’nin efsanevi merhum lideri Bülent Ecevit’in mirasını yeni partide yaşatma amacında olduklarını açıklayan DSHP’nin genel başkanlık koltuğuna gazeteci Hulki Cevizoğlu oturdu.

Ergenekon Partisi: İzmir Barosu avukatlarından Tarcan Ülük, kısa adı ER Parti olan Ergenekon Partisi'ni kurmak için çalışmalara başladıklarını bildirdi. Ülük, partinin kuruluş işlemlerini 29 Ekim'e yetiştirmeyi hedeflediklerini söyledi. ER Parti’nin logosunun neslinin tükendiği sanılan yeniden Anadolu'da görülen özgürlüğü simgeleyen “Anadolu Parsı” olarak belirlendiğini bildirildi.

Büyük Anavatan: Konya Selçuk Üniversitesi öğrencisi Emanullah Gündüz, ANAP'ın kurucusu Turgut Özal'ın anısını yaşatmak için 'Büyük Anavatan' isimli parti kurdu. Emanullah Gündüz, Anavatan’ın feshedilip DP’ye katılınmasına karşı Turgut Özal mirasını yaşatacakları Büyük Anavatan’ı kurduklarını açıkladı. Partinin kuruluş dilekçesi 16 Kasım’da İç İşleri Bakanlığına verildi. Partinin 30 kurucu üyesinin de yaş ortalaması 22… Partinin önümüzdeki dönem hedefi Türkiye genelinde teşkilatlanmak ve seçimlere katılmak. Partinin logosu ise yeşil renkli zemin üzerine arı figüründen oluşuyor.

43 parti 2000’li yıllardan sonra kuruldu
Önemli sayıda partinin tabela partisi olmanın ötesine geçemediği Türkiye’de faaliyette olan partilerin önemli bir kısmı 2000’li yıllardan sonra kuruldu. AK Parti, Saadet, DTP gibi belli büyüklüklerde kitleleri olan partilerin yanı sıra ER Parti, DSHP ve Büyük Anavatan Partisi gibi partiler ise son 2 aylık dönemde siyaset arenasına çıktı.

http://www.haber01.com/66-PARTI-VAR-41% ... -4109.html
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği

İletigönderen bezgin » Cmt Ara 05, 2009 20:21

Seçim Hileleri Rus Halkında Tepkiye Yol Açmıyor

MOSKOVA - Bu ay yapılan bölgesel seçimlerde sandıkların kapanmasından hemen sonra Uborshizzza takma adlı bir blogger Moskova'daki apartman dairesinde bilgisayarına sonuçları girmeye başladı. Yaygın bir sahte oy vakasının yaşandığını tespit etmesi yalnızca birkaç saatini aldı: Yoksa bu kentin şüpheli bir şekilde yüksek katılım oranının gerçekleştiği semtlerinde Vladimir Putin'in partisinin yığınla oy almasını açıklamak nasıl mümkün olurdu? Uborshizzza'nın gerçek adı Andrei N. Gerasimov'du. Bu 50 yaşındaki tıp istatistikçisi vardığı sonuçlara eşlik etmesi için grafikler hazırladı ve blogunda bir rapor yayınladı. Rapor, küçük amatör bir 'hafiye' topluluğu ve meraklı gazetecilerin benzer bulgularıyla birlikte internette yayıldı. Çağrıları şu oldu: Bu seçim usulsüz. Yeni seçim istiyoruz. Ülkenin yanıtı ise gözlerini başka taraf çevirmek oldu. İran'da haziranda görevde olan Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın seçimlerde hile yaptığı gerekçesiyle meydana gelen sokak gösterilerine benzer protestolardan eser yoktu. Kısa süre önce usulsüzlüğün diz boyu olduğu kabul edildiği için Başkan Hamid Karzai'nin ikinci tura zorlandığı Afganistan seçimlerini karşılayan uluslararası hareketlilikten de eser yoktu. Seçim sahteciliğinin çok açık bir şekilde yapılması ve Rus halkından beklenen tepkinin hiç gelmemesi komünizm altında gelişen apolitik anlayışın SSCB'nin dağılmasından sonra da varlığını koruduğunu gösteriyor. Halkın düşünüş şekli Putin iktidarda ve muhalefet cılız, bu yüzden ülke ne kadar ciddi sorunlarla karşılaşırsa karşılaşsın, sesinizi duyurmanın anlamı yok gibi görünüyor. Gerasimov, "İnsanlar sistemi değiştirebilecek hiçbir fırsat olmadığını düşündükleri için pasifler" diyor. Seçimler ayrıca Rusya'daki hantal siyasi dinamiğin de altını çizdi. Eski devlet başkanı olan başbakan Putin hâlâ popüler. Bunun nedeni kısmen son 10 yılda yaşanan ekonomik istikrarla kazanımlardan dolayı kendisine duyulan güven. Putin, aynı zamanda muhalefeti bastırdı ya da nötralize etti. Adil veya değil, partisi 11 Ekim seçimlerinde muazzam avantajlara sahipti ve galip geleceği kesin. Oysa partisi Birleşik Rusya yalnızca muhalefeti yenmeyi değil onu ezmeyi tercih etti. Putin dönemine has dikey güç adı verilen yapının sonucu işte bu. Kremlin otoritesini muhafaza edip, her zaman dizginleri elinde tutanlara boyun eğen bölgesel kadrolar üzerinde sıkı bir denetim uyguluyor. Seçimlerden önce bölgesel yetkililere Birleşik Rusya partisinin kötü performans sergilemesi halinde bundan sorumlu tutulacakları söylendi. Onlar da bu isteğe açık farkla zaferi garantilemek - ve mevkilerini korumak için ellerinden geleni yaparak yanıt verir göründüler. Yetkililer, kamuoyunun ilgisizliğine ilaveten Birleşik Rusya'nın hükümet gücünden dolayı görece rahat hareket edebileceklerini biliyorlardı. Podmoskovnik adıyla blog yazan fizik eğitimli 47 yaşındaki Moskovalı Sergey Shpilkin, "Sanki gerekli sonuçları sağlama yönündeki baskı her türden yakalanma korkusunun üstesinden geldi" gibi görünüyor. Moskova kent konseyi seçimlerinde resmi katılım oranı kayıtlı seçmenin yüzde 36'sıydı. Ancak Shpilkin gerçek oranın yüzde 22 olduğunu tahmin eden ekibin parçasıydı. İlave oylar da Birleşik Rusya partisine gitmişti. Birleşik Rusya 35 sandalyenin 32'sini kazandı. 3 sandalye komünistlere gitti. Shpilkin, diğer iki veya üç muhalefet partisinin sandalye kazanması gerektiğini söyledi. (2008 başkanlık seçimlerinden sonra, Shpilkin, alışılmamış bir çalışma yaptı. Sayısı orantısız derecede yüksek seçim merkezinde toplam seçmen katılım sayısının 0 ya da 5'le sona erdiğini belirterek, düzmece bir durum olduğunu açıkladı. Dahası yüksek katılım oranının rapor edildiği seçim merkezlerinde olağandışı biçimde Putin'in himayesinde olan Dmitri A. Medvedev'e yüksek destek çıktı.) Bu ayki seçime dair başka analiz yazan başka bir blog yazarı kamuoyunun tutumunun ona suya sabuna dokunmaya isteksizliği anlatan 'Benim kulübem köyün ucunda; hiçbir şey bilmiyorum' Rus özdeyişini hatırlattığını söylüyor. St. Petersburg'da yaşayan ve "Capitan- Blood" lakabıyla blog yazan bu kişi, "Maalesef, toplumda, hâkim olan duygu şimdi bu" diyor. Son yıllarda yapılan kamuoyu yoklamaları onu destekliyor. Bunlardan bir tanesi katılımcılardan yüzde 94'ünün Rusya'daki gelişmeler üzerinde hiçbir etkide bulunamayacaklarına inandıklarını gösterdi. Bir başka ankette katılımcıların yüzde 62'si seçimlerin halkın iradesini yansıttığını düşünmediklerini ifade etti. Putin, Kremlin'le yakın bağları olan seçim kurulu yetkililerinin dediği gibi oylamanın genellikle adil olduğunu beyan etti. Yine de kanıtların görmezden gelmek çok güç. Bir Moskova semtinde seçime katılım oranı yüzde 18'di, Birleşik Rusya yüzde 33 oy aldı. Komşu bir semtte, katılım yüzde 94'tü, parti yüzde 78 oy aldı. Seçimlerde her iki konsey sandalyesini Liberal Yabloko partisinin lideri Sergey S. Mitrokhin Semt 192'de oy kullandı. Ailesi ve yakınları da orada oyunu attı. Semtteki resmi sonuçlara göre Yabloko'ya hiç oy çıkmadı.

CLIFFORD J.LEVY - 02.11.2009
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.sabah.com.tr/NewYorkTimes/2009/11/02/secim_hileleri_rus_halkinda_tepkiye_yol_acmiyor
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği

İletigönderen bezgin » Çrş Şub 03, 2010 19:22

"BAHÇELİ'NİN DANIŞMANIYDI TAYYİP ÖZEL ÖRGÜTÜ'NDE GÖREV ALDI


Radikal köşe yazarı Mehmet Ali Kışlalı, "Ülke aleyhine oldukları anlaşılmış olan kararlarında acaba Bahçeli’nin danışmanları kimler olmuştur?" diye soruyor. Aydınlık, bu sorunun yanıtını 17 Aralık'ta vermişti: Emekli Korgeneral Altay Tokat. Peki, Tokat şimdi hangi roller üstleniyor?

Radikal'den Mehmet Ali Kışlalı bugünkü yazısında MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Türkiye için yaşamsal neticeler oluşturan kararlarını sorguluyor. Kışlalı, "Başbakan iyi bilgilendirilmezse" başlıklı yazısında şöyle diyor.

"Acaba başbakanlara muhatap olan görevli askerler kendisine, gerek Türk Silahlı Kuvvetleri, gerek ülkenin yaşamsal önemdeki iç ve dış güvenlik sorunlarıyla ilgili,onun anlayabileceği dilde bilgi veriyorlar mı?” demişimdir.

BAHÇELİ'NİN DANIŞMANI KİM?
Kışlalı, bu ifadelerin ardından "Bahçeli’nin son dönemdeki ülke için yaşamsal neticeler oluşturan kararlarını nasıl aldığını düşünmüşümdür" diyor ve şöyle soruyor.

"Bahçeli’nin ‘makus karar zinciri’ 2002 erken seçimlerinin yolunu açmasıyla başlamıştır. Meclis çoğunluğunu elinegeçiren AKP’nin yasama ve yürütmeyi tam kontrolüne almasını sağlayacak; cumhurbaşkanlığı seçimine ve ondansonra da, yapmak istediği anayasa değişikliklerine destek vermesiyle devam etmiştir. Bu, ülke aleyhine oldukları daha sonra da anlaşılmış olan kararlarında acaba Bahçeli’nin danışmanları kimler olmuştur?"

AYDINLIK: KRİTİK İSİM "ALTAY TOKAT"
Mehmet Ali Kışlalı, "Bahçeli’nin danışmanları kimler olmuştur?" diye soruyor. Bu sorunun yanıtını, 27 Aralık tarihli Aydınlık dergisinde buluyoruz. Bahçeli'nin, Türkiye aleyhine kararlar almasında etkili olan kişi, emekli Korgeneral Altay Tokat'tır.

Altay Tokat, 1999 yılında ordudan emekli edildi. Hemen sonra MHP'ye katıldı ve 2000 yılındaki kongrede MYK üyeliğine seçildi. Tokat, aynı zamanda Bahçeli'nin askeri danışmanlığına getirildi. Peki, bu süre içinde hangi gelişmelere imza attı?

ORG. KIVRIKOĞLU'NA MÜDAHALE EDİYOR
Bahçeli, akıl hocası Altay Tokat'ın müdahalesiyle Orgeneral Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılmasını engelledi. Tokat, bu olayla ilgili olarak 11 Ağustos 2003'te Fethullah Gülen'in Aksiyon dergisine şunları söyledi:

"Doğrudur... Prosedüre göre, bir kişinin görev süresinin uzatılması için onun büyük bir başarı kazanması veya ülkenin harp içinde olması lazım. İşte onu engelledik. Özkök Paşa Genelkurmay Başkanı olamıyordu."

Altay Tokat, 27 Temmuz-2 Ağustos 2006 tarihli Aktüel dergisine verdiği demeçte de, Şemdinli olaylarıyla ilgili "Ben de mahkemeyi etkilemek için bomba attırdım" diye açıklama yapmıştı. Tokat, bu demecinin ardından MHP'de de barınamadı.

ERDOĞAN VASITASIYLA PAŞA'YA TEKLİF


Aydınlık, Altay Tokat'ın bugüne ilişkin rollerini de ortaya çıkarttı. Emekli Korgeneral Tokat, Tayyip Erdoğan'ın özel örgütünde de rol üstlenmişti.

Aydınlık, bu saptamayı, birinci Ergenekon iddianamesinin eklerinde yer alan telefon dinleme kayıtlarıyla belgeledi.

Telefonu dinlenen İbrahim Bilgehan Taşdelen'di. Taşdelen, 9 Nisan 2004'te, dönemin Gümrük Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Hüsnü Güler'le yaptığı telefon konuşmasında, Bolu'da yapılacak bir toplantıdan söz ediyordu. Dava dosyasından aktarıyoruz.

Taşdelen- Ciddi bir teklif olayı var abi. Bu teklifi işte bu pazar günü açıklayacaklar.
Güler- Teklif mi yapıyorlar Paşa'ya?
Taşdelen- Sayın Erdoğan vasıtasıyla.
Güler- Hee, iyi.
Taşdelen- Detayını aktarırım.

GİZLİ ÖDENEK PAŞA'NIN EMRİNE SUNULUYOR
Görüşmeden iki gün sonra İbrahim Taşdelen, ortağı Esat Kurucu'ya Bolu toplantısının içeriği hakkında ayrıntılı bilgi veriyor.

Taşdelen- Dediler ki, paşam sizden bir ricamız daha var, şu anda Hükümet ile Asker çok kötü abi.
Kurucu- Öyle, de mi?
Taşdelen- Çok kötü çok kötü, aşırı. Dediler ki böyle böyle. Sayın işte abimizin bir ricası var, bir ekip kursun bize … Görevlendirelim her bölgede. Türkiye'nin büyük bölgelerinde askeri olarak istihbarat birimi kursun.
Kurucu- Evet.
Taşdelen- Tüm yetkilerle donatalım. Sadece yani bu ülkenin gelişmesi için bu ülkeye zarar veren birimlerle ilgili bir takım işte bilgiler falan toplayalım, başına da sizi getirelim diye teklifte bulundular.


Ulusal Kanal, 03 Subat 2010
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Mar 02, 2010 22:02

Sandıklara polis gözetimi

Yeni Seçim Güvenliği Yasası’na göre, sandık görevlileri polis çağırabilecek.

Anayasa paketiyle açılacak Seçim Güvenliği Yasası’na göre, oy verme sırasında vatandaşa baskı yapılmasını önlemek amacıyla sandık görevlileri polis çağırabilecek. Şimdiki yasa olağanüstü durumlarda polis çağırma yetkisini sadece sandık kurulu başkanlarına veriyor. Ayrıca Kürtçe ve gece propaganda serbest hale geliyor.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Anayasa paketiyle birlikte tartışmaya açacaklarını söylediği ‘Seçim Güvenliği Yasası’, oyların dijital sayımından vatandaşların oy kullanırken, ‘tek başına’ olmasına kadar bir dizi düzenleme içeriyor. Düzenlemede sandık görevlilerinin gerekli görmesi halinde “polis” çağırmasını da içeren öneriler bulunuyor.

YSK’ya 100 milyon dolarlık maliyet

Partinin hazırladığı seçim yasa teklifi Erdoğan’a sunuldu. Ak Parti, önümüzdeki seçime yetişebilmesi için teklifin en genç mart ayında yasalaşmasını istiyor. Çünkü Anayasa gereği seçim yasalarında yapılan değişiklikler seçime bir yıldan az zaman kaldığında yapılırsa uygulanamıyor. Önerilerin YSK’ya maliyetinin 100 milyon dolar olacağı belirtiliyor. Ak Parti’de kurulan bir komisyonun hazırladığı yasa taslağı özetle şu hükümlerden oluşuyor:

Kürtçe ve gece propaganda serbest

Bir bölümüyle demokratik açılımı da ilgilendiren düzenlemelerin başında, Kürtçe propaganda yasağının kaldırılması geliyor. Artık akşam 17.00’den sonra seçim çalışması yaptığı için milletvekilleri hakkında TBMM’ye fezleke gelmeyecek. Gece propaganda serbest olacak. Partiler, belirlenen yerler haricinde bir yere parti bayrağı ve afişle süsleme yapamayacak. Seçim kirliliğine son verilecek.

Dijital sayım barkodlu pusula

Teklif, oy sayımındaki şaibelerin ortadan kalkması için dijital sayım yapılması, oy pusulalarına barkod yapıştırılması, seçim sandıklarının şeffaf olması gibi unsurlar da içeriyor. Vatandaşlar, attıkları oyu sandığın içinde görebilecek. Oy pusulasına basılan ve dakikalarca kuruması beklenen mürekkepler de değiştirilecek. Hızlı kuruyan mürekkepler kullanılacak. Boyu 1 metreye yaklaşan oy pusulalarını küçücük zarflara sokma çilesi sona erecek. Daha büyük boy zarfların kullanılması sağlanacak.

Oy kullanılan odada tek başına

Oy kullanılan salonda görevliler, oy kullanan kişi ve hemen ondan sonra oy kullanacak kişiden başka kimse yer almayacak. Bu yolla özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde vatandaşlara baskı yapılması önlenecek. Sandık görevlisi gerektiğinde güvenlik güçlerini çağırabilecek. Şimdiki yasa olağünüstü durumlarda polis çağırma yetkisini sadece sandık kurulu başkanlarına veriyor. YSK’nın cep telefonlarının oy kullanılan salonlara alınmamasına ilişkin kararı yasayla düzenlenecek. Seçimlerde üstü ve yanları kapalı kabinlerde oy kullanılacak.


Gerçek Gündem, 2 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği

İletigönderen bezgin » Cum Mar 05, 2010 10:51


Yeni krizin adı sandık

Siyasette yeni hukuksal tartışma: Bir yıl içinde referanduma gidilebilir mi?
[img]http://www.ankarahaber.com/images/news/15525.jpg[/img]
TBMM'de kabul edilen referandum süresini 60 güne indiren yasa AKP ve muhalefet arasında yeni bir hukuk tartışması başlattı. CHP'li Okay'ın gündeme getirdiği ve MHP sözcülerinin de katıldığı görüşe göre, yasa değişikliğiyle “bir yıl süreyle” referandum yolu kapandı. AKP sözcüleri ise referandumun seçim olmadığı ve seçim kanununa tabi tutulamayacağı düşüncesinde.

Anayasa değişikliklerinin halkoylamasına sunulma süresini 120 günden 60 güne indiren yasa önerisi önceki gün TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilirken CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'ın “Bir yıl süreyle referandum yapamazsınız” görüşü tartışma yarattı. AKP kulislerinde, YSK'den halkoylamasına gidilemeyeceği yönünde bir karar çıkması durumunda genel seçimde çifte sandık konularak halkoylamasının yapılabileceği görüşü dile getirildi.

AKP, anayasa değişiklikleri için süreci başlatarak ilk adım olarak referanduma gitme süresini kısaltırken CHP'li Okay'ın açıklamaları yeni bir hukuksal tartışmayı başlattı. Bu konuda dile getirilen görüşler özetle şöyle:

Hakkı Süha Okay (CHP Grup Başkanvekili): Biz referandumdan kaçmıyoruz, testi kırılmadan ikaz ediyoruz. Anayasa Mahkemesi'nce veyahut da bir başka yüksek yargı organınca veyahut da Yüksek Seçim Kurulu'nca, bu yasanın uygulamasıyla ilgili ileride “Hayır, süre 120 gündür” veyahut da “Bir sene süreyle Türkiye'de referandum yapılmaz” denirse o zaman şu ifade edilecek: “Yüksek Seçim Kurulu ideolojik karar verdi.

Anayasa Mahkemesi ideolojik karar verdi. Yargı siyasi iktidarın isteğine uygun davranmıyor, onun için mağdur olduk. Kimi anayasa değişikliklerini yapmak istiyorduk buna engel olundu.” Bile bile, bir hukuki hatayı göz göre göre yapacaksınız, ondan sonra da bu hukuki hatadan dolayı nemalanıp mağduru oynayacaksınız. Halkoylaması işlemi, seçim hukukuna tabidir.

Tayfun İçli (Bağımsız Eskişehir Milletvekili): Halkoylaması bir seçim kanunudur. Halkoylamasındaki seçim, YSK'nin denetim ve gözetimi altında yapılır. İllerde il seçim kurulları, sandık başlarında siyasi partilerin görevlileri, YSK'nin kararıyla belirlenir. Halkoylaması takvimi YSK'nin bir seçim hukukudur. “Bu bir seçim hukuku değildir” demek keyfiyetinde olamazsınız.

Siz nisan veyahut mayıs ayında kafanızdan geçirdiğiniz bazı konuları halkoylamasına sunacaksınız, topu YSK'ye atacaksınız. YSK'nin iki seçeneği var. Bir: Anayasanın 67. maddesindeki bu hükmü görmezden gelerek siyasetin bulaşması şeklinde bir karar verecek ya da bir yıl içinde uygulanamayacağı için mayıs ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçen anayasa değişikliği 2011'e kadar sarkacak. İşimiz kaos yaratmak mı?

Ahmet İyimaya (TBMM Adalet Komisyonu Başkanı, AKP milletvekili): Anayasamızın 67. maddesi, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler yayımları tarihinden itibaren bir yıl içerisinde gerçekleştirilecek seçimlerde uygulanmaz” diyor. Bu kuralın mimarı benim, 2001 yılında, mimari benim. Bir: Bu anayasa normu. İki: Seçim kanunları birinci kriter. Şimdi, atıf hukukuyla seçim hukukunu birbirine karıştırıyoruz. Referandumla seçim kurumsal olarak aynı mı? Bu yorumun dinlenebilir dayanağı yok. Analojiden ayniyet üretirseniz hukuk başlangıcında kalırsınız.

Bekir Bozdağ (AKP Grup Başkanvekili): Şimdi soru şu: Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanun bir seçim kanunu mu? Anayasanın 67. maddesinin birinci fıkrasında diyor ki: “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içerisinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.” Dikkat edin, halkoylamasını ayrıca zikrediyor. Halkoylaması ayrı şeydir, seçim kanunları ayrı bir şeydir. Anayasa, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler..” diyor. Seçimlerden kasıt nedir? Seçimden murat birini seçmektir “evet” oyunu herhangi birine basmaktır, reddetmek yoktur orada ama halkoylamasında bir seçim yoktur; ne vekil seçimi vardır, ne belediye başkanı seçimi vardır, ne muhtar seçimi, ne ihtiyar heyeti seçimi; kimseyi seçmez halkoylamasında. “Kabul” veya “ret” vardır. Seçim yok, birilerini seçme yok. Biz, Milletvekili Seçimi Kanunu'nda bir değişiklik mi yapıyoruz? Seçmen Kütükleri Kanunu'nda bir değişiklik mi yapıyoruz? Seçimle ilgili herhangi bir kanunun virgülüne mi dokunuyoruz? Yok öyle bir şey.

Oktay Vural (MHP Grup Başkanvekili): Hukuki olarak anayasada ifade edildiği gibi referandum Seçim Yasası'ndaki usul ve esaslara tabidir. Referandum süresinin 60 güne indirilmesine karşı değiliz, bu konuyu siyasi polemik malzemesi yapmak istemiyoruz. Ancak bu konuda YSK'nin bir karar alması gerekiyor çünkü uygulamayı takip edecek olan YSK. Her ne kadar bizim için sürenin 60 güne inmesi sorun değilse de bu konuda mevzuat boşluğu vardır ve YSK bu konuda karar oluşturmalıdır.

Çifte sandık formülü

AKP kulislerinde, anayasa paketinin TBMM'den geçmesi ancak YSK'nin 60 günlük sürenin uygulanamayacağı yönünde bir karar vermesi durumunda halkoylamasının 2011 yılında yapılacak genel seçimde çifte sandık konularak gerçekleştirilebileceği görüşü dile getiriliyor.

AKP yöneticileri, “Eğer YSK, halkoylaması bir yıl sonra yapılır' derse o zaman genel seçim halkoylaması tarihine çekilerek seçmenin önüne çifte sandık konulur” görüşünü dile getirdi.

Ankara Haber, 05.03.2010
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 10, 2010 1:59

‘Mükerrer oy’a ilk hapis

Kocaeli’de, yerel seçimlerde mükerrer oy kullandığı belirlenen 2 sandık müşahidi 3’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yasa gereği para cezasına çevrilemeyen ve ertelenmeyen ceza 2.5 yıla düşürüldü. İzmit İlçe Seçim Kurulu, 29 Mart 2009’da yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Tavşantepe Mahallesi’nde sandık müşahidi olarak görev yapan H.A ile T.C’nin hem görevli oldukları sandıklarda hem de seçmen listesinde kayıtlı oldukları sandıklarda oy kullandıklarını belirledi.

Suç duyurusunda bulunuldu

İzmit İlçe Seçim Kurulunun Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunması üzerine, T.C. hakkında 5. Asliye Ceza Mahkemesinde, H.A. hakkında ise 6. Asliye Ceza Mahkemesinde “mükerrer oy kullanmak” suçundan dava açıldı.

Para cezasına çevrilmiyor

Yargılama sonunda T.C. ve H.A’ya önce 3’er yıl hapis cezası verildi, ardından cezalar 2.5’ar yıla indirildi. Böylece Türkiye’de ilk kez mükerrer oy kullanana hapis cezası verildi. Sandık müşahitleri, para cezasına çevrilmeyen ve ertelenemeyen cezalar için temyize başvurdu. Daha önce hapis cezası verilmeyen ’mükerrer oy kullanma’ suçu seçimden önce değişen yasaya göre 3 yıl hapis cezasına çevrilmişti.


YENİÇAĞ, 9 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Sandık ve Sayım Güvenliği

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Tem 11, 2010 19:29

Beylikdüzü seçimi ‘hileli’ çıktı

Büyükçekmece Seçim Kurulu Başkanı görevden alındı.

29 Mart 2009 seçimleriyle ilgili ilginç bir dosyayı açmak istiyoruz:

Oy hırsızlığını...

AKP’li Belediye Başkanı Vehbi Orakçı aday gösterilmiyor; yerine AKP İlçe Başkanı Yusuf Uzun konuyor. Orakçı bu kez bağımsız aday oluyor; CHP’den de Doç. Dr. Vecdet Öz aday gösteriliyor. Seçim gecesi bir sürü ‘numara’ dönüyor ve seçimi AKP’li Uzun’un aldığı açıklanıyor.

Doç. Öz hilelerin peşine düşüyor ve seçim gecesi “AKP sandık kurullarına müdahale etti” ve “seçimlere hile karıştı” iddiasında bulunuyor. Vecdet Öz’e oy veren 30 bin kişi Büyükçekmece’deki İlçe Seçim Kurulu binası önünde eylem yapıyor. Bu arada Adli emanetteki “Oy torbalarındaki oylar değişiyor” ihbarı üzerine polis Büyükçekmece Adliye binası önünde yer alan oy tasnif çadırına baskın yapıyor. Yapılan olay yeri incelemesinde CHP’ye ait yerlere atılmış ve imha edilmiş op pusulaları ile çok sayıda resmi mühür ele geçiriliyor.

Seçimlerden birkaç gün sonra da yine gelen bir ihbarla 28-29 Mart gecesi civar otellere ve çeşitli adreslere yığma ‘sahte seçmen’ getirildiği öğreniliyor ve yapılan araştırmalarda belgelerle iddiaların doğru olduğu belirleniyor. Ayrıca CHP’ye ait çok sayıda oy pusulasının üzerinde İlçe Seçim Kurulu Müdürü İbrahim Doğan tarafından bizzatihi tahribat yapılarak bu oyların geçersiz oy kapsamına alınmasının sağlandığı anlaşılıyor.

İlçe Seçim Kurulu Başkanı İbrahim Doğan hakkındaki suç duyurusunu o zamanki CHP İlçe Başkanı Yücel Aslıoğlu yapıyor.


İBRAHİM DOĞAN

Dr. Vecdet Öz şunları söylüyor:

“Bu operasyonda yalnızca başkan adayına ait oyların hedef alındığı ve yapılan tüm hileler ile yaklaşık tespit edilebilen rakama göre 4000 oyun yok edildiği sanılıyor. Resmi kayıtlara göre ise benim seçimi 320 oyla kaybettiğim görülüyor. Ama bu işin mücadelesini bırakmadım.”

Tam 1 yıl üç ay süren bir hukuk savaşı... “Bunun sonucunda adli makamların incelemesi tamamlandı, yapılan tüm şikayetlerin doğru olduğu belgelendi ve başsavcılık tarafından İlçe Seçim Kurulu Müdürü İbrahim Doğan açığa alınarak, ‘menfaat temin etmek suretiyle görevi kötüye kullandığı anlaşılmıştır’, ifadesiyle ‘seçimlere hile karıştırmak’ suçundan hakkında savcılığın hazırladığı iddianameyi mahkemeye verildi.”

Yani ilk defa yargı, seçim sonrasında oy hırsızlığını tespit ediyor.

Duruşma önümüzdeki günlerde başlayacak...


BEYOĞLU VE ÇEKMEKÖY

Adli Tıp’çı olan Dr. Vecdet Öz diyor ki:

“Çekmeköy ve Beyoğlu gibi yine hileli bir şekilde seçimleri kaybeden belediyelerin adayları bu mücadele yolunu seçmedikleri için bugün kaderlerine razı olarak kaybetmiş gibi görünseler de Beylikdüzü’nde verilen bu hukuk mücadelesi bu ilçelerde ve ülke genelindeki oylara belediyenin mağduriyetlerinin sesi olmuştur.

En önemlisi de şunu söylüyor:“Bugün haksız bir şekilde hile yolu ile makamlarında oturan AKP’li belediye başkanlarının umarım vicdanları rahattır. Bu geçmişte alınan %47’lik genel seçim oylarının da ne şekilde alındığının göstergesidir. Ben rüştümü ispat etmek zorunda olduğum için bu mücadeleye girdim. Bu mücadelem henüz bitmedi, devam edecek.”

Yargının, Seçim Kurulu’na dokunmasını dikkatle izlemek gerekiyor.


Yalçın BAYER, 11 Temmuz 2010

Tamamı: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/152 ... =42&gid=61
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Önceki

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x