Secsis'li Secim HileleriErdoğan’ın ABD’ye gitmesinin asıl sebebine kimse değinmemiş. Erdoğan’ı ve idealini bilmeyen her kafadan bir ses çıkıyor.
Şunun için gitti, şunu dedi, bunu söyledi, önce şunu söylemişti, şimdi bunu yapıyor, İMF’ye teslim olamayız, ümüğümüzü sıktırmayız, sonra gidiyor İMF’den para istiyor vb. vb. Bütün bunların hepsi boş.
Türkiye krize giriyormuş, vaziyet vahimmiş Erdoğan’nın umurunda değil. Zaten bu hususta hiçbir bilgisi de yok. Erdoğan bambaşka işlerin peşinde. Benim aklım, 22 Temmuz seçimlerindeki çok önemli bir noktaya takıldı. Siz de şimdi o zamana gidin ve anımsamaya çalışın. AKP %47 oy aldı. AKP başta herkes şaşırdı, şok oldu. Seçim sonucu gösteriyordu ki, iki kişiden biri AKP’ye oy vermiş. Gazeteciler halkın arasına giriyor soruyor “AKP’ye oy verdin mi? Yok. Yok. Yok. Bu nasıl olur? Derken, kimin ortaya çıkardığını bilmediğim bir oy kaydırma hilesi mi dersiniz, sahtekarlığı mı dersiniz ortaya çıkarıldı. İddiaya göre CHP’nin, MHP’nin, İP’sinin, HYP’nin vb. oylarından çalınıp AKP’ye aktarılmış.
Bu SECSİS adı verilen, yüksek bir teknolojiyle gerçekleşmiş. Ben şahsen SECSİS’in teknik tarafını bilmiyorum.
Bildiğim tek şey SECSİS düzeniyle bilgisayarlara girip değişiklik yapabilme özelliğine sahip bir sistem olduğu. Hani şu telefonları ve ortamı dinleyen, Erdoğan’nın yasal olmayan Örgütünde kullanılan 11 seyyar araç var ya, işte onun ama oy kaydırma tekniğini yapan teknolojik bir düzen. Bu hile üzerine, İzmirli bazı aydınlarımız, Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer başta olmak üzere bir çok vatandaş çalışmalar yaptı ve denklemi çözdüler. Oy kaydırılmasını kanıtlayan belgeler ortaya çıkardılar. Olay Yüksek Seçim Kuruluna kadar taşındı. AKP’nin bir yandaşı olan Yüksek Seçim Kurulu başkanı
olayı örtbas etmek için gerekeni yaptı ve yasayı kullandı. Bu yasaya göre, Yüksek Seçim Kurulu kararlarına, hiçbir kişi ya da kuruluş itiraz edemezdi, dava açamazdı. Böylece hilenin üstüne gidenler susturuldu, bildiğim kadarıyla olay da kapanmıştı.
Duyduğuma göre, SECSİS önceden Yunanistan’da da uygulanmak istenmiş ve ama orada bunun önüne geçilmiş. Önümüzde Yerel Seçimler ve iki yıl kadar sonra da genel seçimler yapılacak. Erdoğan’nın, bu SECSİS sahtekarlığına tekrar hayati ihtiyacı var. 22 Temmuz Genel seçimlerinde Bush’un yardımıyla SECSİS kullanıldı, nohut mercimek,
kömür dağıtmak, Allah ile aldatmak, PKK’ya yardım etmek, malum medya tuz biberi ve AKP iktidara geldi.
Bu gün saydıklarımın hepsi gene var, hatta daha da çok yoğunlukta var. Bir tek SECSİS muallakta. Şimdi ABD başkanı değişti ve Obama geldi. Ayni yardımı Obama’dan da alabilmek için Erdoğan paçaları sıvadı. Başka bahaneleri öne sürerek ABD’ye gitti. Obama Erdoğan’ı kabul etmedi ama yardımcısını vekil etti. Erdoğan onunla Türkiye’nin çıkarlarıyla ilgili hiç bir şey konuşmamıştır. SECSİS’i, Obama’ya iletmesi için MİSTER’e yalvarmıştır.
Demiştir ki “bakın, Irak’ta 1,5 milyon Müslüman’ı öldüren ya da ölmelerine neden olan ABD askerlerinin salimen evlerine dönmeleri için gece gündüz dua ediyorum. Bush’un isteği üzerine, tezkereyi cebime koyarak, PKK’ya yardım ettim. Obama da Bush gibi bana yardım etmeli ve kenef kolunu çekmemeli. İktidarda kalmamı sağlarsa bugünedek olduğu
gibi istediği her şeyi yaparım.” Gerisi çelik çomak. Sonra Mister’i bıraktı ve İMF Mister’ine gitti. Başladı ona da yalvarmaya. “Aman gözünüzü seveyim, biz dışarıdan para gelsin de faizi % 17 miş, % 27 mii bize vız gelir. Faizleri ödeyecekler düşünsün. Onun için yerel seçime kadar ne yapıp yapın bana yardım edin, gerekli parayı verin, seçimden
zaferle çıkınca sizin her istediğinizi yapacağım, hamdolsun, Erdoğan sözü veriyorum” dedi.
İşte Erdoğan’nın ABD seyahatinin özeti bundan ibaret. Gene gerisi fasafiso, çelik çomak. Şimdiden söyleyeyim: Yazdıklarıma ” hayal mahsulü ve komplo” diyenlere katılmayacağım. Hala Erdoğan’dan Türkiye’nin çıkarları için birşeyler yapacağını düşünenler, hatta tahmin edenler varsa, onlar yalnız salaklar ya da Allah ile aldatılanlardır. Şimdi, SECSİS’i hatırlatarak bir kez daha vatandaşlık görevimi yapıyor, siyasi partilerimizin dikkatini çekiyorum.
Cumhur Eray - 2008