Dün ve bugün bazı gazetelerden, internet sitelerinden ve televizyon kanallarından okumuşsunuzdur, takip etmişsinizdir, izlemişsinizdir.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık ve en aşağılık dönemini yaşıyoruz.
Adına Ergenekon ismi verilen davada 3.5 yıldır tutuklu olup da halen savunmasını tamamlamamış insanlar var.
Hepimizin bildiği gibi daha davanın ilg günlerinden beri SAP ve SAMAN birbirine karıştırılmaya çalışılmış, bununla da amaçlanan (bana göre) tabi ki sıradan vatandaşın vicdanında, "Yahu bu adamın adı zaten filanca olayda da hep geçiyordu, üstelik de sağlam ayakkabı değildi bu adam. Bunu da aldıklarına göre demek ki var bu işte bir şey."düşüncesini oluşturmaktır.
Geçtiğimiz hafta içinde yapılan gözaltılar ve arkasından gerçekleşen tutuklamalar ve serbest bırakmalar neticesinde ismini yazmak istemediğim malum bayan <>gazeteci her ne hikmetse serbest bırakılır bırakılmaz ana muhalefet partisinin bir önceki genel başkanının kendisini taciz ettiğini iddia etmiştir. Akıl ve mantık; kadının hikayesini ve Baykal, Kılıçdaroğlu, CHP'li diğer ilgili yöneticilerin hikayeleriyle birlikte okuyup karşılaştırdığında bunun apaçık bir tertip olduğunu anlayacaktır. Yapılmak istenen hem eski genel başkanı halkın gözünde iyice yıpratmak ve hem de bu olaydan dolayı yeni başkan ile eski başkanı kafa kafaya tokuşturup halkın gözünde zaten imajı oldukça yara almış olan ana muhalefet partisini iyice zor durumda bırakmaktır. Başka diğer amaçlar varsa da teferruatını ben bilmiyorum ama ilk an da bu amaç açıkça ortadadır.

Hepimiz dikkatli olalım.
Sap ve saman bu kadar birbirine karışmışken DOĞRU BİLDİKLERİMİZDEN elbette vazgeçmeyelim. Ama gözaltına alınan ya da tutuklanan her kişinin vatansever insanlar olmadığına emin olun. Bunların bazıları (bana göre)ajan provokatörlük görevlerini yapmışlardır ve yapıyorlardır. Bir kısmı da <>sakınca görülmeyen herkesin öteden beri tanıdığı malum kişilerdir.

Haklisin Cetin, biz dikkatli olalim. Ama CHP'yi yönetme iddiasindakiler daha dikkatli olsunlar. Hatta daha ciddi ve namuslu olsunlar. Söylediklerimiz, icimizi kemirip de disariya vurmadiklarimizin binde biri.

Insanlarin cogu zaten bu davanin neyin nesi oldugunu bilmiyor, devlet icinde devlet varmis....eeeehhh?
Bu söylentim böyle insanlari asagilamak amacini icermiyor, hayir tam tersi, cünkü herkes gündelik derdiyle mesgulken vatanimizin ne halde oldugunu ve olacagini, yapilan oyunlarin boyutunu göremiyor.
Peki insanlarimizin bütün bu seylerden haberi olmasini nasil saglaya biliriz?

Aykan yazdı:Peki insanlarimizin bütün bu seylerden haberi olmasini nasil saglaya biliriz?

Çevremizdeki insanlara gerçekleri anlatarak başlayacağız.
Yılmadan...

Bundan 20 sene önce cami köşelerinde toplanıyordu malum cemaatin üyeleri. Geleceği görüp bu duruma kızan babam gibi insanlara da arkadaşları,"Yahu bırakın, ne kızıyorsunuz, adamlar dini sohbetler yapıyor?!"diyorlardı.

İmam Hatip mezunlarının ilahiyat fakültesi haricinde üniversitelerde okumalarının engellenmesini ya da eğer okumak isterlerse başarı puanlarının düşmesini eleştirenlere tepki gösteren insanlara da yine,"Yahu çocuklar dini eğitim almış çocuklar, memlekete ne zarar gelir bunlardan?"diyorlardı.

Laikliğin din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını ısrarla anlamak istemeyen insanlar vardı. "Olur mu yahu, biz Müslüman ülkeyiz."diyorlardı.

Bugünkü anlı şanlı hakim, savcı, emniyet müdürü, kaymakam, valileri görünce yapılanın dini sohbetten, dini eğitim almış olmaktan, Müslüman olmaktan ibaret olmadığını geldiğimiz noktada görüyoruz.

Dediğim gibi, KEMALİST düşünceyi önce kendimiz iyice öğrenip hazmedeceğiz ve sonra da yakın çevremizdeki insanlara anlatalım. Gücümüz olursa, ekonomik durumumuz olursa KEMALİST gençlerin yetiştirilmesi için burslar verelim kimsesiz ya da fakir aile çocuklarına. İşyerlerimize KEMALİST gençleri alıp çalıştıralım. Tercih yapmak durumunda olacağımız her türlü durumda KEMALİST kişilerden yana kullanalım tercihimizi. Neyse, bu söylediklerim apayrı bir tartışmanın da konusu. Ama dediğim gibi, bilinçlenmemizi tamamlamalı ve bilinçlendirmeliyiz...