ŞAŞIRMA

ŞAŞIRMA

İletigönderen Feza Tiryaki » Cum Ara 23, 2011 12:08

ŞAŞIRMA

Şaşırma, hayret etme demektir. Şaştım deriz, gözlerime, kulaklarıma inanamadım deriz… Bu kadar da olur mu deriz…

Sözlükte şaşırma sözcüğünün karşısında şunları yazmışlar : Ne söyleyeceğini ve ne yapacağını bilememek. Olanlara inanamamak. İşin içinden çıkamamak, hataya düşmek, yanılmak.

Ben artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. Şaşırma duygumu kaybettim. Artık her şey olabilir, herşey denebilir, düşümüzde bile göremeyeceğimiz şeyler başımıza gelebilir…

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti ile sanki o bir ayak topu imiş gibi oynuyorlar. Cumhuriyetin kalesine de akıllarınca her gün gol atılıyor.

Son üç gündür olanlara bakınız:

Eli kanlı, yüzü gözü pislik içindeki Fransa bizi hizaya sokuyor, parmak sallıyor, gelirim ha… diyor. Yüz yıl önce Anadolu’da Türk halkına yaptıklarına karşı ondan kimse hesap sormadı ya, daha geçen aylarda Libya’yı bombalamasına ses çıkaran da olmamıştı. Bunlar biraz da parasal yönden Avrupa’nın Almanya ile birlikte paşası sayılıyor ya epey şımardılar. İşte Fransa sırtlan dişlerini gösterdi.

Bunların yaptığı değil, asıl bizim içimizdekilerin yaptıkları şaşırtıcı olmalı. Bir gün önce yazmışlar: “Cumhurbaşkanından sert tepki” “ Fransa’nın yaptığı izansızlık!” Bunu ima eden sözler denmiş. Tepkinin sertliğine bakınız!

Yine bu gün Dışişleri Bakanı mevkidaşına ders vermiş. Öyle başlık atıp yazmışlar. Bakan’ın güleç mi güleç bir resmini koymuşlar habere. Okuyorsun tek bir satır sertlik yok. Bir şey falan dendiği yok. Yine Egemen Bağış bir şeyler demiş, Fransa’ya kapak olacakmış bu dedikleri. Haberin üstünde yine gülen bir resim. İçinde denen bir şey yok.

Muhalefete bakıyorsun yalnızca Bahçeli konuşmuş, o kadar. Yalnızca konuşmuş. Diğer muhalefet lideri Kılıçdaroğlu sanırsınız iktidar ortağı. Elele resimleri konmuş, Fransa’ya karşı iktidarı destekleyeceklermiş. Bilmeyen de sanacak bu iş birdenbire oldu.

Sanki Ermenilerle al takke ver külâh İsviçrelerde başkası anlaştı. Lozan’ın intikamını ABD ve AB’ye başkaları aldırdı! Türkler Ermeni soykırımı yapmıştır dediği için nobel alan Pamuk’u başkaları okşadı, sevdi. Çankayalarda ağırladı. Ermenilerden özür dileme mektupları sanırsınız başka dönemlerde oldu. İktidardan bir kişi buna karşı çıktı mıydı? Fikir özgürlüğü dedilerdi, dün gibi anımsıyorum. Aydın, sanatçı geçinen binlerce kişi de imzalamıştı bunu.

CHP lideri ağzını açmaktan bile aciz. Ancak ortalığa atlıyor, el sıkıyor, destek veriyor. Sırasında o bırakıyor MHP lideri eksik kalan desteği veriyor.

Hükümet adına dün gece Başbakan yardımcısı Arınç konuşmuş:

“Kimlik, dil, eğitim ne varsa vereceğiz!”


İşte herkese günaydın! Ne tarafından tutsanız ciğerimizi paramparça eden,Cumhuriyetin idam fermanı gibi bir söz!

Fransa böyle bir şeyi içindeki ırklara verebilir mi? Olur mu hiç? Fransa demek Fransızca demek.

Almanya? Aman Allahım, delirdiniz mi? Olur mu hiç? Dilleri binbir çeşit ırkı, milleti birleştiriyor ülkelerinde.

Amerika? Şaka mı yapıyorsunuz? Onları birleştiren tek dil ve Amerikalı olmak. Almanya için Alman olmak. Fransa için Fransız.

O acıdığınız, turistik geziler yaparak kurtulsun da bizi yesin diye beslediğiniz Yunanistan bile toptan Yunan. Hiçbir kökene ayrı yer yok. Makedon’a bile Makedon demiyor, azınlığı olan Türk’e Türk demiyor: Müslüman azınlık.

Biz bir dilimizi versek ya, elimiz de gider, kolumuzda. Omurgamızda, boynumuzda, yüreğimiz de, beynimiz de…

Şehir devletlerinden daha beter duruma düşeriz. Bunu, her düşünen, olacakları her gözünde canlandırabilen bilir.

PKK ne istiyorsa vereceklermiş işte, ilân ettiler.

Bunu CHP lideri bilmiyor mu? Duymadı mı yoksa bu denilenleri? Niye tepkisi yok? Eski liderleri Baykal maşallah pek hayatından memnun, ağzı kulaklarında.

Tutmuş, CHP lideri Fransa’ya karşı iktidara destek verecekmiş… Sanki iktidar, Ermeni ilişkilerinde bir tavır koymuş gibi. O imzaları atmamış gibi. Bir kez olsun Türkler bunu yapmadı, asıl Ermeniler bizi arkadan vurdu dediler mi?

Bu bir şey değil. 150 yıl öncenin padişahını dedemiz diyerek denk getirip Atatürk’ün Meclisi’nde anmadılar mı?

İlk kez Cumhuriyet Bayramımızın kutlanması, deyim yerindeyse, yasaklanmadı mı? Şehir meydanlarında asker marşlar bile çalamadı. Geçit törenleri yapamadı. Bayraklar asılmadı, okullarda kutlamalar yapılmadı…

Ben bunlara hiç şaşırmadım.

Tescilli Atatürk düşmanlarının Atatürk’ün kurduğu ve milletimize hediye ettiği Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na atanmalarına da şaşmadım.

Su mecrasında akıyor.

Asıl ters olan, şaşırtıcı olan ülkemizin bir muhalefet partisinin olmaması. Bir iki kişisel çıkış yapan vekilden başka bir karşı çıkan, bir tavır koyan yok, olup bitene. Resimlere bakıyoruz: Ceylân derisi koltuklar. Çepeçevre dönüyor koca salonu. Gıcır gıcır arabalar kapıda.… Sekreterler, ayrı odalar… Gösteriş, saltanat tamam…

Yarın Asteğmen Kubilây’ın şehit edilişinin yıldönümü. Bölgesinde anma törenlerine yasak gelirse şaşırmayın.

Bugün öğleden önce haber bile olamayan manşetlere geçemeyen bir son dakika haberi:

“Korgeneral Pekin’in çapraz sorgusu sürüyor.”

Hâlâ ordumuzun generalleri hapiste. Hâlâ tutuklu yargılanıyorlar. Hâlâ ordumuz esir. Hâlâ sorgulanıyorlar yapılmamış darbe suçlamasıyla, açıkça yapılan yasal seminerler dolayısıyla…

Şaşırmadım.

Geçen gün bir üstteğmenimizin duruşmada yaptığı konuşma vardı gazetelerde.

Seslenmiş:

“Bana çalınan onurumu geriverin! diye başlamış söze. Casusluk ve şantaj iftirasıyla 14 aydır Hasdal’da esir tutulan Üsteğmen Mehmet Irak diye bitirmiş savunmasını. Şöyle demiş:

“Sayın heyet, vicdanını ihanet odaklarına satan hainler ve onlarla işbirliği yapanlar bir gün bu koltuklara oturacaklar. İşledikleri günahın hesabını verecekler…”

Yine bugünden bir başlık:

“Dağlıca’da bir şehit. Dağlıca bölgesinde mayın patlaması sonucu bir uzman çavuş şehit oldu. PKK’lı teröristlerin yola önceden döşedikleri mayın patladı. Patlamada şehit olan Uzman Çavuşun kimliği öğrenilemedi.”

Bu, haber bile olmuyor ki vatandaş tepki koysun, olanı biteni bilsin. Ne bir kare resim olayla ilgili, ne açıklama, ne bir siyasetçiden tepki. Ne mayını koyan caniye bir tavır…

Ya, katliam gibi bir kaza denilen haber? Parçalanan otobüste ölen 24 kişi? On beşi üniversite öğrencisiymiş ölenlerin. Böyle bir kaza haberi başka ülkede sabahlara kadar tartışma yaptırır, yas ilân edilir, ciğerler yanar. Biz de derhal kulak arkası edildi bile…

Şaşırmadım.

İki ülkeden karşılıklı olarak vize kalkmış. Biri 70 bin nüfusluk bir adalar devleti: Seyşeller. Bizim küçük bir kasabamız kadar insan yaşıyor orada. Haritada ara ki bulasın. Ta nerede… Resmi gazetede yayınlanmış, anlaşma bir ay sonra yürürlüğe giriyormuş.

Kim faydalanacak? Ne için vize kalkmış. Türkiye gibi bir devlete 70 bin kişilik adacık devletçiği ile anlaşma yakışır mı?

Şaşırmadım.

Ukrayna ile de vize kalkmış. Ruslara sıcak denizlerin yani Akdeniz’in yolu açılıyor.

Şaşırmadım.

Fransız Bakan, Türkler aşırı tepki vermesin demiş. Aslında o bu yasaya karşıymış.

Paris Büyükelçisi yarın Türkiye’ye dönüyormuş. Aynı şey İsrail’e de yapılmıştı. Sonunu biliyoruz.

Yine Fransadan telefon gelmiş:

“Biz ettik siz etmeyin telefonu” diye yalaka gazeteciler başlık atmışlar.

Bu gün arka arkaya kaç ileti gördüm. Türkçe sözlerimizi yabancı harflerle yazıyorlar. Kırk yıllık Kâni olur mu yani derler. Kırk yıllık V harfinden ne istiyorsunuz? Nerden çıkardınız bu çift ve ile yazmayı?

V(ve) harfimiz saldırı altında:

“Boş wer yaşasın hayatını… Anlamış değilim ben walla…”

Emin olun ben de bu yaşananları anlayamıyorum. Olanlara şaşıramıyorum bile.

Bir Türkmen atasözü,” Testinin içinde ne varsa o akar!” der…

Büyük önderimiz de uyarır:

“Her hak bir görev karşılığıdır, karşılıksız hak yoktur!”

Görevlerimizi unutmayalım…

Ve şaşırmayalım artık, olacakları görmeyi bilelim…


Feza Tiryaki, 22 Aralık 2011
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1006
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x