Satırbaşı - 24 Nisan 2009 / Bülent ESİNOĞLU

Türkiye ve Dünya Gündeminin tartışıldığı izlenceler, açık oturumlar

Satırbaşı - 24 Nisan 2009 / Bülent ESİNOĞLU

İletigönderen Türk-Kan » Çrş May 06, 2009 0:55

Ulusal Kanal - Satırbaşı


Talat Paşa Komitesi Ankara Başkanı Bülent ESİNOĞLU

Talat Paşa Komitesi Soykırım Yalanına Karşı Çıkıyor

[BBvideo 576,480]http://tr.sevenload.com/pl/ppGrVNb/500x408/swf[/BBvideo]

>> İndir <<
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen lozan 2005 » Prş May 07, 2009 23:27

Oyuncak Ne Zaman Bozulur?




Oyuncak çocuğun zekâsını ve becerisini yükseltir. Oyuncağın bu işlevi bir yere kadardır. Ondan sonrası o çocuğun genlerinden gelen yetilere bağlıdır.

AKP iktidarının elindeki Ergenekon silahı, onun yeteneklerini geliştirdi. Kendini iktidarda sonsuza kadar tutacağını sandığı bir yol buldu.

Ergenekon Tertibi toplumsal muhalefeti sindirdi.

Türk Halkının yararına olmayan, Amerikanın taleplerinin karşılanmasında örtü görevi gördü.

Kendi tabanını tutmasını sağladı.

Anlaşılıyor ki, Ergenekon Tertibi bundan böyle daha büyük sonuçlar için kullanılacak.

Nedir o büyük sonuçlar?

Anayasanın değiştirilmesi ve federatif devlet hazırlığıdır. Kukla Kürt devletinin kabulüdür. Kıbrıs’tan asker çekilmesidir. Ruhban Okulunun açılmasıdır. Amerika’nın Karadeniz’e çıkmasıdır.

Bütün dünyaya, atalarımızı katil ilan eden Amerika’ya bir nota dahi verilmedi. Böyle bir yönetimin, Türk halkının hak ve menfaatlerini, savunacağına inanan var mıdır?

Bu durumda en iyi yol gösterici gene tarihtir. II. Abdülhamit dönemi bu duruma en iyi örnektir.

Baskı ve istibdadın artığı dönemlerde, istibdadı yürütenler arasında güvensizlik oluşur.(RTE’nin bakanları değiştirmesi)

İstibdadı yönetenlerin etrafı ile ilişkileri bozulur. Kurumlar yerine, belli kişiler (ajanlar) yürütmede kullanılır. Şimdilerde ajan televizyonların yargının yerini aldığı gibi.

Baskı süreci, kurumlar arsındaki ahengi bozar. Kurumlar çift başlı gibi çalışmaya başlar.

Baskının arttığı dönemlerde devlet toprak kaybeder. II. Abdülhamit’in baskı dönemlerinde Ruslar İstanbul’un Yeşilköy’üne gelmişlerdi. Bulgaristan ve Makedonya gitmişti.

Baskı dönemlerinde başka bir muhalefet türü oluşur. Bu süreçte bastırıp sindirdiğini sandığı muhalefet, içten içe daha sertleşir. Dalga dalga iktidara yansır.

Baskı dönemlerinde halkın sorunları ile ilgilenilmez. Tüm mekanizmalar baskıya odaklanır. İşsizlik, gelecek güvencesi ve mutsuzluk artar. Zaten onun içinde muhalefet dipten gelişir.

İşte bu sebeplerden bu oyuncağın ila nihaiye kullanılması imkânsızdır.

Oyuncak bozulduğunda çocuk ağlar.

B.Esinoglu
Yikilsin Agalik
Yasasin Cumhuriyet
Kullanıcı küçük betizi
lozan 2005
Üye
Üye
 
İletiler: 716
Kayıt: Cmt Kas 01, 2008 1:58

İletigönderen lozan 2005 » Pzt May 11, 2009 11:50

Kafkasların ve Güneydoğunun Altın Yılına Bakar mısınız?



Olmayan başarıları varmış gibi göstererek, Gül’ü parlatma işleri, “Gatakullü Fethullahın medyasında” iki gündür gündem yapıyor.
Kafkaslarda altın yıl olacakmış, güneydoğu için de iyi şeyler olacakmış!
Önce Kafkaslardan başlayalım.
NATO’nun tartışmalı Gürcistan askeri tatbikatı, 6 Mayısta başladı, 1 Haziranda bitecek.
Brüksel’de iki Rus diplomatın kovulma skandalı ile başlayan bu NATO tatbikatının dört temel amacı var.
1) Gürcistan’da artık bitmiş olan aşırı Amerikancı Saaksivili’nin desteklenmesi,
2) İşlevsizleşen ve gelecek arayan NATO’ya işlev kazandırılması,
3) Kuzeydoğu Afrika ve Pakistan müdahaleleri için, NATO içi tesanütü yükseltmek,
4) NATO’ya dâhil olan ülkelerin halklarını iç dünyadan (krizden) dış dünyaya taşımaktır.
Önce şu bilgiyi vererek başlayalım.
Bu tatbikata Kazakistan, Ermenistan, Moldavya, Estonya, Latvia katılmadı.
Bu kritik tatbikata Türkiye katılarak, kendi ülkesinde bitmiş olan Saaksivili’ye tam destek vermiş oldu. Pakistan Afganistan işgaline aktif katılımın işaretlerini verdi.
Güneydoğu’da iyi şeyler olacak deyip duruyorlar da, gördüğümüz fazla bir şey yok.
Abromovits’in arkadaşı Hasan Cemal’i Karayılan’a gönderdiler. Oradan gelen sinyal de şu; “Bizi(Karayılan) ortadan kaldırırsanız, Hizbullah güçlenir, işiniz daha da zorlaşır. İyisi mi bize siyasi özerklik verin.”
Sanki Türkiye’nin tek seçeneği, ya PKK, ya da Hizbullah ve Fethullah’tır.
Kafkaslarda altın yıl olacak, güneydoğuda iyi şeyler olacak, propagandasının sebebi açık. Yönetemedikleri Türkiye’de, umutsuzluğun yolculuğundaki halkımıza bir şeyler veriyormuş gibi yapmak.
Unutmayalım ki, Gladyo Türkiye’ye NATO ile birlikte geldi. Türkiye’de NATO oldukça, Türkiye’nin kendi iktidarı olmayacak.
8.5.2009, bulentesinoglu@gmail.com
Yikilsin Agalik
Yasasin Cumhuriyet
Kullanıcı küçük betizi
lozan 2005
Üye
Üye
 
İletiler: 716
Kayıt: Cmt Kas 01, 2008 1:58

İletigönderen lozan 2005 » Pzr May 17, 2009 0:12

Bülent Esinoğlu yazdı [16 Mayıs 2009]

SS2 Sürecine Girdik



Halk arasında, çocuktan al haberi, diye bir deyim var.
Geçen hafta, CIA’nın gelini Yasemin Çongar, Pentagon’a girmek ile övünen Cengiz Çandar, Orduya karşı açtığı savaş ile Yeni Şafak Gazetesinde köşe bulmuş Ali Bayramoğlu, sözleşmiş gibi aynı şeyleri yazdılar.
Özeti iki noktada toplamak mümkün. Dış mesele olarak Ermenistan, iç mesele olarak ta Ergenekon Tertibi ve PKK’nın siyasallaşmasıdır.
Denilen şudur. “PKK istese de, istemese de, Türkiye istese de, istemese de, Türkiye’de bazı şeyler değişecek. Bu değişimi uluslararası (siz onu Amerika diye okuyun) güçler gerçekleştirecektir.”
Bu durum, “Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler için de, Ergenekon içinde geçerlidir.”
Aslında bir süreçten, başka bir sürece geçtiğimizi söylenmektedir.
Amerikan emperyalizmi, Ortadoğu da kurmak istediği yeni düzen ve sınırlar için bu süreci açıklarken, şöyle demişti.
Ya ikna yolu ile seve, seve benim dediklerimi yaparsınız (SS1), ya da ben, zorla istediklerimi yaptırırım.( SS2)
SS1 ve SS2 modelleri, Büyük Ortadoğu Projesinin inşa süreci olarak karşımıza çıkmıştı. Yukarda adı geçen kişiler ve işbirlikçi medya tarafından SS1 ve SS2 diye dillendirilmişti.
Ermenistan Türkiye ilişkileri için önce SS1 modeli uygulandı. Ancak, ABD bundan sonuç alamadı. Hatta şimdiye kadar tepe, tepe kullandığı Erdoğan’ı kullanamadı. Veya Erdoğan’ın 70 milyonluk Türk Halkını karşısına almaya cesaret edememesinden, Ermeni meselesi istedikleri gibi gerçekleşmedi.
Adı geçen yazarların söylediklerinden, anlıyoruz ki, Amerika yürüttüğü baskı politikalarını, devletin tepesindeki başka kişiler ile yürütecek. Baskıyı da alenileştirecek.
Anlatmaya çalıştığım ikinci süreç ile ilgili Ali Bayramoğlu, bir başka yorum daha getirmiş.
Bayramoğlu, Erdoğan’a Ergenekon ile mücadele etmesi hususunda akıl verdikten sora; “eğer Ergenekon Tertibinde geri adım atarsan veya uzlaşmaya kalkarsan seni de Ergenekoncuların yanına koyarlar.”
Tabi, kimin Erdoğan’ı Ergenekoncuların yanına göndereceğini söylemiyor.
Ancak biz biliyoruz ki, Ergenekon Tertibinin arkasında ki asıl güç Amerika’dır.
Amerika ve Avrupa’nın hesabı şudur. “Türk Ordusunun direncini, darbe iddiaları ve Ergenekon Tertibi ile ortadan kaldırdım. Şimdi zorla yaptıracağım işlere sıra geldi.”
Hesaplarında gene bir yanlış var. Denkleme Türk Halkını dâhil etmiyorlar.
16.5.2009, bulentesinoglu@gmail.com
Yikilsin Agalik
Yasasin Cumhuriyet
Kullanıcı küçük betizi
lozan 2005
Üye
Üye
 
İletiler: 716
Kayıt: Cmt Kas 01, 2008 1:58

İletigönderen gonul » Pzr May 17, 2009 14:02

Tesekkürler
Tam bagimsiz Türkiye
Kullanıcı küçük betizi
gonul
Üye
Üye
 
İletiler: 115
Kayıt: Pzr Kas 30, 2008 22:03

İletigönderen lozan 2005 » Çrş May 20, 2009 1:09

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu: [19 Mayıs 2009]

Güvenlik yabancılara devredilecek ticari bir meta değildir.



İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu bugün (19 Mayıs 2009) yazılı bir açıklama yaparak Güneydoğu'daki mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunu değerlendirdi. Esinoğlu'nun açıklaması şöyle:

Siyasi iktidarın yabancılara toprak satma şehveti devam ediyor. Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin, mayından temizlenmesi ve temizleyene 49 yıllığına kiralanması gündemdedir.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, her gün mayın temizlediği Türkiye’de, mayın temizliği bahanesiyle, topraklarımız yabancılara satılmak istenmektedir.
877 kilometre olan sınır, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle doludur.
Bu stratejik arazilerin yabancılara verilmesi kabul edilemez.
Altmış yıldır kullanılamayan bu araziler, mayınlardan kendi olanaklarımız ile temizlenebilir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin donanımı geçmişe göre çok daha gelişmiş ve modern teçhizatla donatılmıştır. Bunun için gerekli olan tek unsur iradedir.
Mayınlardan temizlenen bu araziler, topraksız köylüye dağıtılmalıdır. Bu arazilere, Atatürk’ün yaptığı gibi, devlet üretme çiftlikleri kurularak, köylüye zirai bilgi ve tohumluk sağlanmalıdır.
Toprağı olan köylünün çocuğu dağa çıkmaz.
Mayınlı arazilerin, TSK veya ulusal bir kuruluş tarafından temizlenmesi, milli güvenliğimizin de gereğidir. Güvenlik yabancılara devredilecek ticari bir meta değildir.
Yikilsin Agalik
Yasasin Cumhuriyet
Kullanıcı küçük betizi
lozan 2005
Üye
Üye
 
İletiler: 716
Kayıt: Cmt Kas 01, 2008 1:58


Şu dizine dön: Türkiye ve Dünya Gündemi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x