Savunmada darbe iması

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

Savunmada darbe iması

İletigönderen Türk-Kan » Çrş May 07, 2008 12:31

AKP savunmasında Yargıtay Başsavcısı için ‘algılama sorunu’ var ifadelerine yer verildi.

AKP’nin ‘savunma’ yerine ‘iddianameye cevaplarımız’ şeklinde nitelediği ön savunmasında, AKP’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmesinden değil, ‘vehimlere dayalı bir algılama hatasından’ söz edilebileceği belirtildi.

Yargıtay Başsavcısı’nın AKP’yi kapatma davası iddianamesinde, Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ve eski TBMM Başkanı Arınç için siyasi yasak getirilmesi isteniyor.

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın kapatılmasını istediği AKP, ön savunmasında Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın 27 Mayıs darbesinin coşkuyla karşılandığı yönündeki sözlerini anımsattı. Başsavcılığın, yeni 27 Mayıslara davetiye çıkartan siyasi kampanyaya destek vermekle suçlandığı savunmada, Yalçınkaya’nın “algılama sorunu” içinde hazırladığı belirtilen iddianame için “hâkimler yönetimi” eleştirisi getirildi. 98 sayfalık metne, savunma yerine “iddianameye cevaplarımız” ifadesinin konulması dikkati çekti. “AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan” imzalı savunmada, özetle şu görüşlere yer verildi:

SİYASİ İDDİANAME: İddianamenin, çarpık bir okuma sonucu, siyasi amaçlarla hazırlandığı, koruyor gibi göründüğü ilkelere zarar verdiği belirtildi. Atatürk’ün çağdaş uygarlık hedefine yürüyen AKP’nin gizli gündeminin bulunamayacağı, partinin laikliği toplumsallaştırdığı ifade edildi.

AB TEHDİDİ: AB yetkililerin açıklamaları anımsatılarak, AB ile müzakere sürecini başlatan partinin kapatılmasının, bu süreci dinamitleyeceği kaydedildi. “Gelecek nesillere şu notu düşmek istiyoruz; tarih ve ona şahitlik eden milletimiz çağdaş uygarlık mücadelesini engelleyenleri affetmeyecektir” denildi.

HÂKİMLER DEVLETİ: Yargının siyasi muhalefet görevini üstlendiği ülkelerde demokrasinin tehdit altında olduğu, bu durumun rejimi ‘hâkimler yönetimi’ anlamına gelen jüristokratik bir rejime dönüştüreceği savunuldu.

DARBE İDDİASI: Demokrasiyi korumak için ölümü göze aldığını anlatmak isteyen Erdoğan’ın “Beyaz çarşaflarla yola çıktık” sözlerinin kışkırtıcılık olarak yorumlanması eleştirildi. İsim vermeden Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın 27 Mayıs darbesi ve Adnan Menderes’in idamının coşkuyla karşılandığı yolundaki sözleri anımsatıldı. Bu sözlerle yeni 27 Mayıslara davetiye çıkartıldığı belirtilerek, iddianamede Erdoğan’ın sözlerinin kınanmasının da söz konusu siyasi kampanyaya destek anlamına geldiği ifade edildi.

DEVAMI DEĞİLİZ: AKP’yi RP’nin devamı gösterme gayretinin beyhude olduğu, partinin demokratların yegane adresi haline geldiği vurgulandı. İddianame için “ibret vesikası” denildi.

AKP LAİKLİĞİ: Davanın, iddianamede savunulan laiklikle, AKP’nin laiklik anlayışı arasındaki farklılıktan dolayı açıldığı savunuldu. İddianamede laikliğin tek boyutlu bir kavram gibi ele alındığı, bu yorumun 19. yüzyıl pozitivizminin katı ilerlemeci anlayışına dayandığı belirtildi. AKP’nin ise özgürlükçü laikliği benimsediği belirtildi.

TÜRBAN TASARRUFU: Kız öğrencilerin başörtüsü ile öğrenim görmesinin laiklikle ilişkilendirilemeyeceği, yasağın kaldırılmasına yönelik anayasa değişikliğinin AKP’nin değil TBMM’nin tasarrufu olduğu anlatıldı.

ULEMA BİLİRKİŞİ: Erdoğan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin türban kararıyla ilgili yaptığı “Ulemaya sorulmalı”açıklamasının bilirkişilik müessesine ilişkin olduğu, laik devlette yargıçların dinin gerekleri konusunda uzman olamayacağı kaydedildi.

HIÇKIRIK MÜDAHALESİ: Erdoğan’ın “Gönlümün derinliklerinde yatan hıçkırıklar var” sözlerinin bile “İnsan gönlünün hıçkırıklarına” müdahale edilerek laikliğe aykırı nitelendirildiği iddianamenin, laiklik teorisine özel bir katkıda bulunduğu ifade edildi.

HUKUK GARABETİ: Erdoğan’ın 1994-95’te söylediği sözlere iddianamede yer verilmesi “hukuk garabeti” şeklinde nitelendirildi. YÖK Başkanı’nın türban genelgesinin de partiye mal edilemeyeceği belirtildi.

GÜLEN CEMAATİ: Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde Fethullah Gülen cemaatine bağlı okullar ve Milli Görüş Teşkilatı’yla temasa geçilmesi talimatı vermediği, konuyu elçiliklerin takdirine bıraktığı ifade edildi.

ÖYMEN DE ZİYARET ETTİ: Gülen’e ait olduğu söylenen okulların CHP’li Onur Öymen, emekli Tümgeneral Prof.Dr. Ömer Şarlak, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Halis Burhan gibi isimlerce de ziyaret edildiği vurgulandı.

ALGILAMA SORUNU: İddianamenin duyarsız ve dilsiz bir partiler düzeni istediği, sözde delillerle, demokrasiyi teksesli boyuta taşıyabilecek bir tehdit niteliğinde olduğu kaydedildi.

AKP’nin laikliğe aykırı faaliyetlerin odağı olmasından değil vehimlere dayalı bir algılama hatasının varlığından söz edilebileceği belirtilerek, milyon defa tekrarlansa da delillerin odak kriterini sağlamayacağı savunuldu.




Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen sessiz sedasız » Cum May 09, 2008 22:11

SİYASİ İDDİANAME: İddianamenin, çarpık bir okuma sonucu, siyasi amaçlarla hazırlandığı, koruyor gibi göründüğü ilkelere zarar verdiği belirtildi. Atatürk�ün çağdaş uygarlık hedefine yürüyen AKP�nin gizli gündeminin bulunamayacağı, partinin laikliği toplumsallaştırdığı ifade edildi.

alt kimlik üst kimlik,alevi sunni,laik anti-laik,gavur memleketler müslüman memleketler.be hey şerefsiz;benim evimin içine kadar böldün.bu nasıl bir toplumsallaşmadır :?:

AB TEHDİDİ: AB yetkililerin açıklamaları anımsatılarak, AB ile müzakere sürecini başlatan partinin kapatılmasının, bu süreci dinamitleyeceği kaydedildi. �Gelecek nesillere şu notu düşmek istiyoruz; tarih ve ona şahitlik eden milletimiz çağdaş uygarlık mücadelesini engelleyenleri affetmeyecektir� denildi.

sen merak etme yavrum gelecek nesiller bu davanın hangi dönemde ne amaçla yapıldığını bugünkü şaşkınlardan daha iyi görecek.bir kaç yıla varmaz zaten.bu millet senin abd ye dış politikamızı ab ye de iç politikamızı nasıl sattığını görür.adam bide inceden inceden tehdit ediyor yargıyı.umarım tayyibin hakkında karar verilirken bu tehditkar açıklamalarda kanaat amaçlı kullanılır

DEVAMI DEĞİLİZ: AKP�yi RP�nin devamı gösterme gayretinin beyhude olduğu, partinin demokratların yegane adresi haline geldiği vurgulandı. İddianame için �ibret vesikası� denildi.

o konuda haklısın onlar her ne kadar rejim düşmanı olsalarda en azından emperyalizme karşı duruşları, bir millet sevgileri vardı.sen resmen abd nin işini bitirdiği zaman sifonu çekebileceği bir b... başka bişey değilsin.ucuz maşa seni...
TÜRBAN TASARRUFU: Kız öğrencilerin başörtüsü ile öğrenim görmesinin laiklikle ilişkilendirilemeyeceği, yasağın kaldırılmasına yönelik anayasa değişikliğinin AKP�nin değil TBMM�nin tasarrufu olduğu anlatıldı.

adamın hala laikliğin ne olduğu hakkında bi bilgisi yok :!:
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

İletigönderen Ram » Cum May 09, 2008 23:18

Kısır Kısır Yedi İshâl Oldu Tayyip Bond

2003-2008 yılları sırasında, Müslüman görünümlü bir şövalye yaşadı. Ankara-İstanbul-Bürüksel-Vaşinton-Katar hatları başta olmak üzere, tüm hatlarda aktif çalıştı.

Bugüne kadar, -siyasi nedenlerle- asılarak idam edilen kimselerin suçlarının toplamı, AKP hükümetinin suçlarının yanına bile yaklaşamamıştı...

Bir centilmen...

[img]http://img140.imageshack.us/img140/1564/elte5ix9.jpg[/img]

Bir muamma...

Resim

Binbir surat...

Resim

Karada...

[img]http://img207.imageshack.us/img207/3667/rtesonzk9.jpg[/img]

Denizde...

Resim

Havada...

Resim

Top sahasında...

Resim

Bir armut...

Resim

oo 7

Resim

Yağlı İlmiğin Gölgesinde

[img]http://img207.imageshack.us/img207/176/e7ff5d7dcf907a43a0137f9nr8.jpg[/img]
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x