Seçim ve dış politika(hüsnü mahalli)


Yarın Erzurum’da olacağım. Daha sonra da Malatya, Diyarbakır, Mardin, Urfa, Gaziantep ve İzmir.

Meslektaşlarımızdan bazıları da Türkiye’nin diğer kentlerini dolaşıyor, dolaşacak.

AKŞAM ve SKY Türk olarak seçim öncesinde seçmenlerin eğilimlerini gözlemlemeye çalışıyoruz.

Ama ben kişisel olarak daha çok seçmenlerin dış politika konuları ile ne kadar ilgili olduklarına bakmak istiyorum.

Başka bir ifade ile dış politika konularının seçmenin oyunu nasıl ve ne kadar etkilediğini görmek istiyorum.

Dış politika konuları deyince sırayle ABD ve AB ile ilişkiler, Irak ve Kürt meselesi, Ermenilerin soykırım iddiaları, Kıbrıs...

Kuşkusuz Irak ve Irak’a bağlı Kürt konusu öncelikli bir konudur.

Son zamanlarda yaşanan terör eylemleri ve Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile Başbakan Erdoğan’ın ABD ve AB ülkelerini suçlamaları ile bu ülkelere karşı kamuoyunda çok ciddi bir tepki var.Türk halkının büyük bölümü Türkiye’nin yaşadığı tehlikeli sorunların arkasında bu ülkeleri görüyor.

PKK ve Irak kaynaklı Kürt sorunu, Kıbrıs, Ermeni iddiaları...

Ve bu nedenle AB’ye olan destek hızla azalırken, ABD’ye karşı düşmanlık daha hızlı bir şekilde tırmanıyor ve derinleşiyor.

Çünkü AB ısrarla Kıbrıs’ta taviz istiyor, ABD ise Türkiye’nin PKK konusundaki işbirliği isteklerini geri çeviriyor ve Irak’taki Kürt liderlere ve dolayısıyla PKK’lılara destek veriyor.

Bu desteğin boyutu önümüzdeki dönemde daha da artacak.

Çünkü seçim olur ve DTP’li adaylar bağımsız olarak TBMM’ye girerse bu konuda da ilginç gelişmeler yaşanabilir.

Grup oluşturması beklenen DTP’li bağımsızlar hiç kuşkusuz ABD ve AB’nin ilgisini çekecek. Böyle bir ilgi de bu milletvekillerini heyecanlandırcak hatta kışkırtabilecek.

İşte böyle bir süreç, seçim sonrasında Türkiye’nin başını ağrıtabilir.

Bağımsız DTP’liler ‘Kürt halkının temsilcileri’ olarak Avrupa Parlamentosu’na, ABD Kongresi’ne ve belki de BM’ye gider ve ilginç isteklerde bulunabilirler.

Örneğim Güneydoğu’da referandum.

Örneğim Irak’taki gibi federal yapı.

Bu arada ‘Öcalan’a özgürlük’ isteyenler de çoğalacak.

Irak’taki gelişmeler ise Türkiye’yi çok yakından ivedi ve daha tehlikeli olarak ilgilendirecek.

İşte bu nedenle seçmenlerin bu konuları bilerek tercihini yapması gerekir diye düşünüyorum. Belki de Türkiye ilk kez ‘dış politika’ sorunlarının bu denli ağır bastığı bir ortamda seçime gidiyor.

Elbette işsizlik, ekonomik ve sosyal sorunlar önemlidir.

Ancak savaşa taraf olmuş ya da PKK ile çok farklı düzeylerde sıkıntıda olan bir Türkiye’nin öncelikleri farklı olsa gerek.

Seçime kadar geçecek zaman içinde bu konularda sürpriz gelişmeler de olabilir.

Kışkırtmalarla AK Parti hükümeti Irak’a müdahale kararı alma zorunda bırakılabilir.

Böyle bir müdahale hem Türkiye içi politikalar hem de Türkiye’nin dış ilişkilerini yakından ilgilendirecek.

İşte böylesi karmaşık süreçlerle karşı karşıya kalması olası olan Türkiye’de seçmenlerin bu tür olayları ne kadar bildidiğini ya da yakından izlediğini ben kişisel olarak merak ediyorum.

Yani sandığa gidecek seçmen acaba yukarda özetlemeye çalıştığım süreci ve bu sürecin sonuçlarını ne kadar göz önünde bulunduracak?

Olayın duygusal boyutu bir yana bırakılırsa, seçmenler doğal olarak Türkiye’nin PKK ve genel olarak Kürt sorunu ile ilgili olarak karşılaşacağı sorunları ve zorlukları bilinçli olarak algılamalı ve tavrını da ona göre belirlemelidir.

Başka bir ifade ile seçmen tüm bu zorlukları göğüsleyeceğine ve üstesinden geleceğine inandığı siyasi kadrolara oy vermelidir.

Tabii bu konuları önemsiyorsa.

Yoksa seçmenler bildik yüzeysel sorunları göz önünde bulundurarak sandığa gider ve havadan-sudan bildik gerekçelerle oyunu bir partiye verir.

Eğer bu yapılır ve ortaya ‘kararsız’ bir hükümet çıkarsa Türkiye çok ilginç gelişmelere şimdiden hazırlıklı olmalıdır.

Burada ‘kararsız’ tanımını bir eylem ifadesi olarak kullanmıyorum.

Önemli olan doğru olduğuna inanılan ‘bir karar’ almaktır.

Yani ABD ve AB ile ilişkiler, PKK ve Kuzey Irak, Kıbrıs ve Ermeni iddiaları gibi konularda kararlı tutum sergilemek ve gereğini yapmaktır.

Bu ille de savaşla olmaz.

Önemli olan Türkiye’nin gücünü kullanma becerisini göstermektir.

İşte bu nedenle seçime kadar olan süreyi ben çok önemsiyorum ve seçim sonrası Türkiye’yi çok merak ediyorum!

Hüsnü Mahalli-Akşam Gazetesi
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=80400,10,110