Şehitlerimizin Hesabını Kime Soracağız Biz?
Şehidin acısını çeken biliyor çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor...
Şehidin acısını şahadetlere tanıklık edenler çekiyor bizler gibi, omuz omuza göğsünü hain kurşunlara siper edenler de tanıyor bu acı ve gözyaşını…
Peki ya ülkeyi yönetenler, yönetenler hiç mi sorumlu hissetmiyor kendini, verdiğimiz onca şehit karşısında, bu ne suskunluk!
Soralım o zaman; 1978’den bugüne kaç şehidimiz var, biliyorlar mı? Hayır, bilselerdi eğer açıklarlardı şimdiye kadar, bunlar şehidi bilmiyor, sayısını bilmiyor, hesabını bilmiyor…
Soralım o zaman; kaç askerimiz, polisimiz, öğretmenimiz, ebemiz, hemşiremiz şehit oldu, biliyorlar mı? Hayır, bilselerdi bu hesabı çoktan ortaya koyarlardı zaten, bilmiyorlar bu acı ve gözyaşını… Bilmedikleri için susmak kolay geliyor onlara…
Hiç bıkmadan biz yine soralım; kaç karakolumuz saldırıya uğradı, kaç okulumuz yıkıldı, kaç camimiz yakıldı, köy köyümüz boşaltıldı, kaç insanımız göç etti yerinden yurdundan, insanı bıraktık yıkılan yakılan varlıklarımızı söylesinler, söylesinler de bilelim neler kaybettiğimizi… Söyleyemezler ki, çünkü bilmiyorlar, ne demek olduğunu bilmiyorlar; toprağı havayı suyu terk etmek, gönderden bayrağı indirmek ne demek, bunlar bilmiyor…
Peki ya ulusal kaynaklarımız, yetim hakkı kul hakkı paraların kaç lirası heba olup gitti bu teröre? Söylesinler ki, bilelim Türkiye bu terörle mücadele denilen trajediye kaç liralık ulusal kaynağını harcadı, eritti, yok etti? Söyleyemezler çünkü gidenin hesabı yok, kaybolanın hesabı yok, bilmiyorlar, tutmamışlar, çünkü ateş bizi yakıyor onları değil!
Peki, kime soracağız bilmediğimiz bu hesabı? Cumhurbaşkanı’na mı? Öyle ya Türk devleti ve milletinin birliğini sağlamaktan o sorumlu değil mi?
Şehidimizin hesabını biz kime soracağız? Başbakan’a mı? Öyle ya bu Başbakan Türk devleti ve milletinin geçmişine, bugün ve yarınına sahip çıkmaktan ve de insanlarımızı huzur ve güvenlik içerisinde, insanca yaşatmaktan o sorumlu değil mi?
Ya İçişleri Bakanı, o ne iş yapar? Halkımızın can, mal ve namus emniyetini sağlamak için yetim hakkı kul hakkı paradan maaş almıyor mu? Peki ya Dışişleri Bakanımız, onun sorumluluğu yok mu? Bu teröristlerin siyasi cephesi nerede, nereden buluyorlar parayı, AB’de cirit atan teröristleri etkisiz hale getirmek onun görevleri içinde değil mi?
Allah aşkına söyleyiniz, biz şehidimizin hesabını kime soracağız?
Hükümete mi, teröre destek veren AB ve ABD yanlısı politika izlediği için?
PKK’ya mı, evlatlarımızı katlettiği için?
Yoksa Barzani-Talabani ikilisine mi, PKK’ya yer gösterdiği ve beslediği için?
Ya da BDP’ye mi; terör örgütünün rotasında bir siyaset izlediği için?
Yoksa Emniyet Genel Müdürlüğüne mi, terör örgütünün şehirlerdeki işbirlikçilerini etkisiz hale getirmediği için?
Ya da hepsine birden mi?
Türk Ordusu mu? Türk Ordusu’nun, Mehmetçiğin günahı yok ki, onun görevi teröristle mücadele etmek ve bu uğurda şehit düşmek! Terörle mücadele askeri değil, siyasi bir sorumluluktur, bir hükümet sorumluluğudur, askerin işi değil!
İşte görüyorsunuz ve ne acıdır ki ortada açık bir hesap yok, şehidimizin hesabı yok, ama bu evlatlar bizim, bu hesap bizim hesap, bunu biliyoruz biz. Ortada açık bir sorumlu da yok ama bu hesabı sormamız gereken kişi ve makamlar içimizde, bunu da biliyoruz biz.
Yani bu hesap bizim hesap ve soracak da biziz, ama nasıl?
Artık ağlamayacağız şehit törenlerinde, protokol gereği cenaze namazında saf tutan ülke yönetenlerine “bu hesabı bize verin” diyeceğiz.
Artık ağlamayacağız şehit törenlerinde, “Kahrolsun” diye de bağırmayacağız, çünkü kimsenin kahrolduğu yok, "hesap verin" diyeceğiz yönetenlere, bu hesabı verin artık!
Dün bir şehidimizi uğurlamıştık Allah’ın rahmetine, Jandarma Binbaşı Süleyman Can’ı yolcu etmiştik Allah’ın en yüce katına, bugün 13 şehit daha uğurluyoruz sonsuzluğa. Dün şehit, bugün şehit, her doğan gün şehit habercisi sanki, içimiz yanıyor…
Ben inanıyorum, şehitlerimizin hesabı sorulacaktır. Ben inanıyorum, şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak, bir gün mutlaka bu hesap sorulacaktır. Ben inanıyorum, bizi bu hallere düşürenlere sorulacak hesap, üstelik çok ağır olacaktır belki de Türk tarihinde emsali görülmemiş derecede ağır…
Hesabın sorulduğu ve görüldüğü gün geldiğinde, bu ömür yetmez ise tanıklığa, unutmasınlar ki biz inananlardanız, şehitlerimizin Kul Hakkı var bizi yönetenlerin üzerinde ve biz inanırız ki Allah Kul Hakkı’nı kimse de bırakmaz…
Şehitlerimiz, sizleri unutmadık, asla unutturmayacağız, toprağınız bol olsun, mekanınız cennet olsun, Allah size rahmet eylesin, Allah kalanlara sabır versin, gözleriniz açık gitmesin, gözleriniz arkada kalmasın, bu hesapların sorulacağı gün bir gün mutlaka gelecektir…
Erdal SARIZEYBEK, 15 Temmuz 2011
erdalsarizeybek@gmail.com