Büyük Ortadoğu Projesi’nin temelinin 2000′li yıllar ve salt enerji kaynakları paylaşımı olduğunu düşünenler aldanıyor.
Vaka :Filistin’den kovulan bir halkın üslendikleri ülkelerde sermaye ve materyalist savaşta üretim,para ve pazar hakimiyetini ele geçirip,tüm dinlerin ruhbanlarına sızdıktan sonra Dünya tarihini 19.ve 20 .yüzyılda olduğu gibi yeniden şekillendirme amaçlarıyla ilişkili…
Büyük Ortadoğu Projesi’nin temelinin 2000′li yıllar ve salt enerji kaynakları paylaşımı olduğunu düşünenler aldanıyor.
Vaka Filistin’den kovulan bir halkın üslendikleri ülkelerde sermaye ve materyalist savaşta üretim,para ve pazar hakimiyetini ele geçirip,tüm dinlerin ruhbanlarına sızdıktan sonra Dünya tarihini 19.ve 20 .yüzyılda olduğu gibi yeniden şekillendirme amaçlarıyla ilişkili…
Ve The Süreç* Kürt Türklerinin Türklerle çatıştırılması,otonomiye kavuşturulması olarak ana detayda değil;Türklerin toprakları üzerine konfederatif yapılarla;Büyük İsrail’e giden bir süreç olarak anlamlanmaktadır.
Bu açıdan Kürt- Türk ayrımlılaştırması ana planda bir taktiktir ve bu detay 50 yıla yakın bir zamandır uygulanmaktadır.
Budapeşte doğumlu Theodor Herzl , 1897′de Siyonist Örgütü’nü kurmasından sonra,yapılan İlk kongresinde:Ben bugün burada Yahudi Devleti’ni kurdum, ancak bunu yüksek sesle söylersem bütün dünya güler. Fakat beş sene içinde ya da elli sene sonra bunu herkes böyle bilecektir.” demiştir(1).
1890′lardan itibaren Filistin çevresinde toprak satın almaya başlayan Avrupa Siyonistleri ;Romanya ve Yunanistan’dan kovulma ve ırkdaşlarını Filistin’e yöneltme uğraşları her daim başarısızlıkla sonuçlandı.
Ortada Osmanlı hakimiyeti gerçeği vardı:Vaad edilmiş toprak ile aradaki tek engel,savaşlardan yorgun,borçlu bir Osmanlı idi.
Ardı sıra 2.Abdülhamit ile görüşen Theodor Herzl'in;Avrupalı Yahudilerin Filistin karşılığı ;Osmanlı’nın tüm borçlarını ödemesi istemi ,
2.Abdülhamit :'' Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır''sözüyle her iki görüşmede de reddedilmiştir.
Herzl'in sonuçsuzluğunun aksine ; 2.Abdülhamit : Özellikle İngilizler’in emelleri olan toprakları da(Musul-Kerkük gibi) kendi nüfusuna geçirerek koruma yolunu seçmiştir.Bu arada Herzl’i kullanarak borçların finansmanını da Avrupalılara yükleyerek kredibilitesini arttırmıştır.(2)
Dış güçler bu sürecin intikamını da; 1908 Meşrutiyeti ve İttihat ve Terakki gücünün İsrail karşıtı 2.Abdülhamit’in devreden çıkarılabilmesi için,Volkan Gazetesi çevresinde toplatılan gericilerin ''Şeriat isteriz sloganları '' eşliğinde , Mektepli-Alaylı ayrımcılığında: Harbiyeli infazları ve tedhiş-linç hareketleri ve kısmi Ordu karşıtlığı da alevlendirilerek almış;
başlatılan gerici kalkışmaya ; ancak Kolağası Mustafa Kemal'in harekat planlarını yaptığı ;'Hareket Ordusu'nun müdahalesi ile asayiş sağlanarak ve 2.Abdülhamit de esenlik için tahttan uzaklaştırılmıştır.Ardı sıra Balkan savaşları ile yıpratılan Osmanlı,yine İttihat ve Terakki eliyle Dünya Savaşı'na sokulmuştur.
Bu aşamaya kadar; parayla alınamayan Filistin: Dünya Savaşı dahilinde, Müttefiklerin Osmanlı devleti topraklarına yönlendirilmesinde hakim güç:Kudüs kutsal yerler motifi ile beraber Petrol unsuru da kullanılmıştır.Bu arada gerek 1. dünya savaşının; gerek ise 2. dünya savaşı finansörlerinin ,hep aynı Avrupalı Yahudi ailesi (Rothschild) olması da (3) pek garipsenmemeli…
Ticaretin en önemli etmeni çıkarları beslemek ve siyasi uzlaştırma fonksiyonu;18.yüzyıldan beri , her ülkedeki hakim unsurca etkinleştirilmiştir.
1937′de aynı amaçla (İsrail’in kuruluşu)destek isteği için gelen İngiliz Kralı’na Ata’nın cevabı netti:Ben yaşadıkça buna başaramazsınız!
Aslında bundan çok önce Ata, 1935′te mason localarını kapatarak; kökü dışarıda ve Siyonist amaçlarına hizmet eden; bu sahte kardeşlik çıkar örgütünü yasaklatmıştı.
Ata’nın Siyonizme destek olan İngilizlere bu 'meydan okuması'ndan sadece 1 yıl sonra sağlığının hızla bozularak şehit edilmesi vakası; doktorlarının siyasi - masonik bağlantılarından başlanarak;(4) gerek Ulusal adalet ve gerekse tarihsel çıkarım için ; ehil akıllarca mutlaka sorgulanmalıdır.
Ata’nın şehadetinin hemen sonrası ;2 .dünya savaşı neticesinde;başarısız olan koloniciliğin İliştirilmiş tehdit ve Antisemitizm kampanyasının gizli destekçilerinin, yine Almanya örneğinde olduğu gibi :Mason ve siyonist örgütler olması pek de garipsenmemeli...
Aynı güçler; Avusturya kralı ve Rus çarı ile anlaşarak, zaten mülklerinin devletleştirilmesi karşılığında :Yahudi azınlıkların kovdurulmasını :Büyük İsrail kurulması için zorunlu göçe yönelik olarak sağlamışlardı.
Geride kalan antisemitizm kurbanlarının ;çoğunlukla siyonist olmayan veya Aşkenaz-Karay Yahudileri(Hazar Türkleri) içinden çıkmasıyla da ;esas amaç aşikar edilmiştir.(5)
Filistinde İsrail devleti kurmak isteyen İngiliz Kralı Edward;Ata'nın buna engel olmaması ve İngiltere'nin destek istemini iletmek için 1937′de İstanbul ‘a geldi. Sevgilisi Fransız prensesi Virjin’i de kaçak yolcu olarak yatındaydı. Dolmabahçe’de o akşam protokol yemeği yerken, Kral Edward Atatürk’e niyetini açtı. Atatürk’ün ona yanıtı kesindi:”ben sağ olduğum sürece buna asla izin vermem!
Mustafa Kemal, Dolmabahçe yemeğinde, İngiliz Kralı’na ve birlikte hareket ettikleri aşikâr olan Fransızlara verdiği cevabı, Ankara’ya döner dönmez mecliste yaptığı nutukla: Türk halkına ve dünyaya açıkladı:
FİLİSTİN'E EL SÜRÜLEMEZ!
“Arapların Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip; bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda; Arap memleketlerini, Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür. Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa bir kaç sene araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi ,kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için: İslamiyet'in mukaddes yerlerini , musevilerin ve hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız!.
Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki; buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla itham edildik. Fakat ,bu ithamlara rağmen ;peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için, hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız;cedlerimizin, Selâhaddin’in idaresi altında, uğrunda hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda ;yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar: Bu gün, Allah’ın inayeti ile kuvvetliyiz.
Avrupa ,bu mukaddes yerlere temellük etmek için, yapacağı ilk adımda ;bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur.’’
Mustafa Kemal Atatürk’ün, mecliste yaptığı bu konuşmayı, önce, Ankara’da Türkçe yayınlanan Hakimiyeti Milliye gazetesi yayınlamış. Hindistan’da yayınlanan Bombay Chronicle gazetesi de bu açıklamayı Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nden almış ve 27.8.1937 tarihli nüshasında ‘Filistin’e el sürülemez, Kemal paşa Avrupa’ya ihtar ediyor’ başlığı altında bir yazı yayınlamıştır.(6)
Ata’nın ölümü sonrası süreç hızlandırılarak 10 yıl sonra amaca ulaşılmıştır(14 Mayıs 1948).Bu süreç dahilinde 1945′ten itibaren imzalatılan ikili antlaşmalar ile Türkiye bağımlı ülke haline getirilirken ,1946′dan itibaren Kemalizm' kazanımlarını geriletmek üzere;Mason Locaları yeniden açılarak ; kripto ermeni ve yahudi unsurlar ile gerek NATO'cu siyaset unsurları ve gerekse Siyasal sözde İslamcı örgütlenmelerle Cumhuriyet içinde sömürgeci işbirlikçisi yeni sınıflar üretilmeye başlanmıştır.
1946′dan itibaren Türk Siyasi Hayatı içinde iki kutupta da örgütlenen güçler; İnönü 'den ve Adnan Menderes’e dek ülkenin NATO ve ABD'ye teslimiyet ile ; borçlandırılarak bağımlılaştırılmasında siyasi ,askeri ve iktisadi unsurlara rol oynatılmıştır.En önemlisi;Türk insanı,bu süreçte;işbirliğindeki ettirgen Millet gerçeğinden ;menfaatçi bir edilgen sosyal gurup anlamında Halk'laştırılmaya başlanmıştır...
Bu halklaştırmada;yönetim dairesi ;siyonist bir yapı oligarşisince işgal edilmiştir.
EN ALTTAN ÜSTE SİYONİST YAPILANMA:
1. Altta LİONSLAR (Mahalle komiteleri vb. Genç Leo (Lioness) kızlar ve genç Leon erkekler)
2. Bunun üstünde Rotaryenler.
3. Bunun üstünde Carbonary ve Masonnry (Farmasonlar)
4. Bunun üzerinde yani alttakilere emir verme yetkisine sahip;BİLDERBERG GROUP (Fethullah bunların içinde. Mason olacak kadar küçülmedi)
5. Siyonizm kuruluşları (Bunlar sadece Yahudilerdir. Diğer alt sınıflar ise “Yerli uşak”lardır. (Goyim:Öküz))Goyim olarak anılanlar örgütlere üye olan yahudi asıllı olmayan işbirlikçi ve Büyük İsrail planı çerçevesinde vaat edilmiş topraklarda Yahudiler için toprak üstünde çalışan halklardır(Kürt Türkleri-Tarikatlar-Şirketler)
Fethullah Gülen Siyonizmin bir alt kuruluşlarından olan Bilderberg’in (üç YÜKSEK üyesinden biridir. ABD’ye ömür.boyu transferi yapılmıştır.(7)
Aslında bu Türkler ile Siyonistler arasındaki ilk örgütlü savaş da değildi!
2. Abdülhamit’in devrilmesinin ardından Aaron Aaronson yönetiminde kurulan NILI (Netzah Yisrael Lo Yeshaker) isimli istihbarat örgütü ile ingilizlere casusluk yapanlar;idam,hapis ,sürgün cezasına muhatap oldular.
Osmanlı’da 1914 dönemine gelindiğinde; ABD desteğinde ,Mısır İskenderiye ‘de çoğunluğu Rus yahudisi olmak üzere; 12.000 yahudi nüfusundan 737 kişilik bir gönüllü birlik oluşturularak; İngilizlerle karma yapılan :Yahudi Katır Birliği ,lojistik amaçlı olarak ;hem Çanakkale , hem de Filistin muharebelerinde(Lejyon)Türkler’e karşı kurşun olarak kullanıldı.
Bu çabalarla, Filistin’den 2. kovuluş anlamında -Anti -Türkçü kampanyada- ;Avrupa ve ABD dahilinde; 'Sadık Millet' olarak yükselmelerine (Haim Weizman-Cordite-Dumansız barutun kaşifi) örneğinde olduğu gibi)ve müttefik silah sanayinin gelişmesinde aktif olarak rol oynamalarına da sebebiyet vermiştir.(8)
Türkiye içerisinde askeri manada ABD ikili anlaşmaları ile TSK ve MİT içerisinde hareket kabiliyeti bulan bu örgütlenme darbeler döneminde kendini açıkça gösteriyordu.ABD karşıtı her lider,hareketin önü hemen kesilebilen bir teşkilatlanma yapılandırılmıştı.
1950′lerden itibaren çok yönlü olarak: Din Afyon’dur düşüncesiyle ; gayri Türk unsurların(Kripto ermeni-yahudi -yezidi arap v.s.) ; Tarikatlar içine yerleşerek, asgari müştereklerin aleyhine işlemeye başlayan din örgütlenmesi,1980 öncesinde Anti-komünist fonlamalarıyla güçlenerek 2 kutuplu dünyada tarafını aşikar ediyordu.
1970 ve 1980 sonrası bir çok Türk Milliyetçisinin idrak edemeyip; afyonla uyutulmuş gibi Süleymancılık,Fettullahçılık gibi; 17 kripto yahudi şeyhin yönetimindeki tarikat akımlarında; proleter-işçi- haline gelmeye başlamasıyla,ABD ,İngiltere ve İsrail; BOP içinde S.T.K. anlamında 5.kola da önemli anlamda kavuşmuş oluyordu.
Bu planın ;MSP karşıtı olarak arapçı sünniciliğe karşı; Türk -İslam sentezci düşünce ile barikatlanılacağının düşünülmesi;zaten Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olan Kripto Yahudi dergahların ve Siyonist müslümanlığın her yere,her partiye daha rahatça erişebilmesine de imkan doğurmuştur.
Satır arasında Devrim Kanunları yıpratılırken;Atatürkçü düşünce, her parti dahilinde ayrı özellikleriyle savunulmaya başlanmıştır.Sonuç Kemalist düşüncenin zaafa uğrayarak,ezbere Atatürkçülük'ün yerleşmesine,Atatürk'ün yenilenme hareketlerinin gerilemesine sebep olmuştur.
Bu ikilik, Kemalizm ve sahte Atatürkçülük anlamında Kavram farklılaşmasına da kaynak olmuştur.
1992′den itibaren ABD rayından çıkan ve Özel Savaş Konsepti dahilinde Milli Kuvvet haline getirilen Özel Kuvvetler’in dahil olduğu Türk Silahlı Kuvvetleri şimşekleri üzerine çekerken;planı aşikar eden ve karşı gelenler suikastlara kurban gidiyor(Eşref Bitlis,Uğur Mumcu,Cem Ersever,,Necip Hablemitoğlu,Ahmet Taner Kışlalı,Behçet Oktay v.s.) ve suçlamalara muhatap yapılıyordu.
28 Şubat, Ordu içindeki Amerikancıların, Milliyetçi Kurmay’ları son kez kandırdığı bir özel savaştı;Hedef halk ile ordu arasında sosyal mesafenin açılmasıydı.
Gerek EDOK, gerekse Batı Çalışma Gurubu’nun amaçta doğru; ancak, yaptırımda süreklilik ve halkla ilişkilerde ve psikolojik harekatta yetersizlik sebebiyle :1000 yıl sürmesi gereken hareketi,içinde yerleşik Özkök-Bir gibi ABD ve İsrail'e hizmet eden unsurlar yardımı ile; 5 yılla sınırlayarak,yeni Gladıo yapılanmasının eşliğinde hedef tahtası haline gelmesine sebep olmuştur.
Asimetrik Psikolojik Harp ,”Bilinmesi Gereken Prensibiyle” sessiz kalması gereken 'Askeri Kurmay Heyeti’nin; dış güçler ve yerli işbirlikçilerce daimi hedefte tutulmasını sağladı.Beşiktaş Terör Örgütü , A.B.D. desteğinde harekete geçirilerek; Büyük İsrail önündeki tek engel olan -halen iddianamesiz ,savunmasız olarak esir alınmaya çalışılan -'Türk Askeri'ni etkisizleştirmeye yönelik olarak karalamalarla ; halkın beyninin yıkanmasında araç olarak kullanılmaya çalışmaktadır.
Bu çalışmalarda, halkın idrak etmesi gereken ana vaka:Kim İsrail Planı'nın yanında ,kim ise karşısında olduğudur!
İşbirlikçilerce atılan her adımın;Büyük İsrail Planına hizmet ettiği; parti ayrımı yapılmaksızın Türk Milleti tabanına anlatılmalıdır!
Büyük İsrail önündeki tek engel Türk Silahlı Kuvvetleri’dir!.
Çünkü ,Türk Silahlı Kuvvetleri aynı zamanda milletin maddi olduğu kadar;varlıksal mental kuvveti olan tek teşkilattır!
Bu bakımdan, dış güçlerin siyasi,iktisadi ve askeri örgütlenmelerinin önündeki bu engelin kaldırılması,mümkünse devşirilmesi(Sınır Muhafaza Müdürlüğü’ne dair kanun ile kaldırılması planlanan Sahil Güvenlik Komutanlığı,İçişleri Bakanlığı’na devri düşünülen Jandarma Genel Komutanlığı gibi) ve sınırlardan çekilecek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yerini mümkünse Uluslararası 'Paravan Güç’e doldurtularak,Büyük İsrail Planı’na kalındığı yerden devam edilecektir.
Sömürgecilerin işgal için hedefi:2. MONDROS'tur...
Bugün, TSK esir edilip,pkk müzakarelerinin Anayasa ve TBMM'ye karşın suç olarak sürdürülmesine karşın,günümüz Yunan Kuvvetlerini temsil eden pkk eşkiyasının da amacı budur!
Sözde Barış isteyen;kendini devlete eş tutan eşkiya; bir taraftan taraftar toplayarak eşkiya yetiştirirken,diğer taraftan Güneydoğu'nun TSK'dan arındırılmasını;Özel Harp-Polis Özel Harekat ve Koruculuk sisteminin kaldırılmasını isterken,diğer yandan silahlanarak otorite sahibi olmaya çalışması;The Süreç dahilinde BOP'un Türkiye taktiğidir.
Türk genci, Bursa Nutku’nu ,Atatürk’ün Son T.S.K. konuşmasını hatırından çıkarmamalıdır!
Milli Güçlerin yalan iddialar ile tutuklanmasının ardındaki esas gerçek:Millenyum Challenge -1992′de Nevada Çölü’nde Yüzyılın Meydan Okuması rumuzuyla ;Türkiye üzerinde işgal planları yapan ABD ve bağlaşıklarına karşı ;karşıt tez ve savunma hattı kurma görev ve cüretini gösteren Milli Güçler’den: Yerli taşeronların intikam almak amacıdır!
1897′den itibaren harekete geçirilmiş bir plan olan Büyük Orta Doğu Projesi’nin tüm yerleşik işbirlikçilerine karşın,bu hareketi durduracak tek güç; Türk Millet’in kendine güvenen kararlılığı olacaktır.!
Serdar Ateş
23.02.2011 Arşiv Makale
https://www.facebook.com/yazarserdarates
https://twitter.com/ates_serdar
DİPÇE:
* The Süreç kavramsal isimlendirmesi değerli yazarımız Zahide Uçar'a aittir.
1-Filistin’in Gölgesinde Abdulhamit ve Theodor Herzl-Selim Okuyan-Selis Kitaplar
2-http://tr.wikipedia.org/wiki/Theodor_Herzl
3-Bilinen Tarihin Bilinmeyen yanları-Texe Marrs-Timaş Yayınları
4-Agoni: Atatürk’ün Ölümündeki Sır Perdesi Yazılamayan Tarih
5-13. Kabile -Arthur Koestler-Plato Film Yayınları
6- Sinan Meydan:Atatürk’ün Filistin’e El sürülemez Demeci http://www.turkishnews.com/tr/content/2 ... ez-demeci/ (Facebook Atatürkçü sayfalarından bu demeç özenle AKEPE yönetimince silinmektedir!)
7- http://www.toplumsalbilinc.org/forum/in ... pic=3729.0
8-İki Bin Sene Sonra Kurulan İlk Yahudi Bölüğü İlk Kurşunu Bize Sıkmıştı-YETKİN İŞÇEN _HaberTürk Tarih Dergisi-13.06.2010