Biliyorsunuz, mısır püsküllü İngiliz ajanı’den tutun da, tarihçi geçinen yavşaklara armağan derin onun bunun çocuklarına kadar birçok görevli eleman, hemen her fırsatta Atatürk’e saldırmaktadırlar. Bu saldırgan salyalı yaratıkların dillerinden düşürmedikleri eleştiri konularından birisi de Lozan Anlaşması’dır.
“Yok efendim, koskoca imparatorluğu küçücük bir arazi parçasına sıkıştırmışlar”, “yok efendim Musul’u, Kerkük’ü, on iki adaları, Batı Trakya’yı, vs.yi vermişler”, “yok efendim Atatürk zaten İngilizlerin ajanı imiş”, vs.vs.vs….
Alçaklar sürüsü…
Lozan’ın bu ülke ve halkımız için ne kadar önemli olduğunu anlamak için başvuracağımız en önemli ölçü SEVR ANLAŞMASI ile bu millete dayatılanların neler olduğunu ve LOZAN ANLAŞMASI ile bu dayatmaların nasıl yerle bir olduğunu görmek ve bilmek gerekmektedir..
Bakalım:
Sevr’de Trakya sınırımız Çatalca’dan biraz ilerideki Kalikratya-Podima hattı idi. Lozan’da Karaağaç da bizde olmak üzere, Meriç hattı. Yani 1.Dünya savaşı başındaki Osmanlı sınırından daha geniş. .
Sevr’de Kuşadası, Ödemiş, Salihli, Akhisar ve Kemer iskelesi sınır olmak üzere İzmir Yunanlılarındır. Lozan’da kimindir.
Sevr’de; Adalar Denizi’nde, İzmir bölgesinin sınırlarından başlayarak, Manyas Gölü’nün güneyinden ve Bursa ile İznik’in biraz kuzeyinden, Sapanca Gölü’nün batı ucundan geçen bir hatla ayrılmış ve bu bölgede Türklerin asker bulundurmaları yasaklanmıştır. Sadece Jandarma inzibat görevi yapacak, bunu da işgalcilerin emri altında gerçekleştirebilecektir.
Sevr’de Giresun’un kuzeyinden başlayarak Erzincan’ın batı ve güneyinden, Bitlis’in ve Van Gölü’nün güneyinden geçen hattın ötesinin tamamı Ermenistan’a bırakılmıştır. Lozan’da kimlerindir buralar?
Sevr’de, Fırat’ın doğusunda ve Ermenistan ile Van ve Suriye arasında bir Kürdistan kurulması vardır. Lozan’da?...(Bazı geri zekâlılar, emperyalist Sevr dayatmasına dayanarak Kürtlerin devlet kurma hakkı olduğunu savunuyorlar. Yani haklılar. Emperyalizmin yanında saf tutanların görüşleri de böyle olur.)
Sevr’de, Osmanlı Devleti’nin yol ve demiryolu yapması yasaklandığı gibi, işgalciler istedikleri yerlerde, istedikleri yolu, demiryolu hattını, köprüleri ortadan kaldırabileceklerdi. Lozan’da durum tersine döndü.
Sevr’de, işgalciler ülkeyi istedikleri şekilde kendi nüfuz alanlarına ayırmışlardı. Buna göre Fransızların nüfuz bölgesi Adana’dan başlayıp, Kayseri, Sivas ve Muş’a kadar gidiyordu. İtalyanlarınki İzmit yarımadasından başlayarak Afyona, oradan Erciyes hattına kadar bütün Antalya ve civarı idi…İstanbul’a gelince bütün hepsinin nüfuzu altında olacaktı… Lozan’da gidin “nüfuzunuzu kendi ülkenizde kullanın” diyerek memleketlerine dönmelerini sağladık.
Ya kapitülasyonlar? Anamızı ağlatan, inim inim inleten, ekonomimizi çökerten, bizi kendi ülkemizde köle yapan kapitülasyonlar? Sevr’de daha da arttırılmış,daha da kuvvetlendirilmişti… Lozan’da ellerine verip gönderdik…
Sevr’de Türk ordusu tamamen ortadan kaldırılıyor, sadece padişahı korumak için 700 asker, ülke genelinde işgalcilerin emri altında asayişi sağlamak için 35.000 jandarma ve sadece ve sadece 15.000 asker bırakılıyordu…Böylece milyonlarca askeri bulunan devletin silahlı gücü neredeyse sıfıra indiriliyordu…Deniz kuvvetleri ise ancak ve ancak 6 torpidoya sahip olabilecek, geri kalan ne varsa işgalcilere teslim edilecekti…
Daha sayayım mı?
Sevr tam bir kölelik, tam bir yok ediliş anlaşmasıydı…
19.Mayıs.1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal ve arkadaşları, başlattıkları MİLLİ KURTULUŞ SAVAŞI’nı, Lozan gibi bir anlaşma bitirememiş olsalardı, belki de bugün hiçbirimiz hayatta olmayacak, ya da ceplerimizdeki nüfus cüzdanlarımızda “İngiliz”, “Fransız”, “İtalyan”, “Yunan”, vs. vatandaşı olduğumuz yazacaktı…
Bugün Lozan’ı yerden yere vuran onun bunun çocuklarının asıl rahatsızlıklarının bu olduğunu da bilmemiz gerekir…
24.TEMMUZ.2022 - MEHMET BEŞERİ