Şeyh Said Ve Düşen Maskeler

Şeyh Said Ve Düşen Maskeler

İletigönderen Ram » Pzr Tem 04, 2010 9:42

Şeyh Said Ve Düşen Maskeler

Diyarbakır’da bir takım derneklerin düzenlemesiyle ve kişilerin katılımıyla yapılan Şeyh Said’i anma toplantısında, Cumhuriyet’i yıkmaya kalkışan, devlete karşı isyan eden bu kişi için övgüler düzüldü ve Cumhuriyet rejimi eleştirildi. Gerçi uzunca bir süredir aynı çizgide yayınlar yapılmaktaydı, fakat kamuoyuna yansıdığı kadarıyla bu toplantı bir ilkti.

Bu olayın siyasal yönü, rejim düşmanlığı ortadadır. Yetkililerin neden böyle bir toplantının yapılmasını engellemedikleri, üzerinde durulması gereken ve suç oluşturan ayrı bir konudur. Ben önce yürürlükte olan yasalar açısından bir noktaya dikkati çekmek istiyorum. 5253 sayılı ve 4.11.2004 tarihli Dernekler Yasası’nın 30/b bendi şöyledir:

  • Dernekler, Anayasa ve kanunlarla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek amacıyla kurulamaz.


Aynı yasanın 32/p bendinde ise denilmektedir ki:

  • 30’uncu maddenin (b) bendinde belirtilen kurulması yasak dernekleri kuranlar ile bu bende aykırı harekette bulunan dernek yöneticileri fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve.... ağır para cezası ile cezalandırılır ve derneğin feshine karar verilir.


Şimdi bir de Türk Ceza Kanunu’nun “Suçu ve suçluyu övme” başlığını taşıyan 215. maddesi hükmünü okuyalım:

  • “İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”


Şeyh Said ve suç ortakları yargılanmışlar, hüküm giymişler ve cezaları infaz edilmiştir. Çok açıktır ki, bu toplantıyı düzenleyen dernekler, övücü konuşmalar yapan kişiler suç işlemiş bulunmaktadırlar. O nedenle de, Cumhuriyet Savcıları’nın gereğini yapmaları gerekmektedir.

Öte yandan, toplantının hazırlık aşamasında bu suçun işleneceği açıkça belirtilmiştir. Kaldı ki, böyle bir beyan olmasa bile, Cumhuriyet tarihinin en kanlı ve kapsamlı isyanına girişen, bu nedenle de mahkum olan Şeyh Said ve arkadaşları için anma ve övgü toplantısı düzenlemenin suç işlenmesi olacağı besbelli iken bunun neden engellenmediği, yetkililer açısından cezaî sorumluluk getiren bir davranıştır.

Her iki konuda da acaba ne yapılmaktadır?

Olayın bir başka boyutu da vardır. Söz konusu toplantı, aynı zamanda bir “ikrar” dır. Çünkü, bilinen ve kanıtlanan bir gerçektir ki, isyanın arkasında İngiltere bulunuyordu. Amaç, o sırada sınırlarımız dışında kalmış olan ama Misak-ı Millî’de belirtilen yerlerin vatan topraklarına katılması için yapılmakta olan girişimleri, devleti bu isyanla uğraştırarak ve genç Cumhuriyet’i güçsüz bırakarak engellemekti. İsyan, bu açıdan başarılı olmuş ve İngiltere amacını elde etmiştir. Şimdi, bu isyana övgüler düzenler, açıktan açığa bu komployu da övmüş olmaktadırlar.

Dahası, isyan hilafetin kaldırılması bahane edilerek “din elden gidiyor” diye 1925 Şubat’ında fiilen başlatılmıştır. Hilafet’in dinsel bir zorunluluk olmadığı, siyasal bir kurum olduğu TBMM’nde bu konuda yapılan tartışmalar sırasında ortaya konduğu ve İslam siyasal düşüncesinde de bu konuda genel bir görüş olduğu gibi, bu tarihte 1924 Anayasası devletin dininin İslam olduğunu belirtiyordu ve laiklik henüz gündeme bile gelmemişti. Bu nedenle, isyanın öne sürülen “din elden gidiyor” gerekçesi, saçma olmak düzeyinde bile bir anlam taşımıyordu. Olay, belirtildiği gibi, İngiltere’nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti düşmanlarını, onların mürteciliklerini sömürerek kendi emellerine âlet etmesiydi. Tıpkı bugün PKK’nın dış güçlerce kullanılması gibi... Bu nedenle de bu anma toplantısında PKK sözcülerinin ve yandaşlarının yer almasını çok doğal karşılamak gerekiyor!

Ama eğer bu olay yöneticiler ve yetkililerce geçiştirilecek, yasal gereği yapılmayacak olursa, işte onu hiç de doğal karşılamamak gerekir.
4 Temmuz 2010 - Çetin YETKİN
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Şeyh Said Ve Düşen Maskeler

İletigönderen antalyalim » Pzr Tem 04, 2010 10:29

Kurtulus Savasi döneminde, Ingilizlerin kendi kolonilerinde yasayan müslümanlari "türkler dinsizlesti" diyerek toplayip getirdigi Canakkale boylari bu tarz kiskirtmalara en büyük örnektir. Canakkaleye gelen hindistan müslümanlarini hatirlayin...

Türkiye'de "din elden gidiyor" diye kiskirtilan halk, zamaninda cok insan katletti, kardes veya komsu kani akitilan Maras-Corum-Sivas olaylarini hatirlayin...

Bu katillerin "din" teriminin anlami olarak kafalarina kazinmis olan betimleme nedir diye cok merak ediyordum ki; tam o zaman da AKP siyaset sahnesine atildi...

Onlarin anladigi din; kendi arzularini gerceklestirebilmek icin taraf toplama egiliminden dogan "birlik catisidir" ...

Oysa; önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, herkesin kendi ibadetini gerceklestirme özgürlügü oldugunu defalarca söylemistir, herhangi bir dini topluluga ayricalik göstermemistir. Tanrinin adini kullanip insanlari bu "birlik catisi" altinda kendi cikarlarini gerceklestirmek gayesiyle toplayan sömürücülere herzaman karsi durmustur. Bu nedenle Tekke ve zaviyeler kanunlari cikmistir, bu nedenle Diyanet vakiflari kurulmustur ve bu nedenle Anayasamizda "Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir" ibaresi bulunmaktadir...
Ancak geldigimiz bu günlerde; AKP destekli terör hortlamistir ve terörün insanlari bir cati altinda topladigi görülmektedir. "din kardesiyiz".

Hangi iktidar döneminde; teröristler dagdan inerken "pisman degiliz" demesine ragmen ceza almamis ve 3 gün 3 gece bayram ilan edilmistir. Hangi iktidar kendi kahramanlarini kafeslere atmis ve davanin savcisi oldugunu haykirmistir. Hangi iktidar döneminde "isgalci TC kürdistandan defol" diye pankartlar asilmistir. Hangi iktidar ingiliz usagi seyh Said'i anmaya izin vermistir. Hangi Basbakan "said-i Kürdi feyz alinacak bir insandir" demistir......
Saydikca sinirlerim bozuluyor zaten saymakla da bitiremem.

Nerede bu ülkenin Cumhuriyet savcilari veya hukukculari?

"bagimsiz yargiya" neden sahip cikilmiyor?

Bu sorularin tek cevabi var bana göre; Iktidar degisecek, Kafeslere tikilmis kahramanlarimiz özgürlüklerine kavusacak, Padisah asilacak, Damat Ferit asilacak, Seyh Aponun sesi kesilecek ve Kahramanlarimiz göreve kaldiklari yerden devam edecekler. O görev vatan savunmasidir, meydanlardan gazetelerden, kitaplardan yapilan vatan savunmasidir.Onlar kadar etkili olamasak da; bizlerde Üniversitelerimizde, okullarimizda, otobüste, simitcide, sokaklarda, sivil toplum örgütlerine verdigimiz destekle vatan savunmasina devam ediyoruz....

Mücadeleye devam
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" :turkiye:
Kullanıcı küçük betizi
antalyalim
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 522
Kayıt: Sal Ara 16, 2008 21:39
Konum: Evden

Re: Şeyh Said Ve Düşen Maskeler

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Tem 04, 2010 10:42

Alpaslan IŞIKLI'dan İngiliz emperyalizminin adamı Şeyh Said'i "ananlara" tarih dersi!

"Neyi anıyorsunuz, İngiliz emperyalizminin yenilgisini anıyorsunuz!"


Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56


Şu dizine dön: Çetin YETKİN

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x