Girin Google'a Kur'an kursları taciz yazıp bakın lütfen...
Kaçak ya da Diyanet'e bağlı Kur'ân kurslarıyla ilgili çıkan haberleri mideniz kaldırırsa okuyun.
Benim kaldırmadı.
Bunlar basına yansıyanlar...
Bir de yansımayanları düşünün!...
*
İşte bunlar haberlere yansırken kurslarda bir tuğlası olana cennette bir ev verileceğini söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Türkiye'de 2 bine yakın yatılı Kur'ân kursu olduğunu belirterek, "Kur'ân kurslarımızın bulunduğu yerlere biz ne diyoruz biliyor musunuz? Şeytandan korunmuş bölgeler" dedi.
Adam haklı... Çocukların taciz edildiği, dövüldüğü, korkutulduğu yerlerde şeytanın olmasına ne gerek var? Zira şeytanın gözü arkasında kalmıyordur bunları yapanlar sayesinde değil mi!
*
Öyle garip bir ülke olduk ki, yanlışa yanlış doğruya doğru demeyi bıraktık.
Yukarıda anlatılan olaylar önceleri toplumun hemen her kesiminde infiale yol açardı.
İlk hâdiseden sonra bir daha yaşanmasın diye çaba sarf edilirdi.
Şimdi ise…
Görmezden, duymazdan geliniyor.
En çok alnı secdeye değenlerin ses çıkarması gerekirken susuyorlar.
"Aman ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey" felsefesiyle başlarını kuma gömüyorlar.
Daha vahimi önemsizleştirmeye çalışıyorlar, yeni istismarlara kapı aralıyorlar.
Karaman'da 2012-2015 yılları arasında, 9-10 yaşlarında çok sayıda çocuğa tecavüz edildiği polis raporuyla belgelenmişti.
Dönemin Aileden Sorumlu Bakanı çıktı, "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz." dedi hiç umursamadan...
*
Peki ya bu olaylar olurken millet dinini doğru düzgün öğrensin, sahte hocalara kanmasın diye bizzat Atatürk tarafından kurulan Diyanet ne yaptı?
Uzun zamandır israf, gösteriş, kibir, yolsuzluk, rüşvet gibi ayetlerle haram kılındığı kesin olan konulara değinmeyen Diyanet "Haram parayla alınmış halı ya da yapımında haram kazanç olan camide namaz kılmanın mahzuru olmadığını", "Haram parayla hac olur mu?" sorusuna ise "Pek uygun değildir, ama hac geçerli olur" fetvaları veriyordu.
Şimdi de "Sigara haramdır" diyor.
Hadi diyelim ki kurslarda olan olaylar için açıklama yapmıyor da, bunlar yaşanmasın diye neden tedbir almıyor?
*
Herhâlde tedbir olarak dua etmek yeterli diye düşünüyorlar. Şunu belirteyim; Erbaş'ın dediği gibi "Allah'ın ismi zikredildiğinde şeytan oradan kaçar"
Amenna...
Allah'ın ismi şeytanı kaçırır...
Peki ya taciz ve dayağın olduğu yerlerdeki şeytanlaşmış insanlara ne yapacağız?
Onları çocuklardan uzak tutacak bir dua var mı acaba?
Varsa sürekli dua edelim...
Ha, bunlar için dua kâr etmiyorsa o zaman bunlara fırsat vermeyelim.
*
Şüphesiz tüm Kur'ân kursları böyle değil. Sözüm taciz ve istismarların yaşandığı kurslara ve bunları sıkı bir denetime tabi tutmayan Diyanet İşleri Başkanlığı'na...
Ve merak ediyorum; Ülkemizde 100 bin cami varken, bu camilerde her sene 2-3 dönem Kur'ân kursu açılıyorken, 2 bine yakın yatılı Kur'ân kursuna neden ihtiyaç var?
Ben de küçükken yaz aylarında Kur'ân kursuna giderdim. Ama mahallemizde bulunan camide açılan yerlerdi bunlar.
*
Özetle 2020 yılı bütçesi 11,5 milyar lira olan Diyanet'in kaçak kurslara izin vermeyerek, bütün Kur'ân kurslarını açık gizli denetlemelidir. Zira en ufak bir ihmalde veballeri vardır. Bu arada vatandaşın da bu konuda bilinçlenmesi şart.
Kur'ân kurslarında bir tuğla edinip, cennette bir ev verilecek diye beklerken, cehenneme bilmeden odun taşımamak gerek...
Levent Bulut