ŞİKELİ FİNALİN İLK AYAĞI OYNANDI, SONUÇ:6-4, AMA…
Dr. Noyan UMRUK
• “Eyice” bi okunması dileği ile…”
Maç, her daim favori olduğunu sanan takımın sahasında oynandı...
Takımın megaloman kaptanı maçtan aylarca önce hakemleri, spor yazarlarını, karşı takımın taraftarlarını hatta kendi oyuncularını ve taraftarlarını "ya bendensiniz ya da topunuzu sin kaf, pardon bertaraf ederim” yaygarasıyla öylesine bir korkuttu ki; korkudan gözleri faltaşı gibi açılmış cemaat-ı müsliminin "Bravo Kapitano" diye yırtınıp kaptanın kıllarıyla övünmekten başka çaresi kalmamıştı...
Maç ev sahibi takımın yoğun baskısı altında başladı...
Hakemler ev sahibi takımın yaptığı kırmızı kartlık faullere dahi hoşgörü içindeydiler...
Spor yazarları ve maç spikerleri ev sahibi takım lehinde tüm hünerlerini gösteriyorlardı...
İmamlar bile sürülmemek için saha kenarından kaptana marifetlerini göstermek için yarışıyorlardı...
Saha ve ortam tamamen ev sahibi takımın lehine idi...
Ancak muhtelit(Karma) olarak bir araya gelmiş takımın eğitim seviyesi yüksek, taktisyen gibi hareket eden ilginç bir taraftar kitlesi vardı...
Maç ev sahibi takımın ve taraftarının yoğun baskısı, korkunç yaygarası altında devam ederken Muhtelit Takım sağ kanadıyla ev sahibi takımın defansını dağıtıyor. Yerinden fazla kıpırdamayı sevmeyen kazık gibi orta saha ise zayıf olan diğer kanadın zafiyetini taraftarının da tezahürat ve çabası ile çaktırmadan gideriyordu... Uzatmayalım, maç hakemlerin ev sahibini kollama çabalarına rağmen yerli ve yabancı gözlemcilerin nezaretinde Muhtelit Takımın 6-4 galibiyeti kazasız belasız bitti... Taraftar üzerine düşeni yaptı…
Şimdi üç vakte kadar ikinci ayağı oynanacak finalin...
Ancak finalin ikinci ayağının tarafsız bir sahada oynanabilmesi bile Muhtelit Takım yöneticilerinin özel çaba ve gayretlerine bağlı... Dileriz bu gayretlerinde kusur etmezler... Yoksa işleri bitiktir...
Kıssadan hisseler:
Şimdi beğenelim beğenmeyelim; finalin ikinci ayağında %60’ın beklentisi, stratejinin “öncelik ve siklet merkezi” ilkelerinin hayata geçirilmesidir. Öncelik sürekli şike yapan rakip takımın puan cetvelinde layık olduğu yere çekilmesi, takım kaptanının ise kırmızı kartla tasını tarağını toplayıp 864 ya da 1071 her neyse rakımlı tepedeki asıl evine gönderilmesi, "Kozların paylaşılması" işinin gelecek baharlara bırakılması zorunluluğu...
Dolayısı ile;
Muhtelit takım yöneticileri, sürekli şike yapan rakiple işbirliği yapmanın taraftarlarınca ömür boyu boykot cezasına çarptırılacağının herhalde farkındadırlar…
Görünen odur ki taraftarların beklentisi; denemeye alınan oyuncunun bu şansını yeni hayal kırıklıklarına yol açmadan kullanması, inatçı sağ kanat oyuncusunun kendini daha da geliştirmek için inadı bırakması, finalin ikinci ayağı için kendi ifadeleri ile "mevzu bahis vatan ise gerisi teferruattır." düsturu ile aşağıdaki hususları içeren bir eksende ilerlemeleridir.
* Muhtelit Takımın teknik adamlarınca, finalin ikinci ayağı için orta saha oyuncularından kurulacak takıma takviye ya da tribün desteği sağlanması konusunda eğilim birliği,
*Böylece oluşturulacak yeni kadro ile hakemlerin tarafsızlığı, spor yazarlarının objektifliğinin sağlanması,
*Futbolu hep bana rabbena haline getiren başta baraj olmak üzere oyunun tüm kurum ve kuralları ile demokratik dünya ve evrensel hukuka uygun “2015 standartlarına uygun fabrika ayarlarına” dönmesinin sağlanması...
*Ayrıca bu süreçte saha dışında kalan kaliteli oyuncuların ve Haziranda titreyip kendine dönerek sokağa çıkan genç oyuncuların yaratıcı desteğinden hem kadrolar hem de tribünler açısından yararlanılması...
*Çevre, büyük kentler, özellikle İstanbul’un yamyamların elinden kurtarılması...
* Bir Latin atasözünün dediği gibi tabii yemeğin "en sonundaki tatlı” olarak “Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar" sac ayağının sahanın orta yerine oturtulması...
Böylece Türk Futbolu’nun dünya arenasındaki itibar kaybının en azından durdurulması...
Sonuç:
Bu kadar metafor yeter…
*Cumhuriyet tarihimizde emsali görülmemiş yolsuzluk ve hukuksuzluk kumpanyası olan,
*Saçı bitmemiş yetimin hakkını aklımızla alay ederek, gözlerimizin içine baka baka arsızca yiyen,
*Torba yasalarla ülkede iyi kötü mevcut hukuk ve yargı sistemini paramparça eden,
*İzlediği dış politika ile de bu güzelim ülkeyi dünya âleme rezil-i rüsva edenlere karşı alınan helalinden % 60 oya rağmen bir öncelik stratejisi oluşturamayanların, ülkeyi bu hale getirenlere koalisyonla koltuk değneği olacakların vay haline... Üstlerine bir bidon benzin döküp, Gezi Parkında kendilerini yaksınlar daha iyi…
*Üstelik kaçak saray mukimi şikeci takım kaptanı, kendisinin ilkönce milletvekili, sonra başbakan olmasında önemli rol oynayan Baykal görüşmesi ile teamülleri ve maç sonucunu tamamen hiçe sayarak hala sahayı terk etmeden kendini korumaya çabalarken,
* Üstelik iç ve dış egemen çevrelerin istemi doğrultusunda, 2002’lerde "Yeni Parti" karambolü ile siyasi ortamı altüst ederek AKP’nin iktidarına koltuk değneği olan iyi saatte olsunlar'ın efendisi dervişan Kemal AKP-CHP koalisyonu nameleri ile ortalıkta dönmeye başlamışken…
Dileriz, %60'ın hayra alamet görmeyeceği böyle bir koalisyonun kilit taşlarının döşenmesinin cazibesine kapılınmış olmasın…
AYDINLIK G; 14.06.2015
*www.uludagsozluk.com/k/akp-nin-60-yolsuzluk-dosyası
*17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması - Vikipedi
tr.wikipedia.org/…/17_Aralık_yolsuzluk_ve_rüşvet_soruşturma…
*Türkiye′de ′anayasa ihlali′ tartışmaları - Deutsche Welle
http://www.dw.de/türkiyede-anayasa-ihlali-tartışmaları/a-17874510
*Soma Faciası Işığında Türkiye'de İş Kazaları ve Alınacak ...
http://www.sde.org.tr/…/soma-faciasi...turkiyede-is-kazalari.…/4056
Türk Dış Politikası “Quo Vadis”? : Dış Politikada Bir “Reset ...
http://www.21yyte.org/...politika.../tu ... litikada...
*Paylaş