Silah ve Adalet... / Uğur MUMCU

Gazeteci-Yazar / Devrim Şehidi

Silah ve Adalet... / Uğur MUMCU

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Eki 28, 2012 20:04

Silah ve Adalet...

Bir toplumu ayakta tutan temel dayanaklardan biri, adalet duygusudur. Bu duygu bir kez yara aldı mı, demokrasinin temelleri de sarsılmış demektir. Adalet, bağımsız mahkemeler eliyle dağıtılırsa, adalet duygusu güçlenir. Çağdaş demokrasilerde adaleti dağıtacak, suçluyu suçsuzu ayırt edecek tek yetkili organ mahkemelerdir.

Toplumlar zaman zaman öfke seline kapılırlar. Soruşturmanın yerini işkence, mahkemelerin yerini güdümlü kurullar, yargıcın yerini de silah alır. Siyasal iktidardan kaynaklanan öfke seli, sağduyuyu yok ederek, vicdanları ipotek altına almaya çalışır. Adalet duygusu kaybolur, yerini güdümlü hukuk, peşin yargı ve siyasal kine bırakır. Böyle dönemlerden geçiyoruz...

Devletin görevi adam öldürmek değildir. Devlet, sanıklar kim olursa olsun, suçlan hangi türden bulunursa bulunsun, haklarında suç belirtileri bulunan kimseleri, sağ olarak mahkemeler önüne çıkarmakla yükümlüdür, içinde yaşadığımız hafta, Malatya ve Mardin'de arka arkaya sekiz kişi vurularak öldürülmüştür. Geçen haftalarda, basının da çağrılı bulunduğu bir baskın sonucunda, bir işçi yurttaşımız herkesin gözü önünde kurşunlanmıştır.

Resmi kaynaklı suçlamalara göre öldürülen yurttaşlarımız, silahlı eylem yoluyla anayasal düzeni değiştirmek amacıyla örgütlenmişler. Bu arada bir polis bir de bekçi yurttaşımızı öldürmüşlerdir. Hemen belirtelim: Biz, içinde yaşadığımız koşullarda devrimci düşüncelerin silah yoluyla ve gerilla yöntemleriyle başarıya ulaşacağına inanmıyoruz. Silah, önce bu silaha sarılanları yok etmekte, sonra da emekçi sınıfların söz ve örgütlenme özgürlüklerine zarar vermektedir. Bu gibi silahlı eylemler, emekçi halk üzerinde "diktatorya" kurmak isteyenlere de olanak sağlamaktadır.

Sokak ortasında adam vurma yöntemi, 12 Mart dönemi ile devlet yaşamına girmiş ve bir çeşit "meşruiyet" ve "resmilik" kazanmıştır. Nurhak Dağlarında adam vuruldu, ses çıkmadı. Kızıldere'de Mahir Cayan ve arkadaşları havan topuyla öldürüldü, ses çıkmadı. Simdi Malatya ve Mardin'de, "insan avı" en acımasız biçimde gerçekleştirilmiştir. Yarın bir üniversiteli gencin sokak ortasında vurulduğunu duyarsak, artık şaşırmayacağız. Bir yeni adalet anlayışı, devlet katında geçerlilik kazanmıştır çünkü...

Demokratik ülkelerde mahkemeler "tabii hâkim" kuralı gereğince görev yapar. Tabii hâkim kuralı, yargıçların suçtan önce belirlenmiş olmalarını gerektirir. Suç işleyen kimse, hangi mahkemede yargılanacağını bilir. Ceza mahkemeleri, sulh, asliye ve ağır ceza mahkemeleri olarak görev yapar.

Siyasal iktidarlar, bu olağan mahkemelere güvenmemekte, bunların yerine sıkıyönetim mahkemelerini çalıştırmak istemektedir. Sıkıyönetim yargıçları suçtan sonra atanmaktadırlar. Acı örneklerini 12 Mart döneminde gördüğümüz gibi, vicdanları doğrultusunda karar veren birçok askeri yargıç, hemen görevlerinden alınmaktadır.

Ağır ceza mahkemeleri var... Bırak onları, başka mahkemeleri kur, beğenmediğin yargıçları görevlerinden al, yerine istediğiniz kararları verenleri getir...

Beğenmediğin kararları veren mahkemeleri toptan kaldır... Danıştay var... Bırak Danıştayı, başka mahkemeler kur. Ağır ceza yargıçlarını çiğne geç... Devlet Güvenlik Mahkemeleri için yasa taslakları hazırla...

Cephenin hukuku da budur işte... Yargıcına güvenmez, savcısına güvenmez, görev yapan subayını aşırı solcu ilan eder, böylesine bir anlayışın eline esir düşmüştür hukuk devleti...

Bundan da acısı, mahkemelerin yerini, silahla, bombayla doldurmak isteyen anlayıştır. Kim ne suç işlerse işlesin, devletin görevi, suç kanıtlarını sanıklarla birlikte mahkemelere teslim etmektir. Malatya ve Mardin'de öldürülenler suç işlemişlerse, bunların cezalarını ancak mahkemeler verir.

Mahkemelerin yerine "harp divanları" gibi infazlara girişmek, hangi uygar ülkede eşine rastlanır bir güvenlik hizmetidir?.. Bağ evlerinde, mağaralarda sıkıştırılan insanlar, havan topuyla, bombayla, makineli tüfekle öldürülürse, mahkemelerin gerekliliğine nasıl inandıracaksınız toplumu?

Yargıçları yok sayan siyasal iktidar, bundan sonra silah yoluyla mı adalet dağıtacaktır yoksa?..

Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 30 Ocak 1976
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Uğur MUMCU

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x