SİNİR GAZI
‘Sinir gazı’ kullanımı Obama’nn ‘kırmızı çizgi’si imiș.
Yarın, Rusya’nın Saint-Petersbourg kentinde ‘kırmızı çizgi’sinin așıldığını ‘dūnya liderleri’ne anlatacak.
‘Dūnya lideri’nin yirmidördū Avrupa Birliği șapkası altında temsil ediliyorlar.
Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya ise Avrupa Birliği’nden ayrı olarak doğrudan katılıyorlar.
G20’de temsil edilen ‘dūnya lideri’ sayısı ediyor kırk kūsur.
Ne var ki dūnya dört kișinin ‘ağzının içine’ bakıyor.
ABD lideri, Rusya lideri, Çin lideri ve AB ‘lideri’(?).
AB’nin bir ‘lideri’nin olup olmadığı ise Almanya, Fransa ve İngiltere’nin oynadığı ‘liderliğe’ bağlı olarak değișebiliyor.
Yarınki G20’nin konusu, Suriye’de ‘sinir gazı’ kullanılıp kullanılmadığı konusu olduğu kadar 2008 Bunalım’nına bir ‘çözūm’ bulunup bulunamayacağııdır da..
Suriye’nin 2008 Bunalımı’na bir çözūm olup olamayacağı da denilebilir (!)
Gūçler arasında bir ‘bilek gūreși’.
Ya da ‘el ense çekme’.
Dūnya’nın dört lideri kırkdört suanyör yardımcılığında, dūnyanın gözū önūnde birbirlerini sınayacaklar demektir.
Tūrkiye de Saint-Petersbourg’da temsil edilecek.
Ne yazık ki Tūrkiye’nin bir ‘lideri’ yok.
Tūrkiye’nin, İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya ile ‘liderler’ dūzeyinde oturup-kalkmıșlığı olmamıș mı idi?
Sözūne ‘değer’ verildiği gūnler..
Tūrkiye’nin kendi ağırlığından on katı fazla ağırlıkta görūldūğū zamanlar..
Arkasında en az on ūlkenin desteğinin bulunduğu dönemler..
Olmuștu.
Bugūn Tūrkiye’yi ‘temsil’ ettiğini ileri sūren ‘lider’e bakınız.
Daha yola çıkmadan ‘muhalefet lideri’ne çatıyor.
Bırakın Tūrkiye’nin ardını, içini bile bölerek gidiyor.
Tūrkiye’nin ‘būtūn’ūnū temsil etmediğini Tūrkiye’den ayrılmadan dūnya aleme ilan ediyor.
Her sözū batıyor.
Her davranıșı itici.
Sinirleri gerici.
Kendisi patlayacak bir ‘bomba’ gibi.
‘Sinir gazı’ bombası sanki.
Her ağzını açıșında Tūrkiye halkına ‘sinir gazı’ sıkılmıș gibi oluyor.
Ȫyle bir ‘bomba’ ki, etkisi Tūrkiye’nin sınırlarını da așmıș bulunuyor.
Suriyeliye de batıyor, Irak’lıya da..
İranlıya da batıyor, Mısırlıya da..
Tūrkiye’nin sağlıklı dūșūnebilmesi bu ‘sinir gazı’ndan arınmasına bağlıdır.
Kendi içinde ‘būtūnlūğū’nū sağlaması, ekonomik ve toplumsal bunalımdan çıkabilmesi, komșularıyla dostluk ilișkilerini ‘yeniden’-kurabilmesinin gerekli koșulu budur.
Ve bu ‘sinir gazı’ndan kurtulmak, bir bașına ‘yeterli koșuldur’ da..
Sonrasında Tūrk halkı ne eylerse ‘doğru’ eyleyecektir.
Habip Hamza Erdem